MURATS44
Özel Üye
Kut anlayışı Türk, Moğol ve Altay Şamanizm inançlarında “kutsal enerji”, “yaşam gücü” gibi anlamlara gelmektedir. Kut’un yanında Hut, Kud ve Gut da denilebilmektedir. Moğol dilinde ise “Kutag” ya da “Hutag” olarak geçmektedir.
Kut ismi, Kut ya da Kud kökeninden türetilmiştir. Bu kök, temizlik anlamına gelmektedir. Bazı kaynaklar tarafından, Kut kelimesinin Farsça olan “Hüda” kelimesinden ortaya çıktığı iddia edilse de, kelimenin kökeni “kutsallık” ve “kutluluk” dan gelen Kut’tur. Aynı kökten gelen “kutan” kelimesi de, “dua” ve “yakarış” anlamlarına gelmektedir. Yine Evenk dilinde, “khutu” kelimesinin karşılığı, kutsallıktır.
Şamanizm kavramlarından büyücü ve şaman kelimeleri, “kudagaçı” kelimesi ile karşılanmaktadır. Sümerce ve Tunguzca’da da, aynı kökten gelen kelimeler, kutsallık ile ilgili kavramları karşılamakta kullanılmaktadır. Kutsal enerji ve yaşam gücü anlamlarının yanı sıra, bereket, hayat verici, mübarek, ulvi, canlılık minvalinde benzer manalar da taşıyan Kut, yiğit savaşçıları ölümden döndürüp yaşama bağlayan inanç olarak da bilinmektedir. Kut anlayışındaki gücün, Tanrı’dan geldiğine inanılmaktadır.
Kut anlayışı kapsamında, eğer Tanrı bu kutsal gücü geri çekerse, hükümdarlar tahtları ile beraber tarih sahnesinden silinirler. Padişahın ve padişah soyunun kanının kutlu kabul edilmesinden dolayı, eğer hanedan üyelerinden birisi idam edilecek olursa, kanının akıtılmaması için boynuna kılıç vurulmaz; ancak yay kirişi kullanılarak boğulurlar. Yine inanışa göre, kişinin Kut’u, kişi daha doğmadan önce gökyüzünde yer alır ve şarap gibi akıcı, su gibi de duru olduğu kabul edilir.
* İlk anlamı, devlet idaresinde güç, yaratıcılık ve yetki niteliğinde sahip olunan üstün ve kutsal güçtür.
* Kut, psikolojik değerlendirmelerde “mutluluk” anlamına da gelmektedir.
* Bilinen benzer manası, “ilahi bir kaynaktan (güçten) gelen rahmet ve bereket”tir.
* Zihin, ruh ya da hayati güç olarak belirten kaynaklar da olmuştur.
* Şans, talih ya da uğur anlamlarına da gelmektedir.
Orta Asya’daki Türk ve Moğol yaşam inançlarında, Göktanrı kavramı kudret olarak çük güçlüdür. Hükümdar ve savaşçılar, Göktanrı’’nın kendilerini koruyarak zaferlere ulaştırdığına inanırlar. Yine aynı inanışta, beyler ve kağanlar da kutsanarak Kut sahibi olmuşlardır. Kut anlayışı kapsamında, doğuştan itibaren Kut sahibi olabilmek için, bir takım ritüellerin yerini bulması gerekmektedir. Tanrı’nın Kut’unu geri çekmemesi için, Tanrı’dan Kut dilenilir. Eğer Kut geri çekilirse, kağan ve gücü tamamen yok olur. Kut’un birkaç farklı türü bulunmaktadır;
– Bor Kut: Yer ruhu olarak bilinir. Bir nesneyi temsil eden ufalmış bir nesne halindedir. Maddeleşmiştir.
– İye Kut: Ana ruh olarak bilinir. Soyuttur. Ruhsal enerjiyi temsil etmektedir.
– Sal Kut: Hava ruhu olarak bilinir. Hareketlidir. Rüzgar gibi estiğine de inanılır.
Çeşitli kaynaklardan alınan bilgiler ışığında, Kut’un bedenden ayrılması ile ölüm olmaz, ancak Kut’u olan bireyin kutsallığı da ortadan kalkar. Böylece kişi sıradanlaşır. Bu inanışta, insanda güç ve uzun ömür oluşturan kavram, yine Kut’un kendisidir. Kut’u ortadan kaybolan kişi, ömrünü çok uzun şekilde sürdüremez. Kişinin ölümü de, “tin”in bedenden ayrılması gerçekleşir.
