MustafaCİLASUN
Özel Üye
İçinden çıkamadığım bir halin içindeyim
Her ne kadar nefes nefese kalsam, umutlarımın solmasını anbean yaşasam
Lahzanın açılan sahnesinde sessiz bir seyirci can olarak, gözyaşlarımı bıraksam
Hiç bilmeyecek ve belkide hissetmeyeceksin sanki derin bir uykunun sabahındayım
Ne kadar özledim, hasretin esaretindeyim
Kuruyan dilim,fersizleşiyor artık gözlerim,mecalini terk etti aciz bedenim
Yıllar anlatmaya yetmedi, bir ömür firkatine hasredildi,ruhumun hicranı dinmedi
Hüzün yüreğimde derin izleri serdetti, her yutkunduğumda umut halimle bedelleşti
Kimseye anlatılmazdı,müthiş bir gamdı
Kim vakıf olsa adeta bir mecnun sanardı,lakin hissettiklerimi yaşayamazdı
Akıl yolda bırakıyor, idrak çaresizce bakıyor, nefes yıllardır sevdasından geçmiyor
Nasıl ve hangi lisanın kadrinden söz edilirdi, şehredilmeyen hal ne acı bir firkatti
Ruhun dinmeyen vecdini anla ve ağla
Kalbim ne kadar hasretinde inilerse hiç duyma ve bir farkına da varma
Çile çeken benim nasıl olsa, halini, hasreden ruhumun hicranı sana ulaşmayınca
Nasibin neyse onunla kal, artık açılmayacaktır bu kapılar, içim niye acıyla sızlar
Din-i ayrı kafir olsa derdimi anlar
Lakin sana nasip olmayan bu esin,vecdini yaşatmayan bir seçim
Nasıl yargılansın ve anlaşılmaya münhal bir halin kederini sineme bıraksın
Bahtım nasıl ağlasın, yangın olan kalbim hangi yüzle yakarsın ve öyle anlaşılsın
Aynalar acziyetime gülüp geçerler
Seyrettiğim infialime bilmem ki gönlün lisanından nasıl söz ederler
Benliğin içinde kaybolmayı nasıl bir vakit içinde haline zerkedip yadederler
Masumiyetini teslim ederek, halimin hamlığına verirler ve artık ki avunma derler
Ah ettiğim bu ömrü nasıl hicvederler
Nesillerin feryad ettikleri lahzalarda sahifeleri bir bir aşikar eylerler
Nafile figanını kim duyar anla artık diyerek, teskin etmeye gayret hasrederler
Yaşadığım acıyı ar haline getirip, hazanıın solgun çehresinden ibretle nazar ederler
Mustafa CİLASUN