Nur Hanım
Aktif Üyemiz
Beklemek bekleyen olmak, nura ulaşan olmak ulaşmak, gelip geçtikten sonrada bekleyen koruyan onunla beraber yürüyen varan olmak nuru ile olmak gerekir. Yoksa, geldiğinde gülümsemek sarılmak gidişinden sonra terk etmek uzaklaşmak bize bir fayda kazanç sağlamayacaktır. Yaklaştığı ayda beraber olma, gidişi ile unutma görmemezlikten gelme hissetmeme ile ancak kendimizi kandırıyor olabiliriz!
O an yanında olmak, gidince unutmak bize dinen ümmet açısında üstünlük sağlayamaz, mazluma koşan etmez, ağlayanın göz yaşını silen etmez cana yakın merhametli etmez…Etseydi hala Ramazanda ve sonrasında bu kadar vaveyla yani çığlık feryat olmazdı şimdiye kadar, yıkılan olmazdı, yaramız çok derin, yaramıza deva olan Rabbimizle irtibatımız yok, kıyısında köşesinde Ramazanda var, ondan sonra Allahaısmarladık kapat gönül kapısını hayat kapılarını, karanlığında otur yat, al sat işte sana yat bana kat, doğru içine yalanı kat sonra, Müslümanlara sat…Yaralarımızın devası şifası için Rabbimize gidenlerde olmamız dileğimle söze başladık devam edelim…
Yaklaşıyoruz yine Kadir gecesine nur Kur’an’ın indiği geceye. Alemlere Rahmet Nur Peygamber efendimiz (s.a.v) daha önceki ümmetlerden bin sene cihad eden insanları düşünüp, benim ümmetimin ömrü kısadır, az ibadet ederler diye üzülünce, Allahü teâlâ, (Kadir gecesi senin ve ümmetinindir) buyurup, Habibinin kalbini ferahlandırdı. Kadir gecesi, her Ramazan ayında nuruyla gelir. Kadir Gecesinin değeri ise Kur'an-ı Kerim'in ilk o gece indirilmeye başlanmasındandır.
Kur’ân tabiri câizse bu Ramazanda her Ramazanda didik didik edilerek okunur mukabele yapılır. Nedense halimizde dünyamızda değişen hala bir şeyler yok, hala aynı monotonluk, Ramazan gittikten sonra birden bire değişen insanlar, hayatlar düşünceler fikirler…Ramazan ayındaki otuz günlük hassasiyet bizi bir türlü harekete geçirmiyor. Birden balon gibi sönüyoruz... Sosyal hayatımıza nur Kur’an’ın etkisi yetkisi insanı inşa edişi kendisi gülüşü nedense sosyal hayatımızın içine girmiyor. Sadece belli bir daralan bir çizgi içine hapis edilmiş-Aslında bu şekli ile insan kendisini dar bir alana hapis ederken farkında hiç değil- Kur’ân okumaları çoğaldıkça çoğalıyor, çok güzel Rabbim sayılarını arttırsın. Lakin hala sosyal hayatımıza nur Kur’an’ın bir izi etkisi yetkisi tepkisi hala yok!
Okurken hayatımıza yön veren olmasına izin vermediğimiz müddetçe, pek faydalı olmuyor bize okumuş olmak Kur’an’ı. Okuma alanında uzmanlaşma dışında bu okumalarımız, evimizin içine gönlümüzün içine hayatın için dışına sürekli devam eden amel ile çıkmadıktan sonra, bize fayda etmiyor etki etmiyor sonuca odaklı sonuca gitmiyor.. Müslümanların görün halini hala perişan, iki ülke bir araya gelerek çıkarların dışında Ümmet için bir şeyler yapamıyor, sergileyemiyor, sözler ayakta alkışlansa da hayatın içine nüfuz etmiyor, gönül içinde havasızlıktan boğularak ölüyor bu sözler .
Dünya hayatına ait kazanma hırsıyla dolu bu hayatımız, bize sadece maddi kazançla yok olmanın sürecine götürmekten başka bir şey sağlamıyor. Bizler Nur Kur’an’la değişmedikçe onu hayatımızın gönlümüzün merkezine yöneten güzelleştiren birleştiren etmedikten sonra, inanın hiçbir şey değişmeyecek değişmediği gibi artık Müslümanların gönlündeki Nur Kur’an Nur Nebi İslam kardeşlik yarınlara taşıyamayacağı gibi, onu dipdiri canlı yıkılmaz yapan sönmez yıkılmaz gücü, lambanın sönen ışığı gibi şimdiden sönmeye başlayacak. Nur Kur’an bize verdiği dünyayı inşa etmek yerine bir süre daha erteleyerek kolayca tavizler verebiliyorsak taviz tavizi ,taviz prangalarla zincire vurulmayı haklı göstermeye, bizim dışımızda bize dine imana saldıran güçlere bize biraz daha zaman verin, lakin şimdi siz yapacağınız ne varsa yapın mantığı ile yaklaşırsak, bizler için ne yarın olacak ne de hayatımıza yön vermesi yönetmesi için Kur’an’a koşanları nede ona koşan insanları bulamayacağız maazallah, inanları bulamayacağız bu öğütülme ezilme yok edilme ile…
Nur Kur’an’da uzaklaşmak sadece okumak amel etmemek, İslâm’ın düşmanlarına bizi yok etmeye gelenlerin amaçlarını misyonlarını yükseltemeye yönelik bir yaşantı hayat tarzı sergiliyor! Aslında onların istediği de bu değil mi? Yüce nur İslâm ve nur Kur’ân nur Nebi sâdece hapis edilmiş bir şekilde aklımızın bir köşesine hapis edilmiş bir şekilde duruyor, kalplerimiz de hayatımızın içinde dışında fikrimizin içinde dışında, gecenin sabahın içinde dışında yaşantımızda maalesef mevcut değil. Kâlplerimiz de hayatımızın her alanında olmadıktan sonra-Okuma alanına aklımızın bir köşesinde durmasına izin vermekle- bize mutlu mesut zalimler topluluğuna karşı imanın yıkılmaz kalesini savunmamıza olanak vermiyor, vermeyecekte karşı çıkmamızda mümkün olmayacak. Gönülde bedende ruhumuzda hayatımızın içinde dışında izleri olmadığı için, hayatımızda amelde, bizi zalimler topluluğuna karşı dik yıkılmazlığı eyleme götürmede diri canlı gözükmüyor bu gidişatımız bu yaşantımız.
İşte sadece okuma alanıyla aklımızda fikrimizde olsun mantığı ile bu yolda olmamız, biz Müslümanlar olarak ne bize ne de ümmete ne de mazlumlara bir faydası şifası devası olmuyor. Şeytana soldan yaklaşır biliriz ama şimdi bizdeki bu yıkımı gördükten sonra, sağdan soldan alttan üstten çekinmeden kendisi ve uşakları ile saldırıyor yaklaşıyor ve biz Müslümanları yine Allah bize -Haşa- sanki okuyun Ramazandan Ramazana az amel edin açın okuyun sonra kapatın, hayatın hiçbir alanına sokmayın, sadece zihninize ezberleyerek hapis edin demişçesine bizi bu yaşantı içinde olmamız gerekliliği ile aldatmak için koşuyor etkisi altına alıyor lain şeytan ve uşaklarınca...
Ramazandan sonra bu hadisi hayatına geçiren var mıdır acaba?
Yemek yediriniz. Selâmı yayınız. Sıla-i rahim yapınız. İnsanlar uykuda iken geceleri namaz kılınız ki, Cennet’e selâmetle giresiniz.
Bir fakirin sofrasına Ramazandan sonra oturmuşluğumuz uğramışlığımız var mı acaba? Ramazan ayından sonra? Zan etmiyorum olsaydı hala o yoksullar Ramazan yarın hemen yarın yine gelsin sofralarına nuruyla bereketi getirmesini gözlerinde yaşlar akıtarak gelmesini istemezlerdi. Selam yolda kimimiz tanımadığımıza selam veriyoruz? Sılay-ı Rahimde ne diyor insan! Şimdiden Turizmcilerin isteği ile insanımız dokuz on günlük tatile denize plaja gitme planı yapıyor, ne bayram telaşı var ne de akraba ziyareti var hayatımızda!!!Gerisini de siz anlayın siz düşünün artık, bu arada bende dahilim bu bize hayat vermeyen hayatın içinde, Rabbim ölmeden uyananlardan eylesin bizleri inşallah, amin. Selam ve dua ile.
Mehmet Aluç
O an yanında olmak, gidince unutmak bize dinen ümmet açısında üstünlük sağlayamaz, mazluma koşan etmez, ağlayanın göz yaşını silen etmez cana yakın merhametli etmez…Etseydi hala Ramazanda ve sonrasında bu kadar vaveyla yani çığlık feryat olmazdı şimdiye kadar, yıkılan olmazdı, yaramız çok derin, yaramıza deva olan Rabbimizle irtibatımız yok, kıyısında köşesinde Ramazanda var, ondan sonra Allahaısmarladık kapat gönül kapısını hayat kapılarını, karanlığında otur yat, al sat işte sana yat bana kat, doğru içine yalanı kat sonra, Müslümanlara sat…Yaralarımızın devası şifası için Rabbimize gidenlerde olmamız dileğimle söze başladık devam edelim…
Yaklaşıyoruz yine Kadir gecesine nur Kur’an’ın indiği geceye. Alemlere Rahmet Nur Peygamber efendimiz (s.a.v) daha önceki ümmetlerden bin sene cihad eden insanları düşünüp, benim ümmetimin ömrü kısadır, az ibadet ederler diye üzülünce, Allahü teâlâ, (Kadir gecesi senin ve ümmetinindir) buyurup, Habibinin kalbini ferahlandırdı. Kadir gecesi, her Ramazan ayında nuruyla gelir. Kadir Gecesinin değeri ise Kur'an-ı Kerim'in ilk o gece indirilmeye başlanmasındandır.
Kur’ân tabiri câizse bu Ramazanda her Ramazanda didik didik edilerek okunur mukabele yapılır. Nedense halimizde dünyamızda değişen hala bir şeyler yok, hala aynı monotonluk, Ramazan gittikten sonra birden bire değişen insanlar, hayatlar düşünceler fikirler…Ramazan ayındaki otuz günlük hassasiyet bizi bir türlü harekete geçirmiyor. Birden balon gibi sönüyoruz... Sosyal hayatımıza nur Kur’an’ın etkisi yetkisi insanı inşa edişi kendisi gülüşü nedense sosyal hayatımızın içine girmiyor. Sadece belli bir daralan bir çizgi içine hapis edilmiş-Aslında bu şekli ile insan kendisini dar bir alana hapis ederken farkında hiç değil- Kur’ân okumaları çoğaldıkça çoğalıyor, çok güzel Rabbim sayılarını arttırsın. Lakin hala sosyal hayatımıza nur Kur’an’ın bir izi etkisi yetkisi tepkisi hala yok!
Okurken hayatımıza yön veren olmasına izin vermediğimiz müddetçe, pek faydalı olmuyor bize okumuş olmak Kur’an’ı. Okuma alanında uzmanlaşma dışında bu okumalarımız, evimizin içine gönlümüzün içine hayatın için dışına sürekli devam eden amel ile çıkmadıktan sonra, bize fayda etmiyor etki etmiyor sonuca odaklı sonuca gitmiyor.. Müslümanların görün halini hala perişan, iki ülke bir araya gelerek çıkarların dışında Ümmet için bir şeyler yapamıyor, sergileyemiyor, sözler ayakta alkışlansa da hayatın içine nüfuz etmiyor, gönül içinde havasızlıktan boğularak ölüyor bu sözler .
Dünya hayatına ait kazanma hırsıyla dolu bu hayatımız, bize sadece maddi kazançla yok olmanın sürecine götürmekten başka bir şey sağlamıyor. Bizler Nur Kur’an’la değişmedikçe onu hayatımızın gönlümüzün merkezine yöneten güzelleştiren birleştiren etmedikten sonra, inanın hiçbir şey değişmeyecek değişmediği gibi artık Müslümanların gönlündeki Nur Kur’an Nur Nebi İslam kardeşlik yarınlara taşıyamayacağı gibi, onu dipdiri canlı yıkılmaz yapan sönmez yıkılmaz gücü, lambanın sönen ışığı gibi şimdiden sönmeye başlayacak. Nur Kur’an bize verdiği dünyayı inşa etmek yerine bir süre daha erteleyerek kolayca tavizler verebiliyorsak taviz tavizi ,taviz prangalarla zincire vurulmayı haklı göstermeye, bizim dışımızda bize dine imana saldıran güçlere bize biraz daha zaman verin, lakin şimdi siz yapacağınız ne varsa yapın mantığı ile yaklaşırsak, bizler için ne yarın olacak ne de hayatımıza yön vermesi yönetmesi için Kur’an’a koşanları nede ona koşan insanları bulamayacağız maazallah, inanları bulamayacağız bu öğütülme ezilme yok edilme ile…
Nur Kur’an’da uzaklaşmak sadece okumak amel etmemek, İslâm’ın düşmanlarına bizi yok etmeye gelenlerin amaçlarını misyonlarını yükseltemeye yönelik bir yaşantı hayat tarzı sergiliyor! Aslında onların istediği de bu değil mi? Yüce nur İslâm ve nur Kur’ân nur Nebi sâdece hapis edilmiş bir şekilde aklımızın bir köşesine hapis edilmiş bir şekilde duruyor, kalplerimiz de hayatımızın içinde dışında fikrimizin içinde dışında, gecenin sabahın içinde dışında yaşantımızda maalesef mevcut değil. Kâlplerimiz de hayatımızın her alanında olmadıktan sonra-Okuma alanına aklımızın bir köşesinde durmasına izin vermekle- bize mutlu mesut zalimler topluluğuna karşı imanın yıkılmaz kalesini savunmamıza olanak vermiyor, vermeyecekte karşı çıkmamızda mümkün olmayacak. Gönülde bedende ruhumuzda hayatımızın içinde dışında izleri olmadığı için, hayatımızda amelde, bizi zalimler topluluğuna karşı dik yıkılmazlığı eyleme götürmede diri canlı gözükmüyor bu gidişatımız bu yaşantımız.
İşte sadece okuma alanıyla aklımızda fikrimizde olsun mantığı ile bu yolda olmamız, biz Müslümanlar olarak ne bize ne de ümmete ne de mazlumlara bir faydası şifası devası olmuyor. Şeytana soldan yaklaşır biliriz ama şimdi bizdeki bu yıkımı gördükten sonra, sağdan soldan alttan üstten çekinmeden kendisi ve uşakları ile saldırıyor yaklaşıyor ve biz Müslümanları yine Allah bize -Haşa- sanki okuyun Ramazandan Ramazana az amel edin açın okuyun sonra kapatın, hayatın hiçbir alanına sokmayın, sadece zihninize ezberleyerek hapis edin demişçesine bizi bu yaşantı içinde olmamız gerekliliği ile aldatmak için koşuyor etkisi altına alıyor lain şeytan ve uşaklarınca...
Ramazandan sonra bu hadisi hayatına geçiren var mıdır acaba?
Yemek yediriniz. Selâmı yayınız. Sıla-i rahim yapınız. İnsanlar uykuda iken geceleri namaz kılınız ki, Cennet’e selâmetle giresiniz.
Bir fakirin sofrasına Ramazandan sonra oturmuşluğumuz uğramışlığımız var mı acaba? Ramazan ayından sonra? Zan etmiyorum olsaydı hala o yoksullar Ramazan yarın hemen yarın yine gelsin sofralarına nuruyla bereketi getirmesini gözlerinde yaşlar akıtarak gelmesini istemezlerdi. Selam yolda kimimiz tanımadığımıza selam veriyoruz? Sılay-ı Rahimde ne diyor insan! Şimdiden Turizmcilerin isteği ile insanımız dokuz on günlük tatile denize plaja gitme planı yapıyor, ne bayram telaşı var ne de akraba ziyareti var hayatımızda!!!Gerisini de siz anlayın siz düşünün artık, bu arada bende dahilim bu bize hayat vermeyen hayatın içinde, Rabbim ölmeden uyananlardan eylesin bizleri inşallah, amin. Selam ve dua ile.
Mehmet Aluç
Moderatör tarafında düzenlendi: