MustafaCİLASUN
Özel Üye
Beceremedim işte!
Ömür son demlerini yaşsa da
Halin dirliğinde, muhabbet zorunlu olsa da
Ne yaptımsa anlamadan,
Derin sulara dalıp düşünce ufkuna
Sağ salim ulaşarak eminliğe hazla bakmadan
Mütemadiyen sürüklendim,
Bir gün kendimi dinlemeyi bilmedim
Ne derlerin vehmiyle ve bir telaş içinde gittim
Ne hakkıyla sevebildim,
Bilmediğim için sevilmeyi beklemedim,
Yalnızlık ayazıyla sevenlere gıptayı nazar ettim
Onların baharı başkaydı,
Şen şakrak uçuşan kuşlar misaliydi
Yüzlerine açan çiçekler rengârenk kokular gibiydi
Huzur ve sürurun hazzı,
Yamaçlarda asudeliğini koruyan bağdı,
Kalplerinde hissettikleri heyecanlar daha başkaydı,
Umut onların ilkbaharıydı,
Sevgi yumağı tohumlar ruhlarında aşikârdı
Hiddet, husumet bazen vardı lakin sevgiyle kalkardı
Bir başkası için can atardı,
Onun kalbini fethetmek için yola çıkardı,
Vefayı bu manada sorgular, hizmet aşkıyla yanardı
Benim silik duvar köşelerinde,
Düşüncelerim nedamet içinde seyreder,
Hiddetin hali kuşatmasına bir türlü engel olamazdım
Çaresizliğe sabır diye bakardım,
Feleğin kulağını çınlatarak sessizce ağlardım,
Neden sürekli mahzunluk yaşadığımı anla yanmadım
Vakti saatinde büyüdüm,
Palazlandım kas gücüne de ulaştım,
Lakin ekmeğin kaygısıyla toz talaştan kurtulamadım
Çok erken yarı uykuyla,
Yüzer gram zeytin ve peynir borçla,
Haftalık alana kadar bakkala rica minnet utana utana
Yesem bir türlü yemesem de,
Kilometrelerce yol yürüyecek olmam aç karnına
Haydi, hayırlısı diyerek, sabrı diğer güne de ekleyerek
Eğitimsizlik ne kadar hazin,
Çocukluk iklimde öğretilmeyince vezin,
Edepsizlik zuhur ediyor şekliyet tavan yapıyor hissedin
Ne kadar çok arzu ederdim,
Benim de hakkıyla bir sevenimim olmasını,
Hasreti yudumlamasını, gönül güzelliğini yansıtmasını
Bizzat yabancı olduğumdan,
Hayatımı sevgisiz arşınladığımdan,
Kime, nasıl ve ne şekilde aksettirileceğini hiç bilmedim
Sadece tebessüm edebildim,
Kalplerinin serinliğinde yeşeremedim,
Ömrün kalanında hazan yapraklarını halime yakın gördüm
Lakin bu sızıyı öyle derinde,
Ruhumun hicran sahifelerinde zikrettim,
Bana öğretilemeyen sevgiyi şimdi kime şikâyet edecektim
Bir gün babam oğlum diyemedi,
Kollarıyla kuşatıp hiç sevdiğini hissettirmedi
Annem tahakküm kimliğinde mütemadiyen hiddeti estirdi
Nisa kimliğinin zarafetini,
Şefkatini hamiyetini, ülfetini hiç göstermedi,
Beş günlük annesiz kalmanın sancısını halimize acıyla işledi
Hanenin en küçüğü olmakta,
Şefkatten azade olarak solgunluğu yaşamakta,
Akide yozluğunda soluksuz kalarak darlıkta boğulmakta,
İçten bile değildi zamanında,
Her şeyi toparlayıp nizama sokmak isteyince,
Analık hakkı dilleniyor kendi kavlince ve bilinçsizlik halinde
Mükellefiyetin sınırları bellidir,
Dileyen dilediği kadar hükümran değildir,
Hukukun gerekçeleriyle nefeslenmek aklın gereği değimlidir?
Bilmeden, öğrenmeden,
Vehmederek, tecessüsü öncelemek hardır,
İnsansa adabı muaşeret içinde yegâne hükümlerle yönelmeli
Hislerini nizam içinde tevdi etmeli,
Kime ne söyleyeceğini düşünerek serinlemeli,
Aklına geldiği gibi esmeyi öteleyerek nefsini de dizginlemeli
Ana analığını bilmeli,
Babada nesline gerekçelerini öğretmeli,
Nisa kimliğinde edep azat olursa, kadın mutlak nizam edilmeli
Aşk edebindir, zarafetindir,
Bedevilikte aşkı terennüm etmek zevkidir,
Ruh dirliğinde ebedi olan, kalbi vuzuhun süruruyla yaşmaktır,
Sahibinde kalarak nur koklamaktır,
Hak için nefeslerin nihayetinde vuslatı anmaktır,
Ölümde dirliği yaşayarak kanaati sabırla mesruriyet duymaktır
Mustafa CİLASUN