O an ve hissedilen bir zamandı bu hicran!

MustafaCİLASUN

Özel Üye
84713.jpg











Tefekkür panayırının sakinleri
Çok farklılıklar oluşturuyorlardı

Bu farklılıklar tabidi
Hiç sarfı nazar
Etmeyeceğimiz zenginlikti

Argümanlar, söylemler
Örfler, net değildi
Sanki bir karmaşaydı

En’ler, ben’ler, latifeler
Taltifler, hüccetler, akıl danelerdi
Oysaki panayır bir çeşitlilikti

Tabilikti, hoş görüydü, sevgiydi
Panayırın müdavimleri akran değillerdi
Farklı yaşlardaydı

Ortak payda durumunda ki lisan
Azami dikkatten uzak kalmıştı
Nasıl anlaşılırdı… Anlaşılmalıydı

Zorlanmak kaçınılmazdı
Kitaplar mahzundu
Hakkıyla okunmuyorlardı
Yalnızdı

Kültürün bir hazine olduğu
Sadece birilerince söyleniyordu
Oysaki hiç aranmıyordu

Aslında banknotu
Metali her bir değeri ancak
Onun sayesinde bulabilirdik

Bu günlerde kültür
Sadece yarışma aracı
Gösteri merkezi oluyordu

Onsuz bir sevda
Onsuz bir aşk ne kadar
Manalı olurdu kim bilir belki

Kişinin kendini
Kimliğini, mazisini
Atisini bilmesi bir zarurettir

İşte anlayamadığım
Zaruret kelimesinin
Gereğince anlaşılmamasıydı

Aynı azimet ve ruhsat gibi
Madde ve mana gibi
Âlim ve cahil gibi

Adabı muaşeretin
Satın alınamaz olduğu
Kim bilir ne kadar biliniyordu

Edep artık aranır
Bir haslet olmaktan çıkmıştı
Arsızlık bir sosyallikti

Öyle anlaşılıyordu
Yapılar, mevhumlar
Kabul ve retler enteresandı

Parklar, mezarlar
Banklar artık düşüncenin değil
Zevklerin barınağı olmuştu

Akıl, nesil, din
Can ve mal emniyeti
Canın kuvvetine göreydi

Hak nerdeydi
Tüketim hat safhadaydı
Zevk doruktaydı

Aşk mı
Sadece bedendeydi
Tabiî ki onunla başlar

Manalaşır
Ahenkleşir
Meşkte netleşir

Anlaşılır olmak
Hasret kalmak
Manaya dalmak

Bir gün belki
İşte sizin farkınız
Hissiyatınızla buradaydı

Siz yazılarınızda
Uykusuz geceleri işlerken
Adeta manalaşıyordunuz

Tefekkür zenginliğiniz
Seçiciliğinizi önceliyordu
Siz tefekkür panayırın bir buketisiniz

Yüreğinizde neşet eden
Her hasret, sürura ve mesruriyete
Her daim sizinle kapı aralasın
Siz bir dareyn sevdalısınız



Mustafa CİLASUN
 
Üst Alt