Aysecik
Aktif Üyemiz
]Namaza Özel Şark Odası
]Bir hafta sonu işitme engelli bir grup Bursa’dan İstanbul’a bir etkinlik için gelmiş ve geri döneceklerdi. Arkadaşım:
]— Çalıştığımız işyerinin arabası gidiyor, biz de gidelim mi, diye sordu.
]
]Ben:
]— Namaz kılmadım, deyince o da:
]— Araba yolda mutlaka bir yerde durur, sen de namazını kılarsın, dedi.
]— Tamam, deyip yola koyulduk. Trafik biraz yoğundu. Ben namaz geçecek diye tedirgin olmaya başlamıştım. Ara sıra da bunu dile getirdim.
]
]Ben bunu her söylediğimde, hem şoför, hem de arkadaşım “kazasını kılarsın” diyorlardı. Ben yine sürekli yola bakıyor, cami arıyordum. Cami bulsam şoföre durması için ısrar edecektim. İstanbul Boğaz Köprüsünü biraz geçmiştik. Araba hem benzin almak, hem de engelli yolcuların yol ihtiyaçlarını karşılamak için bir benzin istasyonunda durdu. Markete kalabalık bir şekilde girdik. Yolcular alış veriş yapıyordu. Ben marketteki görevliye:
]— Namaz kılacak yer var mı, diye sordum. Görevli de sert bir üslupla:
]— Hayır, dedi. Şoför ve arkadaşım yine aynı söylemlerini tekrarladılar. Ben dinlemeyip:
]— Etrafa bakacağım, yer bulursam kılacağım, beni bırakıp gitmeyin, dedim ve dışarı çıktım.
]
]İstasyonun yan tarafında inşaat sahasına benzer bir yer vardı, oraya yöneldim. Biraz ilerlersem belki birilerini bulurum diye düşündüm. 18-20 yaşlarında genç bir delikanlı bana doğru geldi. Sanırım oraya yanlışlıkla girdiğimi düşündü.
]— Buyurun yardımcı olalım, dedi. Ben:
]— Şu yandaki benzinlikte arkadaşlarla mola verdik de, ben de namaz kılacak yer arıyordum, dedim. Delikanlı:
]— Tabi ne demek, yerimiz olmaz olur mu, dedi. Kendisi önden giderek takip etmemi söyledi. Arkasından gittim. İnşaat sahasının bahçesinde küçük, çok güzel, iki katlı, ahşap bir eve girdik. Yukarı çıktık. Evin odalarından birini açtı ve:
]— Abla burada kılabilirsin, dedi. Odaya girdiğimde gözlerime inanamadım. Tanıtım için yapılmış ve döşenmiş bir ev. Evin içinde şark odası. Odanın orta yerinde serilmiş bir seccade ve üzerinde bir tesbih…
]
]Evet, namaz için ısrar edince işte sonuç. Elhamdülillah dedim ve çok yoğun şükür hissiyle namazımı kıldım. Sonra oradaki görevlilere teşekkür edip arkadaşlarımın yanına gittim. Şoför ve arkadaşım, alaylı bir üslupla:
]— Eee namazını kılabildin mi bari, diye sordular. Ben de:
]— Evet, diye karşılık verdim. Cenab-ı Allah o kadar güzel bir yer hazırlatmış ki bana, namaz kılmam için. İşte o hazırlattığı yerde kıldım, dedim.
]Ayşe Acet
]alıntıdır..
]Bir hafta sonu işitme engelli bir grup Bursa’dan İstanbul’a bir etkinlik için gelmiş ve geri döneceklerdi. Arkadaşım:
]— Çalıştığımız işyerinin arabası gidiyor, biz de gidelim mi, diye sordu.
]
]Ben:
]— Namaz kılmadım, deyince o da:
]— Araba yolda mutlaka bir yerde durur, sen de namazını kılarsın, dedi.
]— Tamam, deyip yola koyulduk. Trafik biraz yoğundu. Ben namaz geçecek diye tedirgin olmaya başlamıştım. Ara sıra da bunu dile getirdim.
]
]Ben bunu her söylediğimde, hem şoför, hem de arkadaşım “kazasını kılarsın” diyorlardı. Ben yine sürekli yola bakıyor, cami arıyordum. Cami bulsam şoföre durması için ısrar edecektim. İstanbul Boğaz Köprüsünü biraz geçmiştik. Araba hem benzin almak, hem de engelli yolcuların yol ihtiyaçlarını karşılamak için bir benzin istasyonunda durdu. Markete kalabalık bir şekilde girdik. Yolcular alış veriş yapıyordu. Ben marketteki görevliye:
]— Namaz kılacak yer var mı, diye sordum. Görevli de sert bir üslupla:
]— Hayır, dedi. Şoför ve arkadaşım yine aynı söylemlerini tekrarladılar. Ben dinlemeyip:
]— Etrafa bakacağım, yer bulursam kılacağım, beni bırakıp gitmeyin, dedim ve dışarı çıktım.
]
]İstasyonun yan tarafında inşaat sahasına benzer bir yer vardı, oraya yöneldim. Biraz ilerlersem belki birilerini bulurum diye düşündüm. 18-20 yaşlarında genç bir delikanlı bana doğru geldi. Sanırım oraya yanlışlıkla girdiğimi düşündü.
]— Buyurun yardımcı olalım, dedi. Ben:
]— Şu yandaki benzinlikte arkadaşlarla mola verdik de, ben de namaz kılacak yer arıyordum, dedim. Delikanlı:
]— Tabi ne demek, yerimiz olmaz olur mu, dedi. Kendisi önden giderek takip etmemi söyledi. Arkasından gittim. İnşaat sahasının bahçesinde küçük, çok güzel, iki katlı, ahşap bir eve girdik. Yukarı çıktık. Evin odalarından birini açtı ve:
]— Abla burada kılabilirsin, dedi. Odaya girdiğimde gözlerime inanamadım. Tanıtım için yapılmış ve döşenmiş bir ev. Evin içinde şark odası. Odanın orta yerinde serilmiş bir seccade ve üzerinde bir tesbih…
]
]Evet, namaz için ısrar edince işte sonuç. Elhamdülillah dedim ve çok yoğun şükür hissiyle namazımı kıldım. Sonra oradaki görevlilere teşekkür edip arkadaşlarımın yanına gittim. Şoför ve arkadaşım, alaylı bir üslupla:
]— Eee namazını kılabildin mi bari, diye sordular. Ben de:
]— Evet, diye karşılık verdim. Cenab-ı Allah o kadar güzel bir yer hazırlatmış ki bana, namaz kılmam için. İşte o hazırlattığı yerde kıldım, dedim.
]Ayşe Acet
]alıntıdır..