Kut ismi, Kut ya da Kud kökeninden türetilmiştir. Bu kök, temizlik anlamına gelmektedir. Bazı kaynaklar tarafından, Kut kelimesinin Farsça olan “Hüda” kelimesinden ortaya çıktığı iddia edilse de, kelimenin kökeni “kutsallık” ve “kutluluk” dan gelen Kut’tur. Aynı kökten gelen “kutan” kelimesi de, “dua” ve “yakarış” anlamlarına gelmektedir. Yine Evenk dilinde, “khutu” kelimesinin karşılığı, kutsallıktır.
Şamanizm kavramlarından büyücü ve şaman kelimeleri, “kudagaçı” kelimesi ile karşılanmaktadır. Sümerce ve Tunguzca’da da, aynı kökten gelen kelimeler, kutsallık ile ilgili kavramları karşılamakta kullanılmaktadır. Kutsal enerji ve yaşam gücü anlamlarının yanı sıra, bereket, hayat verici, mübarek, ulvi, canlılık minvalinde benzer manalar da taşıyan Kut, yiğit savaşçıları ölümden döndürüp yaşama bağlayan inanç olarak da bilinmektedir. Kut anlayışındaki gücün, Tanrı’dan geldiğine inanılmaktadır.
Kut anlayışı kapsamında, eğer Tanrı bu kutsal gücü geri çekerse, hükümdarlar tahtları ile beraber tarih sahnesinden silinirler. Padişahın ve padişah soyunun kanının kutlu kabul edilmesinden dolayı, eğer hanedan üyelerinden birisi idam edilecek olursa, kanının akıtılmaması için boynuna kılıç vurulmaz; ancak yay kirişi kullanılarak boğulurlar. Yine inanışa göre, kişinin Kut’u, kişi daha doğmadan önce gökyüzünde yer alır ve şarap gibi akıcı, su gibi de duru olduğu kabul edilir.
Çağımızın değerlendirmelerindeki Kut’un anlamları, şu şekilde sıralanabilir;
* İlk anlamı, devlet idaresinde güç, yaratıcılık ve yetki niteliğinde sahip olunan üstün ve kutsal güçtür.
* Kut, psikolojik değerlendirmelerde “mutluluk” anlamına da gelmektedir.
* Bilinen benzer manası, “ilahi bir kaynaktan (güçten) gelen rahmet ve bereket”tir.
* Zihin, ruh ya da hayati güç olarak belirten kaynaklar da olmuştur.
* Şans, talih ya da uğur anlamlarına da gelmektedir.
Orta Asya’daki Türk ve Moğol yaşam inançlarında, Göktanrı kavramı kudret olarak çük güçlüdür. Hükümdar ve savaşçılar, Göktanrı’’nın kendilerini koruyarak zaferlere ulaştırdığına inanırlar. Yine aynı inanışta, beyler ve kağanlar da kutsanarak Kut sahibi olmuşlardır. Kut anlayışı kapsamında, doğuştan itibaren Kut sahibi olabilmek için, bir takım ritüellerin yerini bulması gerekmektedir. Tanrı’nın Kut’unu geri çekmemesi için, Tanrı’dan Kut dilenilir. Eğer Kut geri çekilirse, kağan ve gücü tamamen yok olur. Kut’un birkaç farklı türü bulunmaktadır;
– Bor Kut: Yer ruhu olarak bilinir. Bir nesneyi temsil eden ufalmış bir nesne halindedir. Maddeleşmiştir.
– İye Kut: Ana ruh olarak bilinir. Soyuttur. Ruhsal enerjiyi temsil etmektedir.
– Sal Kut: Hava ruhu olarak bilinir. Hareketlidir. Rüzgar gibi estiğine de inanılır.
Çeşitli kaynaklardan alınan bilgiler ışığında, Kut’un bedenden ayrılması ile ölüm olmaz, ancak Kut’u olan bireyin kutsallığı da ortadan kalkar. Böylece kişi sıradanlaşır. Bu inanışta, insanda güç ve uzun ömür oluşturan kavram, yine Kut’un kendisidir. Kut’u ortadan kaybolan kişi, ömrünü çok uzun şekilde sürdüremez. Kişinin ölümü de, “tin”in bedenden ayrılması gerçekleşir.