Cemil Kaya
Yeni Üyemiz
Cabir bin Süleym (r.a.)’den rivayet edilmiştir :
Resülüllah’a rastladım ve kendisine:
(Aleykümüsselam ya Rasülellah) dedim. Bana: “Bu, ölü selamıdır (ölülere böyle selam vermek âdettir); öyle deme,
(Esselamü aleyküm) de! Buyurdu ve bunu üç kere tekrar etti.”
Cabir bin Süleym (r.a.)’den başka bir yolla rivayet edilmiştir :
Etrafında insanlar olan bir adamın yanına vardım; ki insanlar onun sözünden çıkmıyorlar (dediğini yapıyorlar), o da onlara yapmayacaklar bir şey söylemiyor. Ben: “Bu kimdir?” dedim. Oradakiler: “Allahın rasülüdür” dediler. Ben üç kere: “Aley-ke’s-selam Ya Rasülellah!” dedim. O: “Aleyke’s-selam, deme. Çünkü bu ölülere verilen selam (şekli)dir. Lakin “Esselamü aleyke” de, buyurdu.
Tâbiînden Ebu Temime, bir sahabî’den (Cabir bin Süleym r.a.den) rivayet etmiştir :
Ben, Rasülüllah (s.a.v.)’a: “Esselamü aleyke ya Rasülellah!” dedim. Buyurdular ki: “Esselamü aleyke” ölülere verilen selam (şekli)dir. Bir mü’min kardeşinle karşılaştığın zaman: “Esselamü aleyke ve rahmetüllahi ve berakâtüh” de.
Kays bin Sa’d (r.a.)’den rivayet edilmiştir:
Rasülüllah (s.a.v.) bizi evimizde ziyarete geldi ve bize: ِ
(Esselamü aleyküm ve rahmetüllah= Selam ve Allah’ın rahmeti üzerinize olsun) diyerek selam verdi. Babam (Sa’d), Peygamber (a.s.)’in selamını hafifçe aldı. Ben, babama: “Pey-gamber (a.s)’e izin vermeyecek misin?” dedim. Bana: “Dur hele, bize daha çok selam vermesini arzu ediyorum” dedi.
Peygamber (a.s.), tekrar:
deyip selam verdi. Babam (Sa’d), yine selamını hafifçe aldı. Peygamber (a.s.), tekrar:Esselamü aleyküm ve rahmetüllah= Selam ve Allah’ın rahmeti üzerinize olsun
deyip selam verdi ve geri döndü. Babam hemen Peygamber (a.s.)’in arkasından koşarak: “Ya Rasülellah! Ben sizin selamı-nızı işitiyordum ve siz daha çok selam veresiniz diye selamınızı hafifçe alıyordum” dedi. Sonra Rasülüllah, Sa’d’ın evine girdi. Sa’d, Peygamber (a.s.)’e (isterse) banyo yapabileceğini söyledi, o da banyo yaptı. Sa’d, ona zaferanla veya boya ile boyanmış bir yorgan verdi, Rasülüllah o yorgana büründü ve ellerini se-maya doğru kaldırarak şöyle dua etti:
Manası: “Allahım! Mağfiret ve rahmetlerini Sa’d bin Uba-denin ev halkı üzerine kıl!”
İmran bin Husayn (r.a.)’den rivayet edilmiştir :
Rasülüllah (s.a.v.)’in yanında idik, bir adam geldi ve:
(Esselamü aleyküm= selam üzerinize olsun)
diyerek selam verdi. Peygamber (a.s.) selamını aldı ve “Bu zat on sevap kazandı” buyurdu. Bu gelen kişi oturdu. Sonra başka bir kişi geldi ve:
(Esselamü aleyküm ve rahmetüllah= selam ve Allahın rah-meti üzerinize olsun) diyerek selam verdi. Peygamberimiz, sela-mını aldı ve: “Bu zat yirmi sevap kazandı” buyurdu. Bu gelen kişi oturduktan sonra bir kişi daha geldi ve:
(Esselamü aleyküm ve rahmetüllahi ve berakatüh= selam, Alahın rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun) diyerek selam verdi. Peygamber (a.s.), onun da selamını aldı ve: “Bu zat otuz sevap kazandı” buyurdu.
Resülüllah’a rastladım ve kendisine:
(Aleykümüsselam ya Rasülellah) dedim. Bana: “Bu, ölü selamıdır (ölülere böyle selam vermek âdettir); öyle deme,
(Esselamü aleyküm) de! Buyurdu ve bunu üç kere tekrar etti.”
Cabir bin Süleym (r.a.)’den başka bir yolla rivayet edilmiştir :
Etrafında insanlar olan bir adamın yanına vardım; ki insanlar onun sözünden çıkmıyorlar (dediğini yapıyorlar), o da onlara yapmayacaklar bir şey söylemiyor. Ben: “Bu kimdir?” dedim. Oradakiler: “Allahın rasülüdür” dediler. Ben üç kere: “Aley-ke’s-selam Ya Rasülellah!” dedim. O: “Aleyke’s-selam, deme. Çünkü bu ölülere verilen selam (şekli)dir. Lakin “Esselamü aleyke” de, buyurdu.
Tâbiînden Ebu Temime, bir sahabî’den (Cabir bin Süleym r.a.den) rivayet etmiştir :
Ben, Rasülüllah (s.a.v.)’a: “Esselamü aleyke ya Rasülellah!” dedim. Buyurdular ki: “Esselamü aleyke” ölülere verilen selam (şekli)dir. Bir mü’min kardeşinle karşılaştığın zaman: “Esselamü aleyke ve rahmetüllahi ve berakâtüh” de.
Kays bin Sa’d (r.a.)’den rivayet edilmiştir:
Rasülüllah (s.a.v.) bizi evimizde ziyarete geldi ve bize: ِ
(Esselamü aleyküm ve rahmetüllah= Selam ve Allah’ın rahmeti üzerinize olsun) diyerek selam verdi. Babam (Sa’d), Peygamber (a.s.)’in selamını hafifçe aldı. Ben, babama: “Pey-gamber (a.s)’e izin vermeyecek misin?” dedim. Bana: “Dur hele, bize daha çok selam vermesini arzu ediyorum” dedi.
Peygamber (a.s.), tekrar:
deyip selam verdi. Babam (Sa’d), yine selamını hafifçe aldı. Peygamber (a.s.), tekrar:Esselamü aleyküm ve rahmetüllah= Selam ve Allah’ın rahmeti üzerinize olsun
deyip selam verdi ve geri döndü. Babam hemen Peygamber (a.s.)’in arkasından koşarak: “Ya Rasülellah! Ben sizin selamı-nızı işitiyordum ve siz daha çok selam veresiniz diye selamınızı hafifçe alıyordum” dedi. Sonra Rasülüllah, Sa’d’ın evine girdi. Sa’d, Peygamber (a.s.)’e (isterse) banyo yapabileceğini söyledi, o da banyo yaptı. Sa’d, ona zaferanla veya boya ile boyanmış bir yorgan verdi, Rasülüllah o yorgana büründü ve ellerini se-maya doğru kaldırarak şöyle dua etti:
Manası: “Allahım! Mağfiret ve rahmetlerini Sa’d bin Uba-denin ev halkı üzerine kıl!”
İmran bin Husayn (r.a.)’den rivayet edilmiştir :
Rasülüllah (s.a.v.)’in yanında idik, bir adam geldi ve:
(Esselamü aleyküm= selam üzerinize olsun)
diyerek selam verdi. Peygamber (a.s.) selamını aldı ve “Bu zat on sevap kazandı” buyurdu. Bu gelen kişi oturdu. Sonra başka bir kişi geldi ve:
(Esselamü aleyküm ve rahmetüllah= selam ve Allahın rah-meti üzerinize olsun) diyerek selam verdi. Peygamberimiz, sela-mını aldı ve: “Bu zat yirmi sevap kazandı” buyurdu. Bu gelen kişi oturduktan sonra bir kişi daha geldi ve:
(Esselamü aleyküm ve rahmetüllahi ve berakatüh= selam, Alahın rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun) diyerek selam verdi. Peygamber (a.s.), onun da selamını aldı ve: “Bu zat otuz sevap kazandı” buyurdu.