Olmaz gönlüm, olmaz öyle!
Keskin sirkenin akıbeti malûm.
Dört mevsimi yaşayan bir cennetin bağrında büyüdün de sen,
onun için böyle bir baharı ve yazı özlersin.
İstersin ki çabuk geçsin fırtınalı sonbahar,
ayaza durmasın kışlar.
Dedim ya, sen dört mevsim hesabını yaparsın yaşarken duygularını.
Ama bilmelisin herkes buralı değil.
Bilmelisin, güneş görmeyen yurtlar var.
Olmaz gönül, olmaz öyle.
Yükün ağır bilmekteyim, baharı yaşamayanlarla kış nasıl geçer; onu da bilmekteyim.
Ama şunu da bilmekteyim ki, sabredebildiğin ölçüde yaşarsın.
Eminim ki, hayat sabra denktir.
Ve sabır, tahammülün bittiği yerde filizlenir,
maneviyat çeperlerini genişlettikçe boy atar,
sırf Yaradan’ı düşünerek fiiliyatta bulunduğun zaman neşv ü nema bulur.
Sabır gönlüm, sabır!
İçine çekerken, zehir gibi gelir tadı, boğulacağını zannedersin.
Kanın çekilir yüzünden, bembeyaz olur sîman; yutkunursun, geri döneriçinde düğümlenenler. Başını eğmek istemezsin; ama kaldıramazsın daöyle göklere doğru.
Ağlarsın, gözyaşın akmaz.
Haykırmak gelir içinden.
Konuşursun yalnızca kendinle, dökersin içini; senden başkası duymaz bilirsin bunu.
Sitemlerin dillenir haklı olduğunca, bağırırsın rahatlarcasına,
ama sadece kendi içinde,
ama sadece Yaradan’la baş başa.
Sonra gözlerin… .
Durur öylece, bakar, bakar…
Ve kimseler fark etmez neden donuklaştığını, kimseler anlamaz anlatmak istediği çifte derin mânâyı…
Sonra çekip alıverirsin anlamlı bakışlarını ruhunu bir kenara bırakmışlardan.
Yüzünü çekersin, yalan dünyanın yalancılarından. Alnındaki kırışıklıkları alıverirsin haberi olmayanların önünden.
Doğruca bırakırsın asıl dergâha.
Bağrına cennetler sığan seccadenin secdeliğine.
Ve başlar böylece sabır maratonun.
Korkma gönül, sen hele azmet sabır için,
yüreğini koy ortaya, gör ne mânevî hediyeler paketliyor Yaradan…
En masumane tavırlarına gaddarca yaklaşanlar olacak belki.
İçindeki çocuk hafife alınacak…
Anlatmak istediklerin değil, anlaşılamamış yanların konuşulacak.
“Olsun!” diyeceksin, yüzündeki gülümsemeyi kaybetmeden.
Yine de hüsn-ü zan edeceksin.
Allah için söylediğini yine Allan için olduğu yerde bırakacaksın.
Yaradanı alıp yüreğine,
sırtını dayayıp tevhidin çınarına,
akıbeti ukbâda düşüneceksin.
Ve kalbin şöyle bir hafifleyecek,
damarlarına giden iyimserlik yolunu tıkamadığından…
Üzülüp acı çektiğin anlarda çileni hafife alanlar olacak belki…
Öyle bir yanacak ki için,
kimseye anlatamayacaksın.
Günlerce ağlayacaksın gözyaşının lâhutî ikliminde. Sonra en yakınındaki,
en yüreğindeki vuracak hislerini…
Canım dediğin dönecek sırtını.
Bir “ah!” çekeceksin derinden ve anlamaya çabalarken empatinin gücüyle, arkanı döndüğünde kimse kalmamış olacak.
“Sabır” diyeceksin, yine sabır…
Eyyüplerin torunluğuna yakışır sabır..
“Bugün Allah için ne yaptın?” sorusu geldiği an kulağına,
vereceği cevabı bulamayanların tedirginliği değil, en zor imtihanınıbaşarıyla vermiş öğrencilerin rahatlığı olacak ruhunda. Başını yastığakoymadan “elhamdülillah” diyecek,
rüyanda cennetten kesitler izleyeceksin belki…
Ve sabaha erdiğinde, avucunda tuttuğun tesbih tanesi yine “yâ sâbır”la şakırdayacak…....:güll:güll:güll
Keskin sirkenin akıbeti malûm.
Dört mevsimi yaşayan bir cennetin bağrında büyüdün de sen,
onun için böyle bir baharı ve yazı özlersin.
İstersin ki çabuk geçsin fırtınalı sonbahar,
ayaza durmasın kışlar.
Dedim ya, sen dört mevsim hesabını yaparsın yaşarken duygularını.
Ama bilmelisin herkes buralı değil.
Bilmelisin, güneş görmeyen yurtlar var.
Olmaz gönül, olmaz öyle.
Yükün ağır bilmekteyim, baharı yaşamayanlarla kış nasıl geçer; onu da bilmekteyim.
Ama şunu da bilmekteyim ki, sabredebildiğin ölçüde yaşarsın.
Eminim ki, hayat sabra denktir.
Ve sabır, tahammülün bittiği yerde filizlenir,
maneviyat çeperlerini genişlettikçe boy atar,
sırf Yaradan’ı düşünerek fiiliyatta bulunduğun zaman neşv ü nema bulur.
Sabır gönlüm, sabır!
İçine çekerken, zehir gibi gelir tadı, boğulacağını zannedersin.
Kanın çekilir yüzünden, bembeyaz olur sîman; yutkunursun, geri döneriçinde düğümlenenler. Başını eğmek istemezsin; ama kaldıramazsın daöyle göklere doğru.
Ağlarsın, gözyaşın akmaz.
Haykırmak gelir içinden.
Konuşursun yalnızca kendinle, dökersin içini; senden başkası duymaz bilirsin bunu.
Sitemlerin dillenir haklı olduğunca, bağırırsın rahatlarcasına,
ama sadece kendi içinde,
ama sadece Yaradan’la baş başa.
Sonra gözlerin… .
Durur öylece, bakar, bakar…
Ve kimseler fark etmez neden donuklaştığını, kimseler anlamaz anlatmak istediği çifte derin mânâyı…
Sonra çekip alıverirsin anlamlı bakışlarını ruhunu bir kenara bırakmışlardan.
Yüzünü çekersin, yalan dünyanın yalancılarından. Alnındaki kırışıklıkları alıverirsin haberi olmayanların önünden.
Doğruca bırakırsın asıl dergâha.
Bağrına cennetler sığan seccadenin secdeliğine.
Ve başlar böylece sabır maratonun.
Korkma gönül, sen hele azmet sabır için,
yüreğini koy ortaya, gör ne mânevî hediyeler paketliyor Yaradan…
En masumane tavırlarına gaddarca yaklaşanlar olacak belki.
İçindeki çocuk hafife alınacak…
Anlatmak istediklerin değil, anlaşılamamış yanların konuşulacak.
“Olsun!” diyeceksin, yüzündeki gülümsemeyi kaybetmeden.
Yine de hüsn-ü zan edeceksin.
Allah için söylediğini yine Allan için olduğu yerde bırakacaksın.
Yaradanı alıp yüreğine,
sırtını dayayıp tevhidin çınarına,
akıbeti ukbâda düşüneceksin.
Ve kalbin şöyle bir hafifleyecek,
damarlarına giden iyimserlik yolunu tıkamadığından…
Üzülüp acı çektiğin anlarda çileni hafife alanlar olacak belki…
Öyle bir yanacak ki için,
kimseye anlatamayacaksın.
Günlerce ağlayacaksın gözyaşının lâhutî ikliminde. Sonra en yakınındaki,
en yüreğindeki vuracak hislerini…
Canım dediğin dönecek sırtını.
Bir “ah!” çekeceksin derinden ve anlamaya çabalarken empatinin gücüyle, arkanı döndüğünde kimse kalmamış olacak.
“Sabır” diyeceksin, yine sabır…
Eyyüplerin torunluğuna yakışır sabır..
“Bugün Allah için ne yaptın?” sorusu geldiği an kulağına,
vereceği cevabı bulamayanların tedirginliği değil, en zor imtihanınıbaşarıyla vermiş öğrencilerin rahatlığı olacak ruhunda. Başını yastığakoymadan “elhamdülillah” diyecek,
rüyanda cennetten kesitler izleyeceksin belki…
Ve sabaha erdiğinde, avucunda tuttuğun tesbih tanesi yine “yâ sâbır”la şakırdayacak…....:güll:güll:güll
Moderatör tarafında düzenlendi: