ceylannur
Yeni Üyemiz
Orucun ALLAH İndindeki Değeri
Oruç çok önemli bir ibadettir ALLAH-u Teàlâ Hazretleri insanın arzularını, yeme içme arzusunu, şehvetini kendi rızası için, hakkı olduğu halde, yâni meşru olduğu halde, haram olmadığı halde bırakmasından çok çok razı oluyor, hoşnut oluyorBuhàrî ve Müslim'in rivayet ettiği hadis-i şerifte buyruluyor ki:
Orucun ALLAH İndindeki Değeri
(Vellezî nefsî biyedihî lehalûfu femis-sàimi atyebu indallàhi min rîhil-misk Yekùlüllàhu azze ve celle innemâ yezeru şehvetehû ve taàmehû ve şerâbehû lieclî, fesavmu li ve ene eczî bihî)
Yeminle başlıyor Peygamber SAS Efendimiz (Vellezî nefsî biyedih) "Canım kudreti elinde olan Rabbime, ALLAH-u Teàlâ Hazretlerine yemin olsun ki" ALLAH'a böyle yemin ediyor "Nefsim elinde olan ALLAH'a" demenin mânâsı ne? Yâni, "Dilerse hayatımı sürdürür, dilerse sona erdirir İsterse yaşatır, isterse öldürür, isterse hayra sevkeder Her şey Cenàb-ı Hakk'ın kudretinin elinde olduğu için, (vellezî nefsî biyedihi) diye böyle bu tarzda yemini çok yapardı
"Şu canımın, nefsimin elinde olduğu ALLAH'a, olan rabbıma yemin ederim ki, (ve halûfu femis-saim) oruçlunun ağzının okusu " Çirkin bir kokudur o Ağzı aç kalınca insanın tabii biraz koku yapar (Atyebu indallàhi min rîhil-misk) "Ama bu ağız kokusu, ALLAH-u Teàlâ Hazretleri'nin nazarında, ind-i ilâhisinde,misk kokusundan bile daha hoştur"
Evet dünya gözüyle, maddi gözle insanın keyfine, zevkine, bakışına göre kokladığı zaman hoşuna gitmeyen bir kokudur oruçlunun, aç bir insanın nefesinin kokması, ağzının kokması Ama ALLAH indinde misk kokusundan daha makbuldür Çünkü ALLAH için yemeğini yemedi Açlığı ALLAH için
(Yekùlullàhu azze ve celle) "Çok aziz ve pek celil olan ALLAH-u Teàlâ Hazretleri der ki: (İnnemâ yezeru şehvetehû ve taàmehû şerâbehû) "Bu kulun şehvetini, yemek yemesini ve su içmesini terkediyor; (lieclî) benim rızam için, benim için terkediyor" Onun için ALLAH seviyor
(Fesavmu lî) "Binàen aleyh benim için terkettiğinden; bu yemesini, içmesini ve şehvetini benim için bıraktığından, oruç benim içindir, benimdir (Ve ene eczî bihî) Ve orucu ben mükâfatlandıracağım!"
İnsan ALLAH rızası için aç durduğu için, Rabbımız Tebâreke ve Teàlâ oruçluyu seviyor Bu hadis-i şerifte de, beyan olunmuş oldu bu durum
Demek ki; ibadetin kapısı, girişi oruçtur, Cenâb-ı Hakk'a güzel kul olmanın yolu budur Onun için, orucu bir ay Cenâb-ı Hak mü'minlere farz kılmıştır Çok güzel bir mevsim oluyor bu Bir ay oruç tutarak bu değişik havaya girmek; insanın nefsinin islâhı ve ibadetlerinin makbul olması ve büyük sevaplar kazanması; mânevî bakımdan terakkî etmesi, ıslâh olması, şöyle kendisini süzmesi, sâfileştirmesi bakımından çok güzel, uzun bir eğitim zamanı oluyor 29 veya 30 gün
Arabî ayların tabii bazen 29, bazen 30 olmasına göre, bir hilalin görünmesinden başlanıyor; o akşam teravih kılınıp sahura kalkılıyor Bir ay devam ediliyor Akşam güneş battıktan sonra tekrar nev hilâlin, yeni hilâlin görünmesi üzerine artık Ramazanın bittiği anlaşılıyor, ondan sonraki ayın, Şevval ayının başladığı anlaşılıyor Böyle iki hilalin görünmesi arasındaki zaman bazen 29 olur, bazen 30 olur Çünkü ayın dünya etrafındaki dönüşü 295 gündür Bu buçuk bazen bir tarafa eklenir, bazen öbür tarafa eklenir Öbür tarafa eklendiği zaman bu taraf 29 kalır, eklenen kısım 30 olur, mesele bu İntizamsızlık gibi görünen bu durum, ayın dünyanın etrafındaki dönüşünün tam 30 günde olmayıp 295 gün olmasındandır
Bir aylık, güzel bir ciddi eğitim İbadetin kapısından içeriye giriyoruz oruçla Tabii ibadet, ondan sonra da Ramazanın günlerinin geçiriliş şekli ile ilgili oluyor Yâni sen oruç tutuyorsun, kapıdan girdin Tamam Cenâb-ı Hakk'ın rızası alemine kapıdan girdin; ibadet, güzel kulluk başladı O zaman güzel kulluk yapacaksın Sabahdan akşama sözüne, hareketine dikkat edeceksin, neyle meşgul olduğunu gözleyeceksin, azalarını günahlardan koruyacaksın Haramlardan kendini şiddetli bir şekilde hıfzedeceksin ki, o zaman içine girdiğin ibadet aleminde yaptığın güzel şeylerle orucun kıymetlensin ve senin afv u mağfiretine sebep olsun
Biliyorsunuz oruç güzel tutulursa, Ramazan ayı ALLAH-u Teàlâ Hazretleri'nin sevdiği vech ile ifa edilir, başarılırsa; bunun mükâfâtı çok büyük Kulun cennetlik olmasına, bütün günahlarının afv u mağfiret olmasına sebep olur
c)Orucun Sevabını Kaçıran Şeyler
Tabii dikkat edilmesi gereken, hemen işin başında, kuvvetli bir şekilde vurgulayıp hatırlatmamız gereken bir husus var, onu mutlaka söylemeliyiz Peygamber SAS; Câbir RA'den, Enes RA'den rivayet edildiğine göre buyurmuş ki:
(Hamsün yuftırnes-sàim: El-kezibü, vel-gıybetü, ven-nemîmetü, vel-yemînül-kâzibetü ven-nazaru biş-şehveh)
Biliyorsunuz oruçlu, su içmeyecek bir, yemek yemeyecek iki Bir de hep sorarlar şimdi mevsimi değil:
"--Denize girilir mi, girilmez mi?"
Geçen gün hadis-i şerifte geçti Tabii, girmemesini Peygamber SAS Efendimiz hadis-i şerifte bildiriyor Kimse de hadis-i şerifleri dikkatli okumadığı için, halkımız da onları bilmiyorlar Gazetelerde, "Olur mu, olmaz mı?" diye akıl yürütüyorlar Halbuki Peygamber SAS Efendimiz hükmünü zaten söylemiş, beyan etmiş
Demek ki teferruatı, incelikleri öğrenecek yer Peygamber SAS Efendimiz'in mübarek hadis-i şerifleri Ona müracaat etmedi mi, insanlar ortada kalıyor, ne yapacağını bilemiyor, hatalı işler de yapıyorlar
Şimdi, yemeyecek tamam Yemek yemiyecek ağzına lokma koymayacak Teferruatı artık fıkıh kitaplarında anlatılan şekilde incelikleri, hududları, sınırları Su da içmeyecek, şehvetini de terkedecek Evliyse hanımına yaklaşmayacak, bekharsa başka türlü yönlerden kendisini tehlikeye düşürecek işler yapmayacak Şehvetini de engelliyecek Başka?
