Nasreddin Hoca'nın mesajı: Geçmiş hiç de geçmiş değildir | Senai DEMİRCİ

ceylannur

Yeni Üyemiz
Nasreddin Hoca'nın mesajı: Geçmiş hiç de geçmiş değildir
fig_-_power_of_communication.jpg


İnsan geçmişiyle dört türlü oyun oynar. Oyunu ya kaybeder ya kazanır:

1.Göle maya çalar. Mayalayacağı tek zaman "şimdi"yken geçmişi idealleştirir, şimdinin emeğini geçmişe harcar. "Ah neydi o günler?" diye sadece geçmişini güzel görüyorsa, "bugün"ü güzelleştirecek bir katkısı olmaz. Gelecekte "Ah neydi o günler!" diye iç geçiremeyeceği bir bugün yaşar.


2. Eşeğe ters biner. Ne zaman iyi bir karar alıp geleceğini düzeltmek istese, geçmişi ayağına dolanır. Yeni bir başlangıç yapmaktan vazgeçer. Geçmişe arkasını dönerse, gelecekle yüzleşirse, geçmişten etkilenmeyen, geçmişi gibi olmayan bir gelecek inşa eder.



3. Ahırda kaybettiği iğneyi avluda arar. Geçmişte yaşadıklarını şimdi farkına varmadan bilinçaltıyla yeniden yaşamaya kalkar. Çocukluğunun sahnelerini yeni sahnelerde yeni oyuncularla yeniden oynar. Ya geçmişte kurtaramadığı birini yeniden kurtarmak için kurtarılacak yeni bir kurban bulur. Ya da geçmişte kendisini kurtarmasını beklediği birinin yerine yeni bir kurtarıcı bulur. Aradığı aslında geçmişte kalmıştır, kendisi de pekâlâ bilir ki bulamaz aradığını. Ama arıyor, arıyor, arıyor, sadece arıyor.

4. Bindiği dalı keser. İnsan en çok da hatalarıyla öğrenir. Hatasını hata bilerek, o hatayı hiç yapmamış olanlardan daha rahat direnir o hataya. Yapılmış her hata, bir hata daha yapmamak için ders alma fırsatıdır. Hata bindiği daldır insan için; dalı neresinden kestiğine bağlı olarak düşer ya da düşmez. "Ben nasıl hata yapabilirim?" diye ümitsizliğe düşerse, "böyle gelmiş böyle gider" tavrıyla yeni hatalar yapar, düşer. "Bu da hata mı ki?" diye bencillik ederse, hatadan alacağı dersi kaçırır, yine hataya düşer. Geçmişte yaptığı hatalar yeniden hata yapmama fırsatıyken, "keşke"lere sarılıp yine hataya düşer.
 
Üst Alt