BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
Taş Devri
Taş Devri
TAŞDEVRİ:(M.Ö.600.000 – M.Ö. 5.000)

Eski Taş – Paleolitik devri M.Ö. 600.000 – M.Ö. 10.000)

  • İnsanlık tarihinin en uzun devresidir.
  • Bu devri yaşayan insan toplulukları ilkel bir göçebe hayat sürmüşlerdir.
  • Ağaç kovuklarında, mağaralarda ve nehir yataklarında yaşamışlardır. İnsanlar tabiatta hazır bulduklarıyla, avcılık ve balıkçılıkla geçinmişlerdir(avcı ve toplayıcı).
  • İnsanlar bu dönemin başlarında doğada bulunan taş, kemik ve ağaç gibi malzemeleri doğal halleriyle işlemeden kullanmışlardır. Ancak zamanla taşı yontarak daha kullanışlı araç gereçler yapmaya başlamışlardır. Bu dönemde görülen en yaygın aletler çakmak taşı, kemik ve ağaçlardan yapılan kesici ve delici silahlardır.
  • Bu dönemde yaşayan insanlar mağara duvarlarına duygu vyeni taş devrie düşüncelerini anlatan çeşitli resimler yapmışlardır.
  • Antalya'da Karain, Beldibi ve Belbaşı mağaraları, İstanbul'da Yarımburgaz Mağarası Anadolu'da bu döneme ait önemli merkezlerdir. Yarımburgaz Mağarası Türkiye'de bilinen en eski yerleşim yeridir.
  • Dünyada Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya'daki Altamira, Fransa'da Laskö mağaralarında rastlanmıştır.
Orta Taş (Yontma Taş) – Mezolitik devri : (M.Ö. 10.000 – M.Ö. 8.000)

  • Mezolitik Devir Eski Taş Devri ile Yeni Taş Devri arasında bir geçiş dönemidir.
  • Paleolitik Devir'in sonlarında buzulların erimesiyle iklim koşulları insanların yaşayışına uygun hale gelmeye başlamıştır. İnsanlar geçimlerini avcılık ve toplayıcılık yaparak sürdürmüşlerdir. Ancak beslenme çeşitlenmiş, bitkilerle beslenme yaygınlaşmıştır. Bu gelişmeler tarımsal faaliyetlerin başlamasına uygun bir ortam hazırlamıştır.
  • Mezolitik Dönem'de çakmak taşından yapılmış, (mikrolit) günlük yaşamda kullanılmaya yönelik küçük araç gereçler yapılmıştır.
  • Bu dönemin sonlarında ateş bulunmuştur. İnsanlar bu sayede soğuktan ve vahşi hayvan saldırılarından korunma, mağaraları aydınlatma, yiyecekleri pişirme olanağı elde edilmiştir. Bu durum ateşin, insanların yaşam koşullarının iyileşmesine katkı sağladığını göstermektedir.
BİLGİ
Cilalı Taş Dönemi'nde toprak pişirilerek seramik kaplar yapılmış, Maden Devri'nde ise çeşitli madenler yüksek ısıda eritilerek işlenmiştir. Bu durum, ateşin kullanılmasının uygarlığın gelişmesine katkıda bulunduğunu gösterir.


  • Klan adı verilen kan bağına bağlı ilk insan toplulukları da bu dönemde oluşmuştur.
  • Orta Asya'da Mezolotik Çağ'a ait en eski yerleşim yeri Tacikistan'da Ceyhun Nehri'nin yukarı kısmındaki Kuldara bölgesidir. Türkiye'de bu dönemi aydınlatan bazı merkezler ise Antalya'da Beldibi, Ankara'da Macunçay, Göller yöresinde Baradiz, Samsun'da Tekkeköy mağaralarıdır.
Yeni Taş (Cilalı Taş) – Neolitik devri : (M.Ö. 8.000 – M.Ö. 5.500)

  • Bu dönemde toprak işlenerek tarım hayatı başlamış ve köyler kurularak yerleşik hayata geçilmiştir.
  • Köpek, koyun, keçi ve sığır gibi hayvanlar bu dönemde evcilleştirilmiştir.
  • Ateşte pişmiş toprak kap, kacak, çanak ve çömlekler seramik sanatının ilk örnekleri oldu.
  • Bu dönemin sonlarına doğru dokumacılıkta başladı. Bitki liflerinden insanlar elbise yapmaya başladılar.
  • Menhir, Dolmen, Tümülüs gibi ilk anıt mezarlar da bu dönemde yapılmıştır.
BİLGİ
Cilalı Taş Devri'nde yerleşik hayata geçilmesi; toplumsal yaşantının gelişmesine, insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen kuralların konulmasına, mülkiyet kavramının ortaya çıkmasına, çeşitli mesleklerin oluşmasına ortam hazırlamıştır.


  • Yeni Taş Çağı'na önce Mezopotamya, Anadolu, İran, Suriye çevresinde girilmiştir. Ülkemizde bulunan Diyarbakır'da Çayönü, Gaziantep'de Sakçagözü, Konya'da Çatalhöyük önemli merkezlerdir.

Eski Taş Devri (Kabataş, Paleolitik) : Paleolitik Çağ, insanların yerkürede yaşamaya başlamalarından yaklaşık 10.000 yıl öncesine dayanmaktadır. Buzul çağlarının yaşandığı bu dönem aynı zamanda dünya oluşumunun da en uzun çağı olarak bilinmektedir. Bu çağın başlangıcında insanlar ilk zamanlarda çıplak dolaşıp mağara ve ağaç kovuklarında yaşamışlardır. Avcılık ve balıkçılık ile besin ihtiyaçlarını karşılamışlardır. İnsanlar mağaralara resimler ve avladıkları hayvanların figürlerini çizmeye başlamışlardır. Bu çağa ait ilkel insan olarak bilinen “homo sapiens” adı verilen insan kalıntıları bulunmuştur. Anadolu ve Trakya bölgelerinde bilinen birkaç eski taş devrine ait kalıntılar bulunmuştur. Bu kalıntılar; Yarımburgaz (İstanbul), Karain (Antalya), Beldibi, Belbaşı, Anadolu’da Kaletepe ve Dursunlu bölgeleridir.

Orta Taş Devri (Yontma Taş Devri, Mezolik) : Bu dönem, taşların yontularak bir takım araç ve gereçlerin elde edildiği bir dönemdir. Geçiş süreci olarak da bilinmektedir. Keskin araçlar yapılmış, diğer insanlardan ve yabani hayvanlardan korunmak için kullanılmış ve bu aletler avcılık içinde kullanılmıştır. Bu dönemde insanlar ilk defa ölülerini gömmeye başlamışlardır. Buzulların erimeye başladığı bir dönemdir. Arkeolojik kazılarda elde edilen bulgulara göre ilk evcilleştirilen hayvan olma özelliğine sahip köpekler ilk olarak bu çağda evcilleştirilmiş ve insan yaşamına uyum sağlamaya başlamışlardır. Ateş bu dönemde bulunmuştur. Orta taş devrine ait kalıntılara baktığımızda; Antalya-Beldibi Mağarası, Göller Yöresi-Bardiz, Samsun-Tekke Köy bu arkeolojik bulgulara örnek olarak gösterilebilir.

Yeni Taş Devri (Cilalı Taş Devri, Neolitik) : Bu çağ insanoğlunun dünyayı tanıyarak doğaya hükmetmesinin başlangıç dönemidir. Değişen iklim şartlarıyla birlikte, canlı popülasyonunda oldukça büyük bir değişim ve artış meydana gelmiştir. Yeni taş devrini incelediğimizde kurak bölgelerde daha dayanıklı hayvan ve bitki türleri ortaya çıkmıştır. Ekosistemin baştan ayağa yeniden şekillendiği bir dönem niteliğindedir. Arpa, buğday, koyun, keçi, sığır gibi bir çok hayvan türü ortaya çıkmıştır. Sonrasında tarımın başlamasıyla birlikte insanlar yerleşik hayata geçmişlerdir. Avcılık hayatı terk edilip ilk yerleşim yerleri oluşturulmuştur. Hayvan sürüleri bakmayı tercih eden toplumlar ise göçebe hayata devam etmişlerdir. İnsanlar tüketici durumundan üretici durumuna geçmişlerdir. Koyun, keçi, sığır gibi hayvanlar evcilleştirilerek onlardan besin elde edilmeye başlanmıştır. Özel mülkiyet kavramı oluşturulmuş ve insanlar kendi bahçelerinde bir çok bitki ekmeye başlamışlardır. Evler ilk olarak kulübe şeklinde yapılmaya başlanmış, zamanla normal bir ev tipi oluşturulmaya başlanmıştır. Cilalı taş devrinden önceki dönemlerde ölüler yaşadıkları alanın altına veya hemen dibine gömülürmüş.

Fakat cilalı taş devrinde mezarlıklar yapılmış ve ölüler yerleşim alanlarından uzak yerlere gömülmüşlerdir. Anıt mezarlara ilk örnek olarak bu dönemde Menhir ve Dolmen Lahit mezarlıkları bulunmuştur. Cilalı taş devrinde insanlar topluluk oluşturmaya başlamış ve yaşadıkları alanların etrafını duvarlarla örmüşlerdir. Ticaret ve üretime ilişkilerine baktığımız zaman, birçok alanda üretim yapıldığı ve ekonomik toplum çabaları görülmüştür. Kil ve toprakla yapılan kaplar ateşte pişirilerek kullanılmış ve böylelikle seramik sanatı da gelişmeye başlamıştır. Kıyafetlerini ise bitki liflerinden dokumuşlardır. Günlük giyisilerin dokunmaya başlanması devamında dokumacılık tekniklerinin de gelişmesine önayak olmuştur. Tarım ilk olarak Orta Doğu’daki Hilal Bölgesinde keşfedilmiştir. Ticaret ortaya çıkması ise ilk olarak bir ticaret tekniği olan takas denilen, değiş tokuş usulü ticaret ile yapılmıştır. Sözü geçen dönemler bütün dünyada eşit zaman dilimlerinde başlamamıştır. Daha çok düzenli akarsu ve tarım alanlarına sahip bölgelerde daha çabuk ilerleme kaydedilmiştir. Orta doğu ve Uzak Doğu, cilalı taş devrine geçiş yapan ilk yerleşim alanları olmuşlardır. İlk üretimin Diyarbakır-Çayönü ve Gaziantep-Sakça Gözü’nde yapıldığı; bulunan arkeolojik kalıntılara dayanarak ilk yerleşim yerinin ise Konya-Çatalhöyük olduğu bilinmektedir.
NOT
Rivayete göre insanlar besinleri ilk olarak çiğ tüketmişlerdir. Bir gün bir kadının ateşin başında çiğ eti yerken, önündeki etin hepsini ateşe düşürmüştür. Bunun üzerine çok üzülen kadın ateşin içindeki etten bir parça almış ve yedikten sonra tadını çok beğenmiştir. Bu olaydan sonra insanlar besinleri ateşte pişirip yemeye başlamışlardır.
 
Üst Alt