ceylannur
Yeni Üyemiz
Peygamberimizin (asm) gelişi, kainatın en önemli hadisesidir. Çünkü anlaşılmaz bir kitap, muallimi olmadan manasız bir kağıt parçası gibiyken, muallimi ile bir anlam kazanır. Kainat da Peygamber Efendimiz (asm) ile bir anlam kazanmıştır.
Peki Peygamberimizden (asm) önce gelip geçen on binlerce peygamber bu kadar büyük bir hadiseyi haber vermemiş olabilirler mi? Elbette olamazlar. Çünkü onların vazifesi, kainatın gelmesini beklediği Peygamberimizin (asm) gelişine bir nevi hazırlık yapmaktır. Bu nedenle önceki tüm peygamberler az-çok Efendimizden (asm) haber vermişlerdir.
Akla gelebilir ki, madem haber vermişler, neden şu an halen o peygamberlerin tabileri ve getirdikleri kitaplarını okuyanların büyük çoğunluğu tarafından, Efendimiz (asm) halen inkâr edilmektedir? Bunun nedeni eski kutsal kitapların tahrif edilmesi ve tercüme üstüne tercüme geçiren kitapların asıllarından uzaklaştırılmasıdır. Bediüzzaman’ın bu konudaki tesbiti çok orjinaldir:
“Madem o kitaplar da Allah’ın sözleridir, elbette dinlerinin hükümlerini iptal edecek ve dünyayı tesiri altına alacak bir hadiseden haber vermelidirler. Çünkü en ufak tarihi meseleleri bile ihmal etmeyen İlahi kitaplardır. Madem haber verecekler, o halde ya yalanlayacaklar ki, dinlerini hücumdan kurtarsınlar veya tasdik edecekler ki, O’nun sayesinde dinleri hurafelerden ve tahriflerden kurtulsun. Halbuki dost ve düşmanın tasdikiyle, Kur’anı ve Hazreti Muhammed’i (asm) yalanlayan hiçbir ifade o kitaplarda yoktur. Öyleyse tasdik etmişlerdir.”[1]
İncil, Tevrat ve Zebur’da Efendimize (asm) işaret eden ayetlerden pek çoğunu İslam alimleri tespit edip eserlerinde bunları ele almışlardır. Örneğin, Hüseyin-i Cisri, Risale-i Hamidiye isimli eserinde yüz on dört tane işareti o eski kitaplardan çıkarmıştır.
Bu konuda detaylı bilgiyi sitemizdeki “İncil, Tevrat ve Zeburda Peygamberimiz” isimli bölümümüzde bulabilirsiniz.
____________________________________
[1]Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat, On Dokuzuncu Mektup
Yazar:
Yusuf Sıddık
Peki Peygamberimizden (asm) önce gelip geçen on binlerce peygamber bu kadar büyük bir hadiseyi haber vermemiş olabilirler mi? Elbette olamazlar. Çünkü onların vazifesi, kainatın gelmesini beklediği Peygamberimizin (asm) gelişine bir nevi hazırlık yapmaktır. Bu nedenle önceki tüm peygamberler az-çok Efendimizden (asm) haber vermişlerdir.
Akla gelebilir ki, madem haber vermişler, neden şu an halen o peygamberlerin tabileri ve getirdikleri kitaplarını okuyanların büyük çoğunluğu tarafından, Efendimiz (asm) halen inkâr edilmektedir? Bunun nedeni eski kutsal kitapların tahrif edilmesi ve tercüme üstüne tercüme geçiren kitapların asıllarından uzaklaştırılmasıdır. Bediüzzaman’ın bu konudaki tesbiti çok orjinaldir:
“Madem o kitaplar da Allah’ın sözleridir, elbette dinlerinin hükümlerini iptal edecek ve dünyayı tesiri altına alacak bir hadiseden haber vermelidirler. Çünkü en ufak tarihi meseleleri bile ihmal etmeyen İlahi kitaplardır. Madem haber verecekler, o halde ya yalanlayacaklar ki, dinlerini hücumdan kurtarsınlar veya tasdik edecekler ki, O’nun sayesinde dinleri hurafelerden ve tahriflerden kurtulsun. Halbuki dost ve düşmanın tasdikiyle, Kur’anı ve Hazreti Muhammed’i (asm) yalanlayan hiçbir ifade o kitaplarda yoktur. Öyleyse tasdik etmişlerdir.”[1]
İncil, Tevrat ve Zebur’da Efendimize (asm) işaret eden ayetlerden pek çoğunu İslam alimleri tespit edip eserlerinde bunları ele almışlardır. Örneğin, Hüseyin-i Cisri, Risale-i Hamidiye isimli eserinde yüz on dört tane işareti o eski kitaplardan çıkarmıştır.
Bu konuda detaylı bilgiyi sitemizdeki “İncil, Tevrat ve Zeburda Peygamberimiz” isimli bölümümüzde bulabilirsiniz.
____________________________________
[1]Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat, On Dokuzuncu Mektup
Yazar:
Yusuf Sıddık
Moderatör tarafında düzenlendi: