MustafaCİLASUN
Özel Üye
Can, tevdi edilen bir zamandır
İnsan için çok farklıdır, akıl ile yol alan sadıktır, en güzide bir farktır
Kalbin dile gelen yürekten çok ayrıdır, o nazar gâhtır, aşka ram olan bir cenahtır
Hesap muhakkak ki olacaktır, yoksa idrakin ülfeti nasıl anlaşılacaktır, o vuslat-ı zamandır
Ehliyet sahibi olmak, aklın için şarttır
Ehil hale gelmek için tevdi edilen öğretiler, bahtın için bir imtihandır
Tercihlerin ne ile orantılı bulunacaktır, şehrine malik olmadığın lahza, ne soracaktır
Düşen katreler anlamsız mı kalacaktır, yoksa o malik-ül mülkün sahibi nasıl anlaşılacaktır
Sanmamalıyım, layıkıyla anlamalıyım
Niteliğin farkını ruhumun derinliğinde tevazuuyla yaşamalıyım, şaşmamalıyım
Dertten sarf-ı nazar ederek uzaklaşmamalıyım, ahu zar ile ağlamamalıyım, kanmalıyım
Vaktin ve nasibin sahibinde anlamlaşmalıyım, hareket ve kuvveti onun aşkıyla yaşamalıyım
Umut etmek, aşka erişmek için ardır
Hangi nazar olursa olsun, ihsan ve ihlâstan nasipsizse ne kadar acı bir fütuhattır
Merak, hakikatin için ne güzel pusulandır, muhabbet o niyetinin asliyesinde ki fermandır
Sızlanmak ihsan sahibine nasıl yakışacaktır, kul olmak için takiye yapmak ne acı fermandır
Arifin meclisinden uzak kalma, halini anla
Aşk, ne hazdır, ne manasından yoksun niyazdır, nefsi teraneden uzak ummandır
İlhamı bahşeden bahtının banisi, ruhunun sahibidir, azmin içinde ki niyetin aşka tariftir
Ne tensellik içindir, ne karalaşan sevidir, aklına tutukluluğu yaşatan o bahaneler hiç değildir
Gönül sevgi ve muhabbet için mümbittir
Sevda istikametin içinde manalaşan aşk-ı devletindir, sırat-ı müstakimden alıkoyan nedir
Kul olmayı azmetmedikçe, ruhunu sahibinin emir ve nehiylerinden beslemedikçe, garabettir
Aşk, ölmeyi öteleyen, sevmeyi derinleştiren, ruhu rikkate eriştiren seromanidir, esini gayedir
Kimseye kötülük etme, nefsinde bulursun
Nefsine izzet vaat etme, içinde boğulur, kendini unutursun, kalbinde zülüm oluşturursun
Hırsın ve emelin doyumsuzluğunda avunmayı gaye olarak tanırsın, kimsin asla ulaşamazsın
Avuntularınla sefilliği paye yaparsın, takatin çekilinde yalnızlığın sarhoşluğunda ne ağlarsın
Mustafa CİLASUN
İnsan için çok farklıdır, akıl ile yol alan sadıktır, en güzide bir farktır
Kalbin dile gelen yürekten çok ayrıdır, o nazar gâhtır, aşka ram olan bir cenahtır
Hesap muhakkak ki olacaktır, yoksa idrakin ülfeti nasıl anlaşılacaktır, o vuslat-ı zamandır
Ehliyet sahibi olmak, aklın için şarttır
Ehil hale gelmek için tevdi edilen öğretiler, bahtın için bir imtihandır
Tercihlerin ne ile orantılı bulunacaktır, şehrine malik olmadığın lahza, ne soracaktır
Düşen katreler anlamsız mı kalacaktır, yoksa o malik-ül mülkün sahibi nasıl anlaşılacaktır
Sanmamalıyım, layıkıyla anlamalıyım
Niteliğin farkını ruhumun derinliğinde tevazuuyla yaşamalıyım, şaşmamalıyım
Dertten sarf-ı nazar ederek uzaklaşmamalıyım, ahu zar ile ağlamamalıyım, kanmalıyım
Vaktin ve nasibin sahibinde anlamlaşmalıyım, hareket ve kuvveti onun aşkıyla yaşamalıyım
Umut etmek, aşka erişmek için ardır
Hangi nazar olursa olsun, ihsan ve ihlâstan nasipsizse ne kadar acı bir fütuhattır
Merak, hakikatin için ne güzel pusulandır, muhabbet o niyetinin asliyesinde ki fermandır
Sızlanmak ihsan sahibine nasıl yakışacaktır, kul olmak için takiye yapmak ne acı fermandır
Arifin meclisinden uzak kalma, halini anla
Aşk, ne hazdır, ne manasından yoksun niyazdır, nefsi teraneden uzak ummandır
İlhamı bahşeden bahtının banisi, ruhunun sahibidir, azmin içinde ki niyetin aşka tariftir
Ne tensellik içindir, ne karalaşan sevidir, aklına tutukluluğu yaşatan o bahaneler hiç değildir
Gönül sevgi ve muhabbet için mümbittir
Sevda istikametin içinde manalaşan aşk-ı devletindir, sırat-ı müstakimden alıkoyan nedir
Kul olmayı azmetmedikçe, ruhunu sahibinin emir ve nehiylerinden beslemedikçe, garabettir
Aşk, ölmeyi öteleyen, sevmeyi derinleştiren, ruhu rikkate eriştiren seromanidir, esini gayedir
Kimseye kötülük etme, nefsinde bulursun
Nefsine izzet vaat etme, içinde boğulur, kendini unutursun, kalbinde zülüm oluşturursun
Hırsın ve emelin doyumsuzluğunda avunmayı gaye olarak tanırsın, kimsin asla ulaşamazsın
Avuntularınla sefilliği paye yaparsın, takatin çekilinde yalnızlığın sarhoşluğunda ne ağlarsın
Mustafa CİLASUN