Asil Şair
Aktif Üyemiz
Talat Paşa'nın katlinin ardındaki gerçek
]
]15 Mart 1921
Berlin… Öğleden önce istasyona doğru tek başına dalgın bir şekilde yürüyen olgun adam
]15 Mart 1921
Berlin… Öğleden önce istasyona doğru tek başına dalgın bir şekilde yürüyen olgun yaşlardaki adam
arkadan hızla kendisine yaklaşan bir gencin ensesine dayadığı soğuk namluyu hissetmesiyle kurşunu yemesi bir oldu. Kanlar içinde yere devrilen adam sabık Osmanlı Sadrazamı Talât Paşa
vuran genç ise İran-Selmas doğumlu 18 yaşındaki Ermeni Soromon Tehleryan’dı. Berlin’de gerçekleşen bu olayın kökeninde 6 yıl öncesine dayanan bir dava vardı Tehcir…
]Daha sonra eşi Hayriye hanımın anlattığına göre
Berlin’in Charlottenburg semtindeki Hardenberger Sokağı’ndaki 4 numaralı evde ikamet eden Talât Paşa 15 Mart 1921 sabahı bir arkadaşıyla sohbet ederken
vatana kavuşanların toprağı nasıl öptüklerini anlatırken
arkadaşının “Her halde siz de onlar gibi toprağı öpeceksiniz…” deyince Talât Paşa ağlayarak şu karşılığı vermişti:“Ne dersin sen? Ne dersin sen? Ben öpmekle doyamam ki… Yiyeceğim vatan toprağını
yiyeceğim…”
]Saat 11’e doğru tütün ve eldiven almak için evinden çıkmış
birkaç kez geri dönüp evine bakmıştı. Sokak boyunca yürümeye başlamış
sonra kaldırım değiştirmişti. 17 numaralı evin önüne vardığında
karşısından gelen gri paltolu bir genç önce Talât Paşa’nın kendisini geçmesine izin vermiş
ardından dönüp tabancasının tetiğine basmıştı. Talât Paşa ensesinden giren tek kurşunla yere yığılırken
genç adam silâhı atıp kaçmaya başlamıştı.
Paşa çok cesurdu
katiliyle daha önce iki kez karşılaşmış
ona pervasız
sakin
hatta gülümseyerek bakınca
adam avuçladığı silâhını doğrultamaya cesaret edememiş. Anlatıldığına göre “Ben Talât Paşa’ya baka baka silâhımı çekemeyeceğim
ancak arkasından vurabilirim” demiş.
Paşa’yı vurduktan sonra
caddeden geçenler katilin üzerine atlayıp yere yatırmışlardı. Etrafındakiler kendisini tekmelerken genç adam kırık dökük bir Almancayla “Ben yabancıyım
o da yabancı! Sizle ilgili bir durum yok!” dese de hemen gözaltına alındı.
Tehleryan 2 Haziran 1921 günü saat 9.30’da Charlottenburg Üçüncü Eyalet Mahkemesi’ne çıkarıldı. Onu savunmak için
büyük bir bölümü Avrupa’daki ve ABD’deki Ermeni diasporası tarafından toplanan 426 bin Mark ile Almanya’nın en ünlü üç avukatı tutuldu. Yargıç Dr. Lehmberg şahitlere ve avukatlara
davanın Ermenistan’da değil Berlin’de görüldüğünü hatırlatıp
politik yorumlara girmemelerini
iddialarını hukuk sınırları içinde tutmalarını söyledikten sonra duruşma başladı. Yargıç
Tehleryan’a “Talat Paşa’yı öldürmek istediniz mi
” diye sorduğunda
Tehleryan’ın cevabı “Soruyu anlamıyorum. Öldürdüğümü söyledim ya!” oldu.
Yargıcın “Pişman mısınız
” sorusunu ise sanık şöyle yanıtladı. “Hayır! Bir insan öldürdüm
ama katil değilim.”
Son olarak da şunları söyledi: “Biz Türklerle savaşamayız
aralarından çıkan büyük adamları öldürürüz. Onları iyiliğe götürecek kimseleri ortadan kaldırmak bizim için vazifedir!”
Katil
Tehleryan
cinayetle suçlandı ve yargılandı."Bir akıl hastası gibi" gösterilerek serbest bırakılan Tehleryan
aslında Ermeni İntikam Örgütü Nemsis'in üyesi olup bu işi
Alman gizli servisinin yardımıyla gerçekleştirmişti. General Liman Von Sanders'in
bilirkişi olarak katil Tehleryan'ın lehinde ifade vermesi ve mahkemeye
ailesinin tümünün
(Tehcir’de Talât Paşa İçişleri Bakanı olarak bulunduğundan
bu olayda sorumlu gösterildi.) yok olduğu bildirildiğinden
katil Tehleryan kısa zamanda serbest bırakıldı.
General Liman Von Sanders’in sorumluluktan sıyrılmak için verdiği ifadenin bir bölümü
bugünkü sınırsız iftiralara açıklık getirmesi ve gerçek katilleri işaret etmesibakımından çok önemlidir:
“Ermeniler
Ruslar’dan yana tavır koyup savaştılar tüm yenilenler gibi katledildiler.
Katliamı yapan Türk askeri değil
işsiz
güçsüz haydutlardan oluşturulmuş yedek güçlerdi
Kürtler de katliama katıldı.”
Bu ifade
babaannemin anlattığı tehcir öyküleri ve tehcirden kurtulan bir akraba gelinin anılarıyla örtüşüyor. Bugün içte ve dışta bizi Ermenileri öldürmekle suçlayanlar
aleyhimizde oy kullananlar dönüp ardlarına bakarlarsa dedelerinin kana bulaşmış ellerini göreceklerdir.
***
Aslında bu olayın ardında Batılıların bilinen tezgahları yatar! O dönemin bilinen gerçeklerini
bir yandan Almanlar yok ederken
bir yandan da Fransız ve İngilizler
konuları çarpıtarak kendilerine göre şekillendirdiler.
Tehcir’in baş tezgahçısı Almanlar
Dünya Savaşı’ndaki yenilginin de acısıyla
Ermenilerin tepkilerini üzerlerine çekmemek için
onlardan yana tavır almış
Ermeniler’in iddia ettiği 1915 yılındaki olaylarda
Almanlar’ın Türk ordusundaki etkilerini unutturmak için
büyük olasılıkla Alman gizli servisi
Talât Paşa’yı ortadan kaldırmayı
konuşmasına ve bazı gerçeklerin ortaya çıkmasına fırsat vermemek için böyle bir suikastı gerekli görmüşlerdi. Böylece
Liman Von Sanders gibi Türkiye'de
özellikle de 1914 -1918 yılları arasında
Türk- Alman askeri ittifakının yapıldığı bir sırada başlayan savaşta
oldukça yetkili ve sorumlu olmaları
Almanlar’ın Ermeniler’e oldukça kin duydukları
Almanlar’ın Ermeniler’i "Rus ajanı" olarak nitelemeleri
hatta Türkler’in Ermeniler’e karşı harekete geçmesini bile
bazı Türk yetkililerinin karşı çıkmasına rağmen
Tehcir kararını Alman subaylarının baskısıyla Türk yöneticilerinin aldığını ve bu doğrultuda Alman subaylarının Türkler’e emirler verdiğini
çok iyi bilen ve kendileri için tehdit oluşturan Talât paşa’dan kurtulma kararı verdiler.
Gelecekte Almanlar’ı ve Sanders Paşa’yı deşifre etmemesi ve Ermeniler’e karşı yapılan uygulamalarda Almanlar’ın rolü olduğu gerçeğini açıklamaması için
Talât Paşa’nın şahsındaki gizli tarihi katlederek susturma yolunu seçtiler… Talât Paşa’yı
Alman gizli servisinin kiralamış olduğu
sonraları sarası nedeniyle akıl hastası numaralarına yatan
Tehleryan'a yaptırmaları
sadece bilinen hedefi işaret etmekti. Böylece suçlarını bütünüyle
Talât Paşa’nın ve Türkler’in üzerine sonsuza kadar yıkmış oluyorlardı.
Yaşanan Türk-Ermeni trajesinde
aslında Almanlar’ın Türkleri kışkırttığı
Rus işbirlikçisi Ermenilere karşı daha sert
yıldırıcı tedbirlerin alınmasını sağladıkları da bilinen bir gerçektir. Özellikle "Tehcir Kanunu" bütünüyle Almanlar’ın fikri olup
Alman etkisindeki Genel Kurmay ve İç ve Dışişleri Bakanlıkları'na bu kararları uygulattıkları da
ayrıca açıklanması gereken bir gerçektir. Liman Von Sanders ve Wilhelm
gizli planlarını
Anadolu'da Türk ve Ermenileri kullanarak işe başlamışlar
sonuç facia ile 30 Ekim 1918 de noktalanmış
ama savaşın o döneminde Türkiye'de bulunan askeri Alman sorumluları hemen kaçmış
bütün belgeleri de gemilerle Almanya'ya kaçırmışlardı.
PİYER LOTİ’nin anlattıkları:
Şimdi
Almanlar’ın
Ermeni olaylarında baş sorumlu kişi olarak görevli Liman Von Sanders'i
o günlerde Türkiye'de bulunan Pierre Loti'nin “Sevgili Fransa'mızın Doğu'daki Ölümü" adlı eserinde açıkça geçer. İngiliz ve Fransızlar İstanbul'u işgal ettiklerinde
ilk olarak Liman Von Sanders'in yargılanması işine el atıyorlar. Pierre Loti bu konu hakkında
1919 yılında
"İstanbul'da Fransız Generalimiz Franchet D'Esperey'in
Alman Generali Liman Von Sanders'i
Ermeni katliamlarını emreden kişi olduğu için Harp Divanı'na verdiği biliniyor. Birçok Türk'ün bu suça engel olmak için durumlarını ve hayatlarını riske attıkları da biliniyor ve Ermeniler bunu kendileri söylüyorlar. ….. Elimde
dünya savaşı başında
katliamların provokatör ajanları ve Ermeniler’in Asya'daki faaliyetleri ile ilgili kontrol edilmiş
imzalanmış ve parafe edilmiş can sıkıcı dosyaları var." diye yazar.
Böylece Almanlar ve L.V.Sanders
Talât Paşa’yı
gizli servislerine verdikleri talimatla
Ermeniler’in de gönlünü alırcasına
yine bir Ermeni’nin adını olaya karıştırarak
kendilerini yine gizlemeyi
Ermeniler’i yine aldatmayı ve de en azından dünya kamuoyunun eleştirilerinden uzak durmalarını sağlamışlardı. Böylece büyük bir manevrayla kendilerini Ermeni suçundan temize çıkarırlarken
yaptıkları ve işledikleri bütün savaş olaylarını
Türkler’in üzerine yıkarak
bir kenara çekilmişlerdi! Aslında
Osmanlı İmparatorluğu'nu İngilizler değil
bu gizli oyunlarla sanki Almanlar yıkmıştı. İşte
müttefikimiz olan Almanlar bunlardı!.. Onlar da kendine göre bir oyun içindeydi.
Usta bir teşkilâtçı olan Talât Paşa
Almanlar’ın amacını anladığı için sivil savunmaya önem verip
önemli yerlere silâh gömdürmüş
nedenini soran çevresine “Asıl savaşımız Cihan Harbinden sonra başlayacak
Almanlarla…” demişti. Onlara sığınmak zorunda kalması tüm çıkış kapılarını kapalı bulmasından kaynaklanıyordu.
İlâhi adalet Almanlar’ın gerçek yüzlerini II.Dünya Savaşı’nda ortaya çıkardı. Tanıkları susturup
ortada hiçbir belge bırakmasalar bile Yahudilere yaptıkları “soykırım düşüncesinin” kime ait olduğunu kanıtlamaya yeter… Yerel Alman parlamentoları da sözde Ermeni soykırımını kınama kararları alarak
kendilerini bu işten uzak tutmaya çalıştılar. Oysa kafasını kuma gömen deve kuşundan farkları yok…
*
Berlin’de bir çıkış arayan Talât Paşa
bir yandan Anadolu’daki hareketi izleyip
M.Kemal Paşa ile umut içinde yazışırken öte yanda İngiliz gizli istihbarat servisi üyesi Herbert Aubrey ile görüşür. İstanbul’da elçilikte görevliyken tanıdığı Aubrey ile şöyle konuşur: “İrlanda’daki Sinn Fein hareketi üyelerine çok sert davranıyorsunuz
hem sonra bizim Ermeniler sorununa kıyasla sizin sorununuz nedir ki? Hiçbir millet savaşa girip
arkadan hançerlendiğinde buna rıza gösterir mi? …. Siz İngilizler bu meselede kendinizi sorumluluktan kurtaramazsınız. Biz Jön Türkler hemen hemen Türkiye’yi size sunduk
siz ise bizi reddettiniz.” İki gün süren bu görüşmelerde
Talât Paşa
İngiltere’nin ezeli düşman Çarlık Rusyası ile birlikte hareket etmesinin ne kadar yanlış olduğunu
kendilerini çok seven Osmanlı halkı ve yöneticilere soğuk davranıp
sırt döndüğünü
gelişmelerin bundan kaynaklandığını
Ermeniler ve İzmir konularında çok hata yaptıklarını sık sık vurgular. Bütün kozlarını oynadığını belirten Talât Paşa
Türkiye’nin asla paylaşılamayacağını
İngiltere ile ekonomik yönden dostluğun zorunlu olduğunu söyleyerek görüşmeyi noktalar.
*
Tehleryan’ın mahkemedeki son sözleri
aslında İngilizler’in Ermenilerin kan davası için 1919’da buldukları gerekçeli çözümdü:“Biz Türklerle savaşamayız
aralarından çıkan büyük adamları öldürürüz. Onları iyiliğe götürecek kimseleri ortadan kaldırmak bizim için vazifedir!”
1919 yılında Erivan`daki Taşnak Kongresi‘nde 200 kişilik bir kara liste hazırlayan Ermeniler
Talat Paşa’nın yanı sıra
Behbud Han
Sait Halim Paşa
Dr. Bahaeddin Şakir
Cemal Azmi
Cemal Paşa
Enver Paşa’yı da ardarda öldürdüler.Lozan konferansı sırasında da İsmet Paşa`yı öldürmek için çaba gösterdiler.
Ermenilerin intikam için neden üç yıl bekledikleri kolaylıkla açıklanamayan bir noktadır. Ama bir gerçeği ısrarla belirtebiliriz ki
bu Ermeni eylemlerinin hiç biri bağımsız ve Ermeni çıkarları doğrultusunda yapılmış değildir. Bir yandan Almanların pisliklerini örtbas etme çabaları
öte yandan Türkiye’yi parçalamada başarısız olmaya başlayan İngiliz emperyalizminin çıkarları için bu tetikler çekilmiştir.
*
1973’te tekrar hortlayan bu sorunun gerisinde
Kıbrıs sorununda söz dinlemeyen Türkiye’yi cezalandırmak isteyen ABD
Yunanistan ve Rumlar’ın yaptıkları da farklı değildir.
Bugün sözde soykırım tasarılarının onaylanmasında İngiltere’nin geri kalması şaşırtmasın. Yakında AB kurallarına uyum gereği onlar da kabul edeceklerdir. Ermeni sorununun hortlamasında ana kaynak gösterilen
gizli servislerince hazırlanan “Mavi Kitap”taki tüm bilgilerin doğru olmadığını bile bile…
BATI’nın oyunu çok
dostluğu yok… Kirli oyunları ve tezgahlarını yine onlar ortaya çıkarıyor. Bu toprakların çocuklarını birbirine kırdırarak trajediye yol açanların
ektikleri tohumları biçmeleri için 1914
1939 ruhlarının uyanması
fallarının başlarına gelmesi dileğiyle…
***
*Kaynakça
-Hikmet ÖZDEMİR:Üç Jöntürk’ün Ölümü/Talat-Cemal-Enver
2. baskı
Remzi kitabevi
İstanbul-2007
-Tevfik ÇAVDAR : Talât Paşa-Bir Örgüt Ustasının Yaşam Öyküsü
Kültür Bakanlığı
Ankara-1995
-Selahattin SERT : Fransızlar’ın Ermeniler’i Yok Etme Planı Kilikya 1918–1922 Haçin Ölüm Kampı S:29–33 Kum Saati Yayınları
İstanbul
2005
-www.makturk.com
]
]15 Mart 1921
]15 Mart 1921
]Daha sonra eşi Hayriye hanımın anlattığına göre
]Saat 11’e doğru tütün ve eldiven almak için evinden çıkmış
Paşa çok cesurdu
Paşa’yı vurduktan sonra
Tehleryan 2 Haziran 1921 günü saat 9.30’da Charlottenburg Üçüncü Eyalet Mahkemesi’ne çıkarıldı. Onu savunmak için
Yargıcın “Pişman mısınız
Son olarak da şunları söyledi: “Biz Türklerle savaşamayız
Katil
General Liman Von Sanders’in sorumluluktan sıyrılmak için verdiği ifadenin bir bölümü
“Ermeniler
Katliamı yapan Türk askeri değil
Bu ifade
***
Aslında bu olayın ardında Batılıların bilinen tezgahları yatar! O dönemin bilinen gerçeklerini
Tehcir’in baş tezgahçısı Almanlar
Gelecekte Almanlar’ı ve Sanders Paşa’yı deşifre etmemesi ve Ermeniler’e karşı yapılan uygulamalarda Almanlar’ın rolü olduğu gerçeğini açıklamaması için
Yaşanan Türk-Ermeni trajesinde
PİYER LOTİ’nin anlattıkları:
Şimdi
Böylece Almanlar ve L.V.Sanders
Usta bir teşkilâtçı olan Talât Paşa
İlâhi adalet Almanlar’ın gerçek yüzlerini II.Dünya Savaşı’nda ortaya çıkardı. Tanıkları susturup
*
Berlin’de bir çıkış arayan Talât Paşa
*
Tehleryan’ın mahkemedeki son sözleri
1919 yılında Erivan`daki Taşnak Kongresi‘nde 200 kişilik bir kara liste hazırlayan Ermeniler
Ermenilerin intikam için neden üç yıl bekledikleri kolaylıkla açıklanamayan bir noktadır. Ama bir gerçeği ısrarla belirtebiliriz ki
*
1973’te tekrar hortlayan bu sorunun gerisinde
Bugün sözde soykırım tasarılarının onaylanmasında İngiltere’nin geri kalması şaşırtmasın. Yakında AB kurallarına uyum gereği onlar da kabul edeceklerdir. Ermeni sorununun hortlamasında ana kaynak gösterilen
BATI’nın oyunu çok
***
*Kaynakça
-Hikmet ÖZDEMİR:Üç Jöntürk’ün Ölümü/Talat-Cemal-Enver
2. baskı
-Tevfik ÇAVDAR : Talât Paşa-Bir Örgüt Ustasının Yaşam Öyküsü
Kültür Bakanlığı
-Selahattin SERT : Fransızlar’ın Ermeniler’i Yok Etme Planı Kilikya 1918–1922 Haçin Ölüm Kampı S:29–33 Kum Saati Yayınları
-www.makturk.com