MustafaCİLASUN
Özel Üye
Her nefesin feryadına yetişemezdim
Ne kadar gam zerketse de ruhuma, neden bu kadar acizlik içindeydim
Niçin benliğimiden vazgeçmek için hiç gayret etmeden sefilliği seçmekteyim
Her sofraya oturuşumda, nefsimin talepleri söz konusu olunca refakat etmekteyim
İnsan ki bir can, kul olan revan
İnsanlığın tarumar ettiği mekanlarda susuz ve aclık içinde bırakılan
Medeniyet adına bin bir bahane ile salkım saçak olarak masumları hiç duymayan
Şer için müttefik olan, kan için yol alan, desiselerin girdabında mahzunları boğan
Her can kendi derdinde güya
Dert diye dilegelenler nedir acaba, ev, araba, safahat olduktan sonra
Bankalardan çekilen krediler sıkıştırıyormuş güya, arlanmak ne vakit olacaksa
Çocuğuna aldığı bin bir kıyafet, hanıma kat kat libasa ne hacet, kalp ağlayacaksa
Müstekbirler zaten duymaz
Ruhun ve kalbinin feryadını duymayan, yitik bir halin içinde olan anlamaz
Kalp zaten aklın ve idrakin cenahıdır, bu bakımdan sadece yaratanın nazargahıdır
Vecdin ve ecrin içinde aşktır,ruhunun sedasında furkandır,inşirah neden umulandır
Her haneden başlanmalıdır
Kişi başına bir günlük nafaka muhakkak ki muhtaçlara bırakılmalıdır
Nasıl duyarsız kalınır, akmayan gözyaşları sancılar içinde bahtını bulacaktır
Hissetmeyen kalp, farkı göremeyen nazar, bilmem ki hangi işte şahit kılınacaktır
Tuz, hurma, ekmek ne çok
Kızı Zeynebi iftar vaktinde ihtar eden ilmin kapısını unutmayalım
Ne kadar vaktimiz kalmışsa, ecel henüz kapımızı çalmadan acele davranalım
Aşk ve vecd içinde gönlümüzün sultanını analım ve yaraşır birşekilde feda olalıum
Mustafa CİLASUN