TaHKaR
Aktif Üyemiz
Sual: Yalan, gıybet, harâma bakmak gibi günâhlar orucu bozar mı?
CEVAP: Hadîs-i şerîfte, (Gıybet etmek, söz taşımak, yalan yere yemin etmek, nâmahreme şehvetle bakmak orucu bozar) buyuruldu. İmâm-ı a'zâm hazretleri, bu hadîs-i şerîfi açıklıyor ve, (Bu günâhlar orucun sevâbını bozar, sıhhatini bozmaz, oruç mekrûh olur) buyuruyor. Yanî bu günâhları işliyen, oruç borcundan kurtulur ise de, oruca mahsûs büyük sevâba kavuşamaz. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Nice oruç tutan vardır ki, açlık ve susuzluktan başka bir şey elde etmez) [I. Mâce].
Oruç, mü'minler için bir nimet ve emânettir. Emânete riâyet etmek lâzımdır. Onun zâyi' olmaması için şartlarını ve edeplerini gözetmek îcâb eder. Harâma bakmaktan sakınmalıdır! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Harâma bakmak, şeytanın zehirli bir okudur. Allahtan korkup bunu terkedene, Allahü teâlâ öyle bir îmân verir ki, tatlılığını kalbinde bulur.) [Hâkim].
Oruçlu, dilini de korumalıdır! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Oruç, ateşe kalkandır. Gıybetle parçalanmadıkça korur. Oruçlu câhillik edip de kötü söz söylemesin! Biri kendine sataşırsa, "ben oruçluyum" desin!) [Buhârî].
Gözü ve dili günâhlardan koruduğumuz gibi, kulağımızı da korumamız lâzımdır. Konuşulması harâm olan şeyi, dinlemek de harâmdır. El, ayak ve diğer uzuvları da harâmdan korumalıdır! Oruç tutup a'zâları ile günâh işleyen, ilâç yerine zehir içen hastaya benzer. Çünkü günâh zehirdir. İbâdetlerimizin sevâbını yok eder. Onun için oruçlarımızı ve diğer ibâdetlerimizi harâm işleyerek sevâbsız hâle getirmemeliyiz!
CEVAP: Hadîs-i şerîfte, (Gıybet etmek, söz taşımak, yalan yere yemin etmek, nâmahreme şehvetle bakmak orucu bozar) buyuruldu. İmâm-ı a'zâm hazretleri, bu hadîs-i şerîfi açıklıyor ve, (Bu günâhlar orucun sevâbını bozar, sıhhatini bozmaz, oruç mekrûh olur) buyuruyor. Yanî bu günâhları işliyen, oruç borcundan kurtulur ise de, oruca mahsûs büyük sevâba kavuşamaz. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Nice oruç tutan vardır ki, açlık ve susuzluktan başka bir şey elde etmez) [I. Mâce].
Oruç, mü'minler için bir nimet ve emânettir. Emânete riâyet etmek lâzımdır. Onun zâyi' olmaması için şartlarını ve edeplerini gözetmek îcâb eder. Harâma bakmaktan sakınmalıdır! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Harâma bakmak, şeytanın zehirli bir okudur. Allahtan korkup bunu terkedene, Allahü teâlâ öyle bir îmân verir ki, tatlılığını kalbinde bulur.) [Hâkim].
Oruçlu, dilini de korumalıdır! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Oruç, ateşe kalkandır. Gıybetle parçalanmadıkça korur. Oruçlu câhillik edip de kötü söz söylemesin! Biri kendine sataşırsa, "ben oruçluyum" desin!) [Buhârî].
Gözü ve dili günâhlardan koruduğumuz gibi, kulağımızı da korumamız lâzımdır. Konuşulması harâm olan şeyi, dinlemek de harâmdır. El, ayak ve diğer uzuvları da harâmdan korumalıdır! Oruç tutup a'zâları ile günâh işleyen, ilâç yerine zehir içen hastaya benzer. Çünkü günâh zehirdir. İbâdetlerimizin sevâbını yok eder. Onun için oruçlarımızı ve diğer ibâdetlerimizi harâm işleyerek sevâbsız hâle getirmemeliyiz!