Niçin o ? (s.a.v.) (peygamberimizin nübüvvetini ispat eden deliller)

ceylannur

Yeni Üyemiz
BİRİNCİSİ: Öncelikle Peygamberimizin son Peygamber olarak seçilmesi, İlahi bir tercihtir ve irade-i ilahinin bir neticesidir.
Bu açıdan teslimiyet (kabul) lazımdır. Fakat Peygamberimizin tercih edilmesi rast gele bir seçim değildir. Birçok sebepler vardır.
İKİNCİSİ: Peygamberlik, İlahi makamın bir ikramı olmakla beraber çok ağır bir görevdir. Kadınlardan peygamber gelmemesinin bir hikmeti de budur. Cenab-ı Hak, Peygamberimizi vazife-i risaleti yani peygamberlik görevini yerine getirebilecek bir kabiliyette, fıtratta(içyapı)ve uygun bir şahsiyette yaratmıştır.
ÜÇÜNCÜSÜ: Peygamberimizin şahsiyeti ikiye ayrılır:
Biri beşeri, diğeri şahsiyet-i maneviyesi, mucizevî kişiliği ve vazife-i risaletidir. Peygamberimiz, birinci şahsiyeti olan beşeri yönüyle diğer insanlarla aynıdır. O da yerdi, içerdi, evlenirdi ve savaşta yaralanırdı.
Fakat Peygamberimiz şahsiyet-i maneviyesi, Risalet ciheti ve mucizevî yönleriyle diğer insanlardan farklıydı. Bu farklılık Onun Peygamber olarak gönderilmesine bir sebep olmuştur.
DÖRDÜNCÜSÜ: İslamiyet'ten önceki bütün dinler, peygamberler ve kutsal kitaplar Hz. Muhammed(sav)'in peygamberliğine işaret etmişlerdir. Ve son peygamberin O (sav) olacağından haber vermişlerdir.
BEŞİNCİSİ: Nübüvvet (Peygamberlik görevi) gelmeden önce Şıkk ve Satıh gibi meşhur kâhinler ve Buheyra-i rahip gibi Hıristiyan din adamları son Peygamberin Hz. Muhammed (sav)olacağını bir takım işaretlerden hareketle müjdeleyip haber vermişler. Mesela: Bir bulutun ona gölge yapması ve sırtındaki mühür gibi.
ALTINCISI: Hz. Muhammed (sav)doğmadan ve doğduğu gün "irhasat" denilen olağanüstü haller ve olayların meydana gelmesi onun son Peygamber olacağına işarettir. Mesela: Doğduğu gün Kâbe'deki putların yüz üstü düşmesi, Mecusilerin taptıkları ve 1000 yıldan beri yanan ateşin sönmesi ve kutsal sayılan Sava gölünün kuruması... gibi.
YEDİNCİSİ: 1000'e yakın mucizenin onun eliyle meydana gelmesi onun son peygamber olacağına ayrı bir işarettir. Mesela:
- 10 parmağından çeşme gibi su akması,
- Ağaç ve hayvanların onun emrine itaat etmesi,
- Bir parmağıyla ayı ikiye bölmesi ve
- Bir avuç toprak ile koca bir orduyu mağlup etmesi gibi mucizeleri gösteriyor ki normal şahsiyetlerin üzerinde olağanüstü harika hallere sahip idi.Bu da onun son peygamber olmaya layık eden sebeplerden birisidir.
SEKİZİNCİSİ: Dünyaya teşrifi esnasında meydan gelen olağanüstü hadiseler, çocukluk devresinde onun yakınlarının müşahedeleri ve gençliğinde "feraset "sahiplerinin kendisinde sezdikleri manalar onun gelecekte büyük bir vazife(Nübüvvet)altına gireceğine dair işaretlerden başka bir şey değildir.
DOKUZUNCUSU: Daha Peygamberlik gelmeden İslam Dini’nin güzel ahlakını en mükemmel ve eksiksiz olarak yaşaması onun son peygamber olacağına bir delildir.
Mesela: Çevresinde ahlaksızlık ve kötülük adına bütün olup bitenlere rağmen peygamberliğine kadar olan bu devrede iffet, namus ve hayâsına toz kondurmaması ve son derece takvalı olması, Allah'tan korkması gibi özellikleri gösteriyor ki güzel ahlakı temsil etmekte de O'nun emsali yoktur.
Bu da son peygamberin O olacağına işarettir. Çünkü peygamberlerin özelliklerinden birisi de "İffet "idi.
ONUNCUSU: Davasında, sözünde sadık (doğru) olması da peygamberliğine işarettir. Hayatında bir defa olsun hileye yalana başvurmamıştır. Bunu düşmanları bile itiraf edip Ona "Muhammedü'l-Emin" demişlerdir.
Zaten Peygamberlerin bir sıfatı da, Sıdktır. Yani doğruluktur. Sevgili Peygamberimiz ise doğruluğu hayatında en mükemmel bir şekilde yaşamıştır.
ON BİRİNCİSİ:
Peygamberimizin zatı da doğruluğuna ve nübüvvetine şehadet ve işaret eder. Mesela Peygamberimizin nurlu simasını gören Yahudi âlimlerinden Abdullah bin Selam "bu simada yalan olamaz" deyip ilk görüşünde İman etmiştir.
ON İKİNCİSİ: Eğer bu Zat (s.a.v.) -hâşâ- peygamber değilse- daha hiçbir peygamberin peygamberliği ile alakalı söylenecek pek bir şey kalmaz.
Çünkü bütün peygamberlerin sundukları mesaj, gösterdikleri mucize ve bıraktıkları iz kâinatın efendisiyle kıyas edilmeyecek kadar küçüktür.
ON ÜÇÜNCÜSÜ: Peygamber Efendimizin her alandaki inkılâpları nübüvvetine delildir.
Bediüzzaman Hazretleri, bu hususu şu ifadeler ile dile getirmiştir: "İşte bak! Şu geniş sahrada vahşi ve adetlerine körü körüne bağlanmış ve inatçı çeşitli kavimleri ne çabuk vahşi ve kötü ahlak ve adetlerini kısa bir sürede kaldırıp yerine İslam ahlakını ve Kur'an terbiyesini getirip o vahşi ve cahil kavimleri bütün âleme muallim ve rehber tayin etti.
Böylece kalplerin sevgilisi, akılların muallimi, nefislerin terbiyecisi ve ruhların sultanı oldu. İştebütün bu inkılap ve icraatları O'nun peygamberliğine işarettir.
ON DÖRDÜNCÜSÜ: Hz. Peygamberin geçmiş ve gelecekle ilgili haberleri ve o haberlerin doğru çıkması da nübüvvetine bir delildir. Çünkü ancak Allah'ın izni ile peygamberler gelecekten haber verebilirler.
ON BEŞİNCİSİ: Ümmi yani okur-yazar olmamasına rağmen bütün insanları, edipleri ve hatipleri aciz bırakan Kur'an'ı Kerimin O'nun vesilesiyle vücut bulması da nübüvvetine bir delildir.
ON ALTINCISI: Tebliğ ve cesarette dahi emsali olmaması nübüvvetine (peygamberliğine) işarettir. Zaten tebliğ görevi peygamberlerin sıfatlarındandır.
‘Hem tebliğ-i risalette ve insanları hakka davette öyle bir sabır cesaret ve sebat göstermiş ki büyük devletler, büyük dinler hatta kavim, kabilesi ve amcası ona şiddetli düşmanlık ettikleri halde ufacık bir tereddüt, korkaklık ve telaş göstermemesi tek başına bütün dünyaya meydan okuması ve İslamiyeti dünyanın başına geçirmesi gösteriyor ki tebliğ ve davette dahi misli olmamış ve olamaz."
ON YEDİNCİSİ: Onun öğrencileri olan sahabeler, evliyalar, asfiyalar ve büyük âlimzatlar; bütünilimlerini, feyizlerini ve kaynaklarını O'ndan almaları yine nübüvvetine yani insanlar içinde son peygamber olmaya en layık kişinin O olduğunu gösteriyor.
ON SEKİZİNCİSİ: Evet bu kâinat kitabının en güzel okuyan, sahibini bildiren, anlayıp anlatan sırlarından bahseden, kâinattaki muamma ve tılsımları açan, hadiselerdeki hikmeti ders veren kısacası kâinat kitabını en güzel okuyan ve anlatan zatın Hz. Muhammed (sav)olması da nübüvvetine bir işarettir.
Çünkü ‘Anlaşılmaz bir kitap, muallimsiz olsa manasız bir kâğıttan ibarettir." Aynen bunun gibi şu âleme Peygamber efendimiz bir muallim olarak gönderilmeseydi o halde şu kâinat kitabıda manasız bir kâğıttan ibaret kalacaktı’.
ON DOKUZUNCUSU: İnsanların zihinlerini en fazla meşgul eden
"ben neyim,
"nereden geldim,
"nereye gideceğim" sorularına tatmin edici cevaplar verip ikna eden ve dünyaya geliş gayesini anlatan, bütün sorulara mantıki ve ispatlı cevaplar veren zatın, Hz. Muhammed (s.a.v.) olması yine bu özellik O'nun nübüvvetine bir işaret ve şehadettir.
YİRMİNCİSİ: Tek başıyla davasını anlatmaya başlaması, usanıp bıkmaması, türlü türlü zulüm, işkence ve hakaretlere sabredip yılmaması korkmaması ve çekinmemesi ve böylece sonuçta muzaffer olup "cahiliyet dönemini, asr-ı saadete çevirmesi" gibi faaliyetleri de gösteriyor ki son peygamber olmaya en layık kişi O 'dur. (sav)
YİRMİ BİRİNCİSİ: Allah'a ibadette itaatte ve takvada dahi herkesten ziyade ciddi ve meşgul olması emsalsiz olması O'nun nübüvvetine bir delildir ve Sultan-ı kâinatın en son mübelliği elçisi, tercümanı ve en halis abdi O olduğunu gösteriyor.
YİRMİ İKİNCİSİ: "Bu kâinatın sahibi elbette bilerek yapıyor. Madem yapan bilir elbette bilen konuşur. Madem konuşacak şuur ve fikir sahipleriyle ve şuuru en fazla inkişaf eden ile insanları en uygunu ve mükemmeli ile insanlardan rehberleriyle rehberler içerisinde peygamberler içerisinde de dost ve düşmanın ittifakıyla ahlakı en yüksek dünyanın yarısını manevi hükmü altına almış insanlığın beşten birisini de İslamiyet'le müşerref etmesi ve günde beş defa kendisine biati tazelenen medih ve dua edilen Muhammed (sav)ile konuşacak ve konuşmuş ve resul yapacak ve yapmış ve bütün insanlığa rehber yapacak ve yapmıştır.
YİRMİ ÜÇÜNCÜSÜ: Bilirsin ki sigara gibi küçük bir âdeti küçük bir kavimde büyük bir hâkim büyük bir gayretle ancak daimi kaldırabilir.
Hâlbuki bak: Bu zat (sav)büyük ve çok adetleri hem inatçı mutaassıp büyük kavimlerden, az ve küçük bir kuvvet ile ve gayretle az bir zamanda kaldırıp yerlerine yüksek ve güzel İslam ahlakıyla mücehhez etmesi gibi pek çok harika icraatı yapıyor.
Günümüzün bütün insanları, feylesofları ve onların bütün akılları toplansa Peygamberimizin yaptığı inkılâpların ve icraatların yüzden birisini yapamaz. İşte O'nun, cahiliye döneminde yapmış olduğu bu harika faaliyet ve inkılâplar nübüvvetine bir delildir.

Yazımızı özetleyecek olursak Peygamberimizin nübüvvetine işaret delalet ve şehadetler hadsizdir. Kendi Zatı, Kur'anı Kerim'i, bütün İlahi dinler, Peygamberler, mukaddes kitaplar,eşsiz sıfatları, ahlakı,hayatı,mücadelesi,sabrı, cesareti,takvası,mucizeleri,geçmiş ve gelecekten haber vermesi, suret ve Siret güzelliği ve kutsi hadisi şerifler gibi hadsiz işaretler vardır.Biz bu yazımızda Peygamberimizin nübüvvetine işaret eden hususlardan ancak yüzden birisini ifade edebildik.
Zaten Peygamberimizin hayatını sağlam bir kaynaktan okuyan bir kişi kesinlikle anlar ki son peygamber olmaya layık olan insan Hz. Muhammed (sav)'dir.
Günümüzde Peygamberimizin hayatını araştıran; Prens Bismark, Alexy, Edward Monte, Goethe, Corselle ve Carlyle gibi batılı aydınlar bile Hz. Muhammed (sav)'in eşsiz bir insan olduğunu ve Allah'ın en son elçisi olmaya en layık kişinin O olduğunu ifade etmişler.
Bir örnek veriyoruz:
‘Hz. Muhammed (s.a.v.)'in sıfatları, faaliyetleri ve hayatı O'nun peygamber olduğunun en kat'i ve en emin delilleridir.’ (DR. CİTY YOUNGEST )
NOT: Bu konuda daha ayrıntılı bilgi isteyenler ‘Risale-i Nur Külliyatından Mektubat’ adlı esere müracaat edebilirler.
 
Üst Alt