ceylannur
Yeni Üyemiz
Ya Rab!.. Ne zaman bir yol ayrımında çaresizce çırpınırken bulsak ruhumuzu, adına vicdan dediğimiz nusretinle Sen yetişirdin imdadımıza. Yetişir de rengarenk gökkuşağı boyardın zulmetli ufkumuza.
İlahi!.. Ne zaman yüreğimizde biriktirdiğimiz gizli pişmanlıkları gözyaşlarıyla yıkayıp sunduysak kapına, tövbemizi günahlarımızın üstüne şefkatinden bir örtü gibi setreyledin. Çaresizliğimizin dehlizindeki yorgun çığlıklarımıza bir Sen kulak verir, her nefeste yeis soluklayan sözlerimizde, umudun baharını bir Sen dillendirirdin.
İlahi!.. Kim bilir kaç kere dilimizin ucuna gelip de, pervasızca tekrar kalbimizin derinliklerine hapsettiğimiz saklı niyazlarımıza icabet ederdin de, hüsn-ü kabulünle taçlandırıp, hikmeti katında gizli nice sebeplerle karşılığını bazen erteler, bazen de ötelere bırakırdın, ezeli ve ebedi ilminle.
Aklı, Zatını fikredebilmemiz için verir de, fikredebilme kabiliyetini de yine Sen lutfederdin aklımıza.
Sen, daima verendin.
Biz, istemeyi dahi beceremeyen.
Sen, yarattığı her zerreye kudret imzasını nakşeden.
Biz, gözleri hakikata sıkıca perdeli, batıla bulanmış nazarlar.
Sen, bize şah damarımızdan daha yakın olandın.
Biz o şah damarı kurbetinde, gurbeti yaşayanlar.
Biz, havf ve reca atmosferinde gel-gitler yaşayan biçare silsilesi.
Ve biz, kendi nefsine yine kendiyle zulmeden, zavallılar zümresi.
İlahi!.. Biz ne yapacağını bilemez bir halde, kurtuluışu sadece dergahına ilticada arayan mülteciler. Yorgunuz, çaresiziz, Sen de bırakırsan kimsesiziz. Dünya, masallardaki gibi toz pembe gül bahçesi değilmiş. Elimizi uzattığımız gül bahçesindeki dikenlerin, hücumuna uğradık. Yalnız elimize değil Hz. Eyyüb misali kalbimize dokunmaya yeltenir oldu acımasız dikenler. Muhabbetini yitirmek musibetine düçar olduk. Bölündü ukba terennümlü sevdalarımız. Kırıldı, daha körpecikken ikbal fidanlarımız.
Şimdi ise korku ve ümidin kesiştiği o ince çizgide yine sadece Sen’den bir ümide sıkıca tutunarak tövbemizin kıyamında durup, pişmanlığımızın kıyametini yaşıyoruz. Bağışlanma nasıl dilenir,af nasıl taleb edilir sorularına karşılık zihnimizin yabancı sessizliğiyle başbaşayız. Huzurunda hiçten öte hiçleriz.
İlahi!.. Yüreğimizi aciz bir dilenci hicabıyla eşiğine serdik. Ne olur kapını yüzümüze kapatıp, nasipsizler güruhuna bizleri yoldaş eyleme.. Bizi yalnız Sen’inle dost olan, Sen’den gayrısını ağyar bilenlerden eyle. Yalnız Sen’in davanla dertlenen, Sen’in aşkınla hemhal olanlardan eyle. Sen’i bize unutturacak fani sevgilere ise kalplerimizi ebediyyen mühürle.
Bir kez daha tut günahkar ellerimizden ne olur.
Ne olur bir kez daha affeyle…