ceylannur
Yeni Üyemiz
VÜCUDUMUZUN MİKROSKOBİK MOTORLARI: KASLARIMIZ
Kaslar vücudumuzun güç istasyonlarıdır. Görevleri enerjiyi güce çevirmektir ve bunu hayat boyu eksiksiz olarak yerine getirirler. Biz bunu kimi zaman fark eder, kimi zaman da hiç farkında olmayız. Örneğin bazı kaslarımız biz hiçbir çaba harcamadan çalışırlar. Kalp ve mide kasları bu türdendir. Onların çalışmalarını biz kontrol edemeyiz. Bizim isteğimiz dahilinde hareket eden kaslarımız ise iskelete bağlı olan kaslardır. Bu kaslardan vücudumuzda 650 tane vardır. Biz hareket ettikçe kemiklerle birlikte bu kaslar da kasılır ve gevşerler.
Kasları, kan damarları ve sinirler çalıştırır. Kan damarları aracılığıyla kaslara oksijen ve besin gelirken, sinirler aracılığıyla da kasın hareket etmesi sağlanır.
Şu andan itibaren kaslarınızın kontrolü tamamen size bırakılsaydı acaba ne olurdu? Örneğin kalp kasınızın denetiminin sizde olduğunu varsayalım. Bu durumda bütün zamanınızı başka hiçbir şey yapmadan, kalp kasınızın kasılması ve gevşemesi konusuna ayırmanız gerekecekti. Çünkü kalp kasınızın bir an bile durması hayatınızın sona ermesi demektir. Uykuya daldığınız anda ise -artık kalbinizin çalışmasını denetleyemeyeceğiniz için- yaşamınızı yitirmeniz kaçınılmaz olacaktır. Ancak böyle bir şey hiç olmaz. Çünkü vücudumuzdaki mükemmel kontrol sistemi sayesinde biz bunları düşünmek zorunda kalmayız.
Bizim yapmamız gereken sadece bize tüm bu kolaylıkları veren sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan Rabbimize şükretmek ve O'nun hoşnut olacağı davranışlarda bulunmaktır. Allah yalnızca Kendisine kulluk etmemiz gerektiğini bize bir ayette şöyle haber vermiştir:
İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka ilah yoktur. Herşeyin yaratıcısıdır, öyleyse O'na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir. (Enam Suresi, 102)
Kaslarınız büyük bir uyum içinde çalışır
Güldüğünüzde yüzünüzde aynı anda 17 kasın birden kasıldığını biliyor musunuz? Eğer bunlardan bir tanesi kasılmasa veya görevini yanlış yapsa gülümseyemezsiniz, üstelik yüzünüz anlamsız bir ifade alır.
Yüzünüzdeki kasların uyumlu çalışması sayesinde sizin de yüzünüzde yukarıdakilere benzer ifadeler oluşur.
Yüzünüzde mimik yapmakla görevli toplam 28 ayrı kas vardır. Bu kasların birarada kasılmalarıyla binlerce farklı ifade oluşturabilirsiniz. Kızgınlık, şaşkınlık, sevinç, gülümseme gibi ifadeleri bu kaslar sayesinde yaparsınız. Yüz kaslarının yanı sıra vücudunuzdaki diğer kaslar da büyük bir uyum içinde çalışırlar. Örneğin sadece tek bir adım atmak için ayaklarınızda ve sırtınızda bulunan 54 kas aynı anda çalışır. Bunun gibi daha yüzlerce hareketi kaslarımız sayesinde kolaylıkla yaparız ve bunlar bize çok olağan gelir. Ancak tüm bu bilgileri okuduktan sonra durup bir daha düşünmemiz gerekir. Çünkü biz bu kaslarımızın çalışması için hiçbir şey yapmayız. Eğer kaslarımız eksik çalışsaydı koşmak, yüzmek, bisiklete binmek bir yana tek bir adım atmamız bile imkansız olurdu. Bu nedenle unutmamamız gereken çok önemli bir gerçek vardır. Allah vücudumuzda kusursuz bir sistem yaratmıştır. Bu bize Rabbimizin bir hediyesidir. Bizim de Allah'ın bize karşı olan sonsuz merhametini sürekli düşünüp, Allah'ın büyüklüğünü anıp, şükretmemiz gerekir.
Her İşin Üstesinden Gelen Marifetli Ellerimiz
Kitabın sayfalarını çevirmek, arabanın kapısını açmak, el yıkamak… Bunlar ellerimizi kullanarak, hiç zorlanmadan ve çok sık yaptığımız işlerdir. Elimizi bunlara benzer, birbirinden farklı yüzlerce işte kullanabiliriz.
Kaslar vücudumuzun güç istasyonlarıdır. Görevleri enerjiyi güce çevirmektir ve bunu hayat boyu eksiksiz olarak yerine getirirler. Biz bunu kimi zaman fark eder, kimi zaman da hiç farkında olmayız. Örneğin bazı kaslarımız biz hiçbir çaba harcamadan çalışırlar. Kalp ve mide kasları bu türdendir. Onların çalışmalarını biz kontrol edemeyiz. Bizim isteğimiz dahilinde hareket eden kaslarımız ise iskelete bağlı olan kaslardır. Bu kaslardan vücudumuzda 650 tane vardır. Biz hareket ettikçe kemiklerle birlikte bu kaslar da kasılır ve gevşerler.
Kasları, kan damarları ve sinirler çalıştırır. Kan damarları aracılığıyla kaslara oksijen ve besin gelirken, sinirler aracılığıyla da kasın hareket etmesi sağlanır.
Şu andan itibaren kaslarınızın kontrolü tamamen size bırakılsaydı acaba ne olurdu? Örneğin kalp kasınızın denetiminin sizde olduğunu varsayalım. Bu durumda bütün zamanınızı başka hiçbir şey yapmadan, kalp kasınızın kasılması ve gevşemesi konusuna ayırmanız gerekecekti. Çünkü kalp kasınızın bir an bile durması hayatınızın sona ermesi demektir. Uykuya daldığınız anda ise -artık kalbinizin çalışmasını denetleyemeyeceğiniz için- yaşamınızı yitirmeniz kaçınılmaz olacaktır. Ancak böyle bir şey hiç olmaz. Çünkü vücudumuzdaki mükemmel kontrol sistemi sayesinde biz bunları düşünmek zorunda kalmayız.
İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka ilah yoktur. Herşeyin yaratıcısıdır, öyleyse O'na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir. (Enam Suresi, 102)
Kaslarınız büyük bir uyum içinde çalışır
Güldüğünüzde yüzünüzde aynı anda 17 kasın birden kasıldığını biliyor musunuz? Eğer bunlardan bir tanesi kasılmasa veya görevini yanlış yapsa gülümseyemezsiniz, üstelik yüzünüz anlamsız bir ifade alır.
Yüzünüzde mimik yapmakla görevli toplam 28 ayrı kas vardır. Bu kasların birarada kasılmalarıyla binlerce farklı ifade oluşturabilirsiniz. Kızgınlık, şaşkınlık, sevinç, gülümseme gibi ifadeleri bu kaslar sayesinde yaparsınız. Yüz kaslarının yanı sıra vücudunuzdaki diğer kaslar da büyük bir uyum içinde çalışırlar. Örneğin sadece tek bir adım atmak için ayaklarınızda ve sırtınızda bulunan 54 kas aynı anda çalışır. Bunun gibi daha yüzlerce hareketi kaslarımız sayesinde kolaylıkla yaparız ve bunlar bize çok olağan gelir. Ancak tüm bu bilgileri okuduktan sonra durup bir daha düşünmemiz gerekir. Çünkü biz bu kaslarımızın çalışması için hiçbir şey yapmayız. Eğer kaslarımız eksik çalışsaydı koşmak, yüzmek, bisiklete binmek bir yana tek bir adım atmamız bile imkansız olurdu. Bu nedenle unutmamamız gereken çok önemli bir gerçek vardır. Allah vücudumuzda kusursuz bir sistem yaratmıştır. Bu bize Rabbimizin bir hediyesidir. Bizim de Allah'ın bize karşı olan sonsuz merhametini sürekli düşünüp, Allah'ın büyüklüğünü anıp, şükretmemiz gerekir.
Her İşin Üstesinden Gelen Marifetli Ellerimiz
Kitabın sayfalarını çevirmek, arabanın kapısını açmak, el yıkamak… Bunlar ellerimizi kullanarak, hiç zorlanmadan ve çok sık yaptığımız işlerdir. Elimizi bunlara benzer, birbirinden farklı yüzlerce işte kullanabiliriz.
Elimiz o kadar güçlüdür ki yumruk sıkılmamış haldeyken bile bir nesnenin üzerine elimizle 45 kg ağırlığında bir güç uygulayabiliriz. Bu kadar büyük bir kuvvetin yanı sıra elimizi istediğimiz zamanlarda çok ince ve hassas işlerde de kullanabiliriz. Mesela iğne deliğinden iplik geçirmek gibi. Bu işlerin birinde çok fazla kuvvet gerekirken, diğerinde ise ince bir ayar gerekmektedir. Ancak biz bunları yaparken aslında elimizin ne kadar önemli bir işi başardığını fark etmeyiz bile. Yani hiçbir zaman "şimdi masanın üzerinden bir kağıt alacağım en iyisi 500 gramlık bir güç uygulayayım" veya "şimdi topu atacağım 5 kiloluk bir güç uygulayayım" diye düşünmeyiz. Tüm bunları otomatik olarak hiçbir şey düşünmeden yaparız. Çünkü Allah bizi kusursuz bir şekilde yaratmıştır. Elimizdeki bu eşsiz kabiliyet Allah'ın benzersiz yaratmasıyla var olmuştur.
Bilim adamlarının en büyük çabalarından birinin insan elinin benzeri yapay bir el üretmek olduğunu biliyor muydunuz? Yapılan robot eller; güç açısından insan eline eşdeğerdirler ancak bizim elimizde var olan dokunma hassasiyetine ve değişik işleri aynı anda yapabilme kabiliyetine sahip değildirler.
Siz ellerinizle hiç düşünmeden her istediğiniz hareketi yapabilirsiniz. Yazı yazarsınız, yemek yersiniz, yüzünüzü yıkarsınız, topu tutarsınız. Üstelik hiç zorlanmazsınız. Bilim adamlarının ve teknisyenlerin çok uzun yıllar uğraşarak ürettikleri yapay eller ise ancak belli hareketleri yapabilirler.
Zaten birçok bilim adamı da, insan elinin tüm fonksiyonlarına sahip robot bir elin yapılamayacağını düşünmektedir. "Karlsruhe Eli" olarak adlandırılan robot eli yapan mühendis Hans J. Schneebeli bu konuda şunları söylüyor:
Robot eller üzerinde ne kadar çok çalışırsam, insanların sahip oldukları ellere de o kadar çok hayran oluyorum. İnsan elinin yaptığı işin bir kısmına bile ulaşabilmemiz için daha çok zamanın geçmesi gerekir.
Günümüz teknolojisi ile bir benzeri yapılamayan ellerimizi Allah, özel olarak tasarlamıştır. Ellerimiz Allah'ın yaratma sanatındaki kusursuzluğu bize gösterir.
Allah'tan başka bir yaratıcı yoktur. Allah bir ayette Kendisinden başka ilah olmadığını bildirerek, bu gerçeği görmeyen insanlara şöyle seslenmektedir:
De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'tır." De ki: "Öyleyse, O'nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki: "Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah'a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki: "Allah, herşeyin yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredici olandır." (Rad Suresi, 16)
Zaten birçok bilim adamı da, insan elinin tüm fonksiyonlarına sahip robot bir elin yapılamayacağını düşünmektedir. "Karlsruhe Eli" olarak adlandırılan robot eli yapan mühendis Hans J. Schneebeli bu konuda şunları söylüyor:
Robot eller üzerinde ne kadar çok çalışırsam, insanların sahip oldukları ellere de o kadar çok hayran oluyorum. İnsan elinin yaptığı işin bir kısmına bile ulaşabilmemiz için daha çok zamanın geçmesi gerekir.
Allah'tan başka bir yaratıcı yoktur. Allah bir ayette Kendisinden başka ilah olmadığını bildirerek, bu gerçeği görmeyen insanlara şöyle seslenmektedir:
De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'tır." De ki: "Öyleyse, O'nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki: "Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah'a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki: "Allah, herşeyin yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredici olandır." (Rad Suresi, 16)