MustafaCİLASUN
Özel Üye
Sen bilir misin?
Çaresiz seslenişleri
Yüreği titreten
Nağmenin hüzün vecdini
Sessizliğin esaretinde geçen
Elem reçetelerini
Efkâr selini, ayaz geceleri,
Fersizle şen gözlerden boşalan demi
Nefes
Vaktine tavdır, aşka arzdır
Gönül şayet mahzunsa
Ne kadar narla şan hardır
Sükût etmiş bir melal kim için vardır
Ve kime zarardır
Dil konuşsa, umut ruhun inhisarında
Kanatlanarak uçarsa kardır
Ömür
Sevdaya hasredilen bir andır
Ne vakit aşk gün yüzüne çıkıp,
Umudumla buluşacaktır
Hüzün sinemde ilelebet olacaktır,
Hicranım biran bile durmayacaktır
Gözlerden kan boşalacak,
Nefesim takatsiz kalıp,
Halimle vedalaşacaktır
Vurgun yemiş
Bir asma misali sere serpeyim
Hem nasıl bir keder içinde,
Hale meftun olan bir aşk zadesiyim
Peki, niye böyle dertliyim, hasretin
Firakıyla nefeslenen sefil bir azadeyim
Şimdi kime ne söyleyim,
Bahtım için boyun bükmeliyim,
Secdeyle irkilmeliyim
Yoktur kimseye
Bir sözüm, özümdedir hüzün
Bir gün şakıyacak mıdır
Bu efkârlı gönlüm
Ve gülecek midir yüzüm
Ömür biterken, niyet halisken,
Gül kokusu gelmiyor bilmem ki acep neden
Akıl manam için, idrakim
Ruhumdan tebarüzle şen bir yetim,
Aşk eşiğinde ölmeden
Mustafa CİLASUN
Moderatör tarafında düzenlendi: