Mısır tarih boyunca ihtişam ve sefaletin kol kola gezdiği bir coğrafyadır. Firavunlar halkla aralarındaki farkı ortaya koymak için, sınıf farklarını daha da belirginleştirmek için bir takım statü sembollerine ihtiyaç duydular. Bu statü sembollerinden bir tanesi de top sakal bırakmaktır. Bu halleriyle kendilerini sıradan halk yığınlarından ayıracaklardı.
İmam Birgivî’ye ait Burhan-ul Muttakin adlı eserden tarihte ilk defa top sakal bırakma âdetinin Firavunlara ait olduğunu öğreniyoruz. Mısır medeniyetini keşfeden batı aydınlarının onlardan bu âdeti aldıkları da kuvvetli bir kanaat olarak önümüzde duruyor.
Bu gün Yahudi ve Hıristiyan kültüründe kendine yer bulan bu adet sadece şekil olarak değil muhteva olarak da etkisini kuvvetli bir biçimde gösteriyor. Firavun misali insanlara tepeden bakan Yahudi ve Hıristiyan elitleri, aydınları sadece top sakalı değil top sakalın ifade ettiği manayı da hayatlarına taşımış durumdadır.
Firavun etkisi altında kalmış modern batı aydınları kendilerini bilerek ya da bilmeyerek halkın üzerinde bir yere konumlandırmaktadırlar. Bu seçkinci jakoben tavrın felsefi ve psikolojik altyapısı hiç kuşkusuz Firavun etkisindedir. Bu dünya üzerinde firavunlardan beri bir takım gurur ve kibir heykelleri kendilerini halktan üstün görmek ve bunu bir şekilde statü sembolleriyle ispatlamak ve kabul ettirmek istiyor.
Bizde ise durum ne merkezde acaba yüzümüzü batıya döndüğümüzden beri her işimizde onların ağzına baktığımız için de hiç sormadan sorgulamadan her sömürge aydını gibi bizdekiler de onların adet ve şekillerini sembol ve tarzı hayatını taklit etme ihtiyacı hisseder olduk. Dünyanın neresinde olursa olsun sömürge aydınları için taklitten başka bir çıkar yol yoktur.
Lafımızı batırıp uyarmak ve uyandırmak istediğimiz işte bu yarım aydın kitlesidir. Bize göre insanların kılığını kıyafetini saçını sakalını şeklini şemailini değiştirecek olan politikacılar değil modacılardır. Yine bununla birlikte toplum önderleri sanatçılar siyasetçiler öncü kimlikler topluma yön tayin etmede bir numaradırlar.
Bir profesör top sakal bırakırsa öğrencisi onu taklit edecektir, daha tirajı komik olanı sokaktaki hamal amele de bu etki altında kalmaktadır. Onun da ötesinde acayip ve ucube diyebileceğimiz top sakal şekilleri ile karşı karşıya kalıyor ağlanacak halimize de gülmekten başka bir şey de elimizden gelmiyor.
Bizim insanlarımız Fira’vni bir sembolle nasıl bir varlık ispatı yapmak istemektedir ki; Fir’avni bir tavırla top sakal bırakmak bir kimlik ve kişilik zaafıdır. Bu bir anlamıyla bir darbeleriyle toplumun üzerinde kendine ait olmayan bir yer açma gayreti içindedir.
Aslında içindeki Firavunu dışarı taşımak isteyen modern insan çenesinde anlamsız bir şekilde kıl bırakmaktadır. Unutmayalım ki kalıbı Firavuna benzeyenlerin zamanla kalbi de firavuna benzeyecektir.
Ve yine unutmayalım ki; top sakal bırakmak bir Firavun âdetidir.
İmam Birgivî’ye ait Burhan-ul Muttakin adlı eserden tarihte ilk defa top sakal bırakma âdetinin Firavunlara ait olduğunu öğreniyoruz. Mısır medeniyetini keşfeden batı aydınlarının onlardan bu âdeti aldıkları da kuvvetli bir kanaat olarak önümüzde duruyor.
Bu gün Yahudi ve Hıristiyan kültüründe kendine yer bulan bu adet sadece şekil olarak değil muhteva olarak da etkisini kuvvetli bir biçimde gösteriyor. Firavun misali insanlara tepeden bakan Yahudi ve Hıristiyan elitleri, aydınları sadece top sakalı değil top sakalın ifade ettiği manayı da hayatlarına taşımış durumdadır.
Firavun etkisi altında kalmış modern batı aydınları kendilerini bilerek ya da bilmeyerek halkın üzerinde bir yere konumlandırmaktadırlar. Bu seçkinci jakoben tavrın felsefi ve psikolojik altyapısı hiç kuşkusuz Firavun etkisindedir. Bu dünya üzerinde firavunlardan beri bir takım gurur ve kibir heykelleri kendilerini halktan üstün görmek ve bunu bir şekilde statü sembolleriyle ispatlamak ve kabul ettirmek istiyor.
Bizde ise durum ne merkezde acaba yüzümüzü batıya döndüğümüzden beri her işimizde onların ağzına baktığımız için de hiç sormadan sorgulamadan her sömürge aydını gibi bizdekiler de onların adet ve şekillerini sembol ve tarzı hayatını taklit etme ihtiyacı hisseder olduk. Dünyanın neresinde olursa olsun sömürge aydınları için taklitten başka bir çıkar yol yoktur.
Lafımızı batırıp uyarmak ve uyandırmak istediğimiz işte bu yarım aydın kitlesidir. Bize göre insanların kılığını kıyafetini saçını sakalını şeklini şemailini değiştirecek olan politikacılar değil modacılardır. Yine bununla birlikte toplum önderleri sanatçılar siyasetçiler öncü kimlikler topluma yön tayin etmede bir numaradırlar.
Bir profesör top sakal bırakırsa öğrencisi onu taklit edecektir, daha tirajı komik olanı sokaktaki hamal amele de bu etki altında kalmaktadır. Onun da ötesinde acayip ve ucube diyebileceğimiz top sakal şekilleri ile karşı karşıya kalıyor ağlanacak halimize de gülmekten başka bir şey de elimizden gelmiyor.
Bizim insanlarımız Fira’vni bir sembolle nasıl bir varlık ispatı yapmak istemektedir ki; Fir’avni bir tavırla top sakal bırakmak bir kimlik ve kişilik zaafıdır. Bu bir anlamıyla bir darbeleriyle toplumun üzerinde kendine ait olmayan bir yer açma gayreti içindedir.
Aslında içindeki Firavunu dışarı taşımak isteyen modern insan çenesinde anlamsız bir şekilde kıl bırakmaktadır. Unutmayalım ki kalıbı Firavuna benzeyenlerin zamanla kalbi de firavuna benzeyecektir.
Ve yine unutmayalım ki; top sakal bırakmak bir Firavun âdetidir.