Birincisi: Hazret-i Mevlana, 1193'te dünyaya gelmiş; Üstadım ise, Arabi bin iki yüz doksan üçte, tam Mevlana Halid'in yüz senesi hitam bulduktan sonra dünyaya gelmiş.
İkincisi: Hazret-i Mevlana'nın (k.s.) tecdid-i din mücahedesine başlangıcı ve mukaddimesi, Hindistan'ın payitahtına 1224'te girmiş; Üstad ise, aynen yüz sene sonra, 1324'te Osmanlı saltanatının payitahtına girmiş, mücadele-i maneviyesine hazırlanmış.
Üçüncüsü: Ehl-i siyaset, Hazret-i Mevlana'nın fevkalade şöhretinden tevehhüm ederek diyar-ı Şama naklettirilmesi 1238'de vaki olmuştur. Üstad ise, aynen yüz sene sonra, 1338'de Ankara'ya gidip, onlarla uyuşamayıp, onları reddederek, küserek, tekrar Van'a gidip, bir dağda inziva ederken, 1338 senesini müteakip Şeyh Said Hadisesinin vukuu münasebetiyle ehl-i siyasetin vehmine dokunmuş; ondan korkarak Burdur ve Isparta, Kastamonu, Afyon vilayetlerinde sekizer sene, yirmi beş sene, ikamet ettirilmiş.
Dördüncüsü: Hazret-i Mevlana, yaşı yirmiye baliğ olmadan evvel allame-i zaman hükmünde fuhul-i ulemanın üstünde görünmüş, ders okutmuş. Üstad ise, Tarihçe-i Hayatını görenlere ve bilenlere malumdur ki, on dört yaşında icazet alıp, alem-i ulema-i zamana karşı muarazaya girişmiş; on dört yaşında iken, icazet almaya yakın, talebeleri tedris etmiştir.
Hem, Hazret-i Mevlana, neslen Osmanlı olduğu ve Sünnet-i Seniyyeye bütün kuvvetiyle çalıştığı gibi; Üstadım, Kur'ân-ı Hakime hizmet noktasında, meşreben Hazret-i Osman-ı Zinnureynin arkasında gidip, Hazret-i Mevlana (k.s.) gibi, Risale-i Nur eczalarıyla, bütün kuvvetiyle Sünnet-i Seniyyenin ihyasına çalıştı.
İşte bu dört noktadaki tevafukat, tam yüz sene fasıla ile, Risale-i Nurun takviye-i din hususundaki tesiratı, Hazret-i Mevlana'nın (k.s.) tarik-ı Nakşiye vasıtasıyla hizmeti gibi azim görünüyor. Haşiye
Üstadım, kendine ait medh ü senayı kabul etmiyor. Fakat, Risale-i Nur Kurana ait olup, medh ü sena, Kur'an'ın esrarına aittir.
Yalnız Üstadımla Hazret-i Mevlana'nın birkaç farkı var.
Birincisi: Hazret-i Mevlana, zülcenaheyndir. Yani, hem Kadiri, hem Nakşi tarikat sahibi iken, Nakşilik tarikati onda daha galibdir. Üstadım, bilakis, Kadiri meşrebi ve Şazeli mesleği onda daha ziyade hükmediyor.
Haşiye: Hazret-i Mevlana (k.s.), milyonlar etbalarının ittifakıyla müceddiddir ve baştaki hadis-i şerifin bir masadakıdır. Ve madem tam yüz sene sonra dört mühim cihetle tevafukla beraber, Risale-i Nur aynı vaziyeti görüyor; demek nass-ı hadis ile Risale-i Nur eczaları, tecdid ve takviye-i din vazifesini görüyorlar.