Bu kadar sanıyor ahali, sadece bu üçü var zannediyor Çok meşhur olan üç tanesi olduğundan, başka bir şey düşünmüyor Halbuki kapı içine girdiğin alem de ibadet alemi İbadet sadece aç kalmak, susuz kalmak, şehvetinden uzaklaşmak değil, daha başka şeyler de var Azalarını günahlarından da korumak ibadet, buna takvâ deniyor; sakınmak, korumak Onu yapmadığı zaman, orucun sevabı kaçıyor Nitekim bu okuduğum hadis-i şerifte nasıl buyurmuş SAS Efendimiz:
(Hamsün) "Beş şey var ki, (yuftırnes-sàim) oruçluyu iftar ettirir, orucunu bozar Yâni, iftar etmiş gibi oruçlunun sevabını kaçırttırır"
Şimdi burada orucunun bozulduğunu söyleyince; bunları yapan kimse, "Nasıl olsa benim orucum bozuldu" der de, bir de yemeğe içmeğe kalkarsa; bu sefer kefaret de gerekir Mânevî bakımdan bozuluyor, onu hatırlatıyorum Önce okuyalım:
Beş şey oruçluya orucunu bozdurtur, iftar etmiş gibi yaptırtır (Yuftırnes-saim) "Oruçluyu iftar ettirtir" Akşam değil, günün ortasında iftar ettirtir Yâni orucunu bozdurmuş olur
1 (El-kezibü, ) Kezib, yalan Yalan söyledi mi, iftar etmiş gibi olur, yemiş içmiş gibi olur Orucun sevabı gider
2 (Vel-gıybetü) Gıybet Yâni mecliste olmayan bir mü'min kardeşinin ayıplarını fâşetmek, söylemek, dedikodu yapmak
3 (Ven-nemîmeh) Yâni birisinin lafını alıp ötekisine götürmek, ikisinin arasının bozulmasına sebep olacak haberi ona ulaştırmak Koğuculuk yapmak deniliyor esik Türkçede buna
4 (Vel-yemînül-kâzibeh) Bir de mahkemede, veyahut herhangi bir işin inandırıcı olması için, yalan yere yemin etmek
Tabii mahkemede olursa adaleti saptırtıyor Herhangi bir muamele de olursa karşı tarafı aldatıyor, aldatmaca olmuş oluyor Öbür tarafa da gadir oluyor Mahkemede olunca yemin etti tamam ötekisinin hakkını şey yaptın Zulüm ve gadir olmuş oluyor
5 (Ven-nazaru biş-şehveh) Ve şehvetle bakmak Yâni bakmaması gereken bir cinse; erkekse kadına, kadınsa erkeğe şehvetle bakması da orucu bozdurur İftar etmiş gibi yapar oruçluyu
Tabii şimdi birisi düşünelim öğleyin açtı televizyonu, oradaki bir şeye şehvetle baktı; yahut bile bile yalan söyledi birisine; veyahut bir toplantıda gıybet etti, veyahut yalan yere yemin etti ticarethanesinde; veyahut birinin lafını ötekisine taşıdı Yâni burada yasaklanan kötü şeylerden birisini yaptı farzedelim, düşünelim böyle bir durumu
Sonra bu hadis-i şeriften dolayı, "Ay benim orucum gitti!" dedi tabii üzüldü, pişman oldu "Ben artık oruçlu değilim!" dedi, gitti, yedi, içti Ne olur? Bu mânevî bakımdan sevabı kaçırtıyordu; orucu maddi bakımdan da bozmuş olduğundan, bu sefer kefaret gerekir Böyle maddi bakımdan orucunu insan bozarsa, ceza olarak altmış gün oruç tutması lâzım, bir gün de kaza etmesi gerekiyor; altmışbir gün ediyor
O bakımdan bunları yapmayacağız, ama bunlar kazàrâ yapıldıysa, "Nasıl olsa orucum bozuldu" diye de, tekrar alenen artık orucunu maddî bakımdan da yeyip içmeyeceğiz Bunlar manevî iş, yâni ahlâkî kusur Ötekisi maddî bir şey Böyle yaptığı zaman orucunu tamamen bozmaya kalkmayacak
alıntı
Oruç çok önemli bir ibadettir ALLAH-u Teàlâ Hazretleri insanın arzularını, yeme içme arzusunu, şehvetini kendi rızası için, hakkı olduğu halde, yâni meşru olduğu halde, haram olmadığı halde bırakmasından çok çok razı oluyor, hoşnut oluyorBuhàrî ve Müslim'in rivayet ettiği hadis-i şerifte buyruluyor ki:
Orucun ALLAH İndindeki Değeri
(Vellezî nefsî biyedihî lehalûfu femis-sàimi atyebu indallàhi min rîhil-misk Yekùlüllàhu azze ve celle innemâ yezeru şehvetehû ve taàmehû ve şerâbehû lieclî, fesavmu li ve ene eczî bihî)
Yeminle başlıyor Peygamber SAS Efendimiz (Vellezî nefsî biyedih) "Canım kudreti elinde olan Rabbime, ALLAH-u Teàlâ Hazretlerine yemin olsun ki" ALLAH'a böyle yemin ediyor "Nefsim elinde olan ALLAH'a" demenin mânâsı ne? Yâni, "Dilerse hayatımı sürdürür, dilerse sona erdirir İsterse yaşatır, isterse öldürür, isterse hayra sevkeder Her şey Cenàb-ı Hakk'ın kudretinin elinde olduğu için, (vellezî nefsî biyedihi) diye böyle bu tarzda yemini çok yapardı
"Şu canımın, nefsimin elinde olduğu ALLAH'a, olan rabbıma yemin ederim ki, (ve halûfu femis-saim) oruçlunun ağzının okusu " Çirkin bir kokudur o Ağzı aç kalınca insanın tabii biraz koku yapar (Atyebu indallàhi min rîhil-misk) "Ama bu ağız kokusu, ALLAH-u Teàlâ Hazretleri'nin nazarında, ind-i ilâhisinde,misk kokusundan bile daha hoştur"
Evet dünya gözüyle, maddi gözle insanın keyfine, zevkine, bakışına göre kokladığı zaman hoşuna gitmeyen bir kokudur oruçlunun, aç bir insanın nefesinin kokması, ağzının kokması Ama ALLAH indinde misk kokusundan daha makbuldür Çünkü ALLAH için yemeğini yemedi Açlığı ALLAH için
(Yekùlullàhu azze ve celle) "Çok aziz ve pek celil olan ALLAH-u Teàlâ Hazretleri der ki: (İnnemâ yezeru şehvetehû ve taàmehû şerâbehû) "Bu kulun şehvetini, yemek yemesini ve su içmesini terkediyor; (lieclî) benim rızam için, benim için terkediyor" Onun için ALLAH seviyor
(Fesavmu lî) "Binàen aleyh benim için terkettiğinden; bu yemesini, içmesini ve şehvetini benim için bıraktığından, oruç benim içindir, benimdir (Ve ene eczî bihî) Ve orucu ben mükâfatlandıracağım!"
İnsan ALLAH rızası için aç durduğu için, Rabbımız Tebâreke ve Teàlâ oruçluyu seviyor Bu hadis-i şerifte de, beyan olunmuş oldu bu durum
Demek ki; ibadetin kapısı, girişi oruçtur, Cenâb-ı Hakk'a güzel kul olmanın yolu budur Onun için, orucu bir ay Cenâb-ı Hak mü'minlere farz kılmıştır Çok güzel bir mevsim oluyor bu Bir ay oruç tutarak bu değişik havaya girmek; insanın nefsinin islâhı ve ibadetlerinin makbul olması ve büyük sevaplar kazanması; mânevî bakımdan terakkî etmesi, ıslâh olması, şöyle kendisini süzmesi, sâfileştirmesi bakımından çok güzel, uzun bir eğitim zamanı oluyor 29 veya 30 gün
Arabî ayların tabii bazen 29, bazen 30 olmasına göre, bir hilalin görünmesinden başlanıyor; o akşam teravih kılınıp sahura kalkılıyor Bir ay devam ediliyor Akşam güneş battıktan sonra tekrar nev hilâlin, yeni hilâlin görünmesi üzerine artık Ramazanın bittiği anlaşılıyor, ondan sonraki ayın, Şevval ayının başladığı anlaşılıyor Böyle iki hilalin görünmesi arasındaki zaman bazen 29 olur, bazen 30 olur Çünkü ayın dünya etrafındaki dönüşü 295 gündür Bu buçuk bazen bir tarafa eklenir, bazen öbür tarafa eklenir Öbür tarafa eklendiği zaman bu taraf 29 kalır, eklenen kısım 30 olur, mesele bu İntizamsızlık gibi görünen bu durum, ayın dünyanın etrafındaki dönüşünün tam 30 günde olmayıp 295 gün olmasındandır
Bir aylık, güzel bir ciddi eğitim İbadetin kapısından içeriye giriyoruz oruçla Tabii ibadet, ondan sonra da Ramazanın günlerinin geçiriliş şekli ile ilgili oluyor Yâni sen oruç tutuyorsun, kapıdan girdin Tamam Cenâb-ı Hakk'ın rızası alemine kapıdan girdin; ibadet, güzel kulluk başladı O zaman güzel kulluk yapacaksın Sabahdan akşama sözüne, hareketine dikkat edeceksin, neyle meşgul olduğunu gözleyeceksin, azalarını günahlardan koruyacaksın Haramlardan kendini şiddetli bir şekilde hıfzedeceksin ki, o zaman içine girdiğin ibadet aleminde yaptığın güzel şeylerle orucun kıymetlensin ve senin afv u mağfiretine sebep olsun
Biliyorsunuz oruç güzel tutulursa, Ramazan ayı ALLAH-u Teàlâ Hazretleri'nin sevdiği vech ile ifa edilir, başarılırsa; bunun mükâfâtı çok büyük Kulun cennetlik olmasına, bütün günahlarının afv u mağfiret olmasına sebep olur
c)Orucun Sevabını Kaçıran Şeyler
Tabii dikkat edilmesi gereken, hemen işin başında, kuvvetli bir şekilde vurgulayıp hatırlatmamız gereken bir husus var, onu mutlaka söylemeliyiz Peygamber SAS; Câbir RA'den, Enes RA'den rivayet edildiğine göre buyurmuş ki:
(Hamsün yuftırnes-sàim: El-kezibü, vel-gıybetü, ven-nemîmetü, vel-yemînül-kâzibetü ven-nazaru biş-şehveh)
Biliyorsunuz oruçlu, su içmeyecek bir, yemek yemeyecek iki Bir de hep sorarlar şimdi mevsimi değil:
"--Denize girilir mi, girilmez mi?"
Geçen gün hadis-i şerifte geçti Tabii, girmemesini Peygamber SAS Efendimiz hadis-i şerifte bildiriyor Kimse de hadis-i şerifleri dikkatli okumadığı için, halkımız da onları bilmiyorlar Gazetelerde, "Olur mu, olmaz mı?" diye akıl yürütüyorlar Halbuki Peygamber SAS Efendimiz hükmünü zaten söylemiş, beyan etmiş
Demek ki teferruatı, incelikleri öğrenecek yer Peygamber SAS Efendimiz'in mübarek hadis-i şerifleri Ona müracaat etmedi mi, insanlar ortada kalıyor, ne yapacağını bilemiyor, hatalı işler de yapıyorlar
Şimdi, yemeyecek tamam Yemek yemiyecek ağzına lokma koymayacak Teferruatı artık fıkıh kitaplarında anlatılan şekilde incelikleri, hududları, sınırları Su da içmeyecek, şehvetini de terkedecek Evliyse hanımına yaklaşmayacak, bekharsa başka türlü yönlerden kendisini tehlikeye düşürecek işler yapmayacak Şehvetini de engelliyecek Başka?
Bu kadar sanıyor ahali, sadece bu üçü var zannediyor Çok meşhur olan üç tanesi olduğundan, başka bir şey düşünmüyor Halbuki kapı içine girdiğin alem de ibadet alemi İbadet sadece aç kalmak, susuz kalmak, şehvetinden uzaklaşmak değil, daha başka şeyler de var Azalarını günahlarından da korumak ibadet, buna takvâ deniyor; sakınmak, korumak Onu yapmadığı zaman, orucun sevabı kaçıyor Nitekim bu okuduğum hadis-i şerifte nasıl buyurmuş SAS Efendimiz:
(Hamsün) "Beş şey var ki, (yuftırnes-sàim) oruçluyu iftar ettirir, orucunu bozar Yâni, iftar etmiş gibi oruçlunun sevabını kaçırttırır"
Şimdi burada orucunun bozulduğunu söyleyince; bunları yapan kimse, "Nasıl olsa benim orucum bozuldu" der de, bir de yemeğe içmeğe kalkarsa; bu sefer kefaret de gerekir Mânevî bakımdan bozuluyor, onu hatırlatıyorum Önce okuyalım:
Beş şey oruçluya orucunu bozdurtur, iftar etmiş gibi yaptırtır (Yuftırnes-saim) "Oruçluyu iftar ettirtir" Akşam değil, günün ortasında iftar ettirtir Yâni orucunu bozdurmuş olur
1 (El-kezibü, ) Kezib, yalan Yalan söyledi mi, iftar etmiş gibi olur, yemiş içmiş gibi olur Orucun sevabı gider
2 (Vel-gıybetü) Gıybet Yâni mecliste olmayan bir mü'min kardeşinin ayıplarını fâşetmek, söylemek, dedikodu yapmak
3 (Ven-nemîmeh) Yâni birisinin lafını alıp ötekisine götürmek, ikisinin arasının bozulmasına sebep olacak haberi ona ulaştırmak Koğuculuk yapmak deniliyor esik Türkçede buna
4 (Vel-yemînül-kâzibeh) Bir de mahkemede, veyahut herhangi bir işin inandırıcı olması için, yalan yere yemin etmek
Tabii mahkemede olursa adaleti saptırtıyor Herhangi bir muamele de olursa karşı tarafı aldatıyor, aldatmaca olmuş oluyor Öbür tarafa da gadir oluyor Mahkemede olunca yemin etti tamam ötekisinin hakkını şey yaptın Zulüm ve gadir olmuş oluyor
5 (Ven-nazaru biş-şehveh) Ve şehvetle bakmak Yâni bakmaması gereken bir cinse; erkekse kadına, kadınsa erkeğe şehvetle bakması da orucu bozdurur İftar etmiş gibi yapar oruçluyu
Tabii şimdi birisi düşünelim öğleyin açtı televizyonu, oradaki bir şeye şehvetle baktı; yahut bile bile yalan söyledi birisine; veyahut bir toplantıda gıybet etti, veyahut yalan yere yemin etti ticarethanesinde; veyahut birinin lafını ötekisine taşıdı Yâni burada yasaklanan kötü şeylerden birisini yaptı farzedelim, düşünelim böyle bir durumu
Sonra bu hadis-i şeriften dolayı, "Ay benim orucum gitti!" dedi tabii üzüldü, pişman oldu "Ben artık oruçlu değilim!" dedi, gitti, yedi, içti Ne olur? Bu mânevî bakımdan sevabı kaçırtıyordu; orucu maddi bakımdan da bozmuş olduğundan, bu sefer kefaret gerekir Böyle maddi bakımdan orucunu insan bozarsa, ceza olarak altmış gün oruç tutması lâzım, bir gün de kaza etmesi gerekiyor; altmışbir gün ediyor
O bakımdan bunları yapmayacağız, ama bunlar kazàrâ yapıldıysa, "Nasıl olsa orucum bozuldu" diye de, tekrar alenen artık orucunu maddî bakımdan da yeyip içmeyeceğiz Bunlar manevî iş, yâni ahlâkî kusur Ötekisi maddî bir şey Böyle yaptığı zaman orucunu tamamen bozmaya kalkmayacak
alıntı