Nur Hanım
Aktif Üyemiz
Ailenin kuruluşunda asıl amaç fert fert mensuplarını “yalnızca Allah’a kul olmaya hazırlamaktır. Kur’anın genelinde ise ailenin kuruluş amaçlarına bakacak olursak:
“Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp da aranızda sevgi ve merhamet peydah etmesi de O’nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.” (Rum,31)
“Allah evlerinizin bir kısmını sizin için huzur ve sükun yeri yaptı..(Nahl:16)
“Sizi bir tek nefisten yaratan gönlü ısınsın diye ondan da eşini yaratan O’dur.
Zikrettiğimiz ayetlerde aile bağının sevgiyle kurulması ve bu sevginin de aile içi huzura dönüşmesinden bahsetmektedir. Efendimiz (as)’da aile içi huzurun kadın boyutuna dikkat çekerek: “Dünya nimetlerinin en hayırlısı iyi bir kadındır. Ona baktığında kendini ferahlatır. Kendisine Kızdığında seni ferahlatmaya çalışır” (Kütüb-i Site, c. XVII, s.193) buyurmuşlardır.
Mutlu aile ile mutsuz aileyi tablo halinde karşılaştıracak olursak:
Mutlu Aile Mutsuz Aile
a) Duygularda İstikrarlı Duygularda Karışıklık
b) Birbirlerini Düşünür Birbirilerini devamlı tenkit
c) Uzlaşma Kendini kabul ettirme
d) Birlikte paylaşma Ferdi egoizm
e) Aile birliği içinde kendine güven Güvensizlik ve teklik
f) Ortak karar alma Tek merkezli karar alma
“… Anlaşma daima hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah’tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Nisa, 128)
“…Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız (bilin ki) Allah’ın, hakkınızda çok hayırlı kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış olabilirsiniz.” (Nisa, 19)
H.z Ömer (ra): eşini sevmediği için boşamak istediğini söyleyen birine: “Yazık sana, yuvalar sadece sevgi temeline mi dayanır? Sorumluluk ve fedakârlık duygusu nerede? Diye kızmıştır.
Bir arı balı dahi dikenli çiçekler içinden hiç dikenle bir problemi olmadan bal yapmak için gerekli özü alırken bir insan, eşinde gördüğü birkaç hata, kusur yüzünden iyi yönlerini görmezlikte gelemez.
“Sizin en hayırlınız ailesine en hayırlı olanınızadır.”(İbni Mace, Sünen, Nikah 50) buyuran sevgili Peygamberimiz (as) bu konuda söylenebilecek en güzel sözü söylemiştir.
Aile içi kırgınlıklar, sevgi, şefkat, tolerans, otorite, sabır ve inançla giderilmeye çalışılmalıdır. Yani evimiz “Daru’l-Gazab” değil, ‘Daru’s-Selam, “Daru’l-İsyan” değil “Daru’l-İslam olmalıdır.
Aile içinde barışın sağlanması ancak aile ferlerinin birbirlerine gösterecekleri saygıya bağlıdır. Baba ve anne aile içinde birbirlerinin saygınlığını korumak zorundadır. Çünkü sevgiye giden yol saygıdan geçmektedir. Ayrıca bir ailenin iyi zamanı olabileceği gibi sevimsiz geçen zamanları da olabilecektir. Mühim olan bu zamanlarda davranış usullerini bilmek ve ona göre davranmaktır. Yanlış olan bu davranışlar hissi olunmadan tespit edilmeli ve özür dilemekten çekinilmemelidir.
“…Onlar sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü hükmündesiniz..” (Bakara 187)
Eşler iki bakımdan birbirlerinin elbisesi, örtüsü hükmündedir. Bir taraftan birbirleriyle bütünleşirler, diğer taraftan elbisenin ayıp ve kusurları örtmesi, sıcak ve soğuktan koruması gibi birbirlerinin halini örter, iffetini korur, günahtan sakındırırlar.
Eşler birbirlerini olgunlaştırıp, eksik ve kusurlarını giderirken şunlardan uzak durmalıdır:
a) Emir vermek
b) Uyarmak, gözdağı vermek
c) Nutuk çekmeye kalkmak
d) Sınamak sorguya çekmek
e) Ahlak dersi vermek
f) Ben bilirim havasına girmek
g) Yargılamak, eleştirmek, suçlamak
“ Ey insanlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz.” (Tahrim:6)
Hz. Ömer: Ya Rasulullah! Kendimizi koruyabiliriz ama ailemizi nasıl koruyabiliriz? Diye sorunca, Rasulullah (as) “Allah’ın sizi yasakladığı şeylerden onları engellersiniz, Allah’ın size emrettiği şeyleri onlara emredersiniz. İşte bu onları korumak olur” buyurmuştur.
İnsanlar nedense eş ve çocukları bir hastalığa yakalandığında en iyi doktoru tercih eder ve tedavi yoluna gider, hasta olmaması için çeşitli önlemler alır. Güzel olan da budur. Yalnız eş ve çocuklarının eğitim ve öğretimi için de bu tip önlemler almazlar. Eşimiz ve çocuğumuzu ebedi kurtuluşa götürecek eğitim ve öğretim ihmal edilmemesi gereken bir konudur. Bu ise, Kur’an ve Rasulullah’ın yaşamıdır.
“ Kadınları iffetli yaşamanız zina işlememeniz şartıyla mehirlerini vererek nikâhlamanız size helal kılındı.” (Nisa 24-25)
Beli bir kadının belli bir erkeğe ait olduğunu resmileştiren ve namusu korumayı gerçekleştiren açık evliliğe dayalı aile, insan fıtratı ve insanın insan olmasından doğan gerçek ihtiyaçları ile uğraşan ve bağdaşan en mükemmel sistemdir. İşte bu sistemle İslam, toplumu zinadan koruyup, meşru ölçüde bu ihtiyacı temin edip toplumda bir düzen sağlamayı amaçlamıştır.
İffetin neredeyse sokaklarda çiğnendiği, iffetsizlik reklâmlarının yatak odalarına kadar girdiği günümüzde eşler birbirlerini bu noktada toplumun kucağına atmamalı, iffetini koruyabilecek zemin oluşturduktan sonra ihtiyaçlarını meşru olarak gidermenin bütün yönlerini denemeli ve bu konuda birbirlerine cömert olmalıdırlar.
Netice itibariyle Kur’anın çizdiği aile modeli “yalnızca Allah’a kul olmak” düsturu üzerine kurulmuştur.Abdullah BÜYÜK
1- Aile sevgi huzur yuvası olmalıdır.
“Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp da aranızda sevgi ve merhamet peydah etmesi de O’nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.” (Rum,31)
“Allah evlerinizin bir kısmını sizin için huzur ve sükun yeri yaptı..(Nahl:16)
“Sizi bir tek nefisten yaratan gönlü ısınsın diye ondan da eşini yaratan O’dur.
Zikrettiğimiz ayetlerde aile bağının sevgiyle kurulması ve bu sevginin de aile içi huzura dönüşmesinden bahsetmektedir. Efendimiz (as)’da aile içi huzurun kadın boyutuna dikkat çekerek: “Dünya nimetlerinin en hayırlısı iyi bir kadındır. Ona baktığında kendini ferahlatır. Kendisine Kızdığında seni ferahlatmaya çalışır” (Kütüb-i Site, c. XVII, s.193) buyurmuşlardır.
Mutlu aile ile mutsuz aileyi tablo halinde karşılaştıracak olursak:
Mutlu Aile Mutsuz Aile
a) Duygularda İstikrarlı Duygularda Karışıklık
b) Birbirlerini Düşünür Birbirilerini devamlı tenkit
c) Uzlaşma Kendini kabul ettirme
d) Birlikte paylaşma Ferdi egoizm
e) Aile birliği içinde kendine güven Güvensizlik ve teklik
f) Ortak karar alma Tek merkezli karar alma
2- Eşler birbiri ile iyi geçinip anlaşmalı ve barış içinde olmalıdır.
“… Anlaşma daima hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah’tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Nisa, 128)
“…Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız (bilin ki) Allah’ın, hakkınızda çok hayırlı kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış olabilirsiniz.” (Nisa, 19)
H.z Ömer (ra): eşini sevmediği için boşamak istediğini söyleyen birine: “Yazık sana, yuvalar sadece sevgi temeline mi dayanır? Sorumluluk ve fedakârlık duygusu nerede? Diye kızmıştır.
Bir arı balı dahi dikenli çiçekler içinden hiç dikenle bir problemi olmadan bal yapmak için gerekli özü alırken bir insan, eşinde gördüğü birkaç hata, kusur yüzünden iyi yönlerini görmezlikte gelemez.
“Sizin en hayırlınız ailesine en hayırlı olanınızadır.”(İbni Mace, Sünen, Nikah 50) buyuran sevgili Peygamberimiz (as) bu konuda söylenebilecek en güzel sözü söylemiştir.
Aile içi kırgınlıklar, sevgi, şefkat, tolerans, otorite, sabır ve inançla giderilmeye çalışılmalıdır. Yani evimiz “Daru’l-Gazab” değil, ‘Daru’s-Selam, “Daru’l-İsyan” değil “Daru’l-İslam olmalıdır.
Aile içinde barışın sağlanması ancak aile ferlerinin birbirlerine gösterecekleri saygıya bağlıdır. Baba ve anne aile içinde birbirlerinin saygınlığını korumak zorundadır. Çünkü sevgiye giden yol saygıdan geçmektedir. Ayrıca bir ailenin iyi zamanı olabileceği gibi sevimsiz geçen zamanları da olabilecektir. Mühim olan bu zamanlarda davranış usullerini bilmek ve ona göre davranmaktır. Yanlış olan bu davranışlar hissi olunmadan tespit edilmeli ve özür dilemekten çekinilmemelidir.
3- Eşler birbirini olgunlaştırmalı eksik ve kusurlarını gidermelidir.
“…Onlar sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü hükmündesiniz..” (Bakara 187)
Eşler iki bakımdan birbirlerinin elbisesi, örtüsü hükmündedir. Bir taraftan birbirleriyle bütünleşirler, diğer taraftan elbisenin ayıp ve kusurları örtmesi, sıcak ve soğuktan koruması gibi birbirlerinin halini örter, iffetini korur, günahtan sakındırırlar.
Eşler birbirlerini olgunlaştırıp, eksik ve kusurlarını giderirken şunlardan uzak durmalıdır:
a) Emir vermek
b) Uyarmak, gözdağı vermek
c) Nutuk çekmeye kalkmak
d) Sınamak sorguya çekmek
e) Ahlak dersi vermek
f) Ben bilirim havasına girmek
g) Yargılamak, eleştirmek, suçlamak
4- Eşler birbirlerini cehennem yakıtı olmaktan korumalıdırlar.
“ Ey insanlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz.” (Tahrim:6)
Hz. Ömer: Ya Rasulullah! Kendimizi koruyabiliriz ama ailemizi nasıl koruyabiliriz? Diye sorunca, Rasulullah (as) “Allah’ın sizi yasakladığı şeylerden onları engellersiniz, Allah’ın size emrettiği şeyleri onlara emredersiniz. İşte bu onları korumak olur” buyurmuştur.
İnsanlar nedense eş ve çocukları bir hastalığa yakalandığında en iyi doktoru tercih eder ve tedavi yoluna gider, hasta olmaması için çeşitli önlemler alır. Güzel olan da budur. Yalnız eş ve çocuklarının eğitim ve öğretimi için de bu tip önlemler almazlar. Eşimiz ve çocuğumuzu ebedi kurtuluşa götürecek eğitim ve öğretim ihmal edilmemesi gereken bir konudur. Bu ise, Kur’an ve Rasulullah’ın yaşamıdır.
5- Eşler birbirlerinin iffetini korumalıdır.
“ Kadınları iffetli yaşamanız zina işlememeniz şartıyla mehirlerini vererek nikâhlamanız size helal kılındı.” (Nisa 24-25)
Beli bir kadının belli bir erkeğe ait olduğunu resmileştiren ve namusu korumayı gerçekleştiren açık evliliğe dayalı aile, insan fıtratı ve insanın insan olmasından doğan gerçek ihtiyaçları ile uğraşan ve bağdaşan en mükemmel sistemdir. İşte bu sistemle İslam, toplumu zinadan koruyup, meşru ölçüde bu ihtiyacı temin edip toplumda bir düzen sağlamayı amaçlamıştır.
İffetin neredeyse sokaklarda çiğnendiği, iffetsizlik reklâmlarının yatak odalarına kadar girdiği günümüzde eşler birbirlerini bu noktada toplumun kucağına atmamalı, iffetini koruyabilecek zemin oluşturduktan sonra ihtiyaçlarını meşru olarak gidermenin bütün yönlerini denemeli ve bu konuda birbirlerine cömert olmalıdırlar.
Netice itibariyle Kur’anın çizdiği aile modeli “yalnızca Allah’a kul olmak” düsturu üzerine kurulmuştur.Abdullah BÜYÜK
Moderatör tarafında düzenlendi: