Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Kelâm-ı vahidde ahkâm-ı müteaddide olabilir. Bir sadef, çok cevahiri tazammun edebilir. Zevi’l-elbabca mukarrerdir: kaziye-i vahide, müteaddid kazâyâyı tazammun eder. O kaziyelerin her biri ayrı birer madenden çıktığı gibi, ayrı ayrı birer semere de verir. Biri birinden fark etmeyen haktan bîgane kalır. Meselâ: Hadiste denilmiş: 1Yani: Ben ve kıyamet bu iki parmak gibiyiz. Mabeynimizde tavassut edecek peygamber yoktur. Veya hadisin muradı ne ise haktır. Şimdi bu hadis üç kaziyeyi mutazammındır:
Birincisi: Bu kelâm Peygamberin kelâmıdır. Bu kaziye ise, tevatürün –eğer olsa– neticesidir.
1- Bu, içinde şüphe bulunmayan bir kitaptır. (Bakara Suresi: 2)
2- Bkz. Aclunî, Keşfü'l-Hafâ: 1/189.
Birincisi: Bu kelâm Peygamberin kelâmıdır. Bu kaziye ise, tevatürün –eğer olsa– neticesidir.
1- Bu, içinde şüphe bulunmayan bir kitaptır. (Bakara Suresi: 2)
2- Bkz. Aclunî, Keşfü'l-Hafâ: 1/189.
Moderatör tarafında düzenlendi: