[FONT=pt_sansregular]
[FONT=pt_sansregular]Mimar Sinan'ın kalfalık eseri olan Süleymaniye Camii ve külliyesi, Osmanlı klasik mimarisinin en önemli eserlerinden biridir. Bütün İstanbul siluetini hala etikleyen bir tasarımı vardır. Camideki mimari inceliklerin yanı sıra yapı, tarihi boyunca geçirdiği onca depreme karşın 457 yıldır çatlak bile almadan sapasağlam ayakta duruyor. Mimar Sinan'ın usta olduğu konulardan birisi de bu sağlamlık. Ayasofya bugün hala ayakta duruyor ve biz onu ziyaret edebiliyorsak bu Mimar Sinan'ın yaptığı destek çalışmaları sonucudur.(Bir de o zamanki teknolojik koşulları düşünürsek bu yapı başlı başınasanat.)
[FONT=pt_sansregular]Osmanlı külliyeleri içinde Fatih Camii Külliyesi'nden sonra en büyük 2. külliye olan Süleymaniye Camii'nde 4 minare vardır.Bunun nedeni Kanuni'nin; İstanbul'un fethinden sonraki 4. padişah, minaredeki on şerefe de Osmanlının 10. padişahı olduğuna işarettir.
[FONT=pt_sansregular]Külliyenin bahçesinde Sultan Süleyman'ın ve Hürrem Sultan'ın kabirleri bulunmaktadır. Caminin kubbesinin büyüklüğü o zamanki en büyük kubbeli yapı Ayasofya'yı geçmektedir. Bu durum aynı zamanda bir güç gösterisidir. Kanuni, zamanın en büyüğü olduğunu bu yapıyla somutlaştırıyor.
[FONT=pt_sansregular]Peki Mimar Sinan'ın her yapısında bulanan sırlar Süleymaniye'de yok mu ?
[FONT=pt_sansregular]İs Odası
[FONT=pt_sansregular]Caminin içi hem ışığın hem de sesin dağılması için çok incelikli düşünülmüş. Caminin içinde nadide çiniler bulunmakta. Peki 457 yıl geçmesine rağmen bu çiniler, levhalar, yazılar nasıl bu kadar canlı kalabilmiş ?
[FONT=pt_sansregular]O zamanlar camilerde elektrik olmadığı için mekan kandiller ile aydınlatılıyor. Bu kandillerden çıkan siyah isler cami içindeki çinilere zarar veriyor. Mimar Sinan bunu engellemek için zekice bir hamle yapıp mihrabın tam karşısına is odası inşa ediyor. Odaya 4 pencere açıp camii içindeki hava akımını bu yöne veriyor.
[FONT=pt_sansregular]Eğer siz balonla Süleymaniye Camii'nin içine girip onu hava bırakırsanız, balon dimdik yukarı gitmez. Tam aksine arka giriş kapısına yönelir ve balon is odası pencerelerinden geçmeye çalışır. (Ben böyle dedim diye sizi Süleymaniye'de balonla gezerken görmeyeyim.)
[FONT=pt_sansregular]İs odası duvarlarına yapışmış isler de boşa gitmiyor. Duvarlardaki isler kazılarak toplanıyor ve mürekkep elde ediliyor. Dönemin fermanları bu mürekkeple yazılıyor. Bu mürekkepler o kadar verilimli ve sağlam ki üstüne bir şey dökseniz dahi yazılar bozulmuyor.
[FONT=pt_sansregular]Deve kuşu yumurtası
[FONT=pt_sansregular]Camideki ses akustiğinden, ışığından hatta kandillerden bahsettik peki bu kadar büyük yapı nasıl temiz tutuluyor?
[FONT=pt_sansregular]Mimar Sinan, camideki kandillerin yanına deve kuşu yumurtalarını koydurtmuş. Aradan 400 yıl geçtiği için o yumurtaların çoğu kırılmış veya çalınmış. Geriye sadece 30 tane kalmış.(Şu anda yenilendiği için yeterli sayıda var)
[FONT=pt_sansregular]Yumurtanın koyulmasının sebebi ise nerdeyse yüzyıllar sonra ortaya çıkmış. Kurumuş deve kuşu yumurtası insanların algılamadığı bir koku yayıyor. İnsanın duymadığı bu koku akrep, örümcek gibi haşeratları mekandan uzak tutuyor.
[FONT=pt_sansregular]Eskiler bunu rivayet olarak kabul ederdi. Fakat yakın zamanda deve kuşu yumurtalarının örümcekleri uzak tuttuğu kanıtlandı. Hem de Türk öğrenciler tarafından. Deneyde 2 tane üzüm bağı oluşturuldu, birisine deve kuşu yumurtaları konuldu diğerine konulmadı. Deneyin sonucunda yumurtaların örümceleri uzak tutmakda %50 etkili olduğu kanıtlandı.Şu anda Süleymaniye Camii'nde bulanan deve kuşu yumurtalarının üzerine sürülen ilaçlar ile bu etki %100'e çıktı. Görünen o ki bir 457 yıl daha Süleymaniye'de örümcek ağları görülmeyecek.