ceylannur
Yeni Üyemiz
Ramazan ayında tutulan oruçlar, insanların 11 ay durmaksızın çalışan sindirim sistemini rahatlatıyor. Ancak Ramazanda yapılan beslenme yanlışları mideyi rahatlatmaktan çok birtakım yükler daha bindiriyor. Uzmanlar, sahur öğününü atlamamayı, ağır yemeklerden uzak durmayı ve iftar ile sahur arasında bol su içmeyi öneriyor.
Diyetisyen Nihan Ortaç, Ramazanda sanki bir daha yiyemeyecekmişçesine sahur öğünlerinde fazla miktarda enerji-yağ içeren besinler tüketildiğini dile getiriyor.
Sahur öğününü atladıklarında kilo vereceklerini düşünerek sahur öğünü yapmadan oruca başlayanlar bulunduğunu hatırlatan Ortaç, doğru bir sahur planıyla acıkmadan, mide rahatsızlıkları çekmeden, sağlıklı bir ramazan geçirmek sizlerin elinde. Sağlıklı bir Ramazan geçirmek isteyen kişi sahur yapmadan oruç tutmamalı.
Ramazanın özellikle yaz aylarına geldiği şu günlerde uzun süreli açlıklar bizleri bekliyor. Zaten oldukça uzun olan açlık süresini sahur yapmayarak daha da uzatıyoruz. Açlık süresi arttıkça vücudun metabolizma hızı düşecek, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, konsantrasyon bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıkacaktır. Bunun yanı sıra sahur yapılmaksızın oruç tutulması açlık süresini uzattığı gibi vücudun susuz kalma süresini de uzatacaktır. Vücudun uzun süre susuz kalması hayati fonksiyonlarını yerine getirmesini engelleyecektir.
Tüm bunların yanı sıra sahur yapılmaması iftar saatlerinde daha fazla acıkmamıza ve sınırsızca besin tüketimine neden olacaktır diye konuştu.
Sahur öğününü atlamamak kadar sahur öğününde ne tüketildiğinin de büyük önem taşıdığını dile getiren Diyetisyen Ortaç, “Sahurda proteini yüksek, yağdan fakir ve kompleks karbonhidratlar içeren bir menü tüketmek oldukça faydalıdır. Tükettiğimiz yüksek proteinli besinler midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktirdiği için, kompleks karbonhidratlarda hem kan şekerimizin dengeli seyretmesine yardımcı oldukları hem de yüksek lif içerikleriyle özellikle ramazan ayında ortaya çıkan kabızlık problemini ortadan kaldırdıkları için tercih edilmelidir.”
Sahur sonrasında yeniden uykuya geçildiği için vücudun yağ depolarının artmasını engellemek adına çok yağlı gıdalardan uzak durulmasını tavsiye eden Ortaç, “Tüm bu bilgiler doğrultusunda sahur öğününde süt, peynir, yumurta, zeytin, domates, salatalık, mevsim yeşillikleri, taze meyveler ya da bu meyvelerden yapılmış kompostolar, kepekli ya da tam tahıllık ekmek ve ayran gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapmak en doğru seçim olacaktır.” tavsiyesinde bulundu.
Sahur ve iftar arasında sıvı tüketiminin olmamasının da önemli sağlık sorunlarına neden olabileceğini bildiren Beslenme uzmanı Ortaç, şunları kaydetti, “Sahur öğününde ve iftardan sahura kadar olan süre zarfında su tüketimine önem verilmelidir. Sahurda 1 litre, iftardan sahura kadar olan sürede de 1,5-2 litre su tüketilmesi günlük en az ihtiyacımız olan 2,5 litrenin tamamlanmasında oldukça önemli bir rol oynayacaktır.
Gün içinde fazla susuzluk çekmemek için özellikle sahur öğününde tuzdan ve turşu, salamura edilmiş besinler gibi tuzlu besinlerden uzak durulmalıdır. Sahurdan sonra dişlerin ve dilin iyice fırçalanması da susuzluk sorunu yaşanmaması için oldukça önemlidir.”
Alıntı
Diyetisyen Nihan Ortaç, Ramazanda sanki bir daha yiyemeyecekmişçesine sahur öğünlerinde fazla miktarda enerji-yağ içeren besinler tüketildiğini dile getiriyor.
Sahur öğününü atladıklarında kilo vereceklerini düşünerek sahur öğünü yapmadan oruca başlayanlar bulunduğunu hatırlatan Ortaç, doğru bir sahur planıyla acıkmadan, mide rahatsızlıkları çekmeden, sağlıklı bir ramazan geçirmek sizlerin elinde. Sağlıklı bir Ramazan geçirmek isteyen kişi sahur yapmadan oruç tutmamalı.
Ramazanın özellikle yaz aylarına geldiği şu günlerde uzun süreli açlıklar bizleri bekliyor. Zaten oldukça uzun olan açlık süresini sahur yapmayarak daha da uzatıyoruz. Açlık süresi arttıkça vücudun metabolizma hızı düşecek, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, konsantrasyon bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıkacaktır. Bunun yanı sıra sahur yapılmaksızın oruç tutulması açlık süresini uzattığı gibi vücudun susuz kalma süresini de uzatacaktır. Vücudun uzun süre susuz kalması hayati fonksiyonlarını yerine getirmesini engelleyecektir.
Tüm bunların yanı sıra sahur yapılmaması iftar saatlerinde daha fazla acıkmamıza ve sınırsızca besin tüketimine neden olacaktır diye konuştu.
Sahur öğününü atlamamak kadar sahur öğününde ne tüketildiğinin de büyük önem taşıdığını dile getiren Diyetisyen Ortaç, “Sahurda proteini yüksek, yağdan fakir ve kompleks karbonhidratlar içeren bir menü tüketmek oldukça faydalıdır. Tükettiğimiz yüksek proteinli besinler midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktirdiği için, kompleks karbonhidratlarda hem kan şekerimizin dengeli seyretmesine yardımcı oldukları hem de yüksek lif içerikleriyle özellikle ramazan ayında ortaya çıkan kabızlık problemini ortadan kaldırdıkları için tercih edilmelidir.”
Sahur sonrasında yeniden uykuya geçildiği için vücudun yağ depolarının artmasını engellemek adına çok yağlı gıdalardan uzak durulmasını tavsiye eden Ortaç, “Tüm bu bilgiler doğrultusunda sahur öğününde süt, peynir, yumurta, zeytin, domates, salatalık, mevsim yeşillikleri, taze meyveler ya da bu meyvelerden yapılmış kompostolar, kepekli ya da tam tahıllık ekmek ve ayran gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapmak en doğru seçim olacaktır.” tavsiyesinde bulundu.
Sahur ve iftar arasında sıvı tüketiminin olmamasının da önemli sağlık sorunlarına neden olabileceğini bildiren Beslenme uzmanı Ortaç, şunları kaydetti, “Sahur öğününde ve iftardan sahura kadar olan süre zarfında su tüketimine önem verilmelidir. Sahurda 1 litre, iftardan sahura kadar olan sürede de 1,5-2 litre su tüketilmesi günlük en az ihtiyacımız olan 2,5 litrenin tamamlanmasında oldukça önemli bir rol oynayacaktır.
Gün içinde fazla susuzluk çekmemek için özellikle sahur öğününde tuzdan ve turşu, salamura edilmiş besinler gibi tuzlu besinlerden uzak durulmalıdır. Sahurdan sonra dişlerin ve dilin iyice fırçalanması da susuzluk sorunu yaşanmaması için oldukça önemlidir.”
Alıntı