Şahı_zaman
Aktif Üyemiz
Yalnızlık tehlikeli midir?
Yalnızı yalnız bırakmayan biri vardır. Yalnızlığın oluşturduğu bütün boşlukları o doldurur. Önce beyne hükmeder, zihni bulandırır, hayalleri kirletir. Sonra ayaklara sözünü geçirir, ele istediğini yaptırmaya başlar. Aklıyla, ayağıyla, eliyle ve kalbiyle ele geçirdiği insanı kirli ortamlara çeker. İnsana hiç yapmadığı şeyleri yaptırır. İnsan; sigara, içki, kadın, hırsızlık gibi şeylere böyle başlar.
Böylece adım atılır şer kapısına.
Böylece tanışılır şer ortamıyla ve “şer” peşinde koşup duranlarla.
“Yalnızın dostu şeytandır.” derler.
Evet öyledir, bir insan yalnız kalmaya görsün, şeytan birbiri ardına atar tokatlarını.
İnsan ardı ardına gelen saldırılarla bunalır ve şeytana teslim-i silah eder.
Çünkü karşısında güçlü bir düşman vardır. Beri yanda ise bu düşmanın yandaşı olan nefis...
Nefis ile şeytan arasında sıkışıp kalan insanın hâli çok zordur.
Böyle durumlarda insanın böyle bir vartayı atlatması çok zordur.
İki cihan serveri Peygamber Efendimiz (sas) bir hadis-i şerifte şöyle buruyor: “İnsanlar yalnızlıktaki mahzuru benim kadar bilselerdi, hiçbir atlı tek başına bir gececik olsun yola çıkmazdı.”
Yalnızlığın boğuculuğuna, tehlikesine böyle işaret ediyor iki cihan serveri Peygamberimiz.
Yalnız kalan bir insanın karşılaşacağı tehlikeye bir başka hadis-i şerifte Efendimiz (sas) şöyle işaret ediyor:
“Şeytan insana kanın nüfuz ettiği gibi nüfuz eder.”
Şeytanın bu şekilde nüfuz edeceği insan, öncelikle yalnız kalan insandır.
Nefsiyle baş başa kalmış olan insandır.
Şeytan insanın elini, dilini, belini kötüye yönlendirir.
Şeytan, insanı iyilikten, güzellikten uzaklaştırır. “Size cemaati tavsiye ederim. Ayrılıktan sakının. Zira şeytan, tek kalanla birlikte olur. İki kişiden uzak durur.” sözleriyle şeytandan kurtulmanın yollarından birini işaret ediyor iki cihan serveri Peygamber Efendimiz (sas). Evde, işyerinde, yolculukta, çarşıda yalnız kalmaktan kaçınmalı, bizi şeytandan ve nefisten koruyacak “emin” bir dost bulmalı, onunla “cemaat” olmalıyız.
Yalnızı yalnız bırakmayan biri vardır. Yalnızlığın oluşturduğu bütün boşlukları o doldurur. Önce beyne hükmeder, zihni bulandırır, hayalleri kirletir. Sonra ayaklara sözünü geçirir, ele istediğini yaptırmaya başlar. Aklıyla, ayağıyla, eliyle ve kalbiyle ele geçirdiği insanı kirli ortamlara çeker. İnsana hiç yapmadığı şeyleri yaptırır. İnsan; sigara, içki, kadın, hırsızlık gibi şeylere böyle başlar.
Böylece adım atılır şer kapısına.
Böylece tanışılır şer ortamıyla ve “şer” peşinde koşup duranlarla.
“Yalnızın dostu şeytandır.” derler.
Evet öyledir, bir insan yalnız kalmaya görsün, şeytan birbiri ardına atar tokatlarını.
İnsan ardı ardına gelen saldırılarla bunalır ve şeytana teslim-i silah eder.
Çünkü karşısında güçlü bir düşman vardır. Beri yanda ise bu düşmanın yandaşı olan nefis...
Nefis ile şeytan arasında sıkışıp kalan insanın hâli çok zordur.
Böyle durumlarda insanın böyle bir vartayı atlatması çok zordur.
İki cihan serveri Peygamber Efendimiz (sas) bir hadis-i şerifte şöyle buruyor: “İnsanlar yalnızlıktaki mahzuru benim kadar bilselerdi, hiçbir atlı tek başına bir gececik olsun yola çıkmazdı.”
Yalnızlığın boğuculuğuna, tehlikesine böyle işaret ediyor iki cihan serveri Peygamberimiz.
Yalnız kalan bir insanın karşılaşacağı tehlikeye bir başka hadis-i şerifte Efendimiz (sas) şöyle işaret ediyor:
“Şeytan insana kanın nüfuz ettiği gibi nüfuz eder.”
Şeytanın bu şekilde nüfuz edeceği insan, öncelikle yalnız kalan insandır.
Nefsiyle baş başa kalmış olan insandır.
Şeytan insanın elini, dilini, belini kötüye yönlendirir.
Şeytan, insanı iyilikten, güzellikten uzaklaştırır. “Size cemaati tavsiye ederim. Ayrılıktan sakının. Zira şeytan, tek kalanla birlikte olur. İki kişiden uzak durur.” sözleriyle şeytandan kurtulmanın yollarından birini işaret ediyor iki cihan serveri Peygamber Efendimiz (sas). Evde, işyerinde, yolculukta, çarşıda yalnız kalmaktan kaçınmalı, bizi şeytandan ve nefisten koruyacak “emin” bir dost bulmalı, onunla “cemaat” olmalıyız.