ceylannur
Yeni Üyemiz
ORUCUN ANLAM ve HİKMETİ
İlk insandan itibaren var olan oruç ibadeti elbette pek çok hikmet ve sırları barındırmaktadır.
Ruhi, bedenî, ferdi, içtimaî ve manevî yararları saymakla bitmez.
Bir Müslüman elbette ibadetlerini asla bir çıkar ve yarar amacıyla yerine getirmez. O; tamamen ALLAH rızası için, O emrettiği için, Peygamberi uyguladığı için yapar. Ancak bunu yapmakla elde edeceği yarar sadece bir sonuçtur.
Bu temel ilkeyi vurguladıktan sonra bazı hususları belirtebiliriz.
Oruç; ALLAH’ın bir emri ve Resulünün vazgeçilmez bir uygulamasıdır.
ALLAH’ın rızasını kazanmaya bir vesiledir.
Cennetteki mertebeyi yüceltme aracıdır.
Nefsi dizginleme, şehevî isteklerini frenleme, onu hizaya getirmedir.
İradeyi kullanma, kendine hâkim olmadır.
Zihne gelen kötü düşünceleri def etme, anları alt etme, elinin tersiyle itmedir.
Yokluk içindeki Müslümanların haliyle hallenme, dertlerine ortak olma, onların çektiği acılara yakın olmaktır.
Zengin de olsa, tüm imkânlara sahip de olsa, günün belli bir kısmı için, yeryüzündeki tüm Müslümanlarla ortak bir noktada buluşmadır.
Merhamet ve İslam kardeşliğini en güzel bir biçimde hissetmedir.
Yaşamın sadece kendi hayatından ve çevresinden ibaret olmadığını anlamadır.
İlerde karşılaşacağı bazı yokluklara ve çekeceği sıkıntılara karşı, hareket tarzını şekillendiren, güç veren bir tatbikattır.
Bedeni on bir aylık sürekli çalışmadan sonra dinlenmeye alma ve doğal bir perhizdir.
Sabrın güzel meyvelerini elde etmedir.
Şeytanın elini kolunu zincirleme, onu ümitsizliğe sevketme, alt etme, perişan etmektir.
Rabbimizin verdiği nimetlerin kıymetini hakkıyla bilme, O’na şükretme ve fark etmedir.
Kişiliğimizi olgunlaştırmadır.
Ruhumuzu yüceltmedir.
Günahları dondurma, onları hayatın dışına atma, tevbeye sığınmadır.
Mü’min ile Rabbi arasında bir ay boyunca kurulan, sırlarla dolu özel bir hattır.
Ateşten koruyan bir kalkandır.
Özetle, takvaya yönelme, onu elde etme, gerçek bir kul olma sürecidir.
İlk insandan itibaren var olan oruç ibadeti elbette pek çok hikmet ve sırları barındırmaktadır.
Ruhi, bedenî, ferdi, içtimaî ve manevî yararları saymakla bitmez.
Bir Müslüman elbette ibadetlerini asla bir çıkar ve yarar amacıyla yerine getirmez. O; tamamen ALLAH rızası için, O emrettiği için, Peygamberi uyguladığı için yapar. Ancak bunu yapmakla elde edeceği yarar sadece bir sonuçtur.
Bu temel ilkeyi vurguladıktan sonra bazı hususları belirtebiliriz.
Oruç; ALLAH’ın bir emri ve Resulünün vazgeçilmez bir uygulamasıdır.
ALLAH’ın rızasını kazanmaya bir vesiledir.
Cennetteki mertebeyi yüceltme aracıdır.
Nefsi dizginleme, şehevî isteklerini frenleme, onu hizaya getirmedir.
İradeyi kullanma, kendine hâkim olmadır.
Zihne gelen kötü düşünceleri def etme, anları alt etme, elinin tersiyle itmedir.
Yokluk içindeki Müslümanların haliyle hallenme, dertlerine ortak olma, onların çektiği acılara yakın olmaktır.
Zengin de olsa, tüm imkânlara sahip de olsa, günün belli bir kısmı için, yeryüzündeki tüm Müslümanlarla ortak bir noktada buluşmadır.
Merhamet ve İslam kardeşliğini en güzel bir biçimde hissetmedir.
Yaşamın sadece kendi hayatından ve çevresinden ibaret olmadığını anlamadır.
İlerde karşılaşacağı bazı yokluklara ve çekeceği sıkıntılara karşı, hareket tarzını şekillendiren, güç veren bir tatbikattır.
Bedeni on bir aylık sürekli çalışmadan sonra dinlenmeye alma ve doğal bir perhizdir.
Sabrın güzel meyvelerini elde etmedir.
Şeytanın elini kolunu zincirleme, onu ümitsizliğe sevketme, alt etme, perişan etmektir.
Rabbimizin verdiği nimetlerin kıymetini hakkıyla bilme, O’na şükretme ve fark etmedir.
Kişiliğimizi olgunlaştırmadır.
Ruhumuzu yüceltmedir.
Günahları dondurma, onları hayatın dışına atma, tevbeye sığınmadır.
Mü’min ile Rabbi arasında bir ay boyunca kurulan, sırlarla dolu özel bir hattır.
Ateşten koruyan bir kalkandır.
Özetle, takvaya yönelme, onu elde etme, gerçek bir kul olma sürecidir.