MURATS44
Özel Üye
Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var Deniz döneli çok oldu. Dalgaları daha da yükselecek. Türkiye ise hayli zamandır bunun planlarını yapıyor. Kombine, sert ve uzun mesafeli bir vuruş gücünün hesapları bitmek üzere. Peki amaç? O bizim sorunumuz değil.
2012 yılı başında Türkiye'nin gündeminde, 'Stratfor/Wikileaks/Taraf' belgeleri vardı. Bu belgelerden bir tanesinde, Dünya 2020 yılına geldiğinde iki büyük güçten birinin Türkiye olacağını öngören Stratfor'un üst düzey analizcileri Türk Donanması hakkında konuşuyordu...
'Bana kalırsa, Türkiye'nin kıyı şeridinin uzunluğu ve rakip sayısı, donanmalarına ayırdıkları kaynaklarla orantılandığında sonuç korkunç. Bir donanma gücü olarak rekabet etme umudunu taşıyabilmelerini sağlayacak tek neden boğazları. Zira bir yandan kendilerine filolarını, bir taraftan diğer tarafa sürekli olarak dağıtma fırsatı verirken, rakiplerini bu haktan mahrum ediyorlar.'
Bugün için Türk Deniz Kuvvetleri'ne ilişkin bu okuma tamamen yetersiz, hatta yanlış. Esasen bu belgelerin kamuoyuna sızdığı tarihten hayli önce Türkiye, Deniz Kuvvetleri'ne ağırlık veren stratejik bir bakışı uygulamaya koymuştu. (O günlerde bu satırların yazarı, 'Bu dönemde Türk savaş gemilerinin uğradığı limanların, bayrak gösterdiği denizlerin, görevde tercih ettiği gemilerin sadece listesini versem, konuya hiç ilgi duymayanlar bile, 'Allah Allah, neler yapmışız, hiç haberimiz yokmuş' derler' paragrafını kaleme almış.)
Ancak aynı gün kadar yakın zamanlı bir başka haber, çoktan unutulmuş durumda: 'Pulitzer ödüllü gazeteci Seymour Hersh, 'Bölgesel güç olan Türkiye, küresel güç olmak için askeri alanda çok önemli adımlar attı. Türk ordusu rakamsal olarak dünyanın en büyük 9. ordusu olarak görünse de, aslında ilk 4 ordu içinde. Tek eksiği ise uçak gemisine sahip olmaması. Ancak Türkiye uçak gemisi almak için de harekete geçti!' (27/02/12, Takvim.)
Hersh'in dikkat çekici bu haberinin kaynağı aslında daha ilginç! Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel, ABD Deniz Kuvvetleri Akademisi'nin yayın organı Proceedings Dergisi'ne (!) bir röportaj vermiş, 10 yıllık planda uçak gemisi alımı olduğunu söylemişti.' (12/03/12, Sabah)
İşte o günden bu yana –Hersh'ün de merak ettiği –o soru herkes tarafından tekrarlanıyor: 'Neden Uçak Gemisi'ne ihtiyaç duyulur?'
İSRAİL'İN KORKUSU…
Türkiye'nin uçak gemisini yeniden gündeme getiren, daha doğrusu 'popüler' kılacak denli gazetelere ve haber sitelerine sokan, tanınmış bir İsrail gazetesinin 5 Şubat tarihli analizi oldu.
'Doğu Akdeniz'deki hesaplar değişiyor' başlıklı makale şunları söylüyordu; 'Aralık 2013'te Türkiye, uçak gemisi olarak da görev yapabilen çok amaçlı bir amfibi saldırı gemisi için anlaşma yaparak Doğu Akdeniz'deki donanma dengesini değiştirmede büyük bir adım attı.'
'İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan için artan tehdit algısı, İsrail'in doğal gazını, Yunanistan üzerinden bir ihracat yolu ile planlanan Kıbrıs sıvılaştırılmış doğal gaz terminaline mi ihraç edeceği yoksa Türkiye'ye deniz altından bir boru hattı mı inşa edeceğine dair kararını etkileyecektir.'
'Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail'in stratejik hesaplarını yeniden yapmaları gerekecek. Bu üç ülkenin, denizdeki çıkarlarını güvence altına almak için kolektif güvenlik düzenlemelerini genişletmeyi düşünmeleri gerekecek.' (The Jerusalem Post, 05/02/14)
MARMARA'DA BÜYÜK BAYRAK
Eşzamanlı başka gelişmeleri hatırlamakta yarar var mı? 2 Şubat Pazar günü TSK bir açıklama yaptı: 'Kıbrıs Adası güneyinde araştırma faaliyetleri icra eden Norveç bayraklı M/V Princess isimli sismik araştırma gemisinin 01 Şubat 2014 saat 18.40'ta Türk deniz yetki alanına giriş yapması üzerine, Akdeniz Kalkanı Harekâtı kapsamında bölgede bulunan TCG Giresun (F-491) tarafından ikaz edilerek Türk deniz yetki alanını terk etmesi sağlanmıştır'. (Gemi, Rumlar adına araştırma yapıyordu.)
Bir başkası; 'ABD gemisi bayrak açtı Karadeniz'e çıktı... ABD savaş gemisi hafta sonu açılışı yapılacak 2014 Soçi Kış Olimpiyatları için İstanbul Boğazı'ndan Karadeniz'e geçti. USS Taylor isimli gemi, zorunlu olmadığı halde Türkiye'ye jest yapmak için kendi bayrağının yanına Türk bayrağı da astı. Türk askeri yetkilileri bayrağın büyüklüğünü 'gösteriş' olarak yorumladı.' (06/02/Sabah) (Haber hangi bayrağın büyüklüğü hakkında bu yorumun yapıldığını söylememiş.)
Esasen 'gösteriş yapan' bu gemi tek başına değildi: 'Karadeniz'e açılan ABD'nin Akdeniz'deki 6'ıncı filosunun amiral gemisi 'Mount Whitney' ile destroyer 'Ramage7 iki gün içinde Karadeniz'de Trabzon ile Soçi arasına konuşlanacak. Mount Whitney, ABD'nin Akdeniz'de daimi bulundurduğu 6. filonun emir komuta gemisi. Ramage ise taktik Tomahawk füzeleri barındırıyor.' (Hürriyet, 04/02)
DENİZ'İN DÖNÜŞÜ!
Bölge, Arap Baharı ve Suriye krizinden bu yana çok sayıda ülkenin çok fazla sayıda savaş gemisini barındırıyor ve Çin ile Rusya'nın Akdeniz tatbikatına da bir önceki yazımızda göz atmıştık. (Şimdi bu iki güç Akdeniz'de 'kalıcı' olacakları bilgisini de sızdırdılar.)
Ancak Rusya Akdeniz'de en ağırlıklı deniz gücünü barındıran ülke olarak görünüyor. Kimi yabancı uzmanlar Rusya'nın burada ABD gücünü ezdiğini söyleyecek denli ileri analizler yapıyorlar. Hatta iş o kadar ileri gitmiş halde ki, uzun zamandır bilinen bir başka deniz gücü hamlesi de son aşamasına ulaşmış bulunuyor...
'İran Savaş gemileri ABD sınırında. İran Kuzey Donanma Komutanı Oramiral Efşen Rızai Haddad, bunun ABD donanmasının Körfez›deki varlığına yanıt teşkil ettiğini söyledi. İran resmi haber ajansına göre gemiler, Güney Afrika sularından Atlas Okyanusu›na girdi. Oramiral Haddad, 'İran donanma filosu ABD›nin deniz sınırlarına yaklaşıyor ve bu görevin bir mesajı var' dedi.' (BBC, 09/02)
Bu hamlelerin hepsi son iki haftaya ait ve hâlâ eksik. Eğer son altı aylık deniz olaylarının listesi yapılacak olsa birkaç gazete sayfası yer ayrılması gerekir. İşte bunlar ve müstakbel gelişmeler yukarıdaki, 'Neden Uçak Gemisi'ne ihtiyaç duyulur' sorusunun yanıtını oluşturuyor!
TÜRKİYE'NİN GERÇEK GÜCÜ!
Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri açısından Ankara'nın planı sadece bu değil. Zaten asıl korkulan nokta da o; Ankara daha 'kombine' bir vuruş gücü tasarlıyor. Çoğu zaman ayrı zamanlarda okuduğumuz veya TV'lerde izlediğimiz minik haberlerin 'toplamı' tüm bölgede hem izleniyor hem de huzursuzlanılıyor.
Konu, uçak gemisi gibi kendi başına vuruş gücü olan ve dünyada sayılı ülkenin yapabildiği/yüzdürebildiği bir silah olduğunda, Türkiye'nin –yukarıda izah ettiğimiz –amacına ilişkin merak doğal olarak artıyor ama şöyle bir liste alt alta yazılıp, her madde arasındaki 'bağ' çözüldüğünde 'korku' anlaşılır hale geliyor!
1.Çin füzeleri! 2. Uydular! 3. AWACS'lar! 4. Uçak gemisi. 5. MİLGEM ile gelen hayalet savaş gemileri. 6. F-35'ler. 7. Eskiden beri bölge ülkelerinin ilerisinde olan denizaltılar. (Bunların hepsi kombine bir vuruş gücü anlamına geliyor. Yer darlığından yer vermediğimiz örneğin, Ç151, dünyanın en hızlı çıkarma ve tahliye gemileri ile benzerleri yok burada.)
Ve bunların üzerine kimine göre dünyanın en güçlü 4'üncü kimine göre en güçlü 9'uncu ordusu olarak TSK! Bunları yapabilmek için istikrar gerekiyor. Hem politik hem ekonomik. İkisini kim tuzaklıyorsa, bilinmeli ki yukarıdaki listeyi de onlar tuzaklıyor.
Kaynak : Nedret ERSANEL / Yenişafak
2012 yılı başında Türkiye'nin gündeminde, 'Stratfor/Wikileaks/Taraf' belgeleri vardı. Bu belgelerden bir tanesinde, Dünya 2020 yılına geldiğinde iki büyük güçten birinin Türkiye olacağını öngören Stratfor'un üst düzey analizcileri Türk Donanması hakkında konuşuyordu...
'Bana kalırsa, Türkiye'nin kıyı şeridinin uzunluğu ve rakip sayısı, donanmalarına ayırdıkları kaynaklarla orantılandığında sonuç korkunç. Bir donanma gücü olarak rekabet etme umudunu taşıyabilmelerini sağlayacak tek neden boğazları. Zira bir yandan kendilerine filolarını, bir taraftan diğer tarafa sürekli olarak dağıtma fırsatı verirken, rakiplerini bu haktan mahrum ediyorlar.'
Bugün için Türk Deniz Kuvvetleri'ne ilişkin bu okuma tamamen yetersiz, hatta yanlış. Esasen bu belgelerin kamuoyuna sızdığı tarihten hayli önce Türkiye, Deniz Kuvvetleri'ne ağırlık veren stratejik bir bakışı uygulamaya koymuştu. (O günlerde bu satırların yazarı, 'Bu dönemde Türk savaş gemilerinin uğradığı limanların, bayrak gösterdiği denizlerin, görevde tercih ettiği gemilerin sadece listesini versem, konuya hiç ilgi duymayanlar bile, 'Allah Allah, neler yapmışız, hiç haberimiz yokmuş' derler' paragrafını kaleme almış.)
Ancak aynı gün kadar yakın zamanlı bir başka haber, çoktan unutulmuş durumda: 'Pulitzer ödüllü gazeteci Seymour Hersh, 'Bölgesel güç olan Türkiye, küresel güç olmak için askeri alanda çok önemli adımlar attı. Türk ordusu rakamsal olarak dünyanın en büyük 9. ordusu olarak görünse de, aslında ilk 4 ordu içinde. Tek eksiği ise uçak gemisine sahip olmaması. Ancak Türkiye uçak gemisi almak için de harekete geçti!' (27/02/12, Takvim.)
Hersh'in dikkat çekici bu haberinin kaynağı aslında daha ilginç! Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel, ABD Deniz Kuvvetleri Akademisi'nin yayın organı Proceedings Dergisi'ne (!) bir röportaj vermiş, 10 yıllık planda uçak gemisi alımı olduğunu söylemişti.' (12/03/12, Sabah)
İşte o günden bu yana –Hersh'ün de merak ettiği –o soru herkes tarafından tekrarlanıyor: 'Neden Uçak Gemisi'ne ihtiyaç duyulur?'
İSRAİL'İN KORKUSU…
Türkiye'nin uçak gemisini yeniden gündeme getiren, daha doğrusu 'popüler' kılacak denli gazetelere ve haber sitelerine sokan, tanınmış bir İsrail gazetesinin 5 Şubat tarihli analizi oldu.
'Doğu Akdeniz'deki hesaplar değişiyor' başlıklı makale şunları söylüyordu; 'Aralık 2013'te Türkiye, uçak gemisi olarak da görev yapabilen çok amaçlı bir amfibi saldırı gemisi için anlaşma yaparak Doğu Akdeniz'deki donanma dengesini değiştirmede büyük bir adım attı.'
'İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan için artan tehdit algısı, İsrail'in doğal gazını, Yunanistan üzerinden bir ihracat yolu ile planlanan Kıbrıs sıvılaştırılmış doğal gaz terminaline mi ihraç edeceği yoksa Türkiye'ye deniz altından bir boru hattı mı inşa edeceğine dair kararını etkileyecektir.'
'Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail'in stratejik hesaplarını yeniden yapmaları gerekecek. Bu üç ülkenin, denizdeki çıkarlarını güvence altına almak için kolektif güvenlik düzenlemelerini genişletmeyi düşünmeleri gerekecek.' (The Jerusalem Post, 05/02/14)
MARMARA'DA BÜYÜK BAYRAK
Eşzamanlı başka gelişmeleri hatırlamakta yarar var mı? 2 Şubat Pazar günü TSK bir açıklama yaptı: 'Kıbrıs Adası güneyinde araştırma faaliyetleri icra eden Norveç bayraklı M/V Princess isimli sismik araştırma gemisinin 01 Şubat 2014 saat 18.40'ta Türk deniz yetki alanına giriş yapması üzerine, Akdeniz Kalkanı Harekâtı kapsamında bölgede bulunan TCG Giresun (F-491) tarafından ikaz edilerek Türk deniz yetki alanını terk etmesi sağlanmıştır'. (Gemi, Rumlar adına araştırma yapıyordu.)
Bir başkası; 'ABD gemisi bayrak açtı Karadeniz'e çıktı... ABD savaş gemisi hafta sonu açılışı yapılacak 2014 Soçi Kış Olimpiyatları için İstanbul Boğazı'ndan Karadeniz'e geçti. USS Taylor isimli gemi, zorunlu olmadığı halde Türkiye'ye jest yapmak için kendi bayrağının yanına Türk bayrağı da astı. Türk askeri yetkilileri bayrağın büyüklüğünü 'gösteriş' olarak yorumladı.' (06/02/Sabah) (Haber hangi bayrağın büyüklüğü hakkında bu yorumun yapıldığını söylememiş.)
Esasen 'gösteriş yapan' bu gemi tek başına değildi: 'Karadeniz'e açılan ABD'nin Akdeniz'deki 6'ıncı filosunun amiral gemisi 'Mount Whitney' ile destroyer 'Ramage7 iki gün içinde Karadeniz'de Trabzon ile Soçi arasına konuşlanacak. Mount Whitney, ABD'nin Akdeniz'de daimi bulundurduğu 6. filonun emir komuta gemisi. Ramage ise taktik Tomahawk füzeleri barındırıyor.' (Hürriyet, 04/02)
DENİZ'İN DÖNÜŞÜ!
Bölge, Arap Baharı ve Suriye krizinden bu yana çok sayıda ülkenin çok fazla sayıda savaş gemisini barındırıyor ve Çin ile Rusya'nın Akdeniz tatbikatına da bir önceki yazımızda göz atmıştık. (Şimdi bu iki güç Akdeniz'de 'kalıcı' olacakları bilgisini de sızdırdılar.)
Ancak Rusya Akdeniz'de en ağırlıklı deniz gücünü barındıran ülke olarak görünüyor. Kimi yabancı uzmanlar Rusya'nın burada ABD gücünü ezdiğini söyleyecek denli ileri analizler yapıyorlar. Hatta iş o kadar ileri gitmiş halde ki, uzun zamandır bilinen bir başka deniz gücü hamlesi de son aşamasına ulaşmış bulunuyor...
'İran Savaş gemileri ABD sınırında. İran Kuzey Donanma Komutanı Oramiral Efşen Rızai Haddad, bunun ABD donanmasının Körfez›deki varlığına yanıt teşkil ettiğini söyledi. İran resmi haber ajansına göre gemiler, Güney Afrika sularından Atlas Okyanusu›na girdi. Oramiral Haddad, 'İran donanma filosu ABD›nin deniz sınırlarına yaklaşıyor ve bu görevin bir mesajı var' dedi.' (BBC, 09/02)
Bu hamlelerin hepsi son iki haftaya ait ve hâlâ eksik. Eğer son altı aylık deniz olaylarının listesi yapılacak olsa birkaç gazete sayfası yer ayrılması gerekir. İşte bunlar ve müstakbel gelişmeler yukarıdaki, 'Neden Uçak Gemisi'ne ihtiyaç duyulur' sorusunun yanıtını oluşturuyor!
TÜRKİYE'NİN GERÇEK GÜCÜ!
Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri açısından Ankara'nın planı sadece bu değil. Zaten asıl korkulan nokta da o; Ankara daha 'kombine' bir vuruş gücü tasarlıyor. Çoğu zaman ayrı zamanlarda okuduğumuz veya TV'lerde izlediğimiz minik haberlerin 'toplamı' tüm bölgede hem izleniyor hem de huzursuzlanılıyor.
Konu, uçak gemisi gibi kendi başına vuruş gücü olan ve dünyada sayılı ülkenin yapabildiği/yüzdürebildiği bir silah olduğunda, Türkiye'nin –yukarıda izah ettiğimiz –amacına ilişkin merak doğal olarak artıyor ama şöyle bir liste alt alta yazılıp, her madde arasındaki 'bağ' çözüldüğünde 'korku' anlaşılır hale geliyor!
1.Çin füzeleri! 2. Uydular! 3. AWACS'lar! 4. Uçak gemisi. 5. MİLGEM ile gelen hayalet savaş gemileri. 6. F-35'ler. 7. Eskiden beri bölge ülkelerinin ilerisinde olan denizaltılar. (Bunların hepsi kombine bir vuruş gücü anlamına geliyor. Yer darlığından yer vermediğimiz örneğin, Ç151, dünyanın en hızlı çıkarma ve tahliye gemileri ile benzerleri yok burada.)
Ve bunların üzerine kimine göre dünyanın en güçlü 4'üncü kimine göre en güçlü 9'uncu ordusu olarak TSK! Bunları yapabilmek için istikrar gerekiyor. Hem politik hem ekonomik. İkisini kim tuzaklıyorsa, bilinmeli ki yukarıdaki listeyi de onlar tuzaklıyor.
Kaynak : Nedret ERSANEL / Yenişafak