TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
Eski Türklerde inanılan ancak tek bir Tanrı vardır ve bu Tanrı’ya, saygı ifadesi olarak yüce Tanrı anlamında Gök Tanrı denilmiştir. Gök Tanrı evrenseldir. Şafağı söktüren, bitkiye hayat veren, insanlara canlarını bağışlayan, dilediği zaman geri alan, cezalandıran, affeden odur. Yalvaranın ömrünü uzatır, atlarını çoğaltır, kuzunun yakarışını bile duyar. O her şeyi görür, bilir ve iradesine karşı gelinmez. Türk milletinin başına kağanı o tayin eder. Kağana güç veren de odur.(1)
Tanrı ve Allah kelimeleri geçmişte olduğu gibi bugün de aynı anlamda kullanılmaktadır. Gök Türk kitabelerinde Tanrının özellikleri İslam dininde belirtilen Allah’ın sıfatlarına çok yakınlık göstermektedir. Tanrı sonsuz bir hayata sahiptir; ezeli ve ebedidir. Tanrı her şeyi yaratır. Tanrı yaşatır ve öldürür. Tanrı üstün bir kudret sahibidir. Tanrı insan kaderine hakimdir, insana güç, başarı, zafer verir. Acunu yönetir. Tanrı irade sahibidir. Tanrı kelam sahibidir. Tanrı her şeyi en iyi bilendir, insana bilgi verendir. Tanrı esirgeyici ve koruyucudur. Tanrı kulun duasını kabul edendir.(2)
Gök Tanrı öncelikle tektir, eşi ve benzeri yoktur. Yaratıcıdır; bilinen ve bilinmeyen her şeyi O yaratmıştır. Savaşlarda O’nun iradesi ile zafere ulaşılır. Buyurur, iradesine uymayanları cezalandırır. İnsanlara kut ve ülüg (kısmet) bağışlar ama bunları layık olmayanlardan geri alır. Canlılara yaşam verir. Ölüm onun iradesine bağlıdır. Varlıklara yaşam verdiği gibi, dilediğinde de onu geri alır. Tanrı kara-yol, yani kanundur, haktır; kırılanları birleştirir, yırtılanları ular, doğru insanı ve yalancıyı bilir. O’na diz çökerek dua edilir, isteyene kut verir, isteyene at, ömür verir; kuzgunun niyazı bile ona ulaşır. İnsanlar ölümlü, Tanrı ebedidir.(3) Ayrıca Onun lütuf, irade, gazap özellikleri vardır.(4)
Türklerde hiçbir şekilde “tanrılar” şeklinde çoğul bir kullanım görülmemektedir. Gök Tanrı her şeyden önce “Tek Tanrı” demektir. İbn Faldan, Oğuzların “Bir Tengri” dediklerini aktarıyor ki bu “Bir Allah” anlamına gelir. Moğol Kağanı Möngke Fransa kralına “Tanrı ancak bir ve ebedidir” şeklinde cevap vermektedir. Tek Tanrı, “Bayat” ve “Mengü”, yani kıdem ve beka sıfatlarına sahiptir. Orhun Kitabeleri’ne göre “Zamanı Tanrı yaşar”, Bulgar Kitabesinde ise bu husus “İnsanlar fani, Tanrı ebedidir” şeklinde açık olarak dile getirilir. Bu özelliklere sahip Tanrı sonradan var olanlara benzemez.
Rubruk’un aktardığına göre, bir Uygur Türküne “Tanrı bir cisim midir?” diye sorulduğunda onun “Hayır, O bir ruhtur, hiçbir cisme benzemediği gibi heykeli de yapılamaz” demesinden bu husus anlaşılmaktadır. “Tengri teg Tengri” ifadesi Tanrının Vacibü’l Vücud” olduğunu anlatmaktadır.(5)
Gök Tanrı, Yaratıcılık vasfına da sahiptir. Yaratmakla ilgili olarak Kitabeler ve destanlarda kılmak, törütme ve yaratma tabirleri geçmektedir. Kılmak, vücut bulmak, yapılmak anlamına “Bizzat kendim Çin İmparatorluğu zamanında kılındım”(6) şeklinde geçmektedir. Bahaddin Ögel’e göre eski Türkler yaratılmak için kılınmak fiilini kullanırlardı.(7) Yaratma, biçim vermek, tertiplemek, tesis etmek, kurmak, oluşturmak, yapmak anlamlarında kullanılmıştır. “Tanrı gibi Tanrı tarafından yaratmış (var edilmiş) Türk Bilge Kağan” (8)
“Tanrı buyurduğu için ben de tahta oturduğumda kavmi yarattım tanzim ettim.”, “Onlara ayrıca bark yarattım / yaptırttım.”(9)
Törütme, Kitabelerde “törimiş” varlığa getirmek anlamında alınarak tanrıyla birlikte kullanıldığında yaratılmış anlamına geldiği ifade edilmiştir.
“Zamanı Tanrı takdir eder, kişioğlu hep ölmek için törümiş.”(10)
“Yeri O yarattı /töritti, O’na yer olmaz”(11)
“Tanrı ademi türitti /yarattı, Tanrı alemi türitti.”(12)
Gök Tanrı, semavi dinlerin ilahlarında görülen ortak özelliklere uygun olarak, kudretli ve aşkın “Yüce Tanrı” şeklinde kendini göstermektedir. Kitabelerde açıkça bu hususu belirten semavi, yüce, güçlü terimleri yer almaktadır. Ebedi anlamındaki bengi terimi daha sonra Moğol çağında görülmektedir. Aynı şekilde yaratıcı sıfatıyla O, açık bir biçimde ancak Altay Türklerinde ve Yakutlarda görünüyor.
Bu bakımdan Türk topluluklarının Tanrı telakkisinde, zaman içerisinde bir yükselmenin olduğu dikkat çekmektedir. Ancak bu gelişmelere rağmen, Tanrı kavramının orijinal yapısını devam ettirdiği dikkate alınırsa, Türklerde Gök Tanrı’nın en azından mefhum olarak yaratıcı ve kadir-i mutlak Tanrı şeklinde varlığını sürdürdüğü anlaşılmaktadır.(13)
Kaynak:
Hikmet Tanyu’da Gök Tanrı İnancı Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme
Ercan DALKILIÇ
Alıntılar:
(1) Hikmet Tanyu, İslamlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı, s.28-33
(2) Hikmet Tanyu, İslamlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı, s. 28-34
(3) İbrahim Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü, s. 295-296.
(4) Liu Mau Tsai, Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri, s. 590-591
(5) Sait Başer, Gök Tanrı’nın Sıfatlarına Esmaü’l-Hüsna Açısından Bakış, İstanbul 1991, 15-29.
(6) Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları,c. 2, s. 110.
(7) Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, c. II, s. 88-89. Bkz. Numan Durak Aksoy. Türk Yaratılış ve Türeyiş Destanları ve Dinî Motifler, Yüksek lisans Tezi, Kayseri, 1993.
(8) Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, c. 1, s.22.
(9) Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, c. 2, s.56-58.
(10) Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, c. 2, s.52.
(11) Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig, s.13.
(12) İsmail Taş, Türk Düşüncesinde Kozmogoni-Kozmoloji, s. 36.
(13) Harun Güngör, “Eski Türklerde Din ve Düşünce”, Türkler, c.3, s. 262
Tanrı ve Allah kelimeleri geçmişte olduğu gibi bugün de aynı anlamda kullanılmaktadır. Gök Türk kitabelerinde Tanrının özellikleri İslam dininde belirtilen Allah’ın sıfatlarına çok yakınlık göstermektedir. Tanrı sonsuz bir hayata sahiptir; ezeli ve ebedidir. Tanrı her şeyi yaratır. Tanrı yaşatır ve öldürür. Tanrı üstün bir kudret sahibidir. Tanrı insan kaderine hakimdir, insana güç, başarı, zafer verir. Acunu yönetir. Tanrı irade sahibidir. Tanrı kelam sahibidir. Tanrı her şeyi en iyi bilendir, insana bilgi verendir. Tanrı esirgeyici ve koruyucudur. Tanrı kulun duasını kabul edendir.(2)
Gök Tanrı öncelikle tektir, eşi ve benzeri yoktur. Yaratıcıdır; bilinen ve bilinmeyen her şeyi O yaratmıştır. Savaşlarda O’nun iradesi ile zafere ulaşılır. Buyurur, iradesine uymayanları cezalandırır. İnsanlara kut ve ülüg (kısmet) bağışlar ama bunları layık olmayanlardan geri alır. Canlılara yaşam verir. Ölüm onun iradesine bağlıdır. Varlıklara yaşam verdiği gibi, dilediğinde de onu geri alır. Tanrı kara-yol, yani kanundur, haktır; kırılanları birleştirir, yırtılanları ular, doğru insanı ve yalancıyı bilir. O’na diz çökerek dua edilir, isteyene kut verir, isteyene at, ömür verir; kuzgunun niyazı bile ona ulaşır. İnsanlar ölümlü, Tanrı ebedidir.(3) Ayrıca Onun lütuf, irade, gazap özellikleri vardır.(4)
Gök Tanrının Tek Tanrılık Mahiyeti
Türklerde hiçbir şekilde “tanrılar” şeklinde çoğul bir kullanım görülmemektedir. Gök Tanrı her şeyden önce “Tek Tanrı” demektir. İbn Faldan, Oğuzların “Bir Tengri” dediklerini aktarıyor ki bu “Bir Allah” anlamına gelir. Moğol Kağanı Möngke Fransa kralına “Tanrı ancak bir ve ebedidir” şeklinde cevap vermektedir. Tek Tanrı, “Bayat” ve “Mengü”, yani kıdem ve beka sıfatlarına sahiptir. Orhun Kitabeleri’ne göre “Zamanı Tanrı yaşar”, Bulgar Kitabesinde ise bu husus “İnsanlar fani, Tanrı ebedidir” şeklinde açık olarak dile getirilir. Bu özelliklere sahip Tanrı sonradan var olanlara benzemez.
