MURATS44
Özel Üye
Türkiye Hicaz Demiryolu için harekete geçti
Osmanlı'nın son büyük projesi Hicaz Demiryolu, Türkiye'nin desteğiyle restore ediliyor.
2. Abdülhamid Han’ın 1900 ile 1908 yılları arasında Şam-Medine arasında inşa ettirdiği, hac yolcularının yolunu kısaltmayı amaçlayan Hicaz Demir Yolu Türkiye’nin desteğiyle restore edilecek.
Ürdün Hicaz Demir Yolu Kurumu, TCDD ve TİKA işbirliğiyle gerçekleştirilecek restorasyon proje kapsamında 3 bin metrekarelik, 3 milyon avroluk müze açılacak, Osmanlı’dan kalan 9 bin bina restore edilecek ve Türkiye tarafından demiryolu için 150 bin avro değerinde iş makinesi hediye edilecek.
Osmanlı’nın en önemli projelerinden biri olarak bilinen Hicaz Demiryolu, 4 milyon lirayı aşan maliyeti nedeniyle devletin bütçesini zorlayacağı için, müslüman halkın yardımına başvuruldu. İlk bağışı, şahsi bütçesinden Sultan Abdülhamid Han yaptı. İslam dünyasında büyük coşkuyla karşılanan proje için Müslümanlar adeta seferber oldu.
İnşaat 8 yıl sürdü. 1320 km hat uzunluğu ile, dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda projenin bu kadar kısa sürede yapılması büyük bir başarıydı. Öyle ki, bu hız Avrupa’yı bile şaşkına çevirdi. Demiryolu ayrıca müslüman medyasında da aylarca en çok konuşulan konu oldu. Osmanlı, Hindistan, İran ve Arap medyası projeye ilişkin sürekli olarak yayınlar yaptı.
Projenin teknik işlerinin başında Alman mühendis Meissner bulunuyordu. Ancak projede yabancılardan daha çok Türk mühendisler rol oynadı. Hicaz Demiryolu bu açıdan bakıldığında, genç Türk mühendisler için adeta bir okul görevi görmüş, teknik açıdan Osmanlı için önemli bir tecrübe kaynağı olmuştu.
Demiryolunun kutsal topraklar bölümünde eşine ender rastlanır bir incelik de gösterildi. Abdülhamid Han’ın talimatıyla, kutsal topraklarda, saygısızlık olmasın, Hz. Muhammed’in ruhaniyeti rahatsız olmasın diye sessiz çalışılmaya gayret edildi. Bunun için rayların altına keçe döşendi.
Hicaz Demiryolu, hac yolcuları için büyük kolaylık olmakla birlikte, Osmanlı Ordusu için de önemli bir lojistik desteği sağladı. Sadece Osmanlı milletlerinin değil, tüm Müslümanların projeye bağışlarıyla destek vermeleri açısından da Hicaz Demiryolu İslam dünyası için muhteşem bir dayanışma örneğinin sergilendiği yer oldu.
Yapımı 8 yıl süren, Osmanlı hakimiyeti altında 10 yıl kalan Hicaz Demiryolu, 1. Dünya Savaşı sırasında hem kullanılamaz hale geldi, hem de Mondros Mütarekesi gereği, Medine’nin tahliye edilmesiyle birlikte Osmanlı hakimiyetinden çıktı.
Ancak demiryolunun Osmanlı için son görevi oldukça anlamlıydı. Osmanlı kontrolünden çıkan Medine’deki kutsal emanetler, Fahreddin Paşa’nın da büyük gayretleriyle, Hicaz Demiryolu vasıtasıyla İstanbul’a taşındı. Böylelikle Osmanlı’nın son büyük projesi, Osmanlı’nın son kutsal görevini yapmak, yani kutsal emanetleri kurtarmak adına önemli bir vazifeyi ifa etmiş oldu.
Osmanlı'nın son büyük projesi Hicaz Demiryolu, Türkiye'nin desteğiyle restore ediliyor.
2. Abdülhamid Han’ın 1900 ile 1908 yılları arasında Şam-Medine arasında inşa ettirdiği, hac yolcularının yolunu kısaltmayı amaçlayan Hicaz Demir Yolu Türkiye’nin desteğiyle restore edilecek.
Ürdün Hicaz Demir Yolu Kurumu, TCDD ve TİKA işbirliğiyle gerçekleştirilecek restorasyon proje kapsamında 3 bin metrekarelik, 3 milyon avroluk müze açılacak, Osmanlı’dan kalan 9 bin bina restore edilecek ve Türkiye tarafından demiryolu için 150 bin avro değerinde iş makinesi hediye edilecek.
İSLAM DÜNYASININ BÜYÜK FEDAKARLIĞIYLA YAPILMIŞTI
Osmanlı’nın en önemli projelerinden biri olarak bilinen Hicaz Demiryolu, 4 milyon lirayı aşan maliyeti nedeniyle devletin bütçesini zorlayacağı için, müslüman halkın yardımına başvuruldu. İlk bağışı, şahsi bütçesinden Sultan Abdülhamid Han yaptı. İslam dünyasında büyük coşkuyla karşılanan proje için Müslümanlar adeta seferber oldu.
AVRUPA’YI ŞAŞKINA ÇEVİREN HIZ
İnşaat 8 yıl sürdü. 1320 km hat uzunluğu ile, dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda projenin bu kadar kısa sürede yapılması büyük bir başarıydı. Öyle ki, bu hız Avrupa’yı bile şaşkına çevirdi. Demiryolu ayrıca müslüman medyasında da aylarca en çok konuşulan konu oldu. Osmanlı, Hindistan, İran ve Arap medyası projeye ilişkin sürekli olarak yayınlar yaptı.
ÇOĞUNLUKLA TÜRK MÜHENDİSLER ÇALIŞTI
Projenin teknik işlerinin başında Alman mühendis Meissner bulunuyordu. Ancak projede yabancılardan daha çok Türk mühendisler rol oynadı. Hicaz Demiryolu bu açıdan bakıldığında, genç Türk mühendisler için adeta bir okul görevi görmüş, teknik açıdan Osmanlı için önemli bir tecrübe kaynağı olmuştu.
ABDÜLHAMİD HAN’DAN BÜYÜK İNCELİK
Demiryolunun kutsal topraklar bölümünde eşine ender rastlanır bir incelik de gösterildi. Abdülhamid Han’ın talimatıyla, kutsal topraklarda, saygısızlık olmasın, Hz. Muhammed’in ruhaniyeti rahatsız olmasın diye sessiz çalışılmaya gayret edildi. Bunun için rayların altına keçe döşendi.
Hicaz Demiryolu, hac yolcuları için büyük kolaylık olmakla birlikte, Osmanlı Ordusu için de önemli bir lojistik desteği sağladı. Sadece Osmanlı milletlerinin değil, tüm Müslümanların projeye bağışlarıyla destek vermeleri açısından da Hicaz Demiryolu İslam dünyası için muhteşem bir dayanışma örneğinin sergilendiği yer oldu.
HİCAZ DEMİRYOLU’NUN HAYATİ GÖREVİ: KUTSAL EMANETLER
Yapımı 8 yıl süren, Osmanlı hakimiyeti altında 10 yıl kalan Hicaz Demiryolu, 1. Dünya Savaşı sırasında hem kullanılamaz hale geldi, hem de Mondros Mütarekesi gereği, Medine’nin tahliye edilmesiyle birlikte Osmanlı hakimiyetinden çıktı.
Ancak demiryolunun Osmanlı için son görevi oldukça anlamlıydı. Osmanlı kontrolünden çıkan Medine’deki kutsal emanetler, Fahreddin Paşa’nın da büyük gayretleriyle, Hicaz Demiryolu vasıtasıyla İstanbul’a taşındı. Böylelikle Osmanlı’nın son büyük projesi, Osmanlı’nın son kutsal görevini yapmak, yani kutsal emanetleri kurtarmak adına önemli bir vazifeyi ifa etmiş oldu.