ceylannur
Yeni Üyemiz
Oruç Tut Sıhat Bul
ALLAH Teala, insanların hem dünya hem de ahiret mutluluğunu kazanmaları için emirler ve yasaklar koymuştur. İnsanlar bunları hayatlarında uyguladıkları sürece mutlu olurlar, huzurlu olurlar. Bunların yanı sıra ALLAH(c.c)’ın rızasını da kazanırlar. Ramazan ayının, kulların ayı olması özellikleri arasında; bu ay içinde bulunan yoğun ibadet ve yaşayışla birlikte, bin aydan daha faziletli olan Kadir Gecesi’nin bulunması, insanlara bir hidayet rehberi olma özelliğini 1400 küsur senedir hiç kaybetmeyen Kur’an-ı Kerim’in bu ay içersinde inmeye başlaması, oruç ibadetinin bu ay içersinde bulunması, zengin müslümanların zekatlarını yine bu ayda vermeleri, Sadaka-i Fıtra’nın bulunması,Ramazan ayının son on gününde itikaf ibadetinin bulunması gibi özellikler, bu ayın bizlere niçin hediye edildiğini ortaya koymaktadır. 2010 Sahur ve iftar saatleri ALLAH Teala, insanların hem dünya hem de ahiret mutluluğunu kazanmaları için emirler ve yasaklar koymuştur. İnsanlar bunları hayatlarında uyguladıkları sürece mutlu olurlar, huzurlu olurlar. Bunların yanı sıra ALLAH(c.c)’ın rızasını da kazanırlar.
Gerek ilahi gerekse diğer dinler incelendiğinde her dinin mutlaka senenin bazı günlerini veya günlerin bazı zamanlarını kutsal olarak addettikleri karşımıza çıkmaktadır.Bu dinlerin bağlıları da, bu zaman dilimi girdiğinde onu diğer zamanlardan daha çok değerlendirmeye çalışırlar. İslam dini de bazı ay, gün ve geceleri kutsal saymıştır. Mübarek saydığı aylar içersinde Recep ayı ki Peygamber Efendimiz onu ALLAH(c.c)’ın bizzat kendisine tahsis ettiği ay, Şaban ayı ki Peygamber Efendimizin kendisine ve Ramazan ayı ki ALLAH(c:c)’ın kullarına tahsis ettiği ay olarak, bizlere bir hadislerinde bildirmişlerdir.
Şu an içersinde bulunduğumuz ve üç aylar olarak ifadesini bulan bu iklimde, İslam Alemi’nde bulunan her fert kendisine çeki düzen vermekte – aslında her zaman olması gereken – ve Mevlası’na yönelmektedir. Hadiste kulların ayı olarak isimlendirilen Ramazan ayı girdikten sonra ise tamamen ALLAH(c.c)’a yönelmektedir. Gerek sosyal gerekse ruhi açıdan ivme kazanmaktadır. İşte, kazandığı bu ivmeyi, müslümanım diyen her fert, yıl boyunca muhafaza etmeye gayret sarfetmelidir.Güzellikleri elde etmenin ne kadar güç olduğu bu ruhi terbiye mevsiminde anlaşıldıktan sonra, elde edilenlerin heba olup gitmemesi için dikkat edilmelidir.
Ramazan ayının, kulların ayı olması özellikleri arasında; bu ay içinde bulunan yoğun ibadet ve yaşayışla birlikte, bin aydan daha faziletli olan Kadir Gecesi’nin bulunması, insanlara bir hidayet rehberi olma özelliğini 1400 küsur senedir hiç kaybetmeyen Kur’an-ı Kerim’in bu ay içersinde inmeye başlaması, oruç ibadetinin bu ay içersinde bulunması, zengin müslümanların zekatlarını yine bu ayda vermeleri, Sadaka-i Fıtra’nın bulunması,Ramazan ayının son on gününde itikaf ibadetinin bulunması gibi özellikler, bu ayın bizlere niçin hediye edildiğini ortaya koymaktadır.
Hz. Adem (a.s.)’la başlayan din ve peygamberlik kurumu, Hz. Muhammed (s.a.v.)’le sona ermiştir. Yüce ALLAH(c.c)’ın gönderdiği ve adına İlahi dediğimiz bütün dinlerde oruç ibadetinin var olduğunu görüyoruz. Hatta İlahi dinlerin dışındaki dinlerde bile oruç ibadetine rastlamak mümkündür. Bu da oruç ibadetinin insan hayatında önemli bir yere sahip olduğunun göstergesi olmaktadır.
İslam Dini, bütün uygulamalarında olduğu gibi, oruç ibadetini de sistemli, uygulanması kolay, disiplinli bir hale getirmiştir. Oruç, Ramazan ayı boyunca tutulmak üzere hicri ikinci (M.624) yılında Medine’de, farz kılınmış bir ibadettir.
Oruç ibadetinin bedeni olduğu kadar dini, sosyal ve ahlaki faydaları da vardır. Sevgili Peygamberimiz “Mide hastalık evidir, perhiz ise ilaçların başıdır. Her hastalığın kaynağı dolu midelerdir”, “Oruç tutan sıhhat bulur.” Sözleriyle bu noktalara dikkatimizi çekmektedir
ALLAH Teala, insanların hem dünya hem de ahiret mutluluğunu kazanmaları için emirler ve yasaklar koymuştur. İnsanlar bunları hayatlarında uyguladıkları sürece mutlu olurlar, huzurlu olurlar. Bunların yanı sıra ALLAH(c.c)’ın rızasını da kazanırlar. Ramazan ayının, kulların ayı olması özellikleri arasında; bu ay içinde bulunan yoğun ibadet ve yaşayışla birlikte, bin aydan daha faziletli olan Kadir Gecesi’nin bulunması, insanlara bir hidayet rehberi olma özelliğini 1400 küsur senedir hiç kaybetmeyen Kur’an-ı Kerim’in bu ay içersinde inmeye başlaması, oruç ibadetinin bu ay içersinde bulunması, zengin müslümanların zekatlarını yine bu ayda vermeleri, Sadaka-i Fıtra’nın bulunması,Ramazan ayının son on gününde itikaf ibadetinin bulunması gibi özellikler, bu ayın bizlere niçin hediye edildiğini ortaya koymaktadır. 2010 Sahur ve iftar saatleri ALLAH Teala, insanların hem dünya hem de ahiret mutluluğunu kazanmaları için emirler ve yasaklar koymuştur. İnsanlar bunları hayatlarında uyguladıkları sürece mutlu olurlar, huzurlu olurlar. Bunların yanı sıra ALLAH(c.c)’ın rızasını da kazanırlar.
Gerek ilahi gerekse diğer dinler incelendiğinde her dinin mutlaka senenin bazı günlerini veya günlerin bazı zamanlarını kutsal olarak addettikleri karşımıza çıkmaktadır.Bu dinlerin bağlıları da, bu zaman dilimi girdiğinde onu diğer zamanlardan daha çok değerlendirmeye çalışırlar. İslam dini de bazı ay, gün ve geceleri kutsal saymıştır. Mübarek saydığı aylar içersinde Recep ayı ki Peygamber Efendimiz onu ALLAH(c.c)’ın bizzat kendisine tahsis ettiği ay, Şaban ayı ki Peygamber Efendimizin kendisine ve Ramazan ayı ki ALLAH(c:c)’ın kullarına tahsis ettiği ay olarak, bizlere bir hadislerinde bildirmişlerdir.
Şu an içersinde bulunduğumuz ve üç aylar olarak ifadesini bulan bu iklimde, İslam Alemi’nde bulunan her fert kendisine çeki düzen vermekte – aslında her zaman olması gereken – ve Mevlası’na yönelmektedir. Hadiste kulların ayı olarak isimlendirilen Ramazan ayı girdikten sonra ise tamamen ALLAH(c.c)’a yönelmektedir. Gerek sosyal gerekse ruhi açıdan ivme kazanmaktadır. İşte, kazandığı bu ivmeyi, müslümanım diyen her fert, yıl boyunca muhafaza etmeye gayret sarfetmelidir.Güzellikleri elde etmenin ne kadar güç olduğu bu ruhi terbiye mevsiminde anlaşıldıktan sonra, elde edilenlerin heba olup gitmemesi için dikkat edilmelidir.
Ramazan ayının, kulların ayı olması özellikleri arasında; bu ay içinde bulunan yoğun ibadet ve yaşayışla birlikte, bin aydan daha faziletli olan Kadir Gecesi’nin bulunması, insanlara bir hidayet rehberi olma özelliğini 1400 küsur senedir hiç kaybetmeyen Kur’an-ı Kerim’in bu ay içersinde inmeye başlaması, oruç ibadetinin bu ay içersinde bulunması, zengin müslümanların zekatlarını yine bu ayda vermeleri, Sadaka-i Fıtra’nın bulunması,Ramazan ayının son on gününde itikaf ibadetinin bulunması gibi özellikler, bu ayın bizlere niçin hediye edildiğini ortaya koymaktadır.
Hz. Adem (a.s.)’la başlayan din ve peygamberlik kurumu, Hz. Muhammed (s.a.v.)’le sona ermiştir. Yüce ALLAH(c.c)’ın gönderdiği ve adına İlahi dediğimiz bütün dinlerde oruç ibadetinin var olduğunu görüyoruz. Hatta İlahi dinlerin dışındaki dinlerde bile oruç ibadetine rastlamak mümkündür. Bu da oruç ibadetinin insan hayatında önemli bir yere sahip olduğunun göstergesi olmaktadır.
İslam Dini, bütün uygulamalarında olduğu gibi, oruç ibadetini de sistemli, uygulanması kolay, disiplinli bir hale getirmiştir. Oruç, Ramazan ayı boyunca tutulmak üzere hicri ikinci (M.624) yılında Medine’de, farz kılınmış bir ibadettir.
Oruç ibadetinin bedeni olduğu kadar dini, sosyal ve ahlaki faydaları da vardır. Sevgili Peygamberimiz “Mide hastalık evidir, perhiz ise ilaçların başıdır. Her hastalığın kaynağı dolu midelerdir”, “Oruç tutan sıhhat bulur.” Sözleriyle bu noktalara dikkatimizi çekmektedir