Ölüm Cezası (İdam) nedir? Türkiye' de ölüm cezaları ve idamlar

MURATS44

Özel Üye
Ölüm Cezası (İdam) nedir? Türkiye' de  ölüm cezaları  ve  idamlar
Ölüm Cezası (İdam) nedir? Türkiye' de ölüm cezaları ve idamlar
Halen kullanılan infaz yöntemleri


- Asma
- Baş kesme
- Elektrik verme
- Gaz odası
- Kurşuna dizme
- Recm
- Silahla vurmak
- Zehirli iğne

Geçmişte kullanılan infaz yöntemleri


- Boğma
- Canlı gömme
- Çarmıh
- Derisini yüzme
- Duvarla çevreleme
- Düşürme
- Ezme
- Fil
- İç organlarını çıkarma
- Kaynatma
- Kazığa oturtma
- Külde boğma
- Parçalama
- Pirinç boğa
- Testereyle kesme
- Topla patlatma
- Yakma
- Yavaş dilimleme

Ölüm cezası, bir devletin suçun karşılığı olarak bir mahkûmun hayatına son vermesidir. Ölüm cezasına çarptırılan kişinin cezasının infaz edilmesine idam denir. Ölüm cezası suçu cezalandırmak ve siyasi ve dinî ihtilafları bastırmak amacıyla geçmişte çoğu toplum tarafından kullanılmıştır. Tarihsel olarak, ölüm cezaları sıklıkla işkence eşliğinde infaz edilmiş ve halka açık olarak yapılmıştır.

Şu anda, 58 ülkede halen ölüm cezası kullanılmaktadır. 98 ülke ölüm cezasını hukuken (de jure) tamamen kaldırmış, 7'si savaş suçları ve istisnai durumlar dışında kaldırmış, 35'i ise fiilen (de facto) ölüm cezasını uygulamadan kaldırmıştır. Uluslararası Af Örgütü, 140 ülkeyi hukuken ya da fiilen idam karşıtı, 58 ülkeyi idam taraftarı olarak sınıflandırmaktadır.Ölüm cezası en yaygın olarak Asya'da kullanılmaktadır, infazların % 90'ı Asya kıtasında gerçekleşmektedir.

Ölüm cezası tartışmalı bir konudur. Ölüm cezasını destekleyenler, kişiyi suç işlemeden caydırdığını ve cinayet gibi bazı suçlarda hak edilen cezanın verildiğini iddia etmektedirler. Ölüm cezası karşıtları, ömür boyu hapis cezası ile caydırıcılık konusunda hiçbir farkı olmadığını, insan haklarını çiğnediğini, yanlış infazlara yol açtığını, müebbet hapis cezasının yeterli olduğunu iddia etmektedirler.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2007, 2008 ve 2010'da ölüm cezalarını uygulamama çağrısı yapan kararlar almıştır. Avrupa Birliği'nde, Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi'nin 2. maddesi gereği ölüm cezası kullanımı yasaktır. Avrupa Birliği'ne ek olarak, Türkiye ve Rusya'nın da üyesi olduğu Avrupa Konseyi de üyelerinin ölüm cezasını kullanmasını yasaklamaktadır. Bu doğrultuda Türkiye'de ölüm cezası 1984'ten beri uygulanmamakta, 2004'ten beri hukuk sisteminde mevcut bulunmamaktadır.

Ölüm cezası, uygulandığı çoğu yerde, önceden tasarlanmış cinayet, casusluk, vatana ihanet veya askeri adalet kapsamında kullanılır. Birçok ülkede, uyuşturucu kaçakçılığı da kişiyi ölüm cezasına çarptırmaya yetecek bir suç sayılır. Çin'de, insan kaçakçılığı ve ciddi yolsuzluk davaları ölüm cezası ile sonuçlanabilir. Dünya çapındaki askeriyelerde, askeri mahkemeler korkaklık, firar, asilik ve ayaklanma gibi suçlarda ölüm cezasını uygulamıştır.

Ölüm cezasının küresel dağılımı


tb

Ölüm cezasınin küresel dağılımı (2005/06 itibariyle).

-------Ölüm cezası yürürlüktedir (58)
-------

[TD]Yürürlüktedir, ama son 10 yıl içinde kullanılmamıştır (35)[/TD]

[TR]
[TD]-------[/TD]
[TD]Özel durumlar hariç bütün suçlar için kaldırılmıştır (7)[/TD]
[/TR]
[TR]
[TD]-------[/TD]
[TD]Bütün suçlar için kaldırılmıştır (98)[/TD]
[/TR]

Gelişmiş ülkeler arasında yalnızca Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya'da ölüm cezası halen yürürlüktedir. Avrupa ve Latin Amerika devletleri ölüm cezasını yürürlükten kaldırmıştır. Avrupa kıtasında sadece Belarus ve Kazakistan'da ölüm cezası vardır. Bunlardan Kazakistan'da ölüm cezası sadece özel durumlar için yürürlüktedir, Belarus'ta ise cezalar infaz edilmektedir. Avrupa ve Latin Amerika haricinde, gelişmemiş ve demokratik olmayan ülkelerde ise ölüm cezasının kullanımı yaygındır.

Destekçiler ve Karşıtlar


Karşıtlar hareketi

Ölüm cezası karşıtlarının nedenleri

- Evrensel İnsan Hakları'nın 5.maddesini ihlal ediyor. 5. maddeye göre "Hiç kimseye işkence yapılamaz ya da zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muammele uygulanamaz."

- Suçluları suç işlemekten caydırmıyor. Örneğin, ölüm cezasını destekleyen ABD ölüm cezasına karşıt Avrupa ülkelerine göre daha yüksek bir suç oranına sahiptir.

- Bazı kişiler infazlarına dakikalar kala ortaya çıkan yeni deliller sebebiyle affedilmiş, beraat etmiş veya yeni dava açmalarına izin verilmiştir. Amerika'da ölüm cezasının 1976 yılında yeniden yürürlüğe girmesinden bu yana yaklaşık 100 kişi idamdan kurtulmuştur. DNA kanıtları idam davalarının çok azında mevcut olmasına rağmen, Amerika'da 1992 yılından bu yana, senede birden fazla kişinin beraat etmesine sebep olmuştur. Birleşik Krallık'ta yakın zamanda yeniden gözden geçirilen davalar, 1950 ve 1953 yıllarında idam edilenler arasında, bir kişinin af edilmesi ve üç kişinin de beraati ile sonuçlanmıştır.

- Şiddetle yanıt verilince, ölüm cezasının kaldırılmasını destekleyen bazı kişiler toplumun daha şiddetli bir hale geleceğine inaniyorlar çünkü ölüm cezası devlet tarafından uygulanan bir şiddet haline geliyor.

- Suç işlemiş insanların doğru yolu bulup toplumun yeniden bir parçası olmalarını engelliyor.

- İdam mahkumları duygusal nedenlerle ölmek istemiyorlar bu da insan haklarını ihlal ediyor.

- Bir yerlerde birilerinin idam edildiğini bilmek toplum için bir vicdan azabı olabiliyor.

- Vahşice idam yöntemleri insanlarda psikolojik yaralar açıyor.

- İdam mahkumları kaybedecek hiçbir şeyleri olmadığı için isyan edip gardiyanlara vb. zarar verebiliyor.

- Müebbet hapis gibi bir seçeneğimiz varken idam insanlık dışı kalıyor.
Ünlü karşıtlar


Fransa

- Victor Hugo
- Robert Badinter
- Jacques Chirac
- François Mitterrand
- Maximilien de Robespierre
- Philippe Séguin

İtalya

- Cesare Beccaria

ABD

- John Kerry
- George Ryan
- Michael Dukakis
- Clarence Darrow

Güney Afrika

- Nelson Mandela
- Desmond Tutu

Destekçiler hareketi

Ölüm cezası destekçilerinin nedenleri


- Burada esas olan suçluları veya suç işlemeye niyetleri olanları caydırmak değil insanların vicdanındaki adaleti ve adalete olan güveni sağlamaktır.

- İleride cinayet işlenmesine karşı caydırıcıdır.

- Suçlu cinayet işlediğinde, kendi yaşama hakkını kaybetmiştir, ve bu nedenle hayatını yaşamaya layık değildir.

- Suçlunun yaşamasına izin verilmediği takdirde, mağdur aile adaletin yerine geldiğine inanır.
Ünlü destekçiler


Fransa

- Charles de Gaulle
- Valery Giscard d'Estaing
- Voltaire
- Jean-Jacques Rousseau
- Jean-Marie Le Pen

ABD

- George W. Bush
- Bill Clinton
- Hillary Clinton
- Ronald Reagan

İdam Yöntemi Çeşitleri

- Aç bırakma

- Asarak infaz (Mısır, Afganistan, Irak , İran, Japonya, Ürdün, Pakistan, Singapur ve diğer ülkelerde halen uygulanıyor)

- Kurşuna dizerek infaz (Mısır, İran, Endonezya, Libya, Çin, ABD ve diğer ülkelerde uygulanıyor.)

- Ateş açarak infaz (tek kişilik, mahkumun ensesinden ve/veya kalbinden tek vuruş ile yapılan idam çeşididir.)(Belarus, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin ve diğer ülkelerde uygulanıyor.)

- Boğazlayarak infaz

- Çarmıha germe

- Ezerek infaz (Asya ülkelerinde çoğunlukla görülmekle beraber genellikle fillerle yapılır)

- Elektrikli sandalye ile infaz (ABD'de halen uygulanıyor)

- Gaz odaları

- Giyotin ile baş kesme

- Kılıçla infaz (Suudi Arabistan'da halen uygulanıyor)

- Öldürücü iğne ile infaz (ABD, Çin, Guatamala, Tayland'da halen uygulanıyor)

- Recm (Suudi Arabistan Afganistan ve İran'da halen uygulanıyor)
 

MURATS44

Özel Üye
Türkiye'de ölüm cezası


Türkiye'de ölüm cezası, 1984'ten beri fiilen ve 2004'ten beri hukuken bulunmamaktadır. Ölüm cezası önce 2001'de savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışındaki suçlar için kaldırılmış, 3 Ağustos 2002'de "Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar hariç" şartı ile kaldırılmıştır. 7.5.2004 tarihli 5170 sayılı kanun ile anayasadan ölüm cezaları ile ilgili maddeler çıkarılmış, 14.7.2004 tarihli 5218 sayılı kanunla Türk Ceza Kanunu'ndan ölüm cezaları ile ilgili maddeler çıkarılmış, böylece ölüm cezası Türk Hukuku'ndan tamamen kaldırılmıştır.

Tarihçe


Türkiye’de 1920'de Meclisin kuruluşundan, 1984'te ölüm cezalarının fiilen kaldırılmasına kadar geçen 64 yıllık dönemde, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanan ve infazı gerçekleştirilen ölüm cezası kararı sayısı 712'dir. Bunlardan 15'i kadın hükümlüdür. Ancak bu rakama İstiklal Mahkemeleri'nin, Meclis’i devre dışı bırakarak aldığı idam kararları dahil değildir. Meclise gelmeden İstiklal Mahkemeleri tarafından verilen 1500 - 2000 civarında idam kararı bulunduğu tahmin edilmektedir.

Prosedüre göre mahkemeler tarafından verilen idam kararları Yargıtay’da onaylandıktan sonra Meclis’e gönderiliyordu. Meclis’in de idam kararını onaylaması halinde ölüm cezaları infaz ediliyordu. İnfaz kurallarına göre ölüm cezası hükümlünün mensup olduğu din ve mezhebin hususi günlerinde yerine getirilmiyor, hamile kadınlar doğum yapana kadar, akıl hastalığı tespit edilenler akli dengesi düzelene kadar idam edilmiyordu. 18 yaşından küçükler ve 65 yaşından büyükler hakkındaki ölüm cezası infaz edilmiyordu.

İnfazlar 1965 yılına kadar gündüzleri ve halkın izleyebilmesi için alenen ve belirli noktalarda İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda, Ankara’da Samanpazarı’nda gerçekleştiriliyordu. 1965 yılında İnfaz Kanunu’nda yapılan düzenlemeden sonraki infazlar cezaevi avlularında, güneş doğmadan önce, gizli olarak yapılmıştır. Askeriyeye bağlı bir kişinin askeri suçtan dolayı aldığı ölüm cezası kurşuna dizilerek infaz edilirdi.Örneğin; Şeyh Said İsyanı ile bağlantıları olan Albay Cibranlı Halit, Molla Abdurrahman, Yusuf Ziya Bey, Teğmen Ali Rıza Bey, Faik Bey kurşuna dizilerek idam edildi.

Türkiye'de, cezası infaz edilen son idam mahkûmu, 25 Ekim 1984'te infaz edilen Hıdır Arslan'dır. Ekim 1984'ten itibaren mahkemeler tarafından verilen ölüm cezaları Meclis’te onaylanmadığı için infaz edilmemiş, 1991 yılında çıkarılan bir afla 500 civarında ölüm cezası dosyası, 10 yıl ağır hapse dönüştürülmüş ve 2002'deki yasayla da fiilen uygulanmamış olan tüm idam kararları, ömür boyu hapse dönüştürülmüştür. Bunlar arasında, Abdullah Öcalan'ın 29 Haziran 1999'da çarptırıldığı, 25 Kasım 1999'da Yargıtay tarafından onanan ölüm cezası da vardır.

1920–1961 yılları arasında 11’i İstiklal Mahkemeleri tarafından olmak üzere toplam 16 milletvekili idam edilmiştir.

Başlıca idamlar


1923–1960 döneminde idamlar


  • Şeyh Said İsyanı sonrasında Diyarbakır'daki Şark İstiklal Mahkemesi kısa süren bir yargılamadan sonra Şeyh Said ve 47 ayaklanma yöneticisi hakkında 28 Haziran 1925 günü ölüm cezası vermiş ve cezaları ertesi gün infaz ediliştir.
  • Haziran 1926'da İzmir'de Mustafa Kemal'e karşı yapılması tasarlanmış, tarihe İzmir Suikastı olarak geçen suikast girişimi ardından Ziya Hurşit ve arkadaşları İzmir İstiklal Mahkemesi'nde yargılandılar. 2'si gıyabında olmak üzere 15'i ölüm cezasına çarptırıldı. İnfazlar, 13 Temmuz'u 14 Temmuz'a bağlayan gece İzmir'in çeşitli yerlerinde gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen idamların sonrasında cenazeler önce Merkez Hastanesi'ne götürüldü, üzerindeki eşyaların alınmasının ardından da Kadifekale yakınlarındaki Kokluca Mezarlığı'na defnedildi.


  1. Ziya Hurşit Bey
  2. "Laz" İsmail
  3. "Gürcü" Yusuf
  4. "Çopur" Hilmi
  5. Ahmet Şükrü Bey
  6. Arif Bey
  7. İsmail Canbulat Bey
  8. "Sarı Efe" Edip Bey
  9. Abidin Bey
  10. Halis Turgut Bey
  11. Rüştü Paşa
  12. Hafız Mehmet Bey
  13. Miralay Rasim Bey
  14. "Kara" Kemal Bey (idam kararı gıyabında verilirken, bir müddet kaçak hayatı yaşadıktan sonra yakalanmak üzereyken 27 Ağustos 1926 günü intihar etti)
  15. Abdülkadir Bey (idam kararı gıyabında verilirken, Bulgaristan'a kaçmak üzereyken yakalandı ve daha sonra Ankara'da yargılanması kararlaştırıldı. Ankara'da tekrar idama mahkûm edildi, 31 Ağustos 1926 gecesi infaz edildi)

  • İzmir suikastının ikinci davası Ankara'da yapıldı. İdama mahkûm edilen dört kişinin cezası 26 Ağustos'u 27 Ağustos'a bağlayan gece, Cebeci'deki Umumi Hapishane önünde infaz edildi. İdam edilenler, hapishanenin avlusuna defnedildiler.

  1. Cavid Bey
  2. Hilmi Bey
  3. Nail Bey
  4. Doktor Nâzım Bey

  • 23 Aralık 1930 günü, İzmir'in Menemen ilçesinde, öğretmen-yedeksubay Mustafa Fehmi Kubilay'ın ve yardımına koşan bekçiler Hasan ve Şevki'nin bir grup tarafından öldürülmesiyle başlayan, Menemen olayları sonrasında, Divan Harp Mahkemesinde yargılanan sanıklardan 28'i 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de idam edilmiştir.

1961–1972 arasında idamlar



  • 27 Mayıs 1960 Darbesi'nden sonra darbe yönetimi döneminde Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan Yüksek Adalet Divanı'nda yargılanmış ve ölüm cezası almışlardır. Cezaları 17 Eylül 1961'de infaz edilmiştir.

  1. Fatin Rüştü Zorlu (16 Eylül 1961, İmralı)
  2. Hasan Polatkan (16 Eylül 1961, İmralı)
  3. Adnan Menderes (17 Eylül 1961, İmralı)

  • 20 Mayıs 1963 ayaklanması sonrasında, daha önce 22 Şubat 1962 ayaklanmasında affedilen Talat Aydemir ve arkadaşları idam cezası aldılar. İnfaz edilenler:

  1. Fethi Gürcan (27 Haziran 1964)
  2. Talat Aydemir (5 Temmuz 1964)

  • 12 Mart 1971 Muhtırası da yarım darbe olarak nitelenmesine rağmen 17 kişiyi idama göndermiştir. 1971'in 18 Temmuz'u ile 28 Temmuz'u arasında -tamamı adli suçlu- 14 hüküm infaz edildi. Bunların içinde 25 Temmuz 1971'de İzmir'de asılan Kadriye Partici, Türkiye'de idam edilen son kadın hükümlü olmuştur. 12 Mart rejimin diğer 3 infazı ise 1968 kuşağının önde gelen devrimcilerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'dır. Üçü de 6 Mayıs 1972'de Ankara'da idam edildiler. Bu dönemde idam edilenler:

  1. Nail Kır
  2. Mehmet Karabaş (Karataş)
  3. Cemil Yıldız
  4. Ahmet Balıkçı
  5. Hüseyin Bulut
  6. Hacı Ahmet Tonya
  7. Mahmut Yel
  8. Nurettin Kahraman
  9. Kemal Uluköylü
  10. Kâmil Akman
  11. Mevlût Balcı
  12. Zekeriya Balcı
  13. Faik Vartekli (25 Temmuz 1971, İzmir)
  14. Kadriye Partici (25 Temmuz 1971, İzmir)
  15. Deniz Gezmiş (6 Mayıs 1972, Ankara)
  16. Yusuf Aslan (6 Mayıs 1972, Ankara)
  17. Hüseyin İnan (6 Mayıs 1972, Ankara)

  • 1972'den sonra, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'ne kadar ölüm cezaları uygulanmadı.

1980–1984 arasında idamlar



  • 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra, 1972'den beri infaz edilmeyen ölüm cezaları uygulanmaya başladı. Siyasi hükümlülerin yanında cezası o zaman kadar uygulanmamaış adli hükümlülerin de cezaları uygulanmaya başladı. Ayrıca mahkemerden peşpeşe yeni ölüm cezası hükümleri çıktı. Sıkıyönetim askeri mahkemelerince 517 sanığa idam cezası verildi. Askeri Yargıtay’ın onayladığı idam kararlarının sayısı 124 oldu. 54 kişinin ölüm cezası yetkili kurumda (12 Eylül 1980–25 Ekim1981 arası Milli Güvenlik Konseyi, 25 Ekim 1981–14 Ekim 1983 arası Danışma Meclisi, 6 Kasım 1983 sonrası TBMM) onaylandı. Bunların 50’si infaz edildi. İdam edilenlerin isimleri şöyledir:

  1. Necdet Adalı (sol görüşlü) 7 Ekim 1980 Ankara
  2. Mustafa Pehlivanoğlu (sağ görüşlü) 7 Ekim 1980 Ankara
  3. Serdar Soyergin (sol görüşlü) 25 Ekim 1980 Adana
  4. Erdal Eren (sol görüşlü) 13 Aralık 1980 Ankara
  5. Cevdet Karakaş (sağ görüşlü) 4 Haziran 1981 Elazığ
  6. Veysel Güney (sol görüşlü) 10 Haziran 1981 Gaziantep
  7. Ahmet Saner (sol görüşlü) 25 Haziran 1981 İstanbul
  8. Kadir Tandoğan (sol görüşlü) 25 Haziran 1981 İstanbul
  9. Mustafa Özenç (sol görüşlü) 20 Ağustos 1981 Adana
  10. İsmet Şahin (adli suçlu) 20 Ağustos 1981 İstanbul
  11. Seyit Konuk (sol görüşlü) 13 Mart 1982 İzmir
  12. İbrahim Ethem Coşkun (sol görüşlü) 13 Mart 1982 İzmir
  13. Necati Vardar (sol görüşlü) 13 Mart 1982 İzmir
  14. Fikri Arıkan (sağ görüşlü) 27 Mart 1982 Ankara
  15. Sabri Altay (adli suçlu) 23 Nisan 1982 Adapazarı
  16. Cengiz Baktemur (sağ görüşlü) 30 Nisan 1982 Elazığ
  17. Şahabettin Ovalı (adli suçlu) 12 Haziran 1982 Sinop
  18. Ednan Kavaklı (adli suçlu) 18 Haziran 1982 Ankara
  19. Ali Bülent Orkan (sağ görüşlü) 13 Ağustos 1982 Ankara
  20. Veli Acar (adli suçlu) 13 Ağustos 1982 Isparta
  21. Eşref Özcan (adli suçlu) 19 Ağustos 1982 Kayseri
  22. Halil Fevzi Uyguntürk (adli suçlu) 29 Aralık 1982 Afyon
  23. Kazım Ergun (adli suçlu) 29 Aralık 1982 Akşehir
  24. Muzaffer Öner (adli suçlu) 29 Aralık 1982 Amasya
  25. Adem Özkan (adli suçlu) 13 Ocak 1983 Balıkesir
  26. Hüseyin Çaylı (adli suçlu) 13 Ocak 1983 Afyon
  27. Osman Demiroğlu (adli suçlu) 13 Ocak 1983 Isparta
  28. Ahmet Mehmet Uluğbay (adli suçlu) 22 Ocak 1983 Akşehir
  29. Ali Aktaş (sol görüşlü) 23 Ocak 1983 Adana
  30. Duran Bircan (adli suçlu) 23 Ocak 1983 Denizli
  31. Levon Ekmekçiyan (ASALA) 28 Ocak 1983 Ankara
  32. Ramazan Yukarıgöz (sol görüşlü) 29 Ocak 1983 İzmit
  33. Ömer Yazgan (sol görüşlü) 29 Ocak 1983 İzmit
  34. Erdoğan Yazgan (sol görüşlü) 29 Ocak 1983 İzmit
  35. Mehmet Kambur (sol görüşlü) 29 Ocak 1983 İzmit
  36. Ahmet Kerse (sağ görüşlü) 30 Ocak 1983 Gaziantep
  37. Rıdvan Karaköse (adli suçlu) 5 Şubat 1983 Akşehir
  38. Cavit Karaköse (adli suçlu) 5 Şubat 1983 Akşehir
  39. Süleyman Karaköse (adli suçlu) 5 Şubat 1983 Akşehir
  40. Fatih Laçinligil (adli suçlu) 24 Şubat 1983 Keşan
  41. Fayık Güngörmez (adli suçlu) 24 Şubat 1983 Kilis
  42. Mustafa Başaran (adli suçlu) 30 Mart 1983 Edirne
  43. Hüseyin Üye (adli suçlu) 30 Mart 1983 Nazilli
  44. Şener Yiğit (adli suçlu) 20 Nisan 1983 Isparta
  45. Cafer Aksu Altıntaş (adli suçlu) 20 Nisan 1983 Ordu
  46. Abdülaziz Kılıç (adli suçlu) 26 Mayıs 1983 Edirne
  47. Halil Esendağ (sağ görüşlü) 5 Haziran 1983 İzmir
  48. Selçuk Duracık (sağ görüşlü) 5 Haziran 1983 İzmir
  49. İlyas Has (sol görüşlü) 6 Ekim 1984 İzmir
  50. Hıdır Aslan (sol görüşlü) 25 Ekim 1984 Burdur

  • Son olarak 25 Ekim 1984'te Hıdır Aslan'ın idam edilmesinden bu yana Türkiye'de idam cezası uygulanmadı.
 

mahzungarip

Yönetici
Abi bence en mantıklısı ve olması gereken ceza kısasa kısas. Fetoyu getirip tankın altına atıp ezelim veya f16 uçaklarıyla vuralım:)
 
U

Unregistered

Guest
Abi bence en mantıklısı ve olması gereken ceza kısasa kısas. Fetoyu getirip tankın altına atıp ezelim veya f16 uçaklarıyla vuralım:)

Bu idam yöntemlerinin hepsini aynı anda yapma imkanı olsa keşke. Önce silahla yaralayacaksın. sonra uçakla bombalayp tankın arkasına bağlayıp çekeceksin. sonra üzerinden tankla geçip bi çukuru ağzına kadar benzin doldurup bunuda içine atıp yakacaksın sonrada üzerine kireç döküp kapatacaksın ki başkalarının beynini yıkayamasın daha. Buna ölüm cezası değil sadece milletin eline vereceksin. Halk , özen ve itina ile değerli hocaefendi haininin icabına bakacaktır.
 
Üst Alt