MURATS44
Özel Üye
“İnsanda kalbin bir köşesinde lümme-i şeytaniye denilen bir âlet-i vesvese ve kuvve-i vahimenin telkinatıyla konuşan bir şeytanî lisan ve ifsat edilen kuvve-i vâhime, küçük bir şeytan hükmüne geçtiğini ve sahiplerinin ihtiyarına zıt ve arzusuna muhalif hareket ettiklerini hissen ve hadsen herkes nefsinde görmesi, âlemde büyük şeytanların vücuduna katî bir delildir”
Peygamber efendimizin ifadesiyle; “İnsan kalbinde iki lümme (merkez) vardır Bunlardan biri melek ilhamı, diğeri ise şeytan vesvesesi içindir.” Şeytan, kendine ait olan kısmı bir karakol olarak kullanır
Şeytan, Hz Adem'e secde etmemesi dolayısıyla cennetten kovulunca; Allah’a şöyle yalvardı:
Nefis ve Şeytan, insanın manevi ilerleyişinde en mühim iki engel. Nefis içeriden, şeytan dışarıdan dünya ve ahiretimizi perişan etmek için durmadan çalışıyorlar Nefsin mahiyetinde gurur- kibir- menfaatçilik gibi pek çok zararlı özellikler var Şeytan, işletilmeye uygun bu madenleri iyi biliyor ve işletiyor Nefsin zaaflarını tanıyor ve yakalıyor
Nefis, içimizde şeytanın temsilcisi Onun yerli işbirlikçisi Eğer terbiye edilmezse, onun bir öğrencisi. Nefsinin kötü arzularına uyan birisi dalalet vadilerinde şaşkın şaşkın dolaşır, günah bataklığına saplanır kalır, tümüyle şeytanın emrine girer, onun kulu- kölesi olur
Halatlar ince yerlerinden kopar, kaleler zayıf yerlerinden fethedilir Onun gibi şeytan vücud ülkesinde hakimiyeti ele geçirmek için nefsin zaaflarından istifade eder Kur’an-ı Kerim şu ayeti ile nefsin bazı zaaflarına dikkat çeker:
Yani insan fıtratı itibariyle bunlara son derece düşkündür Hayatı bunları elde etmek için mücadele ile geçer İnsanların en çetin imtihanları bunlarla olur
Üstteki ayette nazara verilen zaaflardan başka, nefsin tembellik, midesine düşkünlük, övülmekten hoşlanmak, başkalarına karşı kibirlenmek, lüzumsuz öfkelenmek, kör hislere sahip olmak, tiryakilik, gaflet, cehalet, heva, heves, peşin lezzetlere müptela olmak… gibi daha nice zaafları vardır Bu zaafları birer maden gibi şeytan tarafından işletilir
Peygamber efendimizin ifadesiyle; “İnsan kalbinde iki lümme (merkez) vardır Bunlardan biri melek ilhamı, diğeri ise şeytan vesvesesi içindir.” Şeytan, kendine ait olan kısmı bir karakol olarak kullanır
Şeytan, Hz Adem'e secde etmemesi dolayısıyla cennetten kovulunca; Allah’a şöyle yalvardı:
AYET-İ KERiME
“Ey Rabbim! And olsun ki, beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak onlardan ihlasa erdirilmiş kulların müstesna” (Hıcr 39-40)
Nefis ve Şeytan, insanın manevi ilerleyişinde en mühim iki engel. Nefis içeriden, şeytan dışarıdan dünya ve ahiretimizi perişan etmek için durmadan çalışıyorlar Nefsin mahiyetinde gurur- kibir- menfaatçilik gibi pek çok zararlı özellikler var Şeytan, işletilmeye uygun bu madenleri iyi biliyor ve işletiyor Nefsin zaaflarını tanıyor ve yakalıyor
Nefis, içimizde şeytanın temsilcisi Onun yerli işbirlikçisi Eğer terbiye edilmezse, onun bir öğrencisi. Nefsinin kötü arzularına uyan birisi dalalet vadilerinde şaşkın şaşkın dolaşır, günah bataklığına saplanır kalır, tümüyle şeytanın emrine girer, onun kulu- kölesi olur
Halatlar ince yerlerinden kopar, kaleler zayıf yerlerinden fethedilir Onun gibi şeytan vücud ülkesinde hakimiyeti ele geçirmek için nefsin zaaflarından istifade eder Kur’an-ı Kerim şu ayeti ile nefsin bazı zaaflarına dikkat çeker:
AYET-İ KERiME
“İnsanlara kadınlar, oğullar, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüş, salma atlar, sağmal hayvanlar ve tarıma karşı arzular süslü kılındı” (Al- i İmran, 14)
Yani insan fıtratı itibariyle bunlara son derece düşkündür Hayatı bunları elde etmek için mücadele ile geçer İnsanların en çetin imtihanları bunlarla olur
Üstteki ayette nazara verilen zaaflardan başka, nefsin tembellik, midesine düşkünlük, övülmekten hoşlanmak, başkalarına karşı kibirlenmek, lüzumsuz öfkelenmek, kör hislere sahip olmak, tiryakilik, gaflet, cehalet, heva, heves, peşin lezzetlere müptela olmak… gibi daha nice zaafları vardır Bu zaafları birer maden gibi şeytan tarafından işletilir