Posof Efsaneleri
NENEKAYA EFSANESİ
Posof, Kars ilinin 180 km kuzeyinde, Sovyet Gürcistan'ına 15 km mesafede, aynı adı taşıyan vadinin kuzeyinde, Kodiyan dağı yamaçlarında kurulu şirin bir ilçe merkezidir. Alt tarafı bayır tarlalar, sağı solu da küçük tepelerle kuşatılmıştır. Neresinden bakılsa sağ yanındaki kayabaşı tepesinin yamaçlarındaki Nenekaya görülür.
Posof, ilki 1828'de olmak üzere, 1917 yılına kadar birçok kereler Rus işgaline uğramış, korkunç mazelimlere sahne olmuş ve yürekler ürperten cinayetler icra edilmiş buralarda. İşte Nenekaya'nın hikayesi bunlarla ilgili. Derler ki;
Posoflu bir Türk anası, mezalim yıllarının bir gününde tarlaya eşine, çocuğuna yemek götürüyormuş. Kolundaki sepetiyle Kayabaşı tepesinin yamacına varınca bir de ne görsün! Karşı tepelerden Rus askerleri gelmektedir! O güne kadar ki korkunç mezalimler bir anda hafızanda canlanmış. Ne yapacağını şaşırmış. 'Ya bunların eline düşersem!?...' diye korkulu bir hayale kapılmış. Hayır hayır, düşünmesi bile ölümden beter. Çareyi Yaradan'a sığınmakta bulmuş. 'Yarabbi, beni bunların eline bırakma; ya canımı al, ya taş kes!' diye gönülden Allah'a yalvarmış... ve dilek sahibi orada taş kesilmiştir. Bir yanda zalim ve zulüm, bir yanda mazlum ve mazlumun duası... ve ibretli son...
AŞIK ZÜLALİ’NİN “BİR GÜN OLUR” ŞİİRİ GERÇEKLEŞTİ
Osmanlı Rus Harbi (93 harbi) ’nden sonra 40 yıllık kara günler başlamıştı. Aşık Zülali ve 40 tane imam, cami cami geziyor vaazlarla Müslümanları aydınlatıyordu. Zülali bulunduğu camide şiddetli Hutbesini okudu. Hutbeye “Bir gün olur”şiirini de ekledi.
Bu şiir gizliden elden ele dolaşmış Müslümanların ayaklanma atmosferini, zaten gizliden hazırlamıştı bile. Zülali’nin şiirini bitirmesiyle bir Rus Ajanın Zülali ye saldırması bir oldu. Cami Cemaati ajanın üzerine çullanırken bir kısmı da Zülali yi kaçırdılar bir fırtına soktular. Fırıncı Zülalinin elbiselerini ateşe atıp yaktı. İşçilerden birisinin elbiselerini giydirdi. İşçisine izin verip uzaklaştırdı. Aramaya gelen askerler yüzü unlu Zülali’ yi işçi zannetti. Fırıncı kağıtlar çıkardı. “Benim zaten 4 işçim var, işte 4 ü”dedi ve Zülali yi kurtardı. Akşamdan atları hazırladılar. Zülali’ yı atla Posof’a oradan da ailesi, çocuklarıyla kaçırdılar. Zülali için 93 Muhacirliği başladı.
İşte Rusya da, Posof civarında halkı Rusya ya karşı ayaklandıran “Bir gün olur” şiiri :
İŞTE BİR GÜN OLDU !
Biz bu zulmatlar içinden çıkarız bir gün olur.
Şarka garba yıldırımlar saçarız bir gün olur.
Karabulutlar içinden parlayıp şimşek atar,
Gök gürülder dolu yağar bakarız bir gün olur.
Kars, Batum, Kafkas elinden çevrilen hisarları,
Vuruban Milli külükle yıkarız bir gün olur.
Türkiye nin güneşinden bir kıvılcım alırız,
Bir ceht ile cihanı yıkarız bir gün olur.
Anadolu dan Hint Çin e geçeriz Timur gibi,
Himalaya dağlarını geçeriz bir gün olur.
Dağıstan, Kırım, Kazgan, İran-u Turan Kaskar’ı
İzdihadın zinciriyle sıkarız bir gün olur.
Türk doğarız, Türk yaşarız,Türk gezeriz her zaman,
Devrik Moskof elinden çıkarız bir gün olur.
Der Zülali Dicle,Fırat,Ceyhun,Araslar gibi
Cuş eder deryalara hep akarız bir gün olur.
HIRAM - UÇURUM EFSANESİ
İlçemizin Al ve Çamyazı köyleri arasında büyük bir uçurum vardır.Bu uçuruma Hıram adı verilir.Bu uçurumun efsanesi ise; Geçmişte uçurumun bulunduğu yerde çok büyük bir göl varmış.Bu gölde güzel mi güzel, iri bir boğa yaşarmış.Bu boğa zaman zaman gölden çıkar, çevrede yayılan boğalarla güreşir, hepsini de yenermiş.Göldeki bu boğanın gücünü kıskanan bir adam, boğanın karşısına ne kadar rakip çıkarmışsa hepsi yenilmiş.Sonunda adam, kendi boğasının boynuz uçlarına demirden keskin uçlar taktırmış.Yine, boğanın gölden çıktığı bir gün kendi boğasını bu boğayla güreştirmiş.Demir boynuzlu, göldeki boğayı yaralamış ve boğa ölmüş.Bunun üzerine göl suları birden kabarmış ve dağdan aşağıya hızla akmaya başlamış. Önüne gelen her şeyi silip süpürmüş ve arkasında korkunç bir uçurum oluşturmuş.
NENEKAYA EFSANESİ
Posof, Kars ilinin 180 km kuzeyinde, Sovyet Gürcistan'ına 15 km mesafede, aynı adı taşıyan vadinin kuzeyinde, Kodiyan dağı yamaçlarında kurulu şirin bir ilçe merkezidir. Alt tarafı bayır tarlalar, sağı solu da küçük tepelerle kuşatılmıştır. Neresinden bakılsa sağ yanındaki kayabaşı tepesinin yamaçlarındaki Nenekaya görülür.
Posof, ilki 1828'de olmak üzere, 1917 yılına kadar birçok kereler Rus işgaline uğramış, korkunç mazelimlere sahne olmuş ve yürekler ürperten cinayetler icra edilmiş buralarda. İşte Nenekaya'nın hikayesi bunlarla ilgili. Derler ki;
Posoflu bir Türk anası, mezalim yıllarının bir gününde tarlaya eşine, çocuğuna yemek götürüyormuş. Kolundaki sepetiyle Kayabaşı tepesinin yamacına varınca bir de ne görsün! Karşı tepelerden Rus askerleri gelmektedir! O güne kadar ki korkunç mezalimler bir anda hafızanda canlanmış. Ne yapacağını şaşırmış. 'Ya bunların eline düşersem!?...' diye korkulu bir hayale kapılmış. Hayır hayır, düşünmesi bile ölümden beter. Çareyi Yaradan'a sığınmakta bulmuş. 'Yarabbi, beni bunların eline bırakma; ya canımı al, ya taş kes!' diye gönülden Allah'a yalvarmış... ve dilek sahibi orada taş kesilmiştir. Bir yanda zalim ve zulüm, bir yanda mazlum ve mazlumun duası... ve ibretli son...
AŞIK ZÜLALİ’NİN “BİR GÜN OLUR” ŞİİRİ GERÇEKLEŞTİ
Osmanlı Rus Harbi (93 harbi) ’nden sonra 40 yıllık kara günler başlamıştı. Aşık Zülali ve 40 tane imam, cami cami geziyor vaazlarla Müslümanları aydınlatıyordu. Zülali bulunduğu camide şiddetli Hutbesini okudu. Hutbeye “Bir gün olur”şiirini de ekledi.
Bu şiir gizliden elden ele dolaşmış Müslümanların ayaklanma atmosferini, zaten gizliden hazırlamıştı bile. Zülali’nin şiirini bitirmesiyle bir Rus Ajanın Zülali ye saldırması bir oldu. Cami Cemaati ajanın üzerine çullanırken bir kısmı da Zülali yi kaçırdılar bir fırtına soktular. Fırıncı Zülalinin elbiselerini ateşe atıp yaktı. İşçilerden birisinin elbiselerini giydirdi. İşçisine izin verip uzaklaştırdı. Aramaya gelen askerler yüzü unlu Zülali’ yi işçi zannetti. Fırıncı kağıtlar çıkardı. “Benim zaten 4 işçim var, işte 4 ü”dedi ve Zülali yi kurtardı. Akşamdan atları hazırladılar. Zülali’ yı atla Posof’a oradan da ailesi, çocuklarıyla kaçırdılar. Zülali için 93 Muhacirliği başladı.
İşte Rusya da, Posof civarında halkı Rusya ya karşı ayaklandıran “Bir gün olur” şiiri :
İŞTE BİR GÜN OLDU !
Biz bu zulmatlar içinden çıkarız bir gün olur.
Şarka garba yıldırımlar saçarız bir gün olur.
Karabulutlar içinden parlayıp şimşek atar,
Gök gürülder dolu yağar bakarız bir gün olur.
Kars, Batum, Kafkas elinden çevrilen hisarları,
Vuruban Milli külükle yıkarız bir gün olur.
Türkiye nin güneşinden bir kıvılcım alırız,
Bir ceht ile cihanı yıkarız bir gün olur.
Anadolu dan Hint Çin e geçeriz Timur gibi,
Himalaya dağlarını geçeriz bir gün olur.
Dağıstan, Kırım, Kazgan, İran-u Turan Kaskar’ı
İzdihadın zinciriyle sıkarız bir gün olur.
Türk doğarız, Türk yaşarız,Türk gezeriz her zaman,
Devrik Moskof elinden çıkarız bir gün olur.
Der Zülali Dicle,Fırat,Ceyhun,Araslar gibi
Cuş eder deryalara hep akarız bir gün olur.
HIRAM - UÇURUM EFSANESİ
İlçemizin Al ve Çamyazı köyleri arasında büyük bir uçurum vardır.Bu uçuruma Hıram adı verilir.Bu uçurumun efsanesi ise; Geçmişte uçurumun bulunduğu yerde çok büyük bir göl varmış.Bu gölde güzel mi güzel, iri bir boğa yaşarmış.Bu boğa zaman zaman gölden çıkar, çevrede yayılan boğalarla güreşir, hepsini de yenermiş.Göldeki bu boğanın gücünü kıskanan bir adam, boğanın karşısına ne kadar rakip çıkarmışsa hepsi yenilmiş.Sonunda adam, kendi boğasının boynuz uçlarına demirden keskin uçlar taktırmış.Yine, boğanın gölden çıktığı bir gün kendi boğasını bu boğayla güreştirmiş.Demir boynuzlu, göldeki boğayı yaralamış ve boğa ölmüş.Bunun üzerine göl suları birden kabarmış ve dağdan aşağıya hızla akmaya başlamış. Önüne gelen her şeyi silip süpürmüş ve arkasında korkunç bir uçurum oluşturmuş.