MURATS44
Özel Üye
Fidan'a 200 polisle kelepçe tuzağı
BİLGİ
7 Şubat 2012'de Fidan'ı ifadeye çağıran Paralel Yapı'nın, geçiş güzergahına da 200 Özel Harekat polisi dizip sonra da Paralel medyaya haber verdiği ortaya çıktı. Amaç ise Fidan'ı canlı yayında gözaltına alarak şov yapmaktı.
7 Şubat MİT krizinin 3'üncü yıl dönümünde, Paralel polislerin Müsteşarlık görevinden istifasını dün gece sunan Hakan Fidan'a dönük kumpasında bilinmeyen bir detayı daha gün ışığına çıkardı. 7 Şubat'ta Fidan ve bazı MİT görevlilerini ifadeye çağıran Savcı Sadrettin Sarıkaya, aynı zamanda özel bir operasyon da planladı. Paralel polislerle yapılan özel hazırlık çerçevesinde, Müsteşarlık karargahının çevresine ve Hakan Fidan'ın geçiş güzergahına 200 Özel Harekat polisi yerleştirdi. Paralel medyaya da önceden haber verilerek, Fidan'ın canlı yayında gözaltına alınması hedefleniyordu. Amaç Fidan'ı bir "şov"la gözaltına almaktı. Fidan'ın MİT'teki yeniden yapılanma ve istihbaratın tek çatı altında toplanması girişiminden rahatsız olan Paralel Yapı, KCK operasyonları bahanesiyle son kale olarak gördükleri MİT'i hedef aldı. MİT'in KCK ile işbirliği yaptığını iddia eden emniyetteki Paralel ekip, ayarladığı savcıyla 7 Şubat 2012 günü düğmeye bastı. Dönemin özel yetkili savcısı Sadrettin Sarıkaya, 7 Şubat akşamı MİT'in Yenimahalle'deki karargahını telefonla arayarak Müsteşar Fidan'ı ifadeye çağırdığını söyledi. Savcı Sarıkaya, Fidan'la birlikte 2 yakın çalışma arkadaşını ve eski Müsteşar Emre Taner ile emekli Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'i de KCK soruşturması kapsamında ifadeye davet etti.
7 Şubat MİT krizinin 3'üncü yıl dönümünde, Paralel polislerin Müsteşarlık görevinden istifasını dün gece sunan Hakan Fidan'a dönük kumpasında bilinmeyen bir detayı daha gün ışığına çıkardı. 7 Şubat'ta Fidan ve bazı MİT görevlilerini ifadeye çağıran Savcı Sadrettin Sarıkaya, aynı zamanda özel bir operasyon da planladı. Paralel polislerle yapılan özel hazırlık çerçevesinde, Müsteşarlık karargahının çevresine ve Hakan Fidan'ın geçiş güzergahına 200 Özel Harekat polisi yerleştirdi. Paralel medyaya da önceden haber verilerek, Fidan'ın canlı yayında gözaltına alınması hedefleniyordu. Amaç Fidan'ı bir "şov"la gözaltına almaktı. Fidan'ın MİT'teki yeniden yapılanma ve istihbaratın tek çatı altında toplanması girişiminden rahatsız olan Paralel Yapı, KCK operasyonları bahanesiyle son kale olarak gördükleri MİT'i hedef aldı. MİT'in KCK ile işbirliği yaptığını iddia eden emniyetteki Paralel ekip, ayarladığı savcıyla 7 Şubat 2012 günü düğmeye bastı. Dönemin özel yetkili savcısı Sadrettin Sarıkaya, 7 Şubat akşamı MİT'in Yenimahalle'deki karargahını telefonla arayarak Müsteşar Fidan'ı ifadeye çağırdığını söyledi. Savcı Sarıkaya, Fidan'la birlikte 2 yakın çalışma arkadaşını ve eski Müsteşar Emre Taner ile emekli Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'i de KCK soruşturması kapsamında ifadeye davet etti.
SİNSİ PLAN...
İddia, MİT'in KCK'yı yönettiği ve görev sınırlarının dışına çıkarak terör eylemlerinin yönlendiricisi olduğu gibi anormal bir teze dayanıyordu. Savcının hazırladığı dosyaya göre, 5 MİT mensubu, PKK-KCK terör örgütüne bilerek, isteyerek yardım etme ve soruşturmanın gizliliğini ihlal etmekle suçlanıyordu. MİT mensupları terör örgütünün kuruluşundan çözüm sürecine kadar geniş bir yelpazede birçok konuda ayrı ayrı suçlanıyordu. Kanlı bir sürecin sonlandırılması için yapılan ve kamuoyunun desteklediği çözüm sürecini başlatan görüşmeler, Paralel Yapı tarafından terör örgütüne yardım olarak gösterilmeye çalışılıyordu.
ERDOĞAN'IN DURUŞU
Savcının ifade talebi, MİT Kanunu'na aykırı olmasına rağmen ısrarla uygulanmak istendi. Hatta MİT görevlilerine ifadeye gelmezlerse, kolluk gücü marifetiyle zorla savcılığa getirilecekleri tebliğ edildi. Tam anlamıyla devlet krizine dönüşen olay o günlerde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı duruşuyla çözüldü. Erdoğan şubat ayı başında planladığı 2'nci ameliyatını erteleyerek, MİT krizini bizzat yönetti. Hakan Fidan'a ifadeye gitmemesi talimatını verdi. Daha sonra yine Erdoğan'ın talimatıyla hummalı bir çalışma yürütülerek MİT Müsteşarı ve personelinin ifadeye çağrılması için Başbakan'dan özel izin alınması gereken yasal düzenleme yapıldı.
PEŞİNİ BIRAKMADILAR
Paralel polisler ile birlikte çalıştıkları savcı Sarıkaya ise Fidan ve diğer MİT görevlilerinin peşini bırakmaya niyetli değildi. Yasa değiştirilinceye kadar Fidan'ı gözaltına almak istiyorlardı. Bu yüzden 10 Şubat'ta özel emir çıkarıldı. Polis, MİT İstanbul Bölge Başkanlığı ile Emre Taner ve Afet Güneş'in konutlarına gitmiş ancak MİT erken davranıp bu isimleri güvenli evlere taşıdığı için amacına ulaşamamıştı. Fidan için ise Paralel Yapı özel bir plan yaptı. Fidan o gün MİT'in özel uçağıyla Ankara'dan İstanbul'a gidecekti. Paralel Yapı bu gizli seyahatin bilgilerini elde etmiş ve Yenimahalle'deki MİT karargahından Esenboğa Havalimanı'na uzanan güzergaha, tam donanımlı 200 Özel Harekat mensubu ve terör ekibi yerleştirmişti. Önceden Paralel medyaya da haber verilerek, Fidan'ın canlı yayında gözaltına alınması planlanmıştı. Fidan gözaltına alınırken Paralel Yapı adeta "şov" yapacak, hükümete gözdağı verirken aynı zamanda MİT'i ele geçirme planına da ulaşmış olacaktı.
KUMPASIN YILDÖNÜMÜNDE ADAYLIK KARARI
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Paralel Yapı tarafından 7 Şubat 2012'de kendisine kurulan kumpasın yıldönümünde, milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa etti. 10 Şubat'tan itibaren geçerli olacak istifasını gece yarısı Başbakan Ahmet Davutoğlu'na sunan Fidan'ın bu tarihi seçmesi, 'Paralel Yapı ile mücadelede kararlılığını bir kez daha vurguladığı' şeklinde yorumlandı. 1968'de doğan Fidan, TSK'da 15 yıl astsubay olarak görev yaptı. Mecburi hizmetinin tamamlamasının ardından askerlikten ayrılan Fidan, Hacettepe ve Bilkent üniversitelerinde uluslararası ilişkiler alanında dersler verdi. Almanya'daki NATO Karargahı'nda da çalışan Fidan, 2007'de Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı görevini üstlendi. 17 Nisan 2009'da MİT Müsteşar Yardımcılığı'na getirilen Fidan, 25 Mayıs 2010'da ise- MİT Müsteşarlığı'na atanmıştı. ANKARA
NEDEN PARALEL'İN HEDEFİ OLDU?
HakanFidan, MİT Müsteşarlığı görevine geldiği ilk günden itibaren hedefteydi. İstihbaratta dışa bağımlılığın azalması, içeride istihbaratın tek çatıda toplanması çalışmaları dikkat çekiyordu. Çözüm süreci gibi Türkiye için hayati önemdeki bir projenin kritik isimlerinden olması, onu hem uluslararası güçlerin hem de bunların uzantısı Paralel Yapı'nın hedefi haline getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da MİT krizinin ardından, Fidan'a yönelen operasyonun aslında kendisini hedef aldığını belirterek, "Müsteşara talimatı ben verdim. Alacaksanız beni alın" diye konuşmuştu.