Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
GÖLGE İLE GÜNEŞ ARASINDA OTURULMAZ
Said Alpsoy
- Biriniz gölgede oturuyorken, gölge ondan kalkar da yarısı gölgede, yarısı güneşte kalacak olursa oradan kalksın. (Ebu Davud)
- Büreyde İbnu'l-Husayb (ra) anlatıyor: "Rasulullah (asm) gölge ile güneş arasına oturmayı yasakladı." (İbn-i Mace)
- Abdullah İbnu Abbas (ra): "İnsanın oturduğu zaman ayakkabılarını çıkarıp yan tarafa koyması Sünnet'tir." (Buhari, Edeb ül Müfred)
- Bir kimsenin izin almadan iki kişinin arasına oturması helal olmaz. (Ebu Davud) ...Müsaadeleriyle olursa müstesnadır. (Buhari, Edeb ül Müfred)
- Sizden bir kimse bir başkasını yerinden kaldırıp sonra da oraya oturmasın. Ancak oturma halkasını genişletin, yer açın. ALLAH da size genişlik versin. (Buhari)
- Sizden biri, bir meclise geldiği zaman kendisi için yer açılırsa oraya otursun, aksi halde baksın, nerede daha geniş bir yer görürse oraya otursun. (Ramuz el-Ehadis)
- Bir kimse oturduğu yerden bir ihtiyacı için kalkar ve sonra geri dönerse, önceki yerine oturmaya herkesten daha fazla hak sahibidir. (Tirmizi)
- Ebu'd Derda (ra) anlatıyor: "Rasulullah oturdu mu, biz de etrafına otururduk. Sonra, oturduğu yerden kalkar fakat geri dönmeyi arzu ederse, üzerinde olan hırka, sarık gibi bir şeyi çıkarır ve oturduğu yere koyardı. Böylece ashabı da geri geleceğini bilir ve yerlerinde otururlardı." (Ebu Davud)
- Oturma yerlerinin en hayırlısı, en geniş olanıdır. (Buhari, Edeb ül Mürfed)
- Oturacak yerlerin en şereflisi kıbleye karşı oturulan yerlerdir. (Taberani)
- Her şeyin en güzel ve uygun bir şekli vardır. Oturacak yerlerin de en güzeli kıbleye karşı oturulan yerlerdir. (Taberani)
- Bir âlimin önünde ya da ilim meclislerinde oturduğunuzda onlara yaklaşın ve birbirinize yakın oturun, Cahiliye ehlinin yaptığı gibi dağınık oturmayın. (Ramuz el-Ehadis)
- ALLAH Rasulü, otururken, ashabı sıkışmasınlar diye kesinlikle, mübarek ayaklarını uzatmazdı. (Darekutni)
- Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: "Rasulullah (asm) sokaklarda oturmayı yasaklamıştı da ashab: "Ya Rasulullah! Evlerimizin içinde oturmak zahmetli geliyor," dediler. Peygamber şöyle buyurdu: "Eğer oturursanız, oturma yerlerinin hakkını verin" Ashab dediler ki: "Oturma yerlerinin hakkı nedir? Ey ALLAH'ın Rasulü" Rasulullah: "Adres sorana yol göstermek, selama karşılık vermek, gözleri haramdan sakınmak, iyiliği emretmek ve fenalıktan da sakındırmaktır" buyurdu." (Buhari, Edeb ül Müfred)
- Sizden birine bir hediye getirildiğinde, yanında oturanlar da o hediyeye ortaktırlar. (Ramuz el-Ehadis)
- Üç şey reddedilmez: Minder, yağ ve koku. (Tirmizi)
- Bir topluluk bir yerde otururda, birisi konuşurken diğerleri susmazsa, ALLAH, o meclisten bereketi alır. (Ramuz el-Ehadis)
- Şu üç mecliste konuşulanların günahı büyüktür:
1.Haksız yere kan dökmeyi planlamak
2.Cinsel ilişkiden bayağı bir biçimde söz etmek, şehevi konuşmak
3.Haksız yere başkasının malını gasbetmeyi planlamak.
- Bir topluluk içinde bulunurken, bir kimse hakkında gıybet edildiğini görürsen o kimse için yardımcı ol. Ve o topluluğu da o işten engellemeye çalış veya oradan kalk git. (Ramuz el-Ehadis)
- Şeytan, tek başına olanla, iki kişi beraber olana sıkıntı verir. Eğer üç kişi olursa onlara sıkıntı veremez. (Muvatta)
- ALLAH'tan kork. Bir mecliste bulunup ta, oradan kalktığında hoşuna gidecek şeyler işitmişsen oraya tekrar git. Şayet hoşuna gitmeyen şeyler söylendiğini işitmişsen bir daha oraya gitme. (Ramuz el-Ehadis)
- Size bir kavimin büyüğü gelince ona saygı gösterin. İkramda bulunun. (İbn-i Mace)
- Ebu Ümame (ra) anlatıyor: "Bir gün Rasulullah (asm) yanımıza geldi, elinde de bir asa vardı. Biz ayağa kalktık. "Yabancıların birbirlerini büyüklemek için ayağa kalkmaları gibi ayağa kalkmayın!" buyurdu. (Ebu Davud)
- Bir topluluğa içecek dağıtan, en son içer. (Ebu Davud)
- Zübeyr İbnu Avvam (ra) anlatıyor: "Ya Rasulullah! Sizin yanınızdan çıktıktan sonra dışarıda cahiliyeye ait sözlere dalıyoruz" dedim. Rasulullah (asm) şöyle buyurdu: "Günahkâr olacağınızdan korktuğunuz o gibi yerlerde bulunduğunuzda, oradan kalktığınızda şöyle derseniz, bu söz o mecliste size isabet eden günahlara kefaret olur: "ALLAH'ım Seni noksan sıfatlardan, Sana layık olmayan şeylerden tenzih ederiz. Senden bağışlanma dileriz. Ve Sana tevbe ederiz." (Taberani)
- Hz. Aişe (ra) anlatıyor: "Rasulullah (asm) bir mecliste oturduğu zaman Kur'an okuyup ve namaz kıldığında sözünü hep belli kelimelerle bitirirdi. Bunun üzerine ben, Rasulullah'a (asm'): "Nerede oturdun, nerede bir Kur'an okudun ve nerede bir namaz kıldıysan, hep aynı sözlerle bu işlerini bitiriyorsun, neden acaba?" dedim. O da şöyle buyurdu: "Evet, kim iyi şeyler söylemişse, bununla, yaptığı işi hayırla sonuçlandırmış olur. Kim de kötü şeyler söylemişse bu dualar o işe kefaret olur." (Sonra üstteki duayı aynen okudu) (Nesai)
- Abdullah İbnu Ömer (ra) anlatıyor: "Rasulullah, kalkmadan önce birlikte oturduğu mü'minler için şöyle dua ederdi: "ALLAH'ım! Bizimle Sana karşı isyanların arasına engel olacak derecede haşyetinden, bizi cennetine ulaştıracak derecede tâatinden ve bizi dünya musibetlerini kolaylaştıracak derecede sarsılmaz imandan bizlere bir pay ayır. Yaşattığın müddetçe bizleri kulaklarımızdan, gözlerimizden ve kuvvetimizden yararlandır ve bu nimetleri ölümümüze kadar sürekli kıl. Öcümüzü yalnız bize zulmedenlere karşı etkili kıl. Bize düşmanlık edenlere karşı zafer nasib eyle. Musibetimizi dinimizden kılma. Dünyayı, en büyük kaygımız ve ilmimizin ulaşabileceği son merhale kılma. Bize merhamet etmeyenleri üzerimize musallat etme ya Rabbî." (Nesai)
- ALLAH Rasulü (asm) bir meclisten kalkmak istediklerinde on, onbeş defa "estağfirullah" derdi. (Ramuz el-Ehadis)
- "Ziyaretine gelenlere ikram ederdi, çok defa altlarına elbisesini sererdi. Bazen de altındaki minderi misafirine verir ve üzerine oturması için işaret ederdi. Ashabına (Ebu Turab, Ebu Hureyre gibi) künyeler takardı. Onlara şeref kazandırmak için en sevdikleri isimlerle çağırırdı. Kimsenin sözünü kesmezdi. Konuştuğu kimse, sözü bırakmadıkça yahut gitmek için ayağa kalkmadıkça sohbetine devam ederdi. Namaz kılarken yanına biri gelip oturdu mu namazı uzatmazdı, hemen bitirip onun ne istediğini sorardı. İhtiyacı karşıladıktan sonra yine namazına dönerdi." (Kadı İyaz)
- Enes İbnu Malik (ra) anlatıyor: "Rasulullah'a (asm) bir bardak süt getirilmişti. Önce kendisi içti. Solunda Hz. Ebubekir (ra) vardı, sağında ise bir bedevi. O, sütten artan kısmı bedeviye verdi ve: "Öncelik hakkı sağındır, sonra da onun sağından devam etsin" buyurdu." (Buhari)
Said Alpsoy