Deniz Feneri
Yeni Üyemiz
Ramazan Ayı | 30 Hatırlatma
* 1’inci hatırlatma:
Ramazan’ın şu ilk günlerinde tartılınız, sonra Şevval başında bir daha tartılınız. Açlık ve riyaset ayı olan Ramazan’da kilo aldıysanız, şişmanlayıp semirdiyseniz vah size, yazık size, efsûs size. Zayıflayanlara ne mutlu:
* 2’nci hatırlatma:
Oruçla yalanı bir araya getirmeyiniz. Oruç sadece aç durmak değildir. Bütün kötülüklerden uzaklaşmak için elimizden gelen olanca gayreti göstermemiz gerekir. Oruçlu iken gıybet yapan kişi, ölü kardeşinin etini yemişçesine günah işlemiş olur.
* 3’üncü hatırlatma:
Haram para kazanan, halkın paralarını gayr-i meşru şekilde iktisab eden (ele geçiren, toplayan) zalimlerin iftar ziyafetlerine gitmeyiniz, orucunuzu haramla bozmuş olursunuz.
* 4’üncü hatırlatma:
Orucu ALLAH için tutuyoruz. Ramazan’ı bahane ederek işlerimizi aksatmayalım. İşverenler haklarını helal etmezlerse borçlu kalırız, hak yemiş oluruz.
* 5’inci hatırlatma:
Ziyafet sofralarımıza en az bir fakir çağıralım, onun da iyi yemek ve tatlılardan nasiplenmesini sağlayalım. Hep zenginlerin, ensesi ve göbeği kalınların çağrıldığı, bir tek fakirin bile dâvet edilmediği bir ziyafet sofrası ne kötü sofradır.
* 6’ncı hatırlatma:
Mübarek ve kutsal Ramazan ayında İslâm dininin yasaklamış olduğu çalgılı şarkılı eğlencelere gitmeyelim, hele açık saçık kadınların teganni ettiği fısk meclislerden bucak bucak kaçalım.
* 7’nci hatırlatma:
Ramazan’da sağlığımızı korumak için, yeterince doymak ve beslenmek şartıyla genellikle yavan ve mütevâzı yemekler yiyelim. Lüksten, israftan, gösterişten, saçıp savurmaktan uzak duralım. Bu yolla artırdığımız parayı fakirlere verelim.
* 8’inci hatırlatma:
Zekatlarımızı verelim. Zekattan başka bol bol hayır hasenat da yapalım. Zekatları alenen verebiliriz. Onun dışındaki hayır ve sadakalarımızı, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek şekilde verelim, fakir ve muhtaçları ezmeyelim, üzmeyelim, aşağılamayalım.
* 9’uncu hatırlatma:
Beş vakit namazı muntazaman (düzenli bir şekilde) kılalım, bayramdan sonra da aksatmayalım.
* 10’uncu hatırlatma:
Günde en az beş-on dakika ve İslâm dünyasındaki Müslüman kardeşlerimizin hal-i perişanına üzülelim, ağlayalım, geliyorsa gözümüzden yaş akıtalım. Çünkü Müslümanlar gerçekten perişan durumdadır.
* 11’inci hatırlatma:
Muhtaç ve aç hayvanlara Ramazan’da özellikle merhamet ve şefkat gösterelim. Bir karıncayı bile ezmeyelim. Unutmayalım ki, karıncanın bir Sahibi vardır, hesap sorar, ceza verir.
* 12’nci hatırlatma:
Ramazan sabır ve tahammül ayıdır. Bu ayda öfkelenmeyelim, kimsenin kalbini kırmayalım. Haklı da olsak, bazı haklarımızdan vaz geçelim, fitne ve fesat çıkmasını önleyelim.
* 13’üncü hatırlatma:
Haram kazançlardan ateşten kaçar gibi kaçalım. İhalelere fesat karıştıran, devlet ve belediye bütçelerini hortumlayan, “Şirketlerin” kasalarını babalarının malı gibi kullanan, saçı bitmedik yetimlerin haklarını yiyen alçaklardan uzak duralım. Onların yemeklerini yemeyelim, çaylarını içmeyelim.
* 14’üncü hatırlatma:
Hazret-i Muhammed’in peygamberliğini ve ilahî mesajını kabul etmeyen, insanlığın kurtarıcısı o yüce zata yalancı diyen, Kur’ân-ı Kerim’e düzmece kitap diyen, İslâm’a bâtıl din diyen kâfir ve zâlimleri ehl-i necat ve ehl-i cennet olarak gösteren sapıklara müsamaha etmeyelim (hoşgörü göstermeyelim), onlarla işbirliği yapmayalım, hele onları doğrudan doğruya ve dolaylı olarak asla desteklemeyelim, yardımcı olmayalım. Çünkü zulme ve bâtıla yardım haramdır.
* 15’inci hatırlatma:
Camilere gelen zâlim dünya büyüklerini alkışlamayalım. Camiler şamata, soytarılık, gösteriş alanı değildir. ALLAH için ihlâsla geliyorlarsa alkış istemezler. Kalplerinde nifak olduğu halde gösteriş için geliyorlarsa alkışlar onların azabını artırır.
* 16’ncı hatırlatma:
Cami görevlilerine: Ezan okundu mu, vaazı, konuşmayı, Kur’ân okumayı bırakalım ve ibadete başlayalım. Hele cuma namazlarında, ibadeti beş-on dakika geciktirmeyelim. Günahtır, cemaate zulümdür. Çok güzel ve tesirli vaaz ediyorsan sana her zaman cemaat bulunur.
* 17’nci hatırlatma:
Tesettürlü İslâm kadınları ve kızları yüce dinimizin hoşgörmediği, yasak kıldığı mekânlara gidip salına salına gezip tozmasınlar. İslâm kadınının haysiyet ve ismetini korusunlar.
* 18’inci hatırlatma:
Sadaka vermeden seyahate çıkmayalım. Verecek birini hemen bulamazsak, evimizdeki veya işyerimizdeki sadaka kutusuna veya zarfına koyalım ve ilk fırsatta hakeden birine verelim. (Sadaka profesyonel dilenciye atılan üç-beş kuruş değildir. ALLAH rızası için yardımdır.)
* 19’uncu hatırlatma:
Yüce İslâm dininde zaruret olmadıkça açık yerlerde herkese göstererek yemek içmek yoktur. Bilhassa Ramazan çarşılarında ve etkinliklerinde ayakta, yürüyerek, herkesin içinde sucuk ekmek, kokoreç, börek, lahmacun yemek terbiyeli ve görgülü Müslümana yakışmaz. (Bu konuda daha fazla bilgi almak isteyenler ehl-i sünnet âlimlerine sorsunlar. Reformculara sormasınlar, çünkü onlar her şeyin fetva ve ruhsatını kolayca verirler.)
* 20’nci hatırlatma:
Oruçlu, mümkün olduğu kadar ben demesin, biz desin.
* 21’inci hatırlatma:
İslâm’da söz orucu (yani hiç konuşmamak) diye bir şey yoktur. Ancak dinimiz bizi lisan âfetleri konusunda uyarmıştır. Bilhassa Ramazan’da çok konuşmayalım. Konuşursak zarurî, faydalı, hikmetli, iyi şeyler konuşalım. Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak günah olan konuşmalardan kaçınalım.
* 22’nci hatırlatma:
Âhir zamanda bulunduğumuzu bir an bile hatırımızdan çıkartmayalım. Küçük Alâmetlerin hepsi, Büyük Alâmetlerin bir kısmı zuhur etmiştir. Dünya fitne, fesat, zulüm, savaş yangınları içindedir. İslâm dünyasına karşı bir savaş başlatılmıştır. Korkunç fırtına ve kasırgalar, dehşetli zelzeleler, azgın seller, önüne geleni silip süpüren korkunç deniz dalgaları dünyanın çeşitli yerlerinde büyük felaket ve facialara yol açmaktadır. İstanbul büyük bir zelzele beklemektedir. Önümüzdeki karanlık günler için azık hazırlayalım. Belâ ve felâketleri sadaka ile, dua ile önlemeye çalışalım. İsyandan itaate, fısk u fücurdan salâha, bid’atten sünnete, cimrilikten cömertliğe, câhillikten ilme, nifaktan ihlasa, şerden hayra hicret edelim. Gaflet içinde aldatıcı keyifler sürmeyelim. Bu dünyayı kendimize yalancı bir cennet haline getirmek sapıklığına kapılmayalım. Dünya mihnet, çile, imtihan, deneme yeridir.
* 23’üncü hatırlatma:
Bize en fazla zıt giden, fikir ve görüşleri en fazla ters olan Müslüman kardeşimize bile düşmanlık etmeyelim. Onu da bizden bilelim. Ölse, cenazesiyle ilgili hizmetleri yapmayacak mıyız, namazını kılmayacak mıyız? Ölmeden önce de onunla iman kardeşliği bağlarını kopartmayalım.
* 24’üncü hatırlatma:
Kur’ân’a sarılalım, biliyorsak Kur’ân okuyalım, bilmiyorsak Kur’ân tilaveti dinleyelim. (Okumak sünnet, dinlemek farzdır). Ehliyetimiz yoksa, kendi kafamıza, re’yimize ve hevâmıza göre Kur’ân tefsiri yaparak yüce Kitaba ihanet ve saygısızlık etmeyelim. Kur’ân’ın mânasını ve ondan çıkartılan hüküm ve yorumları ehl-i sünnet müfessirlerinden öğrenelim.
* 25’inci hatırlatma:
Ölmüş büyüklerimiz için (anne baba, dede nine, akraba, hısım, ecdat…) hayır hasenat yapalım, yemek yedirelim ve sevabını onlara bağışlayalım. Bayram’da kabirlerini ziyaret edelim, Yâsin okuyalım, Fatiha okuyalım, ecrini onlara hediye edelim.
* 26’ncı hatırlatma:
Şehrimizdeki ve başka yerlerdeki velilerin, âmil alimlerin, sâlih kişilerin kabir ve türbelerini ziyaret edelim. Onları hatırlamak, onları sevmek, onları ziyaret etmek imanımızı güçlendirir, dindarlığımızı kavi kılar. Bu ziyaretlerde dine aykırı işler yapmayalım.
* 27’nci hatırlatma:
Günde en az bir kere içimizden kendi nefsimize “Öleceksin, ALLAH’a döneceksin, yaptıklarından hesap vereceksin, hazırlan, hazırlan, sakın vakit geçirme…” diye nasihat edelim.
* 28’inci hatırlatma:
Nefsimizi kötüleyelim. Süleyman Daranî hazretleri (ALLAH yüce sırrını takdis etsin!) gibi yapalım. Ne demiş? “Bütün dünya halkı beni kötülemekte bir araya gelseler, benim kendimi kötülediğim kadar kötüleyemezler…” Nefs-i emmâremizin en büyük düşmanımız olduğunu bilelim. Kibir, gurur, benlik, büyüklenmek âfetlerinden kaçalım.
* 29’uncu hatırlatma:
“İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” hadîs-i şerifini bir an bile hatırımızdan çıkartmayalım. Her günümüzün bir önceki günden daha hayırlı, daha faydalı, daha hikmetli, daha ibadetli, Peygamberimizin sünnetine daha uygun, ilahî rızaya daha yakın meymenetli bir gün olması için gayret ve cehd sarfedelim.
* 30’uncu hatırlatma:
İhtiyaçlarımızı lüzumsuz yere çoğaltmayalım. İhtiyacını çoğaltan ıstırabını çoğaltmış olur. Kanaatli yaşayalım, orta halli olalım, lükse heves etmeyelim. Dünyaya kazık çakmaya kalkışmayalım. İnsan bu dünyada garib bir yolcu gibidir. Ne mutlu gurebaya…
* 1’inci hatırlatma:
Ramazan’ın şu ilk günlerinde tartılınız, sonra Şevval başında bir daha tartılınız. Açlık ve riyaset ayı olan Ramazan’da kilo aldıysanız, şişmanlayıp semirdiyseniz vah size, yazık size, efsûs size. Zayıflayanlara ne mutlu:
* 2’nci hatırlatma:
Oruçla yalanı bir araya getirmeyiniz. Oruç sadece aç durmak değildir. Bütün kötülüklerden uzaklaşmak için elimizden gelen olanca gayreti göstermemiz gerekir. Oruçlu iken gıybet yapan kişi, ölü kardeşinin etini yemişçesine günah işlemiş olur.
* 3’üncü hatırlatma:
Haram para kazanan, halkın paralarını gayr-i meşru şekilde iktisab eden (ele geçiren, toplayan) zalimlerin iftar ziyafetlerine gitmeyiniz, orucunuzu haramla bozmuş olursunuz.
* 4’üncü hatırlatma:
Orucu ALLAH için tutuyoruz. Ramazan’ı bahane ederek işlerimizi aksatmayalım. İşverenler haklarını helal etmezlerse borçlu kalırız, hak yemiş oluruz.
* 5’inci hatırlatma:
Ziyafet sofralarımıza en az bir fakir çağıralım, onun da iyi yemek ve tatlılardan nasiplenmesini sağlayalım. Hep zenginlerin, ensesi ve göbeği kalınların çağrıldığı, bir tek fakirin bile dâvet edilmediği bir ziyafet sofrası ne kötü sofradır.
* 6’ncı hatırlatma:
Mübarek ve kutsal Ramazan ayında İslâm dininin yasaklamış olduğu çalgılı şarkılı eğlencelere gitmeyelim, hele açık saçık kadınların teganni ettiği fısk meclislerden bucak bucak kaçalım.
* 7’nci hatırlatma:
Ramazan’da sağlığımızı korumak için, yeterince doymak ve beslenmek şartıyla genellikle yavan ve mütevâzı yemekler yiyelim. Lüksten, israftan, gösterişten, saçıp savurmaktan uzak duralım. Bu yolla artırdığımız parayı fakirlere verelim.
* 8’inci hatırlatma:
Zekatlarımızı verelim. Zekattan başka bol bol hayır hasenat da yapalım. Zekatları alenen verebiliriz. Onun dışındaki hayır ve sadakalarımızı, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek şekilde verelim, fakir ve muhtaçları ezmeyelim, üzmeyelim, aşağılamayalım.
* 9’uncu hatırlatma:
Beş vakit namazı muntazaman (düzenli bir şekilde) kılalım, bayramdan sonra da aksatmayalım.
* 10’uncu hatırlatma:
Günde en az beş-on dakika ve İslâm dünyasındaki Müslüman kardeşlerimizin hal-i perişanına üzülelim, ağlayalım, geliyorsa gözümüzden yaş akıtalım. Çünkü Müslümanlar gerçekten perişan durumdadır.
* 11’inci hatırlatma:
Muhtaç ve aç hayvanlara Ramazan’da özellikle merhamet ve şefkat gösterelim. Bir karıncayı bile ezmeyelim. Unutmayalım ki, karıncanın bir Sahibi vardır, hesap sorar, ceza verir.
* 12’nci hatırlatma:
Ramazan sabır ve tahammül ayıdır. Bu ayda öfkelenmeyelim, kimsenin kalbini kırmayalım. Haklı da olsak, bazı haklarımızdan vaz geçelim, fitne ve fesat çıkmasını önleyelim.
* 13’üncü hatırlatma:
Haram kazançlardan ateşten kaçar gibi kaçalım. İhalelere fesat karıştıran, devlet ve belediye bütçelerini hortumlayan, “Şirketlerin” kasalarını babalarının malı gibi kullanan, saçı bitmedik yetimlerin haklarını yiyen alçaklardan uzak duralım. Onların yemeklerini yemeyelim, çaylarını içmeyelim.
* 14’üncü hatırlatma:
Hazret-i Muhammed’in peygamberliğini ve ilahî mesajını kabul etmeyen, insanlığın kurtarıcısı o yüce zata yalancı diyen, Kur’ân-ı Kerim’e düzmece kitap diyen, İslâm’a bâtıl din diyen kâfir ve zâlimleri ehl-i necat ve ehl-i cennet olarak gösteren sapıklara müsamaha etmeyelim (hoşgörü göstermeyelim), onlarla işbirliği yapmayalım, hele onları doğrudan doğruya ve dolaylı olarak asla desteklemeyelim, yardımcı olmayalım. Çünkü zulme ve bâtıla yardım haramdır.
* 15’inci hatırlatma:
Camilere gelen zâlim dünya büyüklerini alkışlamayalım. Camiler şamata, soytarılık, gösteriş alanı değildir. ALLAH için ihlâsla geliyorlarsa alkış istemezler. Kalplerinde nifak olduğu halde gösteriş için geliyorlarsa alkışlar onların azabını artırır.
* 16’ncı hatırlatma:
Cami görevlilerine: Ezan okundu mu, vaazı, konuşmayı, Kur’ân okumayı bırakalım ve ibadete başlayalım. Hele cuma namazlarında, ibadeti beş-on dakika geciktirmeyelim. Günahtır, cemaate zulümdür. Çok güzel ve tesirli vaaz ediyorsan sana her zaman cemaat bulunur.
* 17’nci hatırlatma:
Tesettürlü İslâm kadınları ve kızları yüce dinimizin hoşgörmediği, yasak kıldığı mekânlara gidip salına salına gezip tozmasınlar. İslâm kadınının haysiyet ve ismetini korusunlar.
* 18’inci hatırlatma:
Sadaka vermeden seyahate çıkmayalım. Verecek birini hemen bulamazsak, evimizdeki veya işyerimizdeki sadaka kutusuna veya zarfına koyalım ve ilk fırsatta hakeden birine verelim. (Sadaka profesyonel dilenciye atılan üç-beş kuruş değildir. ALLAH rızası için yardımdır.)
* 19’uncu hatırlatma:
Yüce İslâm dininde zaruret olmadıkça açık yerlerde herkese göstererek yemek içmek yoktur. Bilhassa Ramazan çarşılarında ve etkinliklerinde ayakta, yürüyerek, herkesin içinde sucuk ekmek, kokoreç, börek, lahmacun yemek terbiyeli ve görgülü Müslümana yakışmaz. (Bu konuda daha fazla bilgi almak isteyenler ehl-i sünnet âlimlerine sorsunlar. Reformculara sormasınlar, çünkü onlar her şeyin fetva ve ruhsatını kolayca verirler.)
* 20’nci hatırlatma:
Oruçlu, mümkün olduğu kadar ben demesin, biz desin.
* 21’inci hatırlatma:
İslâm’da söz orucu (yani hiç konuşmamak) diye bir şey yoktur. Ancak dinimiz bizi lisan âfetleri konusunda uyarmıştır. Bilhassa Ramazan’da çok konuşmayalım. Konuşursak zarurî, faydalı, hikmetli, iyi şeyler konuşalım. Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak günah olan konuşmalardan kaçınalım.
* 22’nci hatırlatma:
Âhir zamanda bulunduğumuzu bir an bile hatırımızdan çıkartmayalım. Küçük Alâmetlerin hepsi, Büyük Alâmetlerin bir kısmı zuhur etmiştir. Dünya fitne, fesat, zulüm, savaş yangınları içindedir. İslâm dünyasına karşı bir savaş başlatılmıştır. Korkunç fırtına ve kasırgalar, dehşetli zelzeleler, azgın seller, önüne geleni silip süpüren korkunç deniz dalgaları dünyanın çeşitli yerlerinde büyük felaket ve facialara yol açmaktadır. İstanbul büyük bir zelzele beklemektedir. Önümüzdeki karanlık günler için azık hazırlayalım. Belâ ve felâketleri sadaka ile, dua ile önlemeye çalışalım. İsyandan itaate, fısk u fücurdan salâha, bid’atten sünnete, cimrilikten cömertliğe, câhillikten ilme, nifaktan ihlasa, şerden hayra hicret edelim. Gaflet içinde aldatıcı keyifler sürmeyelim. Bu dünyayı kendimize yalancı bir cennet haline getirmek sapıklığına kapılmayalım. Dünya mihnet, çile, imtihan, deneme yeridir.
* 23’üncü hatırlatma:
Bize en fazla zıt giden, fikir ve görüşleri en fazla ters olan Müslüman kardeşimize bile düşmanlık etmeyelim. Onu da bizden bilelim. Ölse, cenazesiyle ilgili hizmetleri yapmayacak mıyız, namazını kılmayacak mıyız? Ölmeden önce de onunla iman kardeşliği bağlarını kopartmayalım.
* 24’üncü hatırlatma:
Kur’ân’a sarılalım, biliyorsak Kur’ân okuyalım, bilmiyorsak Kur’ân tilaveti dinleyelim. (Okumak sünnet, dinlemek farzdır). Ehliyetimiz yoksa, kendi kafamıza, re’yimize ve hevâmıza göre Kur’ân tefsiri yaparak yüce Kitaba ihanet ve saygısızlık etmeyelim. Kur’ân’ın mânasını ve ondan çıkartılan hüküm ve yorumları ehl-i sünnet müfessirlerinden öğrenelim.
* 25’inci hatırlatma:
Ölmüş büyüklerimiz için (anne baba, dede nine, akraba, hısım, ecdat…) hayır hasenat yapalım, yemek yedirelim ve sevabını onlara bağışlayalım. Bayram’da kabirlerini ziyaret edelim, Yâsin okuyalım, Fatiha okuyalım, ecrini onlara hediye edelim.
* 26’ncı hatırlatma:
Şehrimizdeki ve başka yerlerdeki velilerin, âmil alimlerin, sâlih kişilerin kabir ve türbelerini ziyaret edelim. Onları hatırlamak, onları sevmek, onları ziyaret etmek imanımızı güçlendirir, dindarlığımızı kavi kılar. Bu ziyaretlerde dine aykırı işler yapmayalım.
* 27’nci hatırlatma:
Günde en az bir kere içimizden kendi nefsimize “Öleceksin, ALLAH’a döneceksin, yaptıklarından hesap vereceksin, hazırlan, hazırlan, sakın vakit geçirme…” diye nasihat edelim.
* 28’inci hatırlatma:
Nefsimizi kötüleyelim. Süleyman Daranî hazretleri (ALLAH yüce sırrını takdis etsin!) gibi yapalım. Ne demiş? “Bütün dünya halkı beni kötülemekte bir araya gelseler, benim kendimi kötülediğim kadar kötüleyemezler…” Nefs-i emmâremizin en büyük düşmanımız olduğunu bilelim. Kibir, gurur, benlik, büyüklenmek âfetlerinden kaçalım.
* 29’uncu hatırlatma:
“İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” hadîs-i şerifini bir an bile hatırımızdan çıkartmayalım. Her günümüzün bir önceki günden daha hayırlı, daha faydalı, daha hikmetli, daha ibadetli, Peygamberimizin sünnetine daha uygun, ilahî rızaya daha yakın meymenetli bir gün olması için gayret ve cehd sarfedelim.
* 30’uncu hatırlatma:
İhtiyaçlarımızı lüzumsuz yere çoğaltmayalım. İhtiyacını çoğaltan ıstırabını çoğaltmış olur. Kanaatli yaşayalım, orta halli olalım, lükse heves etmeyelim. Dünyaya kazık çakmaya kalkışmayalım. İnsan bu dünyada garib bir yolcu gibidir. Ne mutlu gurebaya…