mahzungarip
Yönetici
KUL HAKKI
MUHTEREM MÜ’MİNLER!
Yeryüzündeki varlıkların en mükemmeli insandır. Çünkü o; en güzel şekilde yaratılmış, akıl nimetiyle donatılmıştır. İnsan için başka insanlarla tanışmak, yardımlaşmak, onlarla bir arada yaşamak, en tabii bir ihtiyaçtır. Yeryüzünde huzur içerisinde bir hayat sürdürmek, Allahın sayısız nimetlerinden meşru ölçüler içerisinde yararlanmak, neslin devamını sağlamak ve ihtiyaçları karşılamak, toplu halde yaşamaya bağlıdır. Cemiyet halinde yaşamak, karşılıklı hak ve sorumlulukları da beraberinde getirmektedir. İnsanlar arasındaki bütün bu ilişkiler, fertlerin karşılıklı hakları içerisinde yer almaktadır. Ana-baba, evlat, eş, komşu, akraba, arkadaş, işçi-işveren hakları bu tür kul haklarındandır.
DEĞERLİ MÜ’MİNLER!
Kul hakkına riayet etmek, her müslümanın titizlikle yerine getirmesi gereken sorumluluklardandır. Bir mü’minin bu dünyadan ahirete göç ederken üzerinde kul hakkıyla gitmemeye çalışması onun en büyük ideali olmalıdır. Çünkü kul hakkını ihlal, mahkeme-i kübrada kişinin yaptığı ibadetlerin sevaplarının karşı tarafa aktarılması sonucunu doğuracak ve iflas etmesine neden olabilecek çok ciddi bir durumdur. Nitekim sevgili peygamberimiz bir gün ashaba sormuş:
-“Müflis kimdir, bilir misiniz?” diye. Ashab da cevaben:
-“Müflis, parası-pulu kalmamış kimsedir” demiş. Bunun üzerine sevgili peygamberimiz:
-“Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina iftirası atıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biten, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir”[1]buyurdular.
O halde şu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır: Kim iyilik ve kötülük olarak ne yapmışsa; mutlaka karşılığını görecektir. Nitekim Cenâbı Hak, Kuran-ı Kerimde “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı kötülük işlerse, onu görür”[2]buyurmaktadır.
AZİZ MÜ'MİNLER!
Herkesin hak ve hukukuna saygılı olalım. Kul hakkıyla Allah'ın huzuruna çıkmaktan sakınalım. Kul hakkını, hak sahibi affetmedikçe Allah'ın affetmeyeceğini bilelim. Dünyadaki birçok kötülük, kavga ve cinayetin, insanlar arasındaki huzursuzlukların kul haklarına saygı göstermemekten meydana geldiğini unutmayalım. Sevgili Peygamberimizin: '”Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.”[3]sözünü hayatımıza düstur edinelim.
[1] Müslim,Birr, 59.
[2] Zilzal, 7-8.
[3] Nesai, İman, 11.
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ
وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ
اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَسُولُ وَقَالَ
الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسانِهِ ويَدِهِ
فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ
وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ
اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَسُولُ وَقَالَ
الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسانِهِ ويَدِهِ
MUHTEREM MÜ’MİNLER!
Yeryüzündeki varlıkların en mükemmeli insandır. Çünkü o; en güzel şekilde yaratılmış, akıl nimetiyle donatılmıştır. İnsan için başka insanlarla tanışmak, yardımlaşmak, onlarla bir arada yaşamak, en tabii bir ihtiyaçtır. Yeryüzünde huzur içerisinde bir hayat sürdürmek, Allahın sayısız nimetlerinden meşru ölçüler içerisinde yararlanmak, neslin devamını sağlamak ve ihtiyaçları karşılamak, toplu halde yaşamaya bağlıdır. Cemiyet halinde yaşamak, karşılıklı hak ve sorumlulukları da beraberinde getirmektedir. İnsanlar arasındaki bütün bu ilişkiler, fertlerin karşılıklı hakları içerisinde yer almaktadır. Ana-baba, evlat, eş, komşu, akraba, arkadaş, işçi-işveren hakları bu tür kul haklarındandır.
DEĞERLİ MÜ’MİNLER!
Kul hakkına riayet etmek, her müslümanın titizlikle yerine getirmesi gereken sorumluluklardandır. Bir mü’minin bu dünyadan ahirete göç ederken üzerinde kul hakkıyla gitmemeye çalışması onun en büyük ideali olmalıdır. Çünkü kul hakkını ihlal, mahkeme-i kübrada kişinin yaptığı ibadetlerin sevaplarının karşı tarafa aktarılması sonucunu doğuracak ve iflas etmesine neden olabilecek çok ciddi bir durumdur. Nitekim sevgili peygamberimiz bir gün ashaba sormuş:
-“Müflis kimdir, bilir misiniz?” diye. Ashab da cevaben:
-“Müflis, parası-pulu kalmamış kimsedir” demiş. Bunun üzerine sevgili peygamberimiz:
-“Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina iftirası atıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biten, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir”[1]buyurdular.
O halde şu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır: Kim iyilik ve kötülük olarak ne yapmışsa; mutlaka karşılığını görecektir. Nitekim Cenâbı Hak, Kuran-ı Kerimde “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı kötülük işlerse, onu görür”[2]buyurmaktadır.
AZİZ MÜ'MİNLER!
Herkesin hak ve hukukuna saygılı olalım. Kul hakkıyla Allah'ın huzuruna çıkmaktan sakınalım. Kul hakkını, hak sahibi affetmedikçe Allah'ın affetmeyeceğini bilelim. Dünyadaki birçok kötülük, kavga ve cinayetin, insanlar arasındaki huzursuzlukların kul haklarına saygı göstermemekten meydana geldiğini unutmayalım. Sevgili Peygamberimizin: '”Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.”[3]sözünü hayatımıza düstur edinelim.
[1] Müslim,Birr, 59.
[2] Zilzal, 7-8.
[3] Nesai, İman, 11.