Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
– Üstad’ın kalemi, ilm-i ledün hakikatlerini açıklıyordu. Onun açık feyzi, tâ ebede kadar, bütün canlıların göz nurudur.
33- Hz. Gavs, meğer “Korkma, onu söyle!” diye buyurdu, (bu söz) Hz. Üstad hakkındaki metinlerin aslı olur.
– Hz. Abdülkadir’in söylediği remz ne güzeldir, sa’d yıldızı görünümünde olan Said’in yapmış olduğu beyan ne güzeldir.
– Görüp beğendiği şeyi beyan ediyordu. Hakkı beğenen (ve tutan) Onun feyzine fazlası ile teşnedir.
36- Bundan sonra, ben, biçare Galib dua ediyorum, benzeri olmayan Hudanın zatı, Said’den razı olsun!
– Himmeti yüce, feyzi daima en yüce olsun! Hz. Hak, Ona kesintisiz bir neşe versin!
– Felek döndükçe ve bu arz hareket ettikçe, Allah Onun ecrini yüceltsin ve gözü aydın olsun!
Galib
***
(Şu fıkra Mesud Efendi’nindir.)
Ey benim muhterem Üstadım!
Hadd-i büluğumdan bu ana kadar, lâin şeytanın zırhından mamul bir sanduka derununda kilitlenmiş olduğu, akl-ı uhrevî ve imanımı tazyik altına almıştı. Duanız sayesinde ve bana karşı göstermiş olduğunuz hüsn-ü niyet ve nasihatların semeresi olarak, ancak yedi senede, Üstadımın dua yumruğuyla lâin şeytanın zırh sandukası kırılarak, imanımı tekrar teslim ettin ve teslim aldığımı şununla isbat ederim ki, duaya kabul buyurduğunuz tarihte, yani, Ramazan-ı Şerifin üçüncü günü beray-ı ziyaret nezdinizde idim. Müfarakatımdan sonra, Cenab-ı Hakkın gösterdiği ve sevgili Üstadıma arz eylediğim rüya ile, âcizane tefsirimde, gündoğudan günindiye doğru olan çayı yani, gündoğudaki duayı almamış olsa idim, önümde, elinde sepet ile giden adem gibi gayya kuyusuna gidecektim. Ben de o kapının önünde durduğum halde, o müessir almış olduğum dua sayesinde, o korkunç kapıdan çağrılmayarak, avdetimde geniş bir caddeden halkın omuz
33- Hz. Gavs, meğer “Korkma, onu söyle!” diye buyurdu, (bu söz) Hz. Üstad hakkındaki metinlerin aslı olur.
– Hz. Abdülkadir’in söylediği remz ne güzeldir, sa’d yıldızı görünümünde olan Said’in yapmış olduğu beyan ne güzeldir.
– Görüp beğendiği şeyi beyan ediyordu. Hakkı beğenen (ve tutan) Onun feyzine fazlası ile teşnedir.
36- Bundan sonra, ben, biçare Galib dua ediyorum, benzeri olmayan Hudanın zatı, Said’den razı olsun!
– Himmeti yüce, feyzi daima en yüce olsun! Hz. Hak, Ona kesintisiz bir neşe versin!
– Felek döndükçe ve bu arz hareket ettikçe, Allah Onun ecrini yüceltsin ve gözü aydın olsun!
Galib
***
(Şu fıkra Mesud Efendi’nindir.)
Ey benim muhterem Üstadım!
Hadd-i büluğumdan bu ana kadar, lâin şeytanın zırhından mamul bir sanduka derununda kilitlenmiş olduğu, akl-ı uhrevî ve imanımı tazyik altına almıştı. Duanız sayesinde ve bana karşı göstermiş olduğunuz hüsn-ü niyet ve nasihatların semeresi olarak, ancak yedi senede, Üstadımın dua yumruğuyla lâin şeytanın zırh sandukası kırılarak, imanımı tekrar teslim ettin ve teslim aldığımı şununla isbat ederim ki, duaya kabul buyurduğunuz tarihte, yani, Ramazan-ı Şerifin üçüncü günü beray-ı ziyaret nezdinizde idim. Müfarakatımdan sonra, Cenab-ı Hakkın gösterdiği ve sevgili Üstadıma arz eylediğim rüya ile, âcizane tefsirimde, gündoğudan günindiye doğru olan çayı yani, gündoğudaki duayı almamış olsa idim, önümde, elinde sepet ile giden adem gibi gayya kuyusuna gidecektim. Ben de o kapının önünde durduğum halde, o müessir almış olduğum dua sayesinde, o korkunç kapıdan çağrılmayarak, avdetimde geniş bir caddeden halkın omuz
Moderatör tarafında düzenlendi: