MustafaCİLASUN
Özel Üye
Çok iyi hatırlıyorum
Henüz altı yaşlarındaydım ve sadece nazdım
Sabahın ilk ışıklarıyla sokağa çıkmıştım ve yalnız geziniyordum
Sokakta sessizlik hâkimdi
Hiçbir yerden ne ses ve ne de seda duyulmuyor
Kuşatan yalnızlık ve merak için gizlediğim haylazlık yaklaşıyordu
Birkaç ev ötede bulunan
Ve nihayet iki katlı olan arkadaşların evleri vardı
Demir kapısı ilk karşılayan olunca ve sessizlik halimi de kuşatınca
Şevksiz yutkunmalar
Ve nazarıma takılan yırtık bir meşin topun içiydi
Bir müddet durdum ve kapıyı açarak beton zemindeki topu almıştım
Gizli bir haz duyuyordum
Fakat sevincimi gizleyerek, merakı kuşanıyordum
Nihayet koşarak evimize geldim ve anneme sevinçle hikâye ettim
Annem dikkatlice yüzüme baktı
Ve yüreği burkularak çaresiz anlatmaya başlamıştı
Oğlum senin olmayan ve emanetinde bulunmayanlardan mesafeli dur
Başkasına ait olana heveslenme
Bir yolunu bularak ta elde etmeye asla cüret etme
Çünkü sen sahipsiz değilsin ve hepimizi yoktan var eden Allah bilir
Her ne yaparsan ve niyetlenirsen
Neticesi muhakkak seni bularak vadi yerine getirir
Haram lokma ve habersiz alınan her vasıta senin başına bir beladır
Unutma ve heveslerinle avunma
Bulduğun her şeyi kendinin sanma ve hazla aktarma
Öncelikle bir düşün ve daha sonra neticesiyle baş başa kalacak işin
Haydi, aldığın gibi geri götür
Bu yapmış olduğun hareket kulağına küpe olsun demişti
Ve ben suskunluğumu muhafaza edip hiç olmayan topu geri vermiştim
Mustafa CİLASUN