Salavatı fatiha, salavat-ı şerife çeşitleri faziletleri..

VuSLaT

Yönetim
Yönetici


Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedinil fâtihı limâ uğlika vel hatimi li mâ sebeka ven nâsırıl hakkı bil hakkı vel hâdi ila sırâtıkel müstekıymi sallellahü aleyhi ve ala âlihi ve ashâbihi hakka kadrihî ve mikdârihil aziym*

Manası:
Allahım! Kapalılıkları açan, geçmişe son veren, hakka hakikatla destek olan, mahluka...tı senin doğru yoluna ileten Efendimiz Muhammed’e O’nun âline ve ashabına O’nun yüce kadr ü kıymetince salat eyle selam eyle ve O’nu mübarek kıl.

Fazileti ve sırları:
Yüz yirmi bin salavat-ı şerife gücünde olduğu mana aleminde Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından bildirilmiştir. Eski zamanda Kutbül Aktab Ahmed Ticani hazretleri yakaza halinde bu salavatın faziletini Hazreti Resulüllah’a sorar. Cevaben:

“Bir kimse salavat-ı fatihi bir defa okursa zamanın başından salavat getirenin okuduğu zamana kadar ins ü cinin ve meleklerin getirdiği salavata denk sevap kazanır. Günahları da bağışlanır.” buyurmuşlardır.

Hikmeti:
1. Bu salavat-ı şerife okuyanı cehennem ateşinden korur.
2. Kırk gün okuyanın tevbesi kabul edilirgünahları bağışlanır.
3. Cuma gecesi bin defa okuyan Efendimiz (s.a.v.) ile görüşür.
3c5e381f97c7f14effec9b3f45a5914d_1287232967.jpg



El Ahzab Sûresi 56. ayet-i kerimede Allah-ü Teâlâ buyurmaktadır ki; "Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler, O' nu överler. Ey iman edenler! Siz de O'nu övün ve O'na salât ve selam edin, O' na gönülden teslim olun."
Bismillâhirrahmânirrahîm
Elhamdülillâhi Rabbil Âlemîn,
Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin
ve âlihi ve sahbihi ecmaîn.
1. Kadı İyaz' ın Şifâ-i Şerif Kitabından, Zeydülhab (ra)' dan rivayetle: Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Kim bu salavatı okursa benim şefaatim ona vacib olur."

Allâhümme salli alâ Muhammedin ve enzilhül münzelel mukarrebe ındeke yevmel kıyâmeti.

2. İmam-ı Malik Hazretlerinin Muvattâ' sında, İmam Ahmed ibni Hambel Hazretlerinin Müsnedinde bulunan ve Ruveyfâ bini Sâbitil Ensâri (ra)' den rivayetle: Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Her kim bana salavat verirse sonunda bunu okusun."

Allâhümme enzilhül mak'adel mukarrebe ındeke yevmel kıyâmeti.

3. Ebu Hureyre (ra)' den rivayetle, Kadı İyaz' ın (rahimehullah) Şifâ-i Şerif Kitabından alınmıştır.

Allâhümme salli alennebiyyil ümmiyyi ve ezvâcihî ümmühâtil mü'minîne ve zürriyyetihî ve ehli beytihî kemâ salleyte alâ İbrâhîme inneke hamîdün mecîd.

4. Enes İbn-i Mâlik' ten rivayetle: Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Kim Cuma günleri bu şekilde salavat getirirse Hak Teâlâ onun seksen yıllık günahını affeder."

Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûliken nebiyyil ümmiyyi.

5. Ezhar adlı kitapta Ebu Said-i Hudri (ra)' den rivayetle: Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Her fakir kimse sadaka verenlerin sevabı kadar sevab almak isterse bu vechile salavat versin."

Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûlike ve salli alel mü'minîne vel mü'minâti vel müslimîne vel müslimât.

6. Ezhâr-ül Ehadis Kitabında, Enes İbni Mâlik (ra)' den rivayetle, Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Şu geçen kimsenin hergün kazandığı kadar hiç kimse amel edemez çünkü Cebrail (as) bana bildirdi ki, bu kimse hergün on defa şu salavâtı verir."

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi kemâ emertenâ en nusalliye aleyh,
Ve salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyil ümmiyyi kemâ yenbeğî en yusalle aleyh,
Ve salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi biadedi men lem yusalli aleyh,
Ve salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi kemâ tuhibbü en yusalle aleyh.

7. Ravzatul Ehbab kitabında, Ebubekir Sıddık (ra)' dan rivayetle: Peygamber Efendimiz (sas) sağ tarafına oturmuşlardı, bu esnada kapıdan birisi girdi ve Efendimiz bu zâtı benimle kendi arasına oturttu. Adam gittikten sonra buyurdu ki; "Bu kişi bana şu şekilde salavat verir, onun için ona ikrâm et."

Allâhümme salli alâ Muhammedin kemâ hüve ehlühû,
Allâhümme salli alâ Muhammedin kemâ tuhibbü ve terdâ lehû.

8. Ezhar adlı kitabdan alınmıştır. Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Bir kimse bana günde yüz kere şu sûretle salavat verirse, inşallah ahirette Rabb'im önünde o kimseye şefaat eylerim."

Allâhümme salli alâ rûhi Muhammedin fil ervâh,
Ve salli alâ cesedi Muhammedin fil ecsâd,
Ve salli alâ kabri Muhammedin fil kubûr.

ÖNEMLİ NOT: Her kim Cuma gecesi (perşembe' yi Cuma' ya bağlıyan gece) bu ve bundan önceki (7. ve 8.) salavat-ı şerifeleri birlikte 70' şer defa okursa, inşallah Aleyhisselâtü Vesselâm Efenfimiz'i rüyasında görür.

9. Hısni Hasin Kitabında Ebu Yali Musuli (ra)' den rivayet olunmuştur. Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Bir kimse malının çok olmasını istiyorsa, bu suretle salavat okusun."

Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûlike ve alel mü'minîne vel mü'minât vel müslimîne vel müslimât.

10. Şevâhidin Nübüvve Kitabında, Ebu Karsafe (ra)' dan rivayetle: Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Her kim yatağına yatmadan önce Tebâreke Sûresini okuyup, daha sonra dört defa bu salavatı söylerse, Hak Teâlâ (cc) iki melek gönderip bana ismi ile birlikte arz ederler. Ben de ona selam ve rahmet dilerim."

Allâhümme Rabbel hilli velharâm,
Ve Rabbel beledil harâm,
Ve Rabbel meş'aril harâm,
Bikülli âyetin enzeltehâ fî şehr-i Ramazan,
Belliğ rûha seyyidinâ Muhammedin, Minnî tahiyyeten ve selâmen.

11. Riyâzül Ehadis adlı kitaptan alınmıştır. Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Cennette bir ağaç vardır ve ismi Mahbube' dir. Ak meyvesi olur, nardan küçük elmadan büyük, sütten ak, baldan tatlı ve kaymaktan yumuşaktır. O meyveden ancak bu salavata devam edenler yer."

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve ala âli seyyidinâ Muhammedin vesellim.

12. Ezhar adlı kitaptan, İbni Ömer (ra)' den rivayetle: Bir gün Efendimizin huzurunda, bir devenin hırsızlığı sebebiyle iki kişi birbirinden davacı iken deve lisâna gelmiş ve gerçek sahibini söylemişti. Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz (sas) deve sahibine; "Sen ne okudun ki Medine' nin mahalleleri melekler ile doldu ve deve konuştu?", diye sordu. Bunun üzerine adam aşağıdaki salavat-ı şerifeyi okuduğunu söyledi. Peygamber Efendimiz (sas) de buyurdular ki; "Senin yarın, sıratı geçerken yüzün ayın ondördü gibi nurlu ola!."

Allâhümme salli ve sellim alennebiyyin Muhammedin hattâ lâyebkâ min salâtike şey'ün,
Ve bârik alennebiyyin Muhammedin hattâ lâyebkâ min berekâtike şey'ün,
Verhaminnebiyye Muhammeden hattâ lâ yebkâ min rahmetike şey'ün.

NOT: Ravzat-ül Ulemâ kitabı da bu salavatı nakletmiş fakat sonuna "Ve sellim alennebiyyü seyyidinâ Muhammedin hattâ lâ yebkâ min selâmike şey'ün" cümlesini eklemiştir.

13. Şifâ-i Şerif Kitabından alınmıştır. Hz. Ali (krv) Efendimiz her ne zaman salavat-ı şerife okuyacak olsa önce şu ayet-i kerimeyi okur ve arkasından da aşağıdaki salavatı söylerdi.

Bismillâhirrahmânirrahîm,
"İnnallâhe ve melâiketehû yüsallûne alennebiyyi; Yâ eyyühellezîne âmenû, sallû aleyhi ve sellimû teslîme."

Lebbeyk, Allâhümme ve se'adeyk salavâtullâhil berrir Rahîm, vel melâiketil mukarrabîn, vennebiyyin vessıddîkın veşşühedâi vessâlihîn.
Vemâ sebbaha leke şey'ün Yâ Rabbel âlemîn.
Alâ seyyidinâ Muhammed İbn-i Abdullah, Hatemennebiyyin ve Seyyidil mürselîn ve İmâmil müttekîn ve Resûl-i Rabbil âlemîn
Eşşâhidil beşîriddâî ileyke bi iznike essirâcil münîr ve aleyhisselâm ve eimmeti ehli beytihî rıdvânullâhi aleyhim ecmaîn.

14. Riyâzil Müzekkirin kitabından alınmıştır. Hz. Ali (krv) Efendimiz buyurdular ki; "Her kimse günde on kere ve Cuma gününde yüz kere bu şekilde salavat verirse inşallah kıyamet gününde EfenSalavâtullâhi ve melâiketihî ve enbiyâihî ve rusülihi ve cemîi halkıhî alâ seyyidinâ Muhammed ve alâ âlihî ve aleyhisselâm ve rahmetullâhi ve berekâtühû.

15. İbni Abbas (ra) buyurmuştur ki; "Bir kimse şu şekilde salavat verse, yetmiş melek onun sevabını yazar."

Sallallâhü alâ seyyidinâ Muhammedin ve cezâhü annâ mâ hüve ehlühû.

16. Ezhar adlı kitapta kaydedilmiştir ki; Bir kimse hergün üç kere bu salavatı söylerse Peygamber Efendimiz (sas)' in nübüvvet hakkını ödemiş olur ve Hak Teâlâ inşallah onun ahirette derecesini yükseltir.

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sellim ve eczihî annâ hayrel cezâi.

17. İbni Abbas (ra) buyurmuşlardır ki; "Her kim bu şekilde salavat-ı şerife verirlerse, Efendimiz kendisine, ana, baba ve yakınlarına inşallah şefaatte bulunur."

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve tekabbel şefâatehül kübrâ ve erfe'a derecetehül ulyâ ve âtihî sü'lehû fil âhireti vel ûlâ kemâ âteyte İbrâhîme ve Mûsâ.

18. Ravzatül Ulemâ kitabından, İbni Mesud (ra)' den rivayetle. Buyurdular ki; "Siz salavat vermek istediğiniz zaman güzelce edin. Zirâ getirdiğiniz salavatı Efendimiz (sas) Hazretlerine arzederler. Şu şekilde ederseniz Efendimiz (sas) de size selam verir ve Hak Teâlâ' dan o kimsenin bağışlanmasını ister."

Allâhümmec'al salavâtike ve berekâtike ve rahmetike ve re'fetike ve mehabbetike alâ seyyidil mürselîne ve imâmil müttekîn ve kâidil ğurril muhaccelîn ve hâteminnebiyyin seyyidinâ Muhammedin abdike ve resûlike ve nebiyyike imâmilhayri ve kâidilhayri ve resûlirrahmeti.
Allâhümmebashü makâmen Mahmûdan yağbituhû bihil evvelûne vel âhirûne.
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîme inneke hamîdün mecîd.

19. Şifa-i Şerif kitabından, Hasan Basri Hazretlerinden rivayetle. Buyurmuştur ki; "Her kim sevgili Peygamber Efendimizin havzından (Kevser Havuzu) içmek isterse, şu şekilde salavat versin."

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshâbihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve zürriyyetihî ve ehli beytihî ve ashârihi ve eşyâihî ve muhibbîhi ve ümmetihî ve aleynâ meahüm ecmaîn.

20. Şifâüssakâm Kitabından, Ebulhayr Yahyâ-ü Muttalibi' den, O da Sinân-ı İsfehânî' den rivayet eder; "Resûl-i Ekrem (sas) Efendimizi rüyamda gördüm. Amcamoğlu İdris-i Şâfi' yi sordum. Buyurdular ki; "Hak Teâlâ Hazretlerinden onun için rica ettim, hesap olunmasın". Yâ Resûlallah, bu şerefe nasıl nâil oldu?, diye sordum. Efendimiz de; "O sağlığında şu şekilde salavat verirdi".
Aynı şekilde İmam-i Şâfi Hazretlerini rüyasında gören İbrahim bini İsmail (rahimehullah) de Hz. Şâfi' nin aynı salavat-ı şerifeyi okuduğunu rivayet etmiştir.

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin küllemâ zekerehüzzâkirûne ve ğafele an zikrihil ğâfilûn.

21. Şifâüssakâm kitabından: Birgün Şeyh Şibili (ks) Hazretleri, İmam-ı Ebubekir Ahmed İbni Mûsâ (rahimehullah)' ın yanına geldi. İmam Hazretleri ayağa kalkarak musafaha ettikten sonra onu iki kaşının arasından öptü. Ben taaccüp ettim, İmam hiç kimseye böyle ikramda bulunmamıştı ve buyurdular ki; "Ben rüyamda Peygamber Efendimizin (sas) de Şeyh Şibili' ye aynı şekilde davrandığını gördüm. Sebebini sorduğumda Efendimiz, onun her namazdan sonra Tevbe Sûresinin sonu olan "Lekad cêeküm

Rasûlüm min enfüsiküm azîzün aleyhi mâ anittüm harîsün aleyküm bil mü'minîne Raûfur Rahîm. Fein tevellev fe kul; Hasbiyallâhü lâ ilâhe illâ hû, aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül Arşil Azîm." ayetini okuduğunu ve ardından şu salavatı getirdiğini buyurdular."

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin mil es semâvâti vel arzı ve mil el arşil azîm.

22. Riyâzül Müzekkirîn kitabından. Hallâd İbni Kesir' in vefatından sonra yastığının aldında "Hâzihî beraetün minessaid Hallad İbni Kesir" yazılı bir kağıt buldular. Sebebi sorulduğunda Hanımı dedi ki; "Her Cuma günü 1000 kere şu salavatı söyler ve Cehennemden kurtulmasına vesile olacağını umardı."

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin nebiyyil ümmiyyi ve alâ âlihî vesellim.

23. İhyâ-i Ulûm kitabında İmam Gazâli (ks) buyurmuşlardır ki; "Her kim yedi Cuma yedişer defa bu şekilde salavat verirse inşallah Efendimizin (sas) şefaatine nâil olur."

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin salâten tekûnü leke rızâen ve lihakkıhî edâen ve e'atihil vesîlete vel fazîlete vel makâmel Mahmûdellezî veadtehû veczihi annâ efdale mâ câzeyte nebiyyen an ümmetihi ve salli alâ cemîi ihvânihî minen nebiyyîne vesssâlihîne, birahmetike yâ ERHAMERRÂHİMÎN.

24. Salavât-ı Semâniye.
Mücebâya mensub, sekiz kimse bulunmakta idi. İbrahim Ethem Hazretleri bunlarla Mescid-i Aksâ' da görüşmüş, "Bizim virdimiz bu salavat-i şerifedir" demişlerdir. İbrahim Ethem Hazretleri (ks)' den Şeyh Muhammed Hadravî Hazretleri nakletmiştir.
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi adede mâ halakte,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi mil'e mâ halakte,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi adede külli şey'in,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi mil'e külle şey'in,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi adede mâ ahsâ kitâbüke,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi mil'e mâ ahsâ kitâbüke,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi adede mâ ahâta bihî ılmüke,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi mil'e mâ ahâta bihî ılmüke.

25. Şeyh-ül Meşâyih Şeyh Sâdettin Hamevî' den nakledilmiştir. "Her kim, Peygamber Efendimize (sas) bu şekilde salavat verirse dünyadan imânla gider ve şefaate nâil olur."

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin mutlakı cevâdil îmân, fî meydânil ihsân ve mürsile riyâhil keremi ilâ ravzıl cinâni ve alâ âli Muhammedin vesellim.

26. Bu salavat da Şeyh-ül Meşâyih Şeyh Sâdettin Hamevî' den (ksa) nakledilmiştir. Eğer bir kimse şeytan vesvesesinden ve nefs-i hevâdan mutazarrır olursa okunması tavsiye edilmiştir.

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin müferrikı firekıl küfri vettuğyâni ve müşettiti buğâti cüyûşil karîni veşşeytâni ve alâ âli Muhammedin vesellim.

 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
27. Şeyh-ül Meşâyih Şeyh Sâdettin Hamevî' den (ksa) nakledilmiştir. Bu salavat-ı şerifeyi gam ve kederden kurtulmak veya zâlim elinde ise kurtulmak için okumayı tavsiye etmişlerdir. (25, 26 ve 27. salavatlar için Hazreti Şeyh "Keşif âleminde Sakı arşda yazılmıştır" buyurmuşlardır)

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin sâhibil Ferki vel Furkân ve câmial vedkı ve menzilehû min semâil KUR'ÂN ve alâ âli Muhammedin vesellim.

28. Şeyh ve mürşid-i kirâmdan Abdülvehhab Nisâbori' den rivayetle; Bir gün Şeyh Sâdettin Dimışkî (Şam) cezbe âleminde iken, müezzin Mukriî Kirtâbi' yi çağırdı. Buyurdu ki; "Rûhu akdesi risâlet Hazreti Seyyidil mürselîn Sultânullâhi fil arzin Salavâtullâhi ve selâmühû aleyhi ve âlihî ecmaîn Efendimiz, biraz evvel hâzır oldu. Salavattan şu 11 kelimeyi lütuf buyurdular, dilerim ki bu seher vaktinde güzel ve yüksek sesinle okuyasın. Tâ ki bunun bereketi, seher-î âşıkların hallerine yetişe". Daha sonra aşağıdaki salavat-ı şerifeyi tekrarladı (Bu salavâtın edâsı arz-ı hâcette mucib-i icâbettir, korkuları def eder. Faydası çok kimselerce görülmüştür).

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin fî arasâtil Kıyâmeh,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin hîne tekûmussâatü vettâmeh,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin salâten muhallasaten anil melâmeh,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin salâten mübelleğaten ilesselâmeh,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin salâten fâizaten alâ ehlil kirâmeh,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin fî külli hînin ve ân,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin fî külli zamânın ve mekân,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin bikülli lisânın ve cenân,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ınde zuhûri külli hikmetin ve beyân,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin sâhibil kitâbil azîzi ve hâmilil Fürkân,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin salâten câmiaten beyne kün ve kân,
Ve Salli Alâ cemîi ihvânihî minennebiyyîne vessıddîkîne veşşühedâi vessâlihîne ehlel kıbleti vel amân vel kitâbi vel mîzân. Yâ HANNÂN, Yâ MENNÂN. Vağfirli ümmeti Muhammedin habîbike ve nebiyyike alleyhissalâtü vesselâm.
Ve eskinhüm alel cinâni ve ahsin ileyhim yâ veliyyel ihsân ve edhilhüm, birahmetike firridâ verrıdvân, verrahmeti velğufrân ve eizhüm mineşşeytâni vennîrâni, birahmetike yâ ERHAMERRÂHİMÎN.

29. Sultân-ül müfessirîn Burhânül Müzekkirîn Emiriddâhirül Ravizi Hazretleri buyurmuşlardır ki; Hazreti Şeyh Sa'd (ksa) bir gece yine murâkebede iken Seyyid-i Âlem Sallalâhü Aleyhi Vesellem Efendimiz, kendilerine bu 6 salavâtı tâlim buyurmuşlardır. Bu salavât bilhassa kederleri giderir, ferahlık verir. Ümerâ yanına giderken okumakta çok faydalıdır.

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin salâten lâhikaten binûrihi,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin salâten makrûneten bizikrihi ve mezkûrihi,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin salâten câmiaten beyne ferahihi ve sürûrihi,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin salâten muhîtaten bitûrihi ve sûrihi,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin salâten münevvereten likulûbi eshâbi sudûrihi,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin salâten şârihaten limenkûrihi fî mestûrihi,
Ve Salli Alâ cemîi ihvânihî minel enbiyâi ve evliyâi biadedi ubûrihi ve mürûrihi beynel mâi ve tuhûrihi vennûri ve zuhûrihi ve elhik ve umûrihi, yâ ERHAMERRÂHİMÎN.

30. Şeyh Hacı Bisükreti Hazretlerinden naklolunmuştur.
Bir gece rüyamda Resulullah Efendimizi gördüm ve bana şu şekilde salavat okumayı tâlim buyurdular.

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin biadedi külli zerretin elfe elfe merreh.

31. Şeyh Muhakkık Zeyneddin Güla (ksa) Hazretlerinden rivayetle;

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi veselleme filevvelîn,
Ve Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi veselleme filâhirîn,
Ve Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi veselleme filmelâil e'alâ ilâ Yevmiddîn.

32. Şeyh Ebûl Abbas Revvehallâhü Rûhahû buyurduki; Her kim, her gün ve her gece üçer kere bu salavât-ı şerîfeyi edâ ederse ol günün ve gecenin saatlerinin cümlesinde salavat vermiş gibi olur!
(Aynı salavât, Menâhicil İbad kitabında Şeyh Sa'd İbn-i Fergâni (ksa) Hazretleri tarafından da zikredilmiştir)

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin fî evveli kelâminâ,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin fî evsatı kelâminâ,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin fî âhiri kelâminâ.

33. SALAVÂT-I HIZIR Menâhicil İbad kitabında bulunmaktadır. Hızır Alleyhisselâm' ın bazı evliyaya tâlim buyurduğu rivayet olunur.

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve selleme adede mâ alimte,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve selleme zînete mâ alimte,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve selleme mil'e mâ alimte.

34. Hâfız Ebûl Hasan İbn-i Mahmud Şâzelî Rahimehullah buyurmuştur ki; Şeyh-ül Meşayih Ebû Abdullah Hüseynî Harrânî bana Kur'ân-ı Kerîm' in ezberimde olup olmadığını sorduktan sonra, her Kur'an-ı Kerim'i okuyuşum sonrasında şu şekilde salavât getirmemi tavsiye ettiler.

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî vesellim. Biadedi mâ fî cemîil Kur'ân-ı harfen harfen,
Ve biadedi külli harfin elfen elfen.

35. Mahmud Sebükteki (Gaznevî) Hazretlerinin devam ettiği ve sabah ve akşam üçer defa okunması ile 60.000 salavat yerine geçtiğinin Resulullah Efendimiz tarafından da tasdik edildiği salavât-ı şerife şöyledir:

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin mahtelefel melevâni ve teâkabel asarâni ve kerrerel cedîdâni vestakbelel ferğadâni ve belliğ rûhahü ve ervâha ehli beytihî,
Minnet tahiyyete vesselâm ve bârik ve sellim kesîrâ.

36. Mevlânâ Şemseddin Rahimehullah Hazretlerinin bizzat Resûl-ü Ekrem Efendimizden, tâun hastalığından korunmak için öğrendiği salavât şöyledir.

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin, bikülli dâin ve devâin,
Ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim teslîmen kesîrâ.

37. Zahiret-il Mülûk Kitabından; Sâlihlerden bir zat bahar mevsiminde sahraya çıkar "Fenzur ilâ âsâri Rahmetillâhi ...." âyet-i kerimesini düşünerek, arzdaki ağaç ve çiçeklere bakarak şöyle bir salavât-ı şerife okudu. Derken, bir ses duydu. "Ey salavât veren kimse! Kirâmen kâtibini zahmete koydun, bu kelimelerin sevâbını yazmakla uğraştılar. Derecât-ı Âliye' ye müstehâk oldun. Yaramazlıktan her ne ettin ise bağışlandın. Artık kendine sâhip ol!"

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin biadedi vürûdi vel envâr,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin biadedi katril emtâr,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin biadedi remlil ğıfâr.

38. SALÂTEN TUNCÎNÂ Şifâül Eskâm Kitabından; Fakihani Rahimehullah Ebû Musa Darir' den nakleder. Bir gemi yolculuğunda çok şiddetli bir fırtınaya tutulan bu zat uyku esnasında Resulullah Efendimizi görür ve Efendimiz (sas) kendisine 1000 defa okumak üzere bu salavât-ı şerifeyi tâlim buyururlar. Bu şekilde tüm gemi halkı kurtulur.

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin vesellim,
Salâten tüncînâ bihâ min cemîil ehvâli vel âfât ve takdîlenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min cemîi zünûbisseyyiât ve terfeunâ bihâ (ındeke) e'alet derecât ve tübelliğunâ bihâ aksal ğayât, min cemîil hayrâti fil hayâti ve be'adel memât.

39. SALAVÂT-I FETİH Her kim 40 sabah, farz namazının edâsından sonra bu salavâtı okursa, bağlanmış işleri açılır, mahpus ise kurtulur, düşmanına karşı zafer kazanır.
Seyyid Ali Hamedâni Hazretleri, bu salavâtın bir kısmını Evrâd-ı Fethiye' nin sonunda kaydetmiştir. Aşağıda ise tamamı mevcuttur. Rabb'imiz kabul buyursun. Âmîn.

Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HABÎBALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HALÎLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SAFÎYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NECİYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HAYRE HALKİLLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MENİHTÂREHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ZEYYENEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ERSELEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ŞERREFEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN AZZEMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN KERREMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDELMÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ İMÂMELMÜTTEKÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HATEMENNEBİYYÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎELMÜZNİBÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLE RABBİL ÂLEMÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDEL EVVELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİL AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ KÂİDEL MÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎAL ÜMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AZÎMEL HİMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂMİLE LİVÂİL HAMD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÂHİBE MAKÂMİL MAHMÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÊKİYEL HAVZIL MEVRÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKSERENNÂSİ TEBEAN YEVMEL KIYÂMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ VELEDİ ÂDEM
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKREMEL EVVELÎNE VEL AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ BEŞÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEZÎR
Essalâtü vesselâmü (aleyke) YÂ DÂİYELLÂHİ BİİZNİHÎ VESSİRÂCİL MÜNÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBİYYERRAHMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBBİYYETTEVBETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUKAFFİ ESSALÂTİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ÂKIB
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂŞİR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUHTÂR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MÂHÎ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AHMED
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ MUHAMMED
Salavâtullâhi ve melâiketihî ve rüsülihî ve hameleti arşihî ve cemîi halkıhî aleyke
Ve alâ âlike ve eshâbike ve rahmetullâhi ve berekâtühû.

40. Rivayet olunur ki, eğer bir kimse 7 gün ve 7 gece, her namazdan sonra 11 kere salavat verip, ayrıca aşağıdaki salavât-ı şerifeyi (teslimât) 7 kere okursa inşallâh-ü teâlâ isteği kabul oluna!

Essalâmü aleyke yâ imâmel haremeyn,
Essalâmü aleyke yâ imâmel hâfikeyn,
Essalâmü aleyke yâ Resûlessakaleyn,
Essalâmü aleyke yâ men filkevneyn ve şefîi men fiddêrayn,
Essalâmü aleyke yâ sâhibel kıbleteyn,
Essalâmü aleyke yâ nûral meşrikayn ve ziyâel mağribeyn,
Essalâmü aleyke yâ ceddessibtayni el Hasani vel Hüseyni,
Aleyke ve alâ itretike ve isretike ve evlâdike vehfâdike ve ezvâcike ve efvâcike ve hulefâike ve hulesâike ve eshâbike ve ehzâbike ve etbâike ve eşyâike
Selâmullâhi vel melâiketihi vennâsi ecmaîne ilâ yevmeddîn,
VELHAMDÜLLAHİ RABBİL ÂLE
8bbfbf3b9d33130ebc7ad6dad0dbe303_1286105812.gif



 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Sual: Kur'anda Allah ve meleklerin Peygamberimize salât getirdiği, müminlerin de salevat getirmesi bildiriliyor. Allah’ın salâtı ne demektir? Salevat getirmek farz mı? Salli barikler salevat mı? Salevat okumanın fazileti nedir?
CEVAP
Kur’an-ı kerimin birçok yerinde Resulullah övülmekte ve Ona uymak emredilmektedir.
Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.) [Enbiya 107]

(Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.) [Sebe, 28]

(Rabbinin sana verdiği nimetlerle mecnun değilsin. Senin için bitmeyen, sonsuz mükafat vardır. Elbette sen en büyük ahlak üzeresin.) [Kalem 2-4]

(Rabbin sana [çok nimet] verecek, sen de razı olacaksın!) [Duha 5]

(Allah ve melekleri, Nebiye salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat getirin.) [Ahzab 56]

(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

(O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]

(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36]

(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]

Allah’ın salât etmesi rahmet, meleklerin salâtı dua, müminlerinki ise Onun şefaatini taleptir. Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Bana bir salevat getirene, Allah ve melekleri 70 salât getirir.) [İ.Ahmed]

Resulullah sallallahü aleyhi ve sellemin ismini işitenin ömründe bir defa salevat getirmesi farz, okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince ilkinde söylemek vacip, tekrarında müstehaptır. (Redd-ül Muhtar)

Namazların sonunda okunan salli barikler salevattır. Peygamber efendimize salevat getirmek için Allahümme salli alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed demek kâfidir. Salli barikleri okumak daha sevaptır. En kısa olarak Muhammed aleyhisselam denir.

Peygamber efendimize salevat-ı şerife getirmenin fazileti çoktur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şefaatime en layık olan, bana en çok salevat okuyandır.) [Tirmizi]

(Kıyamette bana en yakın olan, en çok salevat getirendir.) [Tirmizi]

(Cuma günleri bana 80 salevat okuyanın 80 yıllık günahı affolur.) [Şir’a]

(Cuma günü ve gecesi çok salevat getirene şefaat ederim.) [Beyheki]

(Günde yüz salevat okuyan, kıyamette şehidlerle beraber olur.) [Taberani]

(Günde bin salevat okuyan, Cennetteki yerini görmeden ölmez.) [İbni Şahin]

(Bana salevat okuyana, melekler salât okur. Salevata devam edene, melekler de ona salât okumaya devam eder. Artık isteyen az, isteyen çok salevat okusun!) [İbni Mace]

(Dua perdelidir. Bana salevat getirilince, perdeler yırtılır, dua kabul olur.) [Taberani]

(Bana çok salevat getirenin dertleri gider, günahları affolur.) [Tirmizi]

(Söyleyeceğini unutan, hatırlamak için bana salât-ü selam getirsin!) [İbni Sünni]

(Bana bir salevat getirene Allahü teâlâ, on rahmet ihsan eder, on günahını yok eder ve derecesini on kat yükseltir.) [Nesai]

(İsmim anılınca, bana salevat getirmeyen, zelil olsun!) [Tirmizi]

(İsmim anılınca, salevat okumayan, cimrilerin cimrisidir.) [Tirmizi]

(Kim, kitabına ismimi yazdıktan sonra, bana salât ve selam da yazarsa, ismim o kitapta kaldığı müddetçe, melaike, o kimse için istiğfar eder.) [Taberani]

(Beni sözünüzün başında, ortasında ve sonunda anın!) [İ.Neccar]

(Allah’ı zikretmeden ve Resulüne salevat getirmeden, toplanıp dağılmak, leşten dağılmak gibidir.) [İ.Ahmed]

(Salevat sizin için zekattır.) [İ.Hibban] [Burada zekat, temizlik, günahların affıdır.]

Peygamber efendimiz, (Cuma günleri bana çok salevat okuyun! Bunlar, bana bildirilir) buyurdu.

Öldükten sonra da bildirilir mi denilince buyurdu ki:
(Toprak, Peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mümin salevat okuyunca, bir melek bana haber verir, "Falan oğlu filan, sana selam söyledi" der.) [İbni Mace]

Kararan yüz nurlandı
Süfyan-ı Sevri hazretleri anlatır:
Kâbe’yi tavaf ederken, her adımda salevat okuyan birini gördüm. Ona (Sen gerekli duaları bırakıp hep salevat okuyorsun. Her yerde okunacak dua var) dedim. Sen kimsin dedi. Ben de kendimi tanıttım. (Sen avamdan değilsin, âlimsin, sana anlatayım) diyerek başladı:

Babamla Beytullaha gitmek üzere yola çıkmıştık. Yolda babam hastalandı. Onu tedavi etmek için epey uğraştıysam da babam vefat etti. Baktım, ölünce yüzü karardı. Yüzünü kapattım. Yanında uyuya kalmışım. Rüyamda öyle bir zat gördüm ki, ondan daha güzel yüzlü hiç kimse görmemiştim. Çok güzel kokuyordu. Babamın yanına geldi. Yüzündeki örtüyü kaldırıp elini babamın yüzüne sürdü. Babamın siyah yüzü nurlandı, bembeyaz oldu. Bu zâta kim olduğunu sorunca, (Ben Resulullahım. Baban, ömrünü boşa harcadı. Fakat bana çok salevat okurdu, şimdi sıkıntıda olduğunu bildirdiler, kendisi de benden yardım istedi. Çok salevat okuyan mümine ben elbette yardım ederim) buyurdu. Uyanınca babamın yüzünün bembeyaz olduğunu gördüm. İşte bu yüzden her yerde Peygamber efendimize çok salevat okuyorum
b79237b6486241b5932c92deb25c92a8_1286104636.jpg

Salavat-ı şerife okumak

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemin ismini işitenin ömründe bir defa salevat getirmesi farz, okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince ilkinde söylemek vacip, tekrarında müstehaptır.

Salavatın çeşitleri çoktur. Namazların son oturuşunda okunan salli barikler salavattır. Peygamber efendimize salavat getirmek için Allahümme salli ala Muhammed ve ala ali Muhammed demek kâfidir. En kısa salavat budur. Namazda okuduğumuz, Salli barikleri okumak daha sevabdır.

Peygamber efendimize salavat-ı şerife getirmenin fazileti çoktur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Cebrail aleyhisselam "Sana kim salavat okursa, 70 bin melek ona salât okur. Meleklerin salât okuduğu kimse Cennet ehli arasına girer" dedi. İşi güçleşen, salavat okumayı çoğaltsın! Çünkü salavat, bütün sıkıntıları giderir, rızıkları artırır, işlerin hayırla bitmesini sağlar. Salavat, Siratta nur, salavat okuyan da nur ehli olur. Nur ehli olan da Cehennem ehli olmaz.”

Peygamberimiz buyurdu ki, “Her kim günde yüz defa salavât-ı şerife okursa, kıyâmet gününde güneşin sıcaklığından kurtulup, Arşın gölgesi altında benimle berâberdir. Ve her kim benim için bir salavât-ı şerife getirirse, rahmet melekleri onun günahlarının affolması için duâ ve istiğfar ederler.”


Salavat-ı Şerifeler

70 bin salavat kuvvetinde salavat
Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina muhammedin ve ala alihi adede kema-lillahi ve kema yeligu bikemalih.

Tesiri 100 bin salavata denk salavat
Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina muhammedin innurizzatiyyi ves sirris sari fi sairil esmai ves sıfat.

120 bin salavat kuvvetinde salavat
Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina muhammedinil fatihi lima uğlika vel hatimi lima sebeka ven nasırıl hakki bil hakkı vel hadi ila sıratikel müstekıymi sallellahü aleyhi ve ala alihi ve eshabihi hakka kadrihi ve miktarihil aziym.

700 bin salavat kuvvetinde salavat
Allahümme salli ala seyyidina muhammedin adede ma fi ilmillahi selaten daimeten bidevami mülkillah.

3 kere okunuldulduğunda 70 bin kere Delal-ü Hayrat'i okumaya denk salavat

Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala alihi salaten te'dilü cemi'a salevati ehli mehabbetike ve sellim ala seyyidina muhammedin ve ala alihi selamen ya'dilü selamehüm.

Sabah ve akşam 3er defa okunduğunda günahların kirinden arındıran salavat
Allahümme inni eselüke bike en tasülliye ala seyyidina muhammedin ve ala sairil enbiyai vel murseliine ve ala alihim ve sahbihim ecmeıne ve en tağfira li ma meda ve tahfezani fiima begiye.

Hz. Fatıma buyurmuş: Bir kimse bu salavatı bir kere okursa denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa bunun sevabını yazmakla bitiremez.
Allahümme salli ala men ruhuhu mihrabül ervahı vel melaiketi vel kevn. Allahümme salli ala men hüve imamül enbiyai vel murseliyn. Allahümme salli ala men hüve imamü ehlil cenneti ibadillahil mü'miniyn.

Peygamber efendimiz buyurmuş: Denizler mürekkep, ağaclar kalem ve bütün melekler katip olsalar ve kıyamete kadar yazsalar denizler biter, kalemler tükenir, bu salavatin sevabını tamam yazamazlar. Sabah ve aksam 3er defa okunulması tavsiye edilmektedir.
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammedin fiyl evveliyn vel ahiriyn ve fil meleil ala ila yevmiddiyn.

Peygamber efendimiz buyurmuş: Bu salavatı okuyarak üzerime salavat getirene şefaatım vacib olur.
Allahümme salli ala muhammedin ve enzilhül münzelel mugarrabe minke yevmel kıya-meh.

Peygamber efendimiz buyurmuş: Bir kimse yatmadan önce bu salavatı açıktan 70 kere okursa, beni rüyasında görür.
Allahümme salli ala ruhi seyyidina muhammedin fil ervah. Allahümme salli ala cesedi seyyidina muhammedin fil ecsad. Allahümme salli ala gabri seyyidina muhammedin fil kubur. Allahümme ebliğ ruha seyyidina muhammedin minni tehıyyeten selaten ve selema.

Salavat-ı tefriciyye - günde en az 41 kere okunulduğunda hastalara şifa verir
Allahümme salli salaten kamileten ve sellim selamen tammen ala seyyidina muhammedi- nillezi tenhallü bihil ugadü ve tenfericü bihil kürabü ve tügda bihil havaicü ve tünalü bihirre ğaibü ve husnül havaatimi ve yüstesgal gamamü bi vechihil keriimi ve ala alihi ve sahbihi fii külli lemhatin venefesin bi adedi küllin ma'lümin lek.

40 gün sabah namazından sonra okuyanın istediği hayırlı bir iş gerçekleşir
Allahümme salli ala seyyidina muhammedin abdike ve rasulike ve haliylike ve habiibike salaten ergabiha merakiyel ihlasi ve enalü biha ğayetel ihtisası ve sellim tesliymen adede ma ahata bihi ilmüke ve ehsahü kitabüke küllema zekera kezzakirune ve ğafele an zikrihil ğafilun.

Okuyana 70 bin melek bin sabah sevap yazar
Cezallahu anna muhammeden ma hüve ehlüh.

LA iLAHE iLLALLAH
Peygamber efendimiz buyurmuş: Hayatı esnasında 70 bin defa La ilahe illahlah diyen her kimse Cennet ile müjdelenmistir. Her Hak yolcusu her gün 100 defa okuması lazımdır. Okuyan “La”yı 4 a kadar çeker ise (Laaaa) 4 bin günahı silinir.


Salavatı şerife hakkında varid olan pek çok hadisi şerifler mevcuttur :

1- Her dua semaya çıkmadan memnudur. Buna salat vasıl olursa o dua yükselir.
2- Yanında ben anıldığım halde üzerime salat etmeyen kişinin burnu yere sürtülsün. (Müslim)
3- Kim bana bir kere salat ederse Allah ona on salat eder, onun on günahını siler, onun on kat derecesini artırır. (Beyhaki)
4- Cebraile mülaki oldum da bana şöyle dedi: Sana müjde ederim Allah diyor ki: 'Kim sana selam verirse Ben ona selam veririm. Kim sana salat getirirse Ben ona salat ederim.' (Hakim, Beyhaki)
5- İnsanlardan bana en yakın olanı, bana en çok salavat getirendir.
6- Her cimriden daha cimri olan adam ben yanında anılıp da üzerime salat getirmeyendir. (Buhari)
7- Kim kabrimin yanında bana salat ederse ben onu işitirim. Kim uzakta bulunarak üzerime salat getirirse o bana ulaştırılır. (Beyhaki)
8- Cuma günü benim üzerime salatı çoğaltın, zira sizin salatınız bana o gün arz olunur.
9- Allah'ın yer yüzünde seyahat eden melekleri vardır. Ki onlar ümmetimden bana selam tebliğ ederler. (İmam-ı Ahmet, Nesei, Hasan Basri Çantay meali)

Peygamberimize Salavat getirmenin vücubiyeti :

1- En az bir defa getirmek.
2- Adet kaydetmeksizin çok getirmek.
3- İsm-i şerifi her zikrettiğinde getirmektir.
4- Her mecliste bir sefer getirmek.
5- Namazda getirmek.
6- Ömründe bir defa getirmek.
7- Teşehhüdde yani ettehiyyatüyü okurken getirmek.
8- Kade-i ahirede teşehhüdden sonra getirmek

Salavat-ı Şerifenin müstehab olduğu anlar :
1- Cuma günü ile Cuma gecesi, Cumartesi, Pazar ve Perşembe günleri.
2- Sabah akşam, mescide girerken, çıkarken.
3- Peygamberimizin kabrini ziyaret ederken
4- Safa ile Merve'de. Cuma hutbesiyle sair hutbelerde, müezzine icabet ettikten hemen sonra.
5- İkamet edilirken duanın başında, ortasında ve sonunda
6- Bir yere toplanırken ve dağılırken, abdest alırken kulak çınlarken, bir şey unutulduğu vakit.
7- Vaaz ve ilim neşrederken, hadis okuma başlarken ve bitirirken, sual ve fetva yazarken.
8- Her hoca ve talebenin, hatibin, kız isteyenin evlenenin evlendirenin salavat getirmesi müstehabdır.
9- Mühim işlerin başında, zikir zamanında, peygamberimizin ismini işittği zaman yahut ismi yazıldığı zaman.
10- Abdest alırken, kulak çınlarken, aksırdıktan sonra.



SALAVÂT-I FETİH

Her kim 40 sabah, farz namazının edâsından sonra bu salavâtı okursa, bağlanmış işleri açılır, mahpus ise kurtulur, düşmanına karşı zafer kazanır.
Seyyid Ali Hamedâni Hazretleri, bu salavâtın bir kısmını Evrâd-ı Fethiye' nin sonunda kaydetmiştir. Aşağıda ise tamamı mevcuttur. Rabb'imiz kabul buyursun. Âmîn.

Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HABÎBALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HALÎLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SAFÎYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NECİYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HAYRE HALKİLLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MENİHTÂREHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ZEYYENEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ERSELEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ŞERREFEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN AZZEMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN KERREMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDELMÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ İMÂMELMÜTTEKÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HATEMENNEBİYYÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎELMÜZNİBÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLE RABBİL ÂLEMÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDEL EVVELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİL AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ KÂİDEL MÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎAL ÜMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AZÎMEL HİMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂMİLE LİVÂİL HAMD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÂHİBE MAKÂMİL MAHMÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÊKİYEL HAVZIL MEVRÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKSERENNÂSİ TEBEAN YEVMEL KIYÂMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ VELEDİ ÂDEM
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKREMEL EVVELÎNE VEL AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ BEŞÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEZÎR
Essalâtü vesselâmü (aleyke) YÂ DÂİYELLÂHİ BİİZNİHÎ VESSİRÂCİL MÜNÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBİYYERRAHMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBBİYYETTEVBETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUKAFFİ ESSALÂTİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ÂKIB
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂŞİR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUHTÂR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MÂHÎ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AHMED
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ MUHAMMED
Salavâtullâhi ve melâiketihî ve rüsülihî ve hameleti arşihî ve cemîi halkıhî aleyke
Ve alâ âlike ve eshâbike ve rahmetullâhi ve berekâtühû.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
a06d6566545d497e94f5a749aa5cccfa_1286103368.jpg


SALÂVAT OKUMA ÜZERİNE


ESSALÂTU VESSELÂMU ALEYKE YA RASULALLAH

ESSALÂTU VESSELÂMU ALEYKE YA HABİBALLAH

ESSALÂTU VESSELÂMU ALEYKE

YA SEYYİDEL EVVELÎNE VEL AHİRİN

ESSALÂTU VESSELÂMU ALEYKE

YA FAHRİ ÂLEM Muhammed Mustafa

(sallallâhü aleyhi ve sellem )

Ey Rabb´imiz; Sen çok yücesin, her kusurdan pak ve münezzehsin. Sen, celâl ve ikram sahibisin.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım verdiğin nimetler için, Sana yaraşan hamd ile şükür ederiz. Seni tespih ve takdis ederiz. İlham ettiğin hidayetlerden dolayı şükürler olsun;

Sunmuş olduğun bol ve kâmil bağışlar, eşsiz ve benzersiz geniş ihsanlar ve lütfettiğin tüm nimetlerin için övgüler olsun.

Kuvvet ve gücün yalnızca kendinde, yaratılmışların açılması ve kapanması kendisi ile olan Allah (celle celâlühû)´ım, şükürler olsun.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, önceden olan bir şeye dayanmadan ve bir eş ve benzerin olmadan, yaratıkları yaratmaya muhtaç değilken ve yaratmada kendine bir faydası yokken, kendi güç ve dileğinle her şeyi var ettin.

Gözlerin Sen´i görmesi, dillerin sıfatlarını beyan etmesi ve kavrayışların mahiyetini anlaması imkânsızdır. Sadece hikmetinin sağlamlığını bildirmek, itaati hususunda uyarmak, kudretini aşikâr etmek, mahlûkatını kulluğa çağırmak ve çağrını güçlü kılmak için bizleri vücuda getirdin. Sonra da bizleri kendi gazabından korumak ve cennetine sevk etmek için, itaatin karşısında mükâfatı ve isyanın karşısında da azabı vaat ettin.

 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Ey Allah (celle celâlühû)´ım, şahadet ederiz ki, Sen´den başka bir ilah ve ortağın yoktur; birsin; Sen âlemlerin Rabb´isin.

Biz, Senin kulların, gücümüz yettiği müddetçe Senin ahdin ve va´din üzereyiz. Yaptıklarımızın kötülüğünden Sana sığındık. Bize verdiğin nimetini anarken günahımızı da arz ederiz ki, bizi affet. Nefsimize haksızlık ettik, günahlarımızı itiraf ediyoruz. Bütün günahlarımızı affet, çünkü günahları ancak Sen bağışlar ve affedersin.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Tevhidin özünü ihlâs kıldın. Kalbimiz ona bağlansın. Aklımızın kavrayabilmesi için tevhit düşüncesini apaçık et.

Allah (celle celâlühû)´ım, Senden hakkıyla korkmayı ve ancak Müslüman olarak ölmeyi bize nasip kıl. Allah (celle celâlühû)´ım Senden gerçekten korkmayı başarabilmek için ilmimizi artır.

Ey yakaranlara cevap veren, ey imdat isteyenlerin imdadına koşan, Ey güven isteyenlere emniyet sağlayan, üstün yardımınla bizi kuvvetlendir. Kur´an-ı Kerim´de belirttiğin yardımla bize yardımda bulun. Fazilet ve rahmetinle nimetlere kavuşalım.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, nimetlerini artırarak bizleri şükretmeye çağırdın. Nimetlerin sayılmaz, şükrün eda edilmez ve ebedi oluşların idrak olunabilmeleri imkânsızdır.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, takdir ettiğin şeylerin her durumundan haberdarsın ve işlerin sonunu ve olayların akışını en güzel bilensin.

Allah (celle celâlühû)´ım emrini tamamlamak, kendi hükmünü geçerli ve kesin kılmak için Fahri Âlem Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizi peygamber olarak gönderdin.

Şahadet ederiz ki, Fahri Âlem Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz, Sen´in kulun ve resulündür.

İnsanlar ve cinler Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimize iman ettiği gibi canlı ve cansız bütün eşyada iman etti.

Kıyamette diğer ümmetlere karşı Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizi ihsan ederek kulluğumuzu artırdın. Nimetini bollaştırarak da bizden şükür etmeyi istedin.

Yaratmadan önce O´nu seçtin. Beşer olarak göndermeden beğenmiştin. Âlemleri yaratmadan önce yani mahlûklar gayb âleminde korkunç perdeler altında saklıyken ve yokluk sınırının eşiğinde bulunurken O´nu Ahmet (beğenilmiş) olarak isimlendirdin.

Bizlere Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizi göndermeden önce ateş dolu bir uçurumun kenarında, taşın dibinde kalmış, hemen içilip tüketilecek olan bir yudum su; aç kişinin fırsat gözetmeden kapıp yiyeceği bir lokma; düşmanların ayakları altına düşmüş bir toplumduk. Güçlülerin belasına uğramış, azgınların elinde tutsak ve aşağılık bir hale düşmüş; insanların saldırıp yok etmesinden korkar olmuştuk.

Resûlüllâh (sallallâhü aleyhi ve sellem ve ala âlihi) peygamber gönderdiğinde, insanlar O´nu tanımalarına rağmen bilerek inkâr ettiler.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin nuruyla üzerimize çökmüş karanlıkları aydınlığa çevirdin. Kalplerimizdeki küfrün düğümlerini çözdün; gözlerimizden şaşkınlık perdelerini giderdin. Böylece Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz bizi sapıklıklardan kurtardı ve kör olan gözlerimizi açtı. Bizi sağlam dine davet etti ve hidayet eyledi.

Ne zaman ki, Allah (celle celâlühû)´ım Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizi aramızdan alınca bizdeki nifak düğümlerimiz açığa çıktı; din gömleğimiz yıprandı. Hâlbuki hakikatler açık, hükümlerin nurlu ve belirgindir; sakındırdığın şeyler ortada ve emirlerin açıktır. Ama bizler onları düşünmeden arkamıza atık. Fakat bizler sırt çevirmeyi hiçbir zaman istememiştik.

Bu halimizi fırsat bilen şeytan başını kendi yuvasından çıkarıp, bizleri kendisine doğru çağırdı. Bizlerin de onun davetini kabullenmeye ve meyilli olduğumuzu gördüğünde; bizi tahrik edip; kışkırttı, yoldan çıkartmaya çalıştı.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz bizim sığınak yerimizdir. O´nun vasıtasıyla bizi kurtar.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, ilk yaratılışta O´nu yarattın. Gördüğümüz ve görmediğimiz nurun şah damarı Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizi yaratılış hakikatinin mayası kıldın. Varlığından dolayı insanlık şeref buldu. Maddî ve manevî âlemler O´nunla var oldu. Fazilet hazinesini O´na teslim ettin. O da hazineyi yaratılmışlara kabiliyetleri miktarınca dağıttı.

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ezeli yurdundan isimler yurduna inen ilâhî emirlerin vasıtasıdır. Sana kavuşmanın mertebelerini O´nun yanındadır.

O Seni tanıtmak için yurdunu terk edip, beşer âlemine gelmiştir.

O öyle bir incidir ki, elmaslar, yakutlar, hareketler, durgunluklar ve bütün olaylar O´ndan çıkar. O, birlik ve birin arasındaki ince latif çizgidir.

İlâhi hitaplarından çıkan suretlere O´nu sebep kıldın. Beşeriyetin anlayışından saklanmış sırları Manevî levhalardaki kalemler, O´nun eliyle yazdılar.

Besmeleyi O´nsuz manaya getirmedin. O mana ki, her şeydir.

Ol dediğin şeyde ancak O´nunla oldu. Çünkü nisbetler ve maddenin sırları O´nunladır.

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´i zahir ve batının çözüm anahtarları yaptın. Kulluk ve rabliğin sırlarını O´nda toplandın.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, vacib ve mümküne vakıf iken O´nu beşeriyet âleminde gösterdin. O´da kulluğu kendine şeref kabul etti. Kulluk şerefi de O´nunla açığa çıktı. Yaratılmışlar O´nunla kul olduklarını anlayıp ilahlık davalarından vazgeçtiler.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ulaşılmaz manaların yüksek nurudur. Arşın hakikatlerinde ve doğru yolunun ulu kapısında şimşek gibi parlayan marifet güneşidir. İlâhi isimlerin tecelli ettiği kalbin, sıfatı noksanlık olan bu âlemin sırrını bilendir.

O´na büyük hilâfet elbiseni giydirdin. Vücuduna zamansızlık ve mekânsızlığı layık gördün.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım varlığın ancak sır olmaktan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile açığa çıktı.

Sana kavuşma vasıtalarının kilitlerini O´nunla açtın.

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) varlığın kemali, ezeli şeylerin başlangıcı, ebedi olan nesnelerin son mührüdür.

O, Sen´inle meşgul olup dünyayı terk eden, geçmiş ve geleceği bilendir. O´nun şeriatı ile mülk ayakta durabilmiş ve gizli âlemdeki rahmetini dünyaya çekmiştir.

Teveccühlerinin kıblesi yaptın da isimler ve sıfatlar elbiselerini giyebildiler. Sen´in cemalini celp etti de celâlin sakin oldu. Rütbeleri O´na tayin ettirdin.

Hak ve batılı birbirinden O´nunla ayırdın.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, O´nun imanı ve amelini bütün insanlığa kâfi kıldın.

O´nun kendine has ilmi yoktur. O´nun ilmi Sen´in ilmindir. Çünkü kendine ait ilmini terk etti.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, O´nun tek düşüncesi Sen oldun. Hiçbir sevgiyi kendine yar etmedi. O, Sen´de kendini buldu ve varlığını Sana feda etti. Çünkü vücuda benlik vermek en büyük günahtır. Günah işlemediği halde yüzlerce tövbe eder, Sen´in yüceliğini tasdik ederdi.

Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz, beşeri kayıtlardan korunmuştu. O´na verdiğin yakınlığı kullarına dahi Sen tarif etmek istemedin. Manevî katında olan yakınlığını ise saklı tutup açıkça anlatmadın. Çünkü o hali ancak Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in kendi anlayabilir.

Sen O´nunla O Seninle; Sidre-i münteha O´na layık oldu. Fakat O´nun gözü Senin ne varlığına takıldı, nede ayrıldı ve karışmak istedi. Bu yakınlıktan dolayı sarhoş olup yanında kalmak arzusuna da düşmedi. Güzel sevgilin kulluğuna yönelip Sen´i tercih etti.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´i çok seversin. Çünkü O´nu öyle yarattın ki, kendisiyle düğümler çözülür, sıkıntı ve zahmetler kolaylaşır, ihtiyaçlar karşılanır, isteklere ve güzel sonuçlara ulaşılır. Kendisinin yüzü suyu hürmetine rahmet istenir.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Fahri Âlem Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz benzeri, ikincisi ve yokluğu olmayan mecburiyet ve gayendir.

Bütün ilimlerin icadı O´nunla oldu. Hakikatin ilmine kavuşmak isteyeni O´ndan almaya mecbur kıldın. Her sırrın sırrı, hakikatlerin zorunlu gerçeği ve İslam toplumunun sahibi ve efendisidir.

O, secde yerlerinin nurudur. Hayat yolunda kalplerin huzur bulduğu garipliğimizi gideren latif arkadaşımızdır.

Ya Rasûlallah (sallallâhü aleyhi ve sellem), Sana nasıl salât kılmayız.

Çünkü Sen Allah (celle celâlühû)´a layığı ve kemal ile çok hamd eden, ikincisi olmayan, övülmeye layık, günahları mahveden, cehennemden bizi çıkarabilecek en mükemmel insansın. Ayıplardan maddi ve manevi günah kirlerinden temiz, güzel kokulu, Efendimizsin.

Öncekileri ve sonrakileri, maddiyat ve maneviyatı, ümmetini sevgi ve kardeşlikte birleştiren, Ey son peygamber!

Yeri geldiğinde en büyük cengâver, güzel huyları kendisinde toplayan, güzelliğin baş tacı, kulluk kıyafetini giyen, devamlı ibadet eden, sırların kendisine saklı olmadığı, Allah (celle celâlühû)´ın kendisi ile bizzat görüştüğü, razı olduğu işleri en güzel bilen ve yapansın. Kurtuluşa sebep olan salih amelleri bilen ve sevdiren, doğruyu anlatmada sabrı azalmayan, kıyamette bizi başına toplayacak, mazlumların sahibisin.

Allah (celle celâlühû)´tan yardımı eksilmeyip devamlı olansın.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, sevdiğinle Sen´den istiyoruz. Çünkü O, kulların efendisi, tevhit ehlinin ve büyüyen dairelerin imamı, sırlar levhası, nurların nuru, sıkıntıda olanların sığınağı, en mükemmel bilgileri kendinde toplayan Kutbu Rabbanî, en üstün iman elbisesinin belirgin nişanesi, cömertlik ve iyiliğin kaynağı, semavî himmetler sahibi, ilahi ilimlere erişmiş olan, ezelî minberdeki hatip, insanlık âlemindeki ilâhi nur, celâl tacı, cemal cazibesi, kavuşma güneşi, ilahi yurdun izzet ve şerefi, vücut letafeti, her mevcudun hayatı, ilahi saltanatın en yücesi, ilahi kudret ve yüce sanatının açık misali, beğenilenin açık nişanesi, ilahi yakınlığa kavuşmuş olan has kişilerin özüdür.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Sen´in büyük sırrın; hakikî, kıymetli gerçek dostun; hareket eden şeydeki kuvvet, hakikati ayakta tutan, ilâhî emirleri yüklenici, kulluğun gerçeğini yaşayan, sultan, rahmetin babası, ilmin efendisi; kuruntuların, zulmetin ve şeytanın vesveselerini nuruyla silip kesen, keremli şefaatçi, temizliğin ve saflığın timsali, O´nunla yokluğu vücuda getirdiğin, zerreleri çıkardığın, kudretli Kâbe´n, akılların secde ettiği, yarattığın mükemmeliyet, kaza ve kaderi tespit eden, Sen´den Sana ve Sen´inle istediğimiz güneştir.

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) Sen´inle dostluk kurmuş, “dünyalara sığmam kalbe sığarım” dediğin kalbin, “Bana kulluk edin” dediğin hitabın gerçek muhatabı da O olmuştur.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ne güzeldir. Bizdeki lekeleri O´nun aynasına bakınca görebildik. O´ndan ne zaman yüz çevirirsek, muhakkak aslımızı bozardık.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, biliyoruz ki Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) Levh-i mahfuzu yazan kalemden dökülen nurlu harfleri yazan, mukaddes feyizlerini dağıtan, Sen´i sayılara ihtiyaç duymadan bir olarak bilen, âlemlerin birleştiricisi olan, İsm-i Azam kıldığın sevgilindir.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, O varlık âlemini yüzü suyu hürmetine yarattığın ve O´nun sebebiyle eşyaya var olma ruhsatı verdiğin, iyilik ve cömertlik sahibi, kutsadığın, yaratılışında harikalar görülen, ilimlerin ulaşamadığı, sırlarla korunmuş, mertebesine erişilmeyen, anlatılamayacak rabbanî güzellik, kemal sahibi, hakikatin doğduğu ve övülmesi mümkün olmayan, katında kıymetli olduğu bilinen bir kulundur.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´e olan nispet ve yakınlık ne güzel bir nispettir. O, bizi ve insanları azabından korkuttu. Müşriklerin yolundan yüz çevirtti. Şirkin belini kırıp, halkı hikmet ve güzel nasihatle Sen´in yoluna çağırdı; putları kırdı; küfrün önderlerini yüzüstü yere serdi.

Sonunda kâfirler topluluğu hüsrana uğrayarak üstünlüklerini kaybettiler.

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) davasından geri dönmezdi. Zat-ın için zahmete katlanır, emrinde ciddiyet gösterendi. Her zaman kulluğun ışığını açık tutardı. Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz ile bulduğumuz nimetleri çevremiz görürken bizler hissetmedik.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım istiyoruz ki, kayıtlardan kurtulup Sana kavuşalım. Fakat her şey yine Sen´in takdirindir.

Allah (celle celâlühû)´ım varlığımız Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´e kıldığın salât iledir. Bu salâtın bizde can, kan ve ruh oldu. Küfrün karanlıklarını, sıkıntılarını bizden uzaklaştırdı. Fâni dünyada baki hayatın diriliğini verdi.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Fahri Âlem Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizi ne güzel yarattın.

Mübarek vücudu çok temizdi. Teri nezih ve kokusu çok güzeldir ki, ne miske ne de ambere benzedi. O´nunla tokalaşan kimsenin, o gün elinden güzel kokusu gitmezdi. Mübarek elini hangi çocuğun başına sürse o çocuk diğer çocuklardan güzel kokusu ile fark edilirdi. Hiç bir koku onun terinden daha güzel kokmadığına her şey şahitti. Bir yoldan geçse, O´ndan sonra, o yoldan geçenler, Resûlüllâh (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in oradan geçtiğini güzel kokusundan bilirlerdi. Has bir kokusu var idi. Hariçten bir koku sürünmüş değildi. Mübarek yüzüne değen mendili asla ateş yakmazdı‎. Mübarek gözleri çok kuvvetli görür ve önden gördüğü gibi, arkadan da görürdü. Ayrıca karanlıkta da görürdü.

O´nun hakikatini gece üzerine koydun, karardı; gündüz üzerine koydun, ağdı; semalara koydun, direksiz durdu; bütün kâinata koydun, hayat buldu.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, O´nun kıymetini ancak Sen bilebilirsin. Dua edenlerin duasını, O´nun ismini anmadan kabul etmezsin.

O Sen´in nurlarının denizi, sırlarının madeni, kulların ruhlarının ruhu, paha biçilmez inci, benzersiz güzel koku, mevcudatın aşk ve mayasıdır. O gizli âlemin özüdür.

O, kâmillerin ulaşmak istedikleri şeref yeridir.

O´nu gökte Ahmet yeryüzünde Muhammed diye andın. Ahmet isminde, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in bütün isimlerini topladın. Ahmet´in elifi ulûhiyet ve yüceliğe delâlet eder. Bu ismini göktekilere zikir olarak verdin.

Ahmet sırrı; ilahlık ve mahlûk sırlarının birleştiği mihraptır. Muhammed sırrı da batılı haktan ayırandır. İsminin M´si sırların H´sı rahmetlerin, ikinci M´si ilimlerin, D´si derecelerin kaynağıdır.

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ne güzel bir insandır. O´nun gibisi doğmadı ve doğrulmayacaktır. O kulların ihtiyaç kapısıdır.

Peygamberler içinde yaratılışı en mükemmel olandır. İnsanlığın irşadına vazifeli biricik önderdir. Sen´i bulmak O´nu bulmaya bağlanmıştır.

Her şey O´nun arkasından yürümekle şeref bulmuştur. O bir işareti ile ayı yardı da, gözünü yükseklere ağmadı.

Razı olduğun şefaatin sahibidir. İsteklerini ümmetine saklayandır. İnsanların şefaat için başvuracağı dermandır. Tek başına Makam-ı Mahmut´ta durabilendir.

O´nunla hikmetin, rahmetin, mülk ve melekler âleminin hazineleri açığa çıktı. Celâlin tecelli ettiği, Cemalin de baktığı güzellikler yakutudur.

İlâhi lütufların tecelli edebileceği asildir. Kutlu nefesler O´nun ruhundan bizlere akar. İmdat için gelecek yardım ancak O´ndan gelir.

Cömertlik ancak O´nunla ad bulur. O fertler içinde seçilmiş büyük ve sıfatına ulaşılmayacak biridir. Öyle ki, Fahri Âlem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin kabrine dahi uğrayan âşıklarına Nübüvvet nuru kabrinden parlar, kalbine feyiz verir ve konuşur.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, yaratılışı benzersiz olan ve sırları toplayan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile bizi yakınlığına ulaştır. Yakınlığın sırları Sen´den O´nun nefsine, oradan cesedine, oradan kalbine ve bizlerin üzerine indir.

Bu âleme teşrif buyurması rahmet olan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´e, başlangıçları ve sonları olmayan; okundukça artan, tükenmeyen; mahlûkatından geçenler ve kalanlar, ister mümin, ister kâfir olsun; Sana belli olan şeyler; sayıcınca, gözümüz açıp kapayınca, nefes alış ve verişteki her anımızda sayıların sonsuzluğu, sınırları ve boyutları kaplayan salât ile salât ve selam ederiz.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, sırların kendisinden fışkırdığı, nurların kendisinden infilak ettiği; hakikatlerin kendisine yükselip, gerçeğini bulduğu; ilimlerinin kendisine inip de O´nun karşısında mahlûkatın aciz kaldığı; O´nun karşısında anlayışların zayıf kalıp bizden önce ne geçmiş, ne de gelecek hiçbir kimsenin kendisini idrak edemediği; melekler âleminin bahçeleri O´nun cemalinin çiçekleri ile güzelleştiği; Ceberut âleminin havuzları O´nun nurlarının feyzi ile dolup taştığı; her şeyin O´na bağlı olduğu; huzurunda durabilen, birliğini, sayıların bir sayısına ihtiyaç duymadan gören ve bilen; O´nu mahlûkattan ayıran Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in soyuna bizi ilhak eyle. O´nun sahip olduğu şerefi bize layık kıl.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, huzuruna giden yolda, yardımınla kuşatılmış olarak, Hz. Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin yolu ile bize yardım et ve bize öyle tanıt ki, cehalet kanallarından kurtulup selâmet bulalım. Fazilet pınarından kana kana içelim.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, en büyük sırlar sahibi olan Hz. Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizi ruhumun, hayatı kıl. Ruhunu, hakikatimin sırrı eyle. Hakikatini Hakk´ın gerçekleşmesi ile âlemleri kuşatan kıl.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Hz. Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz ile beni batılın tepesine öyle indir ki, beynini dağıtayım. Tevhidin hallerinden süratle geçir, birliğin deryalarına al ve kaynağına gark et ki; nereye baktıksa Sen´i, O´nunla bulalım. Uzaklığımız, O´nunla üzerimizden soyulsun. O´nunla biz hidayetten haberdar olalım.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, zati sıfatının nurları Sen´den O´na, O´ndan bize dağılsın. O´nunla görelim, O´nunla işitelim, O´nunla bulalım, O´nunla hissedelim.

İlâhlığın hakkı için, böyle olduğunu, bize göster. O´nu tanımayana da marifet kapısını kapat.

O´nun gibi yaratılmışlar içinde sırları konuşan olmadığı gibi, benzeyeni de olmadı ve olmayacaktır. O´nun yolunda olanlardan ve halifelerinden razı ol.

Sen´in birliğinin toplayıcı kudreti ile Âdemi (yokluk) mihrabında, meleklerin ruhları O´na bakarak secde ettiler. “Âdem suretimde yaratıldı” diye Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem)´den bahsettin. Yoksa bizim gibiler için değil. Melekler, bu hakikatin sırrına şahittir.

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) bütün işlerde açık hüküm sahibi, ruhu ile batını, ferdiyeti ile cismâniyeti, verdiği hükümlerde Allah (celle celâlühû)´ın muradını arayan gözetleme yeridir.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Görülen âlemde derecelerin sahibi kıldın. Yardımını üzerimize gönder. Kutlu nefesi üzerimizde olsun, ruhumuz hayat bulup, olaylar üzerine kuvvetimiz ve silahımız olsun. O´ndan bizi ayıracak bir şey istemiyoruz. O olmasa idi Sen bizi, yok ederdin. O bizi Sen´den koruyan perdedir.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Zamanı, O´nun emrine verdin. Çünkü O´nunla emniyet vardır. Böylelikle nefsimizin ve hakikatin sırları bize açılsın. Evvelin, ahirin, zahirin ve batının suretlerini ve şekillerin belirmesini görelimde suretlerimiz Sen´in istediğin şekle dönüşsün. Varlığımız aslında önemli bir şey olmadığı gibi, neticesinin de bir manası yoktur. Bütün kuvvet ve kudretimiz ise O´dur. Her işimizde efendimiz, O olsun ki menfaat bulalım.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, salât ve selâmın yaratılmışların en mükemmeli, yerlerin ve göğün Efendisi, hazinelerin sırrına ulaşılması için gerekli şifre, varlığın özü, âlemlerin devamına sebep olan sırrın Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem)´ in üzerine olsun.

“Muhakkak ki, Allah (celle celâlühû) ve melekleri Peygamber üzerine salâtta bulunurlar. Ey iman etmiş kimseler O´nun üzerine salâtta, teslimiyetle selamda bulunun.” (Ahzab 56)

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile imanı bizler için şirkten temizlenme vesilesi kıldın.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimize salât ve selâm etmemizi bize emir buyurdun. Bizde emrine itaat ettik. Ne var ki, O´nun şanına layık bir salât ve selâm etmeye gücümüz yoktur. Aciz olduğumuzdan tarafından yardımını talep ederiz. Bizzat Sen, şanına layık salât ve selâm kıl. Bizler işlerini Zat-ı Âli´ne ısmarlamakla huzur bulmuşuz. Salât ve selâm işimizi dahi Sana ısmarlıyoruz.

Allah (celle celâlühû)´ım, biz Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz ile Sana tevessül ediyoruz. O´nu aydınlık bir vasıta, Yüce makam sahibi ve yüksek bir aracı kıldın. Onun vasıtasıyla Sen´den şefaat etme ihsanını bekliyoruz. O büyük şefaat sahibidir ve en saygıdeğer vesilenin ta kendisidir. O, “Kâbe kavseyni ev edna” sırrına ulaşmıştır.

Bizi O´nun vasıtasıyla zat, sıfat ve fiillerinin; isim ve yapıtlarının hakikatine eriştir. Ta ki, Senden başkasını görmeyelim, işitmeyelim, hissetmeyelim ve âlemde Senden başkasını bulmayalım.

O´na vesile ve fazilet makamlarını ver, şeref ve yüce dereceler ihsan kıl. Onu, vaat ettiğin Makam-ı Mahmud´a eriştir. Onun sancağı altında bizi toplayıp, Makam-ı Mahmud´unda yükselen izzet ve şerefine gark eyle.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem)´e öyle bir salât et ki, mahlûkat yaratılmazdan önce zatının yalnızlığında O´na kıldığın, Sen´in yanında bulunup bize tarif ettiğin mertebelerinde, hislere açık, delile ihtiyaç olmayan olsun.

Ferdi varlığının devamı müddetince salâtının devamını istiyoruz.

Allah (celle celâlühû)´ım fazilet ve rahmetinle bizi Resûlüllâh (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in şahsiyetine kavuştur, bizim şahsiyetimizi O´nunkiyle aynı kıl. Yaratılışımızın başlangıcında da, sonunda da bizi O´na yakın et. Dostluğunun sevgisine, muhabbetinin saflığına, basiretinin nur kapılarına, iç âleminin sırları toplayıcı özelliğine, merhametinin acıyıp koruyuculuğuna ve nimetlerine eriştir.

Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz ezelden ebede insaniyetin aslıdır ve kıyamete kadar da baki kıldın.

Şahsî rahmetini müşahede ederek kulluk makamında yüksek dereceleri aşarak birliğine ulaştı. Kendi isteği ile O´nu bu dünyadan aldın kendine götürdün. Böylece bu dünyanın zorluklarından kurtulup yüksek meleklerin eşliğinde Sen´in rızanla kuşatıldı ve yüce civarına yerleşti.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, O´na öyle bir salât ve selâm kıl ki, Sen´i hoşnut ettiği gibi, O´nu´da hoşnut etsin. Bizden hoşnut olmaya sebep olsun. Devamınla devam etsin, bekanla baki kalsın. Sen´in ilmin hariç, salât ve selâm için bir son olmasın. Sayılarla sayılmasın, hesabı yapılmasın ve tükenmede olmasın. Devamlı ve peş peşe bağlanarak gitsin. Zerrelerimize işlesin de aklımız, ruhumuz ve cesedimiz O´nda fena bulsun.

Böyle olacağına da imanımız vardır.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile emniyette olup, yaşamakta zorlanmayalım. İslâm´ın ve aşkın kapıları bize açılsın. Lâilâhe illallah kalesine O´nunla girebileceğimiz gibi, Sana açılan kapı ve yolda O´dur. Başka bir yolda yoktur. Seninle buluşmakta ancak O´nunla olabilir. Yaratılmışların noksanlıklarından ve kusurlardan, varlığına ait olgun sıfatları, O´nunla arıtırız. O´nun şeref ve izzeti de noksanlıklardan ve olumsuz şeylerden yücedir.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım Sen´i tespih, tazim, yüceltme, ululama ve büyüklemeyi, ezelden ebede kadar ancak Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) yapabilir. Cemal ve celal sıfatını bir bakışla ancak O görebilir.

Salât ve selâmın; ebedi yüzük taşı olan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in ebedi olan açık lisanı üzerine olsun. O, işitenlerin işitme, hareket edenlerin hareket, sakin olanların sükûnet, oturanların oturma, ayakta duranların durma sebebidir.

Allah (celle celâlühû)´ım, Muhakkak ki O; Sen´in, Sana delâlet eden en cami sırrındır. O´nunla, O´ndan, O´na; ezelle ebed arasını dolduracak ölçüde; sayı kapsamına girmeden; belirli bir zamana sığmadan bir göz açıp-kapama; şimşek çakması gibi bir zamanda; her nefeste; Sence bilinen mahlûkat sayısınca; sayısal mertebelerdeki sonsuz sayılarla; bildiğin şeyler sayısınca; Sen´den O´na, Sen´in şanına yakışır ve O´nun da layık olduğu bir salât ve selâm olsun.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, O´nu Melekler bahçesinde ezelî lisan söylemiş; yüce makamlarda en güzel şekilde tekrarlamış, keder ve sıkıntıları gidermek için niyazda bulunulmuş ve çözümü zor hususların defedilme çaresi olan salât ve selâmın, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´e olsun ki; O´na nice ihsanlar ve nimetler verdin, yardım ettin, elinden tuttun, kendine yaklaştırdın, feyizlerle suladın, saygı gösterilmiş ve üstün tuttun, ahlâkın en tatlısı, Sen´in apaçık nurun, ezelî kulun, en sağlam urganın, sağlam kalen, hikmetli celâlin, keremli cemalindir.

Bu salât, öyle bir makamda söylendi ki, orada mekân ve zaman, “nereye”, “ne yere”, “nasıl”, “nice” gibi sorular yok. Her şeyin, Allah (celle celâlühû) ile baki kaldığı; Allah (celle celâlühû)´tan geldiği ve Allah (celle celâlühû)´a döndüğü, Allah (celle celâlühû) ile beraber olduğu yerdeki bir salât ve selâmdır.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım Sen´den uzaklaştırıp meşgul eden, gönlümüze gelen vesveseden sıyrılmak ve sevmediğin her şeyden muhafaza olunmamızı talep ediyoruz. Başarımız, ancak Sen´in iledir. Ancak Sana dayanırız ve Sen´den yardımını bekleriz. Bizi, kendinle meşgul eyle. Bize öyle bir bağışta bulun ki, O´nda Sen´den başkasının karışması bulunmasın. Bu bağışın, ilahi ilimlerinle, Rabbanî sıfatlarınla ve Muhammedî ahlâk ile dolmuş ve gelişmiş bir halde olsun. Ey Allah (celle celâlühû) ´ım, bize güzel bir zan ver. Şüphesi olmayan bir inanç ihsan et. Hal ve durumumuzu yardımınla doğrult, durumlarımızı düzelt. Affımızı talep edince kabul buyur. Sonumuzu hakikate eriştir.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, salât ve selâmın O´na olsun ki; O´nunla düğümler çözülür, üzüntü ve kederler, yorgunluk ve sıkıntılar giderilir. İhtiyaçlar O´nunla yerine getirilir.

Ey Kendi Zatıyla kaim olup varlığı Kendinden olan, hiçbir şeye muhtaç bulunmayan, Senin lütuf ve faziletlerini istiyoruz.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım Sen´i hakkıyla bilen ancak Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´dir. Bizde O´na salât ve selam ederek sıkıntılarımızın giderilmesini istiyoruz. Bizleri kutsal zat-ı etrafında toplayarak ayrılıktan kurtar ve beraberliğine kavuştur. Birliğin saflığına ulaşalım. Yoksa yüce zatına nasıl yol buluruz.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, bizler O´nun minnet denizinde korumasıyla korunmuş, nimetiyle gark olmuş, iyiliklerinden haz duymuş ve O´nun kılıcıyla yardım görmek istiyoruz.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, O´na olan yakınlığımız günahlarımızı siler, iyiler yurduna ulaştırır, büyükler ve küçükler rahmete kavuşur, bu dünyada ve ahirette nimetleniriz.

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in zatı, peygamberlerin cesetlerini, nefislerini ve kalplerinin sırlarını toplamıştır. O´nun nurlarını ve rahmet rüzgârlarını kesintisiz ve nihayetsiz üzerimize gönder. Hakikatler bize açılsın. Gecelerin ve gündüzlerin ne getireceğini bilemeyiz.

Allah (celle celâlühû)´ım, Fahri Âlem Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin makam ve mertebesi hürmetine Senden mağfiret, hoşnutluk ve tastamam bir kabul olunma istiyoruz. Bizi bu hususta bir an olsun kendi nefsimizle baş başa bırakma.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile eksiklerimizi tamamla, aslımıza kavuştur Ayrılık aramızdan gitsin de zatımız zatı ile sıfatımız sıfatı ile fiilimiz fiilleri birleşsin.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, bizi Sen´in rızan yolunda O´nunla destekle ve yardım et. Sen´in yolunda gitmek için, O´nunla destek istiyoruz. Bizimle O´nun arasını birleştir. Bizimle, O´ndan başkalarının arasına gir. Tarafından bize rahmet ihsan eyle, işlerimizde kurtuluş yolları hazırla.

Biliyoruz ki; Peygamberimiz Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem)´i severek ölen, imanını kurtararak ölür. Kabrini melekler ziyaretgâh edinirler. Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´i bulmadan ölenler için “Allah (celle celâlühû)´ın rahmetinden umutsuzdur” yazısını, iki gözünün arasına yazıp, umutsuz yaratırsın.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, âlemler kutbu olan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in etrafında nihayetsiz dönüşün sevdasından kendimizi alamayıp, bakışlarına hayran bir şekilde sarhoş olmuşuz.

Ey kerem sahibi, korunmuş kitabın muhatabı olan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile Sana yüz tuttuk.

Ey kullarının isteğine en güzel cevap veren! Gerçekten Senin rahmetinin eseri olarak Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) güvenilir bir aracı olarak varlık âlemine gelmiştir.

Resûlüllâh (sallallâhü aleyhi ve sellem) miraca çıktığında, mutlu bir şeye kavuştuğunda, cennete girdiğinde arkasında bizi arzulayandır. Sen´in yanında feryadını yalnız bizim için yükseltendir. Bir ihtiyaç için ellerini semaya kaldırdığında, Ümmetim… Diye lisanın hareket ettirendir. O bizi unutmaz, Sen´de bizi unutma, Ey Allah (celle celâlühû)´ım,

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile zamanın ve mekânın; ayrılık ve uzaklığın; yönlerin, hallerin, istikrarın kalmadığı yerde, fani varlığımız sebebiyle bizden çıkan günahlarımızı sil.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, biz O´nun ümmetinden olduğumuzu bildiğimizden üzüntü diye bir şeyi düşünmeyiz. Bize ihsanın o kadar fazla oldu ki, biz ancak yaptıklarımızdan ve yapacaklarımızdan utanıyoruz. Bize O´ndan daha yakın kim olabilir. Ey Allah (celle celâlühû)´ım, bizi O´ndan uzak kılma.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, ne zaman ki, kalbimiz kararır, canımız sıkılır, onu bizden Sen alırsın. Günahlarımız büyür, affımızın Sen´den yetişeceğini umarız. Minnetimizi o kadar artır ki, ifadeye kelimeler yeterli olmasın. Nankörlüğümüzü gördüğünde, O´nun ümmetinin zayıflarından de, halimizi gizle ve düzeltiver.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım Kur´an-ı Kerim´in inceliklerini, saklanmış ilimlerin manalarını O´nunla istiyoruz. O, insanın ve gözün nurudur. O´nun sıfatlarını bize giydir. Susuzluğumuzu O´nun marifet şarabı ile sulandır.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, yaratılışta ve ihsanda güzel ve ayrıcalıklı kıldığın gibi, O´nu sevmede bir tane olalım. O´na yakın olmanın hususî özelliklerini bizlere ihsan et. Böylece ancak O´na varis olabiliriz. O´nun cisminde fena bulup hakikate ulaşalım. Biliyoruz ki, bunu ancak O´nunla başarabiliriz.

Ey yardımcısı olmayanların yardımcısı, senedi olmayanların senedi; ey azığı olmayanların azığı; ey her garibin sahibi; ey her yalnızın gönüldaşı! Senden başka ilah yoktur. Hem dünyada, hem ahirette Seni tenzih ve tespih ederiz.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, celâlinin izzeti ve izzetinin cemaliyle, saltanatının kudreti ve kudretinin merhametiyle, peygamberin Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in sevgi ve muhabbetiyle; merhametsizlikten, kötü, şehevî söz ve davranışlardan Sana sığınıyoruz.

Bizi nefsanî düşüncelerden kurtar, şeytanî şehvetlerden koru, beşerî pisliklerden temizle, gerçek muhabbet ile bizleri sadeleştirip arındır. Gaflet ve bilgisizlik kuruntularından uzak bulundur. Ta ki Sen´in toplayıcı, bir araya getirici birliğinin huzurunda çokluğun yok olması gibi, şeklimiz ve benliğimizin yok olmasıyla kaybolup gitsin; insanî hırs ve arzularımız eriyip bitsin.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, en güzel bildiğin şeylerle tutunmayı, yaramaz olan şeylerden kaçınmayı, yeteri kadar rızık, züht, şüpheli şeylerden kaçınmayı, öfke ve rıza halinde merhametini, zenginlik ve fakirlikte kanaat, işlerimizde tevazu ve doğruluk, Sen´inle ve halkın arasındaki günahlarımızı affetmeni ve Sana muhtaç olmayı istiyoruz.

İmanımızı peygamberlerin, sıddıkların, şehitlerin nimetlere eriştirdiğin bahtiyarların istikamet yolu üzerinde sağlamlaştır. Bizi öyle bir koruyuşla koru ki, tüm halkın şerrinden emin ve ömrümüzün sonuna kadar kurtulmuş olalım.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, rağbetimiz Sanadır. Ancak Sen´den korkarız.

Amelemiz yok ki, ona güvenelim. Şerefimiz yok ki, önümüze koyalım. Bir senet olarak “Muhammed Ümmetiyiz” (sallallâhü aleyhi ve sellem) demekten başka çaremiz yoktur. Çünkü günahlarımız çok, emellerimiz uzun, itaatte tembel, niyetlerimiz emrinin dışındadır.

Şüphesiz ki, biz zalimlerden olduk. Bizim dost ve yârimiz Sen´sin. Müslüman olduğumuz halde canımızı al. Bizleri salih kulların zümresine ulaştır. Soy ve evlatlarımızı bizler için ıslah eyle. Hakikat biz Sana tövbe ediyoruz ve biz Müslümanlardanız.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, yardım ve merhamet dilendik, kime derdimizi açtıksa yüzümüze bakmadılar. Sana sevgilin Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz ile yüz tuttuk, boş çevirmeyeceğine inanıyoruz. O kalplerimizin devası, bedenlerimizin afiyeti, gözlerimizin nurudur.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, bizi O´nun cemaatinde haşret, sünneti üzere amel işlet, yolu üzerinde öldür. O´nu görmeden iman ettiğimiz için bizi, Sen´in ve O´nun cemalini bu dünyada ve ahirette görmekle, bize ikramda bulun.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım nefesini üzerimize gönder, kokusu ile hayat bulalım. Nefsimizin hakikatini görüp hakikatine ulaşalım da evveli, ahiri, zahirî ve batını toplayalım. Uzaklar ve yakınlar kalksın, bir olalım.

Biliyoruz ki; O, beşer suretinde gönderdiğin bir hakikatindir. O´nun makamına ulaşamayacağımız gibi, O´nsuz da yaşayamayız. Biz aciz kullarını, Güzel ve müstecâb isimlerinle O´na kavuştur. İstiyoruz ki son sözümüz ise Lâilâhe illallah, Muhammed´ür Rasûlallah olsun.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, yakınlıktan doğan sarhoşluğumuzun sözlerinden ve fiillerinden Sana sığınıp, O´nun layık olduğuna yönelmeyi istiyoruz. Çünkü O, bizi helâk olmaktan koruyandır.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, Resûlüllâh (sallallâhü aleyhi ve sellem)´i sevdiğimiz gibi çocuklarını ve ehl-i beytini de severiz. Şu sözüne iman etmişizdir.

“Gerçekten Fatıma (radiyallahü anha) kamil olarak iffetini korudu ve bu yüzden Allah (celle celâlühû) onu ve evlatlarını, cennete dahil etti.”

“Rabb´im; Ehl-i beytimden, sülâlemden birliğine iman edip ve Benim peygamberliğimi kabul edene azap etmeyeceğini, vaat etti”

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ve çocukları Efendilerimizdir. Biz O´nu kendimizden, evlatlarımızdan ve her şeyimizden çok severiz. Canımızı isterlerse Onlara feda ederiz. Çünkü “kısasta hayat vardır.” Canını davası uğruna pazara çıkarana, elbette Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´den büyük ihsanlar olacaktır.

Ey merhamet edenlerin, en çok merhamet edeni olan Allah (celle celâlühû)´ım, Aziz kitabın Kur´an-ı Kerim´inle, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in kerem dolu nübüvveti ve şerefiyle, babası İbrahim (aleyhisselâm) ve İsmail (aleyhisselâm) ile, arkadaşları Ebubekir (radiyallahü anh), Ömer (radiyallahü anh) ve Osman (radiyallahü anh) ile, kızı Fatıma (radiyallahü anha), Ali (radiyallahü anh) ve oğulları Hasan (radiyallahü anh) ve Hüseyin (radiyallahü anh) ile, amcası Hamza (radiyallahü anh) ve Abbas (radiyallahü anh) ile, zevcesi Hatice (radiyallahü anha) ve Aişe (radiyallahü anha) ile ve diğer temiz zevceleri ile Sana tevessül edip yöneliyoruz. Senden Onların hürmetine ihtiyaçlarımızı istiyoruz.

Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), onları rahmetle andı. Onlar, O´nun halifeleridir. Dinini ayakta tuttukları gibi ilmine varis oldular, O´nun yolunda gittiler.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, âline, zürriyetine, Ehl-i Beytine ve onların dostlarına; içinde güzel bir mükâfat ve edaya lâyık görülmüş hoşnutluğuna yol açmış salât ve selâmın olsun.

İbrahim (aleyhisselâm)´a ve hanedanına da salâtını indir. Şüphesiz ki Sen övülmeye lâyıksın, şan ve şeref sahibisin.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, bizi onların sırlarının hakikatine eriştir, marifet basamaklarında yükselerek hakikatleri anlama imkânını lütfeyle.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, O´nun dostlarından, kendisine uyanlardan ve takip edenlerden razı ol. Hakikat yolunda ona uyan Ashab-ı Kiram ve âlimlerden, iman ehli ve irfan sahiplerinden hoşnut ol. Bizi de o bahtiyarlara kat.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, salât ve selâmını; ruhlar arasında bulunan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in ruhuna, bedenler arasında bulunan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in bedenine; kabirler arasında bulunan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in kabri üzerine indir.

Bu salât ve sebep olacağı feyizler, O´nun azametli şan ve şerefine uygun düşsün. Kendilerini hürmetle andığımız Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin, atalarının, hanedan ve dostlarının değerine uygun, soylu makam ve mertebelerine münasip düşecek bir salât ve selâm olsun.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım Zat-ı´nın O´na devamlı durmaksızın ettiğin salâtın ile salât ve selam ederiz.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım Fahr-i Âlem (sallallâhü aleyhi ve sellem ve ala âlihî) Efendimizi çok seviyoruz. Ne kadar üzerine salâvat getirsek, o kadar özümüzü ihya etmiş oluruz. O´na yakın olmak ne büyük şereftir.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım, O´nu öven Sen´sin. Biz nasıl O´nu methederiz. Fakat övülmeye layık olmayan nice şeylere övgü dizen bize, Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimize layık olmayan bu övgüyü nasip kıldığın için binlerce şükürler olsun.

Ey merhamet edenlerin en çok merhamet edeni Rabb´imiz, şüphesiz ki Sen, her şeyi lâyıkıyla duyar ve bilirsin. Duamızı; bizden kabul buyur. Bizlere yararlı bir marifet ihsan et. Şüphesiz ki Senin her şeye gücün yeter. Tövbemizi de, kabul buyur. Muhakkak ki, Sen, tövbeleri çokça kabul eden Rahîmsin.

Ey Allah (celle celâlühû)´ım canımızdan daha sevimli, nefsimizden ve aile fertlerimizden daha aziz olan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem ve ala âlihî)´ye salât ve selam ederiz.

يآ اَكـــْرَمَ الْـخَــلْــقِ مٰاليﹺ مَـنْ اَلــُوذُ بِــهِ

سِــوَاكَ عِـنْــدَ حُــلُــولِ الْحـَادِثِ الْــعَـمِـمِ

“Ey bütün yaratılmışların en üstünü ve en cömerdi olan Yüce Efendim (sallallâhü aleyhi ve sellem) son nefesimde, sığınacağım senden başka kimse yoktur” (Kaside-i Bürde)

Hamdolsun Kâinatın Rabbi Allah (celle celâlühû)´a.

Âmin.

“Bu insanlara ne oluyor ki;

Benim işlediğim şeyden kaçınıyorlar.

Allah (celle celâlühû)´a yemin ederim ki;

Ben onların içinde,

Allah (celle celâlühû)´ı en fazla bilen

ve Allah (celle celâlühû)´tan

en çok korkanım”

(Buhari)



Allâh ve melekleri Peygamber'e çokça salât ederler. Ey mü'minler! Siz de O'na çokça salât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." (el-Ahzâb, 56)

"Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kemâ salleyte alâ âl-i ibrahim ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kemâ bârekte alâ âl-i İbrahim, inneke hamîdun mecîd". (Allâh'ım! İbrahim'in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed'e ve âline de rahmet et. Allâh'ım! İbrahim'in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed'e ve âline de hayır ve bereket ihsân et. Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin.)

Salavat-ı Şerif Getirmenin 42 Faydası

1. Allah ( c.c. ) ' ın emrine uymak ( Çünkü Allah ( c.c. ) Salavat - ı Şerife Getirmeyi Emrediyor. )
2. Allah ( c.c. ) ' ın yaptığını yapmak ( Çünkü Allah ( c.c. ) ' da Habibine Salavat getiriyor ve Rahmet Okuyor.)
3. Meleklere Uygunluk. ( Çünkü Meleklerde Salavat - ı Şerife Getiriyor. )
4. Allah ( c.c. ) ' dan 10 rahmet kazanmak.
5. 10 Derecesi yükseltilmek
6. 10 Sevap kazanmak
7. 10 günahın silinmesi.
8. Duasının kabulunun ümit edilmesi.
9. Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın sefaatine kavuşma sebebi.
10. Kulun günahlarının affedilmesi ve ayıplarının örtülmesine vesile.
11. Kulun sıkıntılarının giderilmesine vesile..
12. Allah ( c.c. ) ! a yaklaşma vesilesi.
13. Sadaka vermek yerine geçer.
14. Kulun ne muradı varsa Allah ( c.c. ) ' dan dileği , onun yerine getirilmesi.
15. Ruhun ve Kalbinin temizlenmesi.
16. Kulun ölmeden Cennet ' le müjdelenmesi.
17. Kıyamet gününün siddetlerinden ve deshsetlerinden kurtulma vesilesi.
18. Resullüllah ( s.a.v. ) ' ın selamına cevap vermesi.
19. Unutulduğunu hatırlamak vesilesi.
20. Meclislerin güzel kokması sebebi.
21. Kıyamet günü oturduğu kalktığı meclislerde Salavat - ı Şerife okuduğu için o toplantılardan pişmanlığa düşmemesi.
22. Fakirliğin neyhi.Salavat - ı Şerife ' ye devam eden fakir olmaz.
23. Cimrilik vasıfından kurtulma vesilesi.
24. Resulüllah ( s.a.v. ) ' in ismi anıldığında Salavat getirmeyene yapılan beddualardan kurtulma vesilesi.
25. Sahibine Cennet yolunu göstermesi , terk edenede cehennem yolunu göstermesi.
26. Allah ( c.c. ) ve Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın isimlerinin anılmadığı meclisdeki piş kokusundan , leş kokusundan kurtulması.
27. Hangi kelama , hangi işe hamd ve Salavat ' ı Şerife ile başlanırsa , onun tamama ermesi.
28. Kulun Sırat ' tan geçebilmesi.
29. Allah ( c.c. ) ve Resulüllah ( s.a.v. ) ' a cefa yapmaktan kurtulur , getirmeyen insan sie Resulüllah ( s.a.v. ) ' a eziyet etmiş olur.
30. Allah ( c.c. ) ' ın Salavat ' ı Şerife getirene güzel övgüler yağdırmasına vesile.
31. Allah ( c.c. ) ' ın merhametinin rahmetinin sebebi.
32. Bereketlerin bollukların sebebi.
33. Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın muhabbetinin devamının ve ziyadasinin ve katlanarak artmasının sebebi.
34. Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın Salavat ' ı getireni sevmesinin sebebi.
35. Kulun hidayetinin ve kalbinin , hayatının , ruhani hayatının ve kalbinin dirilmesinin sebebi.
36. Salavat ' ı Şerife getirenin isminin babasının isminin ve sülalesi ile soyunun Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın yanında anılması.
37. Sırat ' ta mahşerde ayağının kaymaması islam yolunda ayağının sabit kalması.
38. Resulüllah ( s.a.v. ) ' ınüzerinde bulunan haklarından çok az bir hakkının ödenmesinin vesilesi.
39. Allah ( c.c. ) ' ın zikri , şükrü ve iyiliğini bilmek.
40. Kulun Rabbinden suali , duası bu arada kendi isteklerinin de Mevla tarafından görülmesine , Resulüllah ( s.a.v. ) a yaptığı duayı aracı kılması.
41. Salavat ' ı Şerife rabıta üzerine okunursa Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın mübarek suretinin akla yerleşmesi ve mübarek rabıtanın kolaylaşması
42. Şeyh bulamayanların ve şeyhi olmayanın sırf Salavat ' ı Şerifeye davam ederek manen yetişmesinin garantisi.
Alıntıdır.

Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Cennette bir ağaç vardır ve ismi Mahbube' dir.
Ak meyvesi olur, nardan küçük elmadan büyük, sütten ak, baldan tatlı ve kaymaktan yumuşaktır.
O meyveden ancak bu salavata devam edenler yer."

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve ala âli seyyidinâ Muhammedin vesellim...
 
Üst Alt