Organ Bağışı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu konuda iki görüş var. Bu iki görüşü de söylemek zorundayız. Bu görüşlerden biri şu:
Diyorlar ki; insan kendi vücudunun sahibi değildir. İnsanın vücudu emanettir. Bu yüzden insan kendi vücudu üzerinde tasarruf hakkına sahip değil, ne ölmeden önce ne öldükten sonra. Bu bir görüş..
İkinci görüş ise; diyor ki, evet, doğru, insanın vücudu kendine emanettir ama Kur’an-ı Kerim’de yardımlaşmayı, hadislerde tedaviyi tavsiye eden cümleler vardır.
Allah azze ve celle şöyle buyuruyor:
AYET-İ KERiME
İyilik ve takva üzere yardımlaşın.
Kur’an-ı Kerim; Maide Sûresi, 2. Ayet Meali[/ayet]
AYET-İ KERiME
Hz. Peygamber de (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Ey Allah’ın kulları, tedavi olunuz.” buyurmuştur.
“Ey Allah’ın kulları, tedavi olunuz.” buyurmuştur.
| Hadis-i Şerif; bk. Tirmizî, Tıbb, 2; Ebû Dâvud, Tıbb, 1, II; İbn Mâce, Tıbb, 1; Ahmed b. Hanbel, III/156, IV/278.Bazı İslam âlimleri de organ bağışı tedavinin bir türüdür diyorlar.
Konuya ait bilgiyi şöyle özetleyebiliriz:
Ölenden organ nakli yapıldığı gibi, yaşayandan da organ bağışı alınmaktadır..
İkisi de birbirine benzese de aralarında küçük farklar vardır. Şöyle ki:
Ölüden yapılacak organ naklinin caiz olabilmesi için gerekli şartları şöyle ifade edebiliriz:
Hastaya organ naklinden başka çare bulunmadığı konusunda ehliyetli tıp adamları karar vermiş olmalıdır.
Konunun uzmanları olan doktorlar, hastanın bu nakille iyi olacağı yolunda kuvvetli kanaat sahibi olmalıdır.
Ölümünden önce hastanın kendisinin, ölümünden sonra da mirasçılarının organ nakline izin vermiş olmalıdır.
Tıbben ve dinen! ölüm kesinleşmiş olmalıdır.
Organın maddi bir karşılık ve para mukabilinde satılıyor olmaktan uzak olmalıdır.
Alıcının da bu nakilde rızası bulunmalıdır.
Bunlar ölenden alınacak organ naklinde aranan şartlar. Bunlara bir de yaşayandan nakledilecek organın şartlarını ilave edecek olursak şunu da ifade edebiliriz:
Organı kendi isteğiyle hibe edecek olan insanın sağlığını bu hibenin bozmayacağı yolunda doktorların görüşleri kesin olmalıdır.
Doktorların bu naklin başarılı olacağı, hayati tehlikenin bulunmayacağı yolunda raporları bulunmalıdır.
Organ bağışında bir ücret ve maddi menfaat söz konusu olmamalıdır.
Bunun gibi standartlara dikkat edildikten sonra kişi öldükten sonra veya yaşarken iki böbreğinden birini vermek gibi hayatı riske sokmayacak olan bu tür tercihleri yapabilir diyor.
Şu anda Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı, belirli şartlar dahilinde caizdir demiştir ama yapay bir organ devreye girmedikçe. Fakat ileride yapay organlar devreye girse, insan vücuduna ihtiyaç olmasa o zaman o yapay organları kullanmak zorundayız.
Ürdün, Kuveyt ve diğer bütün İslam ülkelerindeki Fıkıh konseylerinde de verilen cevaplar ikinci görüşü teyit ediyor. Organ nakli belli şartlar dahilinde caizdir.
Burada akla gelen bir soruyu da cevaplayalım. Verilen organ, nakledildiği diğer bedende biyolojik görevini yapacaktır. O şahsın iyilik veya kötülük yapmasında bir etkisi bulunmayacağından sorumluluğu olmayacaktır. İsterse bu insan gayrimüslim olsun. Çünkü günahı işleyen organ değil, organa yön veren insanın kendi iradesidir. Sorumluluklar irade sahibinindir.
Ayrıca nakledilen organ, tekrar dirilmede ilk bedenindeki yerini alacak, sonrakinde sabit kalamayacaktır.
Hanefi Mezhebi’nin Görüşü
Zaruret hâlinde olan birisi, bir diğer zaruret hâlindeki insanın yemeğini de, onun bedeninden bir parçayı da yiyemez.
| İbn-i Nuceym, el-Eşbah ve’n Nezair s.87
Fetevây-ı Hindiyye
Hanefi fıkhının temel eserlerinden olan Fetevây-ı Hindiyye’de konuyla ilgili verilen hükümler şu şekildedir:
“Bir kimse açlıktan çok daralır, yiyecek laşe (leş) bile bulamaz ve bir adam ‘Elimi kes ve ye!’, veya ‘Benden bir parça kes ye!’ dese, işte buna ruhsat yoktur. Ayrıca o adamın böyle demesi de doğru değildir. Bir adamın kendi vücudundan kesip yemesi de böyledir. Buna da ruhsat yoktur.”
| C. 12, sh. 67
“İnsan uzuvlarından bir parça ile menfaatlenmek câiz değildir.”
| c. 2, sh: 119
Maliki Mezhebi’nin Görüşü
[/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT]
Yenilmesi haram olanlardan insan eti ile, içilmesi haram olanlardan içki; zaruret hâli oluşsa bile yenilip içilemez. Zaruret hâlindeki bir insan ölüm tehlikesi ile karşı karşıya olsa ve yemediği takdirde ölecek olsa bile, diri ya da ölü bir insanı ya da ondan bir parçayı yiyemez.
| eş-Şerhu’l Kebir ll. 103
Şafii Mezhebi’nin Görüşü
Bir insanın kendisinden bir parça koparıp zaruret hâlindeki diğer şahıslara vermesi kesinlikle haramdır.
| Muğni’l Muhtac, lV 310
Hanbeli Mezhebi’nin Görüşü
Zaruret hâlindeki bir insanın bir diğer insandan başka yiyecek bir şey bulamaması hâlinde onu öldürerek ya da ondan bir uzvu kopararak yemesinin câiz olmadığında icma vardır. Söz konusu şahsın mümin ya da kâfir olması bu hükmü değiştirmez.
| el-Muğni Maa’ş Şerhi’l Kebir, Xl. 79
Diğer Görüşler
“Allah -celle celâluhu- insana, vücudunu sadece istifade edip onun içinde yaşaması için yaratmıştır. Onda insanın, ne satma ne de hile şekliyle hiçbir tasarruf hakkı yoktur. İnsan kendi tırnağına bile sahip değildir ve şayet tasarruf hakkı, insanların düşüncelerine bırakılırsa anarşi olur. Hürriyet, Allah’ın emirleriyle sınırlıdır. Bu nedenle hasta birisi için sağlam olan bir şahıstan organ almak caiz değildir.”
| et-Temîmi, Receb Büyûd, Münâkaşa, Mecelletü Mecmai’l-Fıkhi’l-İslâmî, c.1, sayı 4
“Organ naklinin câiz olamayacağı fikrinin temelinde yatan ana fikir, insanın mükerrem oluşudur. Bu sebeple onun organları, başkalarına aktarılarak onlar tarafından kullanılamayacaktır.”
| Sükkerî, Nakl
“İslâm hukukunda, insanın yerini doldurabilecek bir başka canlı yoktur. Bu nedenle hiçbir surette onun hayatının tehlikeye atılmaması gereklidir. Organ nakli konusu da verici durumundaki insanın tehlikeye atılması demektir ki, hasta birisini tedavi amacıyla sağlam bir insanın zarar görmesi, doğru değildir.”
| Sükkerî, Nakl
“Şahsın ölümüne sebep olacak herhangi bir organın alınması câiz olmadığı gibi organı verecek kimsenin isteğine de bakılmaz. Çünkü burada, hukukullah vardır ve Allah hakkının sözkonusu olduğu yerde îsâr (fedakarlık) câiz değildir.”
| Muhammed Said Ramazan el-Bûtî, İntifaü’l-İnsan bi A’dâi cismi İnsanin Âhar Hayyen ev Meyyiten, Mecelletü Mecmai’l-Fıkhi’l-İslâmî, c. 1, sayı 4
“Şayet alınacak organ, -kalp gibi- verici durumundaki kimsenin ölümüne sebep olacaksa izni olsun-olmasın mutlaka haramdır. Şayet kendi izni varsa bu durumda intihar, izni olmadığında ise katl olur. Alınan organ ölüme sebep olmuyor ve o olmadan da insan yaşayabiliyorsa o taktirde bakılır; şayet vericinin çalışıp ihtiyaçlarını gidermesine mâni oluyor veya sağlığını zayıf düşürüyorsa, ihtisas sahibi doktorun görüşüne de istinaden, haram olur. Yine haram olup-olmaması meselesinde iznin önemi yoktur. Çünkü başkalarına zarar vermek de zarar görmek de hadislerde yasaklanmıştır.”
| Şa’râvî, 100 suâl 100 cevâb
“Organ naklinin bir kalemde caiz olduğunu söylemek, aynı zamanda alternatif çarelerin de önünü tıkamak ve insanî gibi görülen bir uygulamanın, daha insanî olana engel olması anlamına gelebilir.”
| Beşer, Faruk, Organ Nakli ve İslâm, İslâm Mecmuası, sayı 76
“Çok dikkatli olarak incelediğimiz zaman, “Olmaz!” diyenlerin yani organ nakline cevaz vermeyenlerin delilleri verenlerin delillerinden daha kuvvetlidir. Ve bundan dolayı da İslâm ulemasının çok önemli bir kesimi -birazı müstesna- bu konuya sıcak bakmamaktadır. Ve dolayısı ile organ naklinin karşısındadır. … “Canım insan öldü gitti zaten toprak olacaktır” gibi bahanelerle hareket ediliyor. Hayır, insan, bizim ehl-i sünnet inancına göre; insan dirilirken şu anda üzerimizde taşıdığımız uzuvlarımızla dirileceğiz. Bu gözlerimizle, bu kulaklarımızla, bu ellerimizle ve bu ayaklarımızla ve bu iç organlarımızla dirileceğiz, Rabb’imiz Teâlâ’nın huzuruna aynen bu organlarımızla çıkıp Rabb’imize hesabımızı, dünya hesabımızı vereceğiz. Ehl-i sünnetin itikadı bu, inancı bu ve doğrusu da budur zaten. … Onun için İslâm uleması organ nakline sıcak bakmamaktadır, cevaz vermemektedir. Yapılması noktasında büyük faciaların ileri geleceğini delilleriyle beraber ileriye sürmüştür. Ve bu deliller “Adam ne olacak zaten uzuvlar toprağa girecek ve toprakta kaybolup gidecek.” diyenlerden daha kuvvetlidir, daha yerli yerincedir, daha insanîdir, daha aklîdir, daha delilleri sağlam olan hususlardır.”
Moderatör tarafında düzenlendi: