Söz Verin!
Allah Resûlü mealen şöyle buyururlar: “Siz bana altı meselede söz verin; ben de size Cennet’i tekeffül edeyim:”
1.“Konuşurken dosdoğru konuşun!”
“Evet, davranış ve beyanlarınız dosdoğru olsun
2.“Vaadettiğinizi yerine getirin!”
“Zaten bunun aksi münafıklık alâmetidir ki, yukarıda bir nebze bahsedilmişti.
3.“Emanette emin olun!”
“Bir yerde emin bilindiğinizden dolayı size bir şey emanet edilmişse, sakın sizi böyle zannedeni, zannında yalancı çıkarmayın! Hatta, onların hüsnüzanlarını ahirette dahi yalan çıkarmamaya bakın!
4.“İffetli olun!”
“Irz ve namusunuzu koruyun; başkalarının ırz ve namusunu aynen kendi namusunuz gibi muhafaza edin!
5.“Gözlerinizi harama karşı kapayın!”
“Size ait olmayan şeylere bakmayın ve istifadesine mezun olmadığınız şeylere göz dikmeyin!
Harama bakmak, kalbi ifsat eder. Bir kudsî hadiste şöyle buyrulur: “Harama bakmak şeytanın zehirli oklarından bir oktur. (Sizin irade yayınızdan çıkar ve kalbinize saplanır. Veya şeytana ait bu yay, sizin irade elinizdedir). Kim Bana saygısından dolayı o bakışı terk ederse, onun kalbine öyle bir iman salarım ki, onun zevkini bütün kalbinde hisseder.”
6.“Elinizi başkalarına zarar vermekten uzak tutun!”
Hiç kimseye ve hiçbir şekilde kötülük yapmayın! İşte, bir bakıma emniyet insanı olmanın şartları sayılan bu maddelere riayet eden bir insan, emin olarak yaşar, ahiretini de bu şekilde emniyet ve garanti altına almış olur. Zaten bu mevzuda, Allah Resûlü’ne söz verene, O da Cennet sözü vermektedir.
Bu tabloyu Âkif, şu mısralarla ne güzel dile getirir:
Hayâ sıyrılmış, inmiş: Öyle yüzsüzlük ki her yerde…
Ne çirkin yüzler örtermiş meğer o incecik perde!
Vefa yok, ahde hürmet hiç, emanet lafz-ı bî-medlûl;
Yalan rayiç, hıyanet mültezem her yerde, hak meçhûl.
Ne tüyler ürperir, yâ Rab, ne korkunç inkılâb olmuş!
Ne din kalmış, ne iman