Ömer-28
Aktif Üyemiz
بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْد Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Haccı Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine’de dokuz sene hac etmeden kaldı. Sonra onuncu senede Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sene hac edecek diye insanlar arasında ilan ettirdi. Bu ilana müteakip Medine’ye pek çok insan binili veya yayan olarak gelmeye güç yetiren kimse kalmayıp hepsi geldi.
İnsanlar Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber çıkmak için yol tedariki yaptılar. Hepsi de Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i imam edinmek ve onun ameli gibi amel etmeyi istiyordu.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize hutbe irad etti ve:
−‘Medine ahalisinin tehlil yeri, Zulhuleyfe’dir. Diğer yol ahalisinin tehlil yeri, el-Cuhfe’dir. Irak ahalisinin tehlil yeri, Zatu Irk’dır. Necd ahalisinin tehlil yeri, Karn’dır. Yemen ahalisinin tehlil yeri, Yelemlem’dir’ derken işittim.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Zilkade ayından beş veya dört gün kalmıştı ki Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yola çıktı. Kurbanlığını da sevk etti. Beraberimizde kadınlar ve çocuklar olduğu halde biz de onunla beraber yola çıktık. Zulhuleyfeye geldiğimizde Esma bin Umeys (Radiyallahu Anha) Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’ın oğlu Muhammed’i dünyaya getirdi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e nasıl yapacağına dair haber gönderdi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Gusül abdesti al, kalın bir bez bağla ve ihrama gir!’ buyurdu.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Zulhuleyfe mescidinde namaz kıldırdı ve suskun duruyordu. Sonra devesi Kasvâya bindi, devesi onu Beydâ üzerine doğrulttuğunda Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve ashabı hacca tehlil getirdi. Sadece hacca niyetle tehlil getirdi.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in önünde gidiyordum. Gözümün alabildiği mesafeye baktım. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in önünde binili ve yürüyen insan seli gördüm. Sağ tarafında bunun benzeri kalabalık, sol tarafında bunun benzeri kalabalık ve arkasında da aynı insan seli vardı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramızda gidiyor, Kur’an ona nazil oluyor O da Onun tefsirini biliyordu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) her ne yaparsa biz de onu yapıyorduk.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Lebbeyk Allahumme Lebbeyk, Lebbeyke La Şerike Leke Lebbeyk, İnne‘l-Hamde Ve’n-Ni’mete Lek, Ve’l-Mülke Lâ Şerike Lek.’
Tevhid sözlerini yüksek sesle söyledi. İnsanlar da, öteden beri söyleye geldikleri bu telbiyeyi yüksek sesle tekrarladılar. Bazı insanlar ziyade yaparak:
Lebbeyk Zelmeâric Lebbeyk Zelfevâdıl diye telbiye getirdiler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara bundan bir şeyi reddetmedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendi telbiyesine devam etti.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Biz Lebbeyk Allahumme Lebbeyk Bilhac diyorduk Sarahaten açıklıyorduk. İfrad hacdan başka bir şeye niyet etmiyorduk. Hacca umreyi karıştırmıyorduk. Umreyi de bilmiyorduk.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Aişe (Radiyallahu Anha) Serif mevkiine geldiği zaman hayız oldu. Zilhiccenin dördüncü günü sabah kuşluk yükseldiği bir vakitte Mekke’ye girdik Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Beyt’e geldik. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescidin kapısına geldi ve binitini oraya ıhtırdı, sonra mescide girdi. Rüknü Hacerü’l-Esved’i isti’lam etti. Sonra sağ tarafına yürüdü. Tekrar rükne dönene kadar üç kere koşar adımlarla, dört defa da mutat heyeti üzere yürüdü. Sonra makamı İbrahim’e ulaştı ve:
−‘Vettehizû Min Makamı İbrahime Musalla’ ayetini okudu. Sesini yükselterek bunu insanlara işittirdi. Makamı kendisi ile Beyt arasına alarak iki rekât namaz kıldı.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Birinci rekâtta Fatihadan sonra ‘Kul Ya Eyyuhel Kafirûn’ ikinci rekâtta Fatihadan sonra ‘Kul Huvallahu Ahad’ surelerini okuyordu. Sonra zemzemin yanına gitti ve ondan içti ve başına döktü sonra tekrar Haceru’l-Esved’e döndü ve onu isti’lam etti. Sonra Safa’ya Safa kapısından çıktı.
Safa’ya yaklaşınca:
−‘İnnessafa Velmervete Min Şeâirillah...’ ayetini okuyup ‘Allah’ın başladığı ile başlıyorum’ dedi.
Başka rivayette, ‘başlıyoruz’ dedi ve Safa’dan başladı. Beyti görene kadar Safa üzerinde yükseldi, kıbleye yöneldi. Müteakiben üç kere Allah’ı tevhit, tekbir, tahmid etti ve:
−‘La İlahe İllallahu Vahdehu La Şerike Leh. Lehul-Mülkü Ve Lehul-Hamdu Yuhyi Ve Yumitu Ve Huve Ala Külli Şeyin Kadîr. La İlahe İllallahu Vahdehu La Şerike Leh Enceze Vahdehu Ve Nasara Abdehu Ve Hezeme’l-Ahzaba Vahdehu’ dedi.
Sonra bu arada dua etti. Bu tesbihatı üç kere söyledi. Sonra yürüyerek Merve’ye doğru indi. Ayakları vadinin içine dökülünce koştu. Ayakları vadinin içinden yukarı çıkınca yürüdü, Merveye geldi. Beyt’i görene kadar Merve üzerinde yükseldi. Merve üzerinde de Safa üzerinde yaptığı gibi yaptı. Nihayet tavafının sonu yedincisi Merve üzerinde tamam olduğu zaman:
−‘Ey insanlar! Eğer yaptıklarımı hiç yapmamış olsaydım, kurbanlık sevk etmezdim! Elbette haccımı da umreye çevirirdim! Sizlerden kimin yanında kurbanlık yoksa ihramdan çıksın ve haccını umre yapsın!’ buyurdu.
Başka rivayette:
‘Haccınızı umreye çevirerek, Beyti tavaf ve Safa ile Merve arasında sa’y ediniz; saçlarınızı kestiriniz! Bu amelleri yaparak ihramınızdan çıkın! Sonra ihramsız olarak ikamet ediniz! Nihayet terviye günü olunca hac niyetiyle ihrama giriniz! Kendisi ile Mekke’ye geldiğiniz İfrad haccınızı Temettu hacca çeviriniz!’ buyurdu.
Bunun üzerine Surâka bin Malik bin Cu’şem (Radiyallahu Anh) ayağa kalktı o Mervenin aşağısında idi:
−Ya Rasulallah! Bu umremiz ile temettu etmemiz hakkındaki görüşün nedir? Yalnız bu senemize mi? mahsus yoksa ebedi mi? dedi.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) parmaklarını birbirine geçirdi ve üç kere:
−‘Hayır, bilakis ebedi olarak, hayır bilakis ebedi olarak! Kıyamet gününe kadar umre hacca dahil olmuştur!’ buyurdu.
Surâka bin Malik bin Cu’şem (Radiyallahu Anh) dedi ki:
−Ya Rasulallah! Sanki şu anda yaratılmışız gibi bize dinimizi beyan etseniz. Bu gün işlediğimiz ameller ne içindir? Kalemin yazıp mürekkebin kuruduğu ve kaderin cari olduğu şey için mi? yoksa gelecekteki işleyeceğimiz şeyler için midir?
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Hayır, ameller kalemin yazıp mürekkebin kuruduğu ve kaderin cari olduğu şeyler içindir!’ buyurdu.
Surâka bin Malik bin Cu’şem (Radiyallahu Anh):
−O halde yapılan ameller ne içindir? dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Amel ediniz, herkese kendisi için yaratıldığı şeyler kolaylaştırılmıştır!’ buyurdu.
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine’de dokuz sene hac etmeden kaldı. Sonra onuncu senede Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sene hac edecek diye insanlar arasında ilan ettirdi. Bu ilana müteakip Medine’ye pek çok insan binili veya yayan olarak gelmeye güç yetiren kimse kalmayıp hepsi geldi.
İnsanlar Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber çıkmak için yol tedariki yaptılar. Hepsi de Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i imam edinmek ve onun ameli gibi amel etmeyi istiyordu.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize hutbe irad etti ve:
−‘Medine ahalisinin tehlil yeri, Zulhuleyfe’dir. Diğer yol ahalisinin tehlil yeri, el-Cuhfe’dir. Irak ahalisinin tehlil yeri, Zatu Irk’dır. Necd ahalisinin tehlil yeri, Karn’dır. Yemen ahalisinin tehlil yeri, Yelemlem’dir’ derken işittim.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Zilkade ayından beş veya dört gün kalmıştı ki Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yola çıktı. Kurbanlığını da sevk etti. Beraberimizde kadınlar ve çocuklar olduğu halde biz de onunla beraber yola çıktık. Zulhuleyfeye geldiğimizde Esma bin Umeys (Radiyallahu Anha) Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’ın oğlu Muhammed’i dünyaya getirdi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e nasıl yapacağına dair haber gönderdi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Gusül abdesti al, kalın bir bez bağla ve ihrama gir!’ buyurdu.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Zulhuleyfe mescidinde namaz kıldırdı ve suskun duruyordu. Sonra devesi Kasvâya bindi, devesi onu Beydâ üzerine doğrulttuğunda Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve ashabı hacca tehlil getirdi. Sadece hacca niyetle tehlil getirdi.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in önünde gidiyordum. Gözümün alabildiği mesafeye baktım. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in önünde binili ve yürüyen insan seli gördüm. Sağ tarafında bunun benzeri kalabalık, sol tarafında bunun benzeri kalabalık ve arkasında da aynı insan seli vardı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramızda gidiyor, Kur’an ona nazil oluyor O da Onun tefsirini biliyordu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) her ne yaparsa biz de onu yapıyorduk.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Lebbeyk Allahumme Lebbeyk, Lebbeyke La Şerike Leke Lebbeyk, İnne‘l-Hamde Ve’n-Ni’mete Lek, Ve’l-Mülke Lâ Şerike Lek.’
Tevhid sözlerini yüksek sesle söyledi. İnsanlar da, öteden beri söyleye geldikleri bu telbiyeyi yüksek sesle tekrarladılar. Bazı insanlar ziyade yaparak:
Lebbeyk Zelmeâric Lebbeyk Zelfevâdıl diye telbiye getirdiler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara bundan bir şeyi reddetmedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendi telbiyesine devam etti.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Biz Lebbeyk Allahumme Lebbeyk Bilhac diyorduk Sarahaten açıklıyorduk. İfrad hacdan başka bir şeye niyet etmiyorduk. Hacca umreyi karıştırmıyorduk. Umreyi de bilmiyorduk.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Aişe (Radiyallahu Anha) Serif mevkiine geldiği zaman hayız oldu. Zilhiccenin dördüncü günü sabah kuşluk yükseldiği bir vakitte Mekke’ye girdik Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Beyt’e geldik. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescidin kapısına geldi ve binitini oraya ıhtırdı, sonra mescide girdi. Rüknü Hacerü’l-Esved’i isti’lam etti. Sonra sağ tarafına yürüdü. Tekrar rükne dönene kadar üç kere koşar adımlarla, dört defa da mutat heyeti üzere yürüdü. Sonra makamı İbrahim’e ulaştı ve:
−‘Vettehizû Min Makamı İbrahime Musalla’ ayetini okudu. Sesini yükselterek bunu insanlara işittirdi. Makamı kendisi ile Beyt arasına alarak iki rekât namaz kıldı.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Birinci rekâtta Fatihadan sonra ‘Kul Ya Eyyuhel Kafirûn’ ikinci rekâtta Fatihadan sonra ‘Kul Huvallahu Ahad’ surelerini okuyordu. Sonra zemzemin yanına gitti ve ondan içti ve başına döktü sonra tekrar Haceru’l-Esved’e döndü ve onu isti’lam etti. Sonra Safa’ya Safa kapısından çıktı.
Safa’ya yaklaşınca:
−‘İnnessafa Velmervete Min Şeâirillah...’ ayetini okuyup ‘Allah’ın başladığı ile başlıyorum’ dedi.
Başka rivayette, ‘başlıyoruz’ dedi ve Safa’dan başladı. Beyti görene kadar Safa üzerinde yükseldi, kıbleye yöneldi. Müteakiben üç kere Allah’ı tevhit, tekbir, tahmid etti ve:
−‘La İlahe İllallahu Vahdehu La Şerike Leh. Lehul-Mülkü Ve Lehul-Hamdu Yuhyi Ve Yumitu Ve Huve Ala Külli Şeyin Kadîr. La İlahe İllallahu Vahdehu La Şerike Leh Enceze Vahdehu Ve Nasara Abdehu Ve Hezeme’l-Ahzaba Vahdehu’ dedi.
Sonra bu arada dua etti. Bu tesbihatı üç kere söyledi. Sonra yürüyerek Merve’ye doğru indi. Ayakları vadinin içine dökülünce koştu. Ayakları vadinin içinden yukarı çıkınca yürüdü, Merveye geldi. Beyt’i görene kadar Merve üzerinde yükseldi. Merve üzerinde de Safa üzerinde yaptığı gibi yaptı. Nihayet tavafının sonu yedincisi Merve üzerinde tamam olduğu zaman:
−‘Ey insanlar! Eğer yaptıklarımı hiç yapmamış olsaydım, kurbanlık sevk etmezdim! Elbette haccımı da umreye çevirirdim! Sizlerden kimin yanında kurbanlık yoksa ihramdan çıksın ve haccını umre yapsın!’ buyurdu.
Başka rivayette:
‘Haccınızı umreye çevirerek, Beyti tavaf ve Safa ile Merve arasında sa’y ediniz; saçlarınızı kestiriniz! Bu amelleri yaparak ihramınızdan çıkın! Sonra ihramsız olarak ikamet ediniz! Nihayet terviye günü olunca hac niyetiyle ihrama giriniz! Kendisi ile Mekke’ye geldiğiniz İfrad haccınızı Temettu hacca çeviriniz!’ buyurdu.
Bunun üzerine Surâka bin Malik bin Cu’şem (Radiyallahu Anh) ayağa kalktı o Mervenin aşağısında idi:
−Ya Rasulallah! Bu umremiz ile temettu etmemiz hakkındaki görüşün nedir? Yalnız bu senemize mi? mahsus yoksa ebedi mi? dedi.
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) parmaklarını birbirine geçirdi ve üç kere:
−‘Hayır, bilakis ebedi olarak, hayır bilakis ebedi olarak! Kıyamet gününe kadar umre hacca dahil olmuştur!’ buyurdu.
Surâka bin Malik bin Cu’şem (Radiyallahu Anh) dedi ki:
−Ya Rasulallah! Sanki şu anda yaratılmışız gibi bize dinimizi beyan etseniz. Bu gün işlediğimiz ameller ne içindir? Kalemin yazıp mürekkebin kuruduğu ve kaderin cari olduğu şey için mi? yoksa gelecekteki işleyeceğimiz şeyler için midir?
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Hayır, ameller kalemin yazıp mürekkebin kuruduğu ve kaderin cari olduğu şeyler içindir!’ buyurdu.
Surâka bin Malik bin Cu’şem (Radiyallahu Anh):
−O halde yapılan ameller ne içindir? dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Amel ediniz, herkese kendisi için yaratıldığı şeyler kolaylaştırılmıştır!’ buyurdu.