Urartu-Subar-Sabir-Sümer İlişkisi ve Tatarlar

TÜRKOĞLU

Aktif Üyemiz
Sümer Çivi Yazısı
Sümer Çivi Yazısı

Bir Oy Bil Konfederasyonunun bir Uç Devleti olan Isub-Ura Bil’in başkenti Kafkasya’da ki Çur şehri idi. Kafkaslar ve Doğu Anadolu’da egemendi. Mezopotamya ‘yı da kültürel etkisi altına almıştı.

Isub-Ura “yazıya geçmiş, kaydolmuş” demektir. Bu devletin Bir Oy Bil konfederasyonuna kayıtlı yasal devletlerden biri olduğunu gösterir.

Bu üç Uç-Devlet’i yöneten kişinin unvanı Usub Uruş Turuk idi. Yani “yazıya vurulmuş, kayıtlı, bağlı, Buğ’a tabi” yönetici…
Bu kişinin Urua Turu yani “askere alma” yetkisi vardı. Bir devlet için çok önemli olan bu yetki, Asurlular tarafından Uruatri olarak telaffuz edilmiş, bundan da Urartu kelimesi doğmuş, bir devlet adı olarak kabul edilmiştir. (M.Ö. 1000’ler)

Öte yandan Isub-Ura kelimesinin önce Subar sonra da Sabir şekline dönüştüğü sanılmaktadır. R. Ghirshman, Sümer öncesinde (M.Ö. 4000) Mezopotamya’da Subarlar’ın yaşadığını kaydediyor… Sümerlerin şimdiki Türklerin atası, akrabası olduğunu biliyoruz… Ancak Sümer yazısında 18 adet Proto – Türkçe tamga bulunması, onların çok daha eski Türklerden geldiğini göstermektedir.

Yukarda ki resimde yer alan şekiller, dünyada bilinen ilk yazı sayılan Sümer Çivi Yazısıdır, çok daha eski 18 Proto-Türk Tamgası işte bu yazının harfleri içinde yer almaktadır.

Iduk-At (Orta Fırat) bölgesinde bulunan, M.Ö. 5500 yıllarına ait ve “Tel Es Sawwan III” seramikleri (Chefs d’oevr, Müsee Baghdat, Petit Palais, Paris, 1981) olarak bilinen arkeolojik eserler üzerindeki motifler OK, UÇ, ONÇ, ED, ÖK ,OĞ gibi Proto-Türk Tamgaları taşır. (Andre Parrot, Sumer, Gallimaud, Paris, 1960)

Dicle Nehri’nin ilk adı Aş-Ur’dur. Türkçede “Aş vurulan yer, toprakları tarıma elverişli” anlamına gelir.

Sümer şehirleri olan Ur, Uruk “kent” anlamına gelir. Bütün dillerde olduğu gibi (Hamburg, Sen Petersburg, Yenişehir, Eskişehir, Taşkent, Medine) kalabalık yerleşim merkezlerine Kent demelerinden daha tabii bir şey olamaz.Gir-Su ise, “Yer-Su demektir.
Asur devletinde dahi (M.Ö.2000) Subarca konuşuluyordu. Asur başkentinin adı Proto-Türkçe de Ant -Ub Uçuğ ’dur, yani “yüce antlaşma liderliği”.

Isub-Ura halkı (Sabirler), kendileri gibi bir Türk boyu olan İskitlere yenilince, Kafkasya’ya çekilmişler; Daha sonra Karadeniz’in kuzeyinde (Ukrayna-Kırım bölgesi) Ok-Uşuy adıyla bir devlet kurmuş olan İskitler ile birleşerek Deşt-i Kıpçak konfederasyonunu oluşturmuşlardır. Arkadan Cengiz Han istilası gelmiş ve bölgede Kırım Hanlığı kurulmuş, bir süre sonra da Osmanlı Devletine bağlanmıştır. Bölgedeki İskit-Moğol-Türk karışımı halka Tatar denmiştir.

Yani Ukrayna halkı çoğunlukla Türk kökenlidir!.

Zaten “Rus’u kazı, altından Tatar (Türk) çıkar” atasözü bütün eski Sovyetler için bu hakikate işaret eder.

Tatar kelimesi sonradan Ruslar ve Batılılar tarafından bütün Türk boyları için ortak olarak kullanılmıştır. Anadolu’da sadece Kırım ve Kazan Tatarları bilinir. Aslında halen Tipter, Börü, Kreşin, Geyne, Nukrat, Kasim, Mişer, Tobul, Saz-Yak, Tevriz, Tara gibi gruplar vardır.

Ancak kelime çok eskilere dayanır. Proto-Türkçeyi Moğolistan’a, Mamçurya ‘ya, Çin’e ve Kore’ye taşıyanlar Ok-Ata Ur koludur. Bu kelimeler sonra kaynaşarak Tatar olmuştur. Kore’de halen yaşamakta olan Aynu halkının atası da Tatar Türkleridir.
 
Üst Alt