Tarihte Çarşaf açılımı

MURATS44

Özel Üye
Gazetelerden öğrendiğimize göre dünyada en çok peruk satılan ülke İsrail’miş. Neden acaba diye bilmem merak ettiniz mi? Merak edenlere söyleyelim. Bunun basit bir sebebi var. Yahudi dininde kadınların başı*nı örtmesi mecburidir. Dindar Yahudi kadınları peruk takarak bu emri bir nebze de olsa yerine getirmeye çalışmaktadır. Nitekim Tevrat‘ta kadınların, kendilerine nikâh düşen erkeklerden kaçması ve güzelliklerini, ziynetlerini onlardan saklamaları gerektiği açıkça yazar. İshak Peygamber’in hanımının, karşısına ya*ban*cı bir erkek çıktığı zaman, yüzünü iyice örttüğü anlatılır. İslâm dininde de vaziyet çok farklı değildir. Yahudi dininde ayrıca kadınlar havraya gittikleri zaman da, erkeklere karışmayıp, kendilerine tahsis edilmiş ve kafesle ayrılmış yerlerde ibadet ederler. İslâm dininin akside, Yahudilikte kadınlar toplu yapılan ibadetlerde cemaatten sayılmaz.

17.12.2008db.jpg


JEAN D’ARC NİYE YAKILDI?
Buna benzer emirlere İncil‘de de rastlanır. Paulus’un Korintoslulara Birinci Mektubu’nda, dua ederken kadınların saçlarını örtmeleri veya toptan kesmeleri emrolunur (11. kısım, 5-7 âyetler.) Bu sebeple tarih boyu Hıristiyan kadınları hep başlarını örtmüştür. Son asırlarda baş örtüsünün yerini başı iyice kapatan bone ve şapkalar aldı. Bir kadının başı açık gezmesi ve toplu yerlerde ba*ı açık oturması ayıp karşılanırdı. İtalya, İspanya gibi koyu Katolik ülkeleriyle, Rusya, Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan gibi Ortodoks memleketlerinde bilhassa köylerde başı açık kadına rastlamak neredeyse imkânsızdır. Osmanlılar zamanında da Rum, Ermeni ve Yahudi kadınları, Müslüman kadınları gibi örtülü gezerlerdi. Tevrat, ayrıca kadınların erkek ve erkeklerin de kadın elbisesi giymesini yasaklar. İngilizlere karşı Fransız milletini ayaklandırarak harbi kazanmalarını sağlayan mistik kahraman Jean d’Arc‘ın öldürülmesinin sebeplerinden birisi de devamlı erkek elbisesiyle gezmesiydi.


İPEK ÇARŞAFA İŞLENDİ GÖNÜL
İster kendisini meraklı veya kötü niyetli gözlerden saklamak için olsun, isterse yemeğe saç dökülmesini engellemek için olsun, tarih boyu kadın giyiminin mühim bir aksesuarını baş örtüsü teşkil eder. Osmanlı kadınları, ferace adında bugünkü pardösüye benzer bir üst giyimi giyer, başlarına da yeldirme denilen bir eşarp alırlar, yüzler*ni de yaşmak denen ince bir tülle meraklı gözlerden gizlerlerdi. Çarşaf İstanbul’a Sultan Hamid zamanında Şam valisi Suphi Paşa’nın hanımları tarafından getirildi. [Suphi Paşa, meşhur cumhuriyet ideoloğu Hamdullah Suphi Tanrıöver’in babasıdır.] Ucuzluğu ve pratikliği sebebiyle hemen moda oldu. Yaşmağın yerini, ince tül peçe aldı. Hükümet, asayiş endişesiyle ne yaptıysa çarşafın önüne geçemedi. Ancak saraya çarşaflı kadın kabul edilmezdi. Saraylılar ile saraa gidip gelenler ferace giymeye devam ettiler. Siyah ipekten çarşaflar, zamanla rengarenk oldu. Çizgli, kareli, nuare desenli çarşaflar çıktı. Kadınlar, bu kıyafetle de şık olmayı başardı. Bir ipek çarşafa işlendi gönül/Yeniden Şişli’de şişlendi gönül/İnciden dişlere dişlendi gönül, türküsü meşhur oldu. İki parça pelerinli çarşaflar çıktı. Meşrutiyet’ten sonra boyları kısaldı. Yırtmaçlısı yapıldı. Baş örtüsü enseden bağlanan tango-baş moda oldu. Ama kadınlar hiçbir zaman açık gezemedi. Cumhuriyetten sonra kıyafet serbestliği gelince, kadınların bir kısmı Avrupalılar gibi giyinmeye başladı. Muallime hanımlardan bazıları başı sımsıkı örten şapkaları tercih etti.


17.12.2008db1.jpg



TÜRBAN MI EŞARP MI?
Muhafazakâr kitle bir müddet çarşafla gezdi. Zamanla bunların da bir kısmı manto-eşarbı tercih etti. Bir kısmı türban denilen ve başı örtüp boynu açıkta bırakan sarık-vâri Hindistan orijinli bir baş örtüsüne geçti. Bir kısmı da siyah çarşafta ısrar etti. Anadolu halkı ise başı, hatta bazen yüzü tamamen örten mahallî kıyafetlerini korudu. Öyle ki mesela Erzurum’da ehram, Konya’da şalvar-atkı, Rize’de peştemal, Diyarbekir’de car, Bursa’da ferace giyilmeye devam etti. Zaten her Müslüman ülkenin halkı, mahallerindeki örfe göre gi*yi*nirdi. İslâm dini belli bir kıyafet emretmemiş, sadece vücudun muayyen yerlerinin örtünmesini istemiştir. İran’ın çader’i, Afganis*tan’ın burka’sı (bürgü) meşhurdur. Malezyalı ile Nijer*yalı bir hanımın aynı kıyafetle gezmesi elbette beklenemez.
 
Son düzenleme:
Üst Alt