Rubruk’un aktardığına göre, bir Uygur Türküne “Tanrı bir cisim midir?” diye sorulduğunda onun “Hayır, O bir ruhtur, hiçbir cisme benzemediği gibi heykeli de yapılamaz” demesinden bu husus anlaşılmaktadır. “Tengri teg Tengri” ifadesi Tanrının Vacibü’l Vücud” olduğunu anlatmaktadır.(5)
Gök Tanrı, Yaratıcılık vasfına da sahiptir. Yaratmakla ilgili olarak Kitabeler ve destanlarda kılmak, törütme ve yaratma tabirleri geçmektedir. Kılmak, vücut bulmak, yapılmak anlamına “Bizzat kendim Çin İmparatorluğu zamanında kılındım”(6) şeklinde geçmektedir. Bahaddin Ögel’e göre eski Türkler yaratılmak için kılınmak fiilini kullanırlardı.(7) Yaratma, biçim vermek, tertiplemek, tesis etmek, kurmak, oluşturmak, yapmak anlamlarında kullanılmıştır. “Tanrı gibi Tanrı tarafından yaratmış (var edilmiş) Türk Bilge Kağan” (8)
“Tanrı buyurduğu için ben de tahta oturduğumda kavmi yarattım tanzim ettim.”, “Onlara ayrıca bark yarattım / yaptırttım.”(9)
Törütme, Kitabelerde “törimiş” varlığa getirmek anlamında alınarak tanrıyla birlikte kullanıldığında yaratılmış anlamına geldiği ifade edilmiştir.
“Zamanı Tanrı takdir eder, kişioğlu hep ölmek için törümiş.”(10)
“Yeri O yarattı /töritti, O’na yer olmaz”(11)
“Tanrı ademi türitti /yarattı, Tanrı alemi türitti.”(12)
Gök Tanrı, semavi dinlerin ilahlarında görülen ortak özelliklere uygun olarak, kudretli ve aşkın “Yüce Tanrı” şeklinde kendini göstermektedir. Kitabelerde açıkça bu hususu belirten semavi, yüce, güçlü terimleri yer almaktadır. Ebedi anlamındaki bengi terimi daha sonra Moğol çağında görülmektedir. Aynı şekilde yaratıcı sıfatıyla O, açık bir biçimde ancak Altay Türklerinde ve Yakutlarda görünüyor.
Bu bakımdan Türk topluluklarının Tanrı telakkisinde, zaman içerisinde bir yükselmenin olduğu dikkat çekmektedir. Ancak bu gelişmelere rağmen, Tanrı kavramının orijinal yapısını devam ettirdiği dikkate alınırsa, Türklerde Gök Tanrı’nın en azından mefhum olarak yaratıcı ve kadir-i mutlak Tanrı şeklinde varlığını sürdürdüğü anlaşılmaktadır.(13)
Kaynak:
Hikmet Tanyu’da Gök Tanrı İnancı Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme
Ercan DALKILIÇ
Alıntılar:
(1) Hikmet Tanyu, İslamlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı, s.28-33
(2) Hikmet Tanyu, İslamlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı, s. 28-34
(3) İbrahim Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü, s. 295-296.
(4) Liu Mau Tsai, Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri, s. 590-591
(5) Sait Başer, Gök Tanrı’nın Sıfatlarına Esmaü’l-Hüsna Açısından Bakış, İstanbul 1991, 15-29.
(6) Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları,c. 2, s. 110.
(7) Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, c. II, s. 88-89. Bkz. Numan Durak Aksoy. Türk Yaratılış ve Türeyiş Destanları ve Dinî Motifler, Yüksek lisans Tezi, Kayseri, 1993.
(8) Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, c. 1, s.22.
(9) Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, c. 2, s.56-58.
(10) Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, c. 2, s.52.
(11) Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig, s.13.
(12) İsmail Taş, Türk Düşüncesinde Kozmogoni-Kozmoloji, s. 36.
(13) Harun Güngör, “Eski Türklerde Din ve Düşünce”, Türkler, c.3, s. 262