Asil Şair
Aktif Üyemiz
Yeni Osmanlıcı zihniyet Fatih Sultan Mehmet'in annesi Mara Despina'yı neden hazmedemez?
İkinci Murat’ın Osmanlı tahtına oturduğu sırada Sırbistan Kralı da Curac Brankoviç'tir. Osmanlı’ya bağlı Curac Brankovic ,2.Murat’ın dostluğundan emin olabilmek için bir zamanlar Stefan Lazereviç’in kız kardeşini Yıldırım Bayezid’e gönderdiği gibi henüz
14 yaşındaki güzel kızı Mara Despina’yı Osmanlı sarayına gönderiyordu.
İkinci Murat’ın Osmanlı tahtına oturduğu sırada Sırbistan Kralı da Curac Brankoviç'tir. Osmanlı’ya bağlı Curac Brankovic ,2.Murat’ın dostluğundan emin olabilmek için bir zamanlar Stefan Lazereviç’in kız kardeşini Yıldırım Bayezid’e gönderdiği gibi henüz
Mara Despina, 2. Murat’tan hamile kalacak ve ondan sonra tahta çıkacak olan Fatih Sultan Mehmet’in annesi olacaktır.
Fatih’in annesinin kimliği günümüzde bile Osmanlıcı-İslamcı zihniyet için büyük bir sorundur. Bu zihniyet ısrarla Fatih’in annesinin İsfendiyar Bey’in kızı Alime Hatun olduğunu söyler. Hoca Saadettin Efendi de aynı şeyi söylese de dönemin Osmanlı kaynakları dahi buna itibar etmemiştir.
Bakınız Osmanlı kaynakları İsfendiyar Beyin kızı ve oğlu meselesine nasıl açıklık getirmektedir.
Aşıkpaşazade: “ İsfendiyar Kızından olan küçük bir kardeşi vardı onu da menziline eriştirdi (yani boğdurarak öldürttü)” diyerek konuya açıklık getirmektedir. Bostancızade Yahya da: “ Sultan Mehmet’in yalnız İsfendiyar kızından doğan Sultan Ahmet adlı küçük kardeşi…” der ve Aşıkpaşazade’yi doğrular.
Tarihçi Hammer bu konuya şöyle açıklık getirmektedir: “ Sultan Murat Sinop hakimi İsfendiyar Beyi kızı ile izdivacından henüz memede bir erkek evlat bırakmıştı. Yeni padişah kendi bir cariyeden doğduğu için,biraderinin meşru bir zevceden doğmasından dolayı şehzadenin saltanat iddiasında bulunma ihtimaline karşı Şehzade Ahmet’i öldürttü.” (mufassal tarih sayfa: 388)
Görüldüğü gibi Alime Hatun
Fatih’in değil
onun henüz 18 aylıkken boğdurttuğu kardeşi Şehzade Ahmet’in annesidir. Osmanlıcı-İslamcı zihniyet tarihi göz göre göre çarpıtmaktadır.
Fatih tahta çıktıktan sonra memleketi Sırbistan’a dönmek isteyen annesi Mara Despina’yı hediyelerle ve babası 2. Murat’ın zapt ettiği Sırbistan’ın Toblica ve Glubotçitsa bölgelerini
dedesi Curac Brankoviç’e geri verdiğini bildiren bir fermanla Sırbistan’a gönderir.
Dedesi Brankoviç’in ölmesi üzerine 2. Mehmet annesi Mara Despina’yı Osmanlı Ülkesine geri getirir ve Selanik’teki Küçük Ayasofya manastırı ile çevresindeki geniş bir araziyi bir fermanla annesine tahsis eder.
Aslı bugün Topkapı arşivinde bulunan bu tarihi belgede Fatih kısaca şöyle demektedir: “ Bu devrin Hristiyan kadınlarının en yücelerinden olan anam Despina Hatun,Selanik’te Küçük Ayasofya adıyla ünlü manastırı şeriat kurallarına göre satın almış.
Gerekli belgesi de varmış. Durumu bana ilettiler. Ben de uygun bulup bu fermanı verdim ki bu manastıra sahip olsun. Dilerse satsın, dilerse bağışlasın. Hiç kimse engel olmasın, bozmasın ,değiştirmesin, İçindekilerden vergi alınmasın, hiç kimse tedirgin etmesin. Bu fermanı görenler gerçek olduğuna inansın.”
Bu ferman Fatih Sultan Mehmet’in annesinin kimliği hakkında en sağlam tarihi kanıttır. İslamcı-Osmanlıcı zihniyet reddedemediği bu ferman karşısına siz ona bakmayın Despina aslında onun üvey annesidir dese de bundan daha güçlü bir kanıt ta bu güne kadar ortaya koyamamıştır.
Fatihin bizzat fermanla açıkladığı ve kendisine dert etmediği annesinin kimliği günümüz İslamcı-Osmanlıcı zihniyetinin en büyük derdidir. Çünkü bu zihniyet için İstanbul’u fetih ederek Peygamberimizin övgüsüne layık olan ve bir İslam Önderi olarak gösterdikleri Fatih’in annesinin Hristiyan bir Sırp olması asla izah edemeyecekleri bir durumdur.
İşte asla tasvip etmediğim ve reddettiğim Şovenist milliyetçilik ve dini bağnazlık öylesine bir hastalıktır ki kendi tarihinizi bile çarpıtacak ve inkâr edecek hale gelirsiniz.
Mara Despina oğlu Fatih Sultan Mehmet’in kendisine tahsis ettiği Manastırda ömrünün sonuna kadar bir rahibe hayatı yaşamış ve 1487 yılında Ortodoks bir Hristiyan olarak ölmüştür.
AHMET ELDEN
Bakınız Osmanlı kaynakları İsfendiyar Beyin kızı ve oğlu meselesine nasıl açıklık getirmektedir.
Aşıkpaşazade: “ İsfendiyar Kızından olan küçük bir kardeşi vardı onu da menziline eriştirdi (yani boğdurarak öldürttü)” diyerek konuya açıklık getirmektedir. Bostancızade Yahya da: “ Sultan Mehmet’in yalnız İsfendiyar kızından doğan Sultan Ahmet adlı küçük kardeşi…” der ve Aşıkpaşazade’yi doğrular.
Tarihçi Hammer bu konuya şöyle açıklık getirmektedir: “ Sultan Murat Sinop hakimi İsfendiyar Beyi kızı ile izdivacından henüz memede bir erkek evlat bırakmıştı. Yeni padişah kendi bir cariyeden doğduğu için,biraderinin meşru bir zevceden doğmasından dolayı şehzadenin saltanat iddiasında bulunma ihtimaline karşı Şehzade Ahmet’i öldürttü.” (mufassal tarih sayfa: 388)
Görüldüğü gibi Alime Hatun
Fatih tahta çıktıktan sonra memleketi Sırbistan’a dönmek isteyen annesi Mara Despina’yı hediyelerle ve babası 2. Murat’ın zapt ettiği Sırbistan’ın Toblica ve Glubotçitsa bölgelerini
Dedesi Brankoviç’in ölmesi üzerine 2. Mehmet annesi Mara Despina’yı Osmanlı Ülkesine geri getirir ve Selanik’teki Küçük Ayasofya manastırı ile çevresindeki geniş bir araziyi bir fermanla annesine tahsis eder.
Aslı bugün Topkapı arşivinde bulunan bu tarihi belgede Fatih kısaca şöyle demektedir: “ Bu devrin Hristiyan kadınlarının en yücelerinden olan anam Despina Hatun,Selanik’te Küçük Ayasofya adıyla ünlü manastırı şeriat kurallarına göre satın almış.
Gerekli belgesi de varmış. Durumu bana ilettiler. Ben de uygun bulup bu fermanı verdim ki bu manastıra sahip olsun. Dilerse satsın, dilerse bağışlasın. Hiç kimse engel olmasın, bozmasın ,değiştirmesin, İçindekilerden vergi alınmasın, hiç kimse tedirgin etmesin. Bu fermanı görenler gerçek olduğuna inansın.”
Bu ferman Fatih Sultan Mehmet’in annesinin kimliği hakkında en sağlam tarihi kanıttır. İslamcı-Osmanlıcı zihniyet reddedemediği bu ferman karşısına siz ona bakmayın Despina aslında onun üvey annesidir dese de bundan daha güçlü bir kanıt ta bu güne kadar ortaya koyamamıştır.
Fatihin bizzat fermanla açıkladığı ve kendisine dert etmediği annesinin kimliği günümüz İslamcı-Osmanlıcı zihniyetinin en büyük derdidir. Çünkü bu zihniyet için İstanbul’u fetih ederek Peygamberimizin övgüsüne layık olan ve bir İslam Önderi olarak gösterdikleri Fatih’in annesinin Hristiyan bir Sırp olması asla izah edemeyecekleri bir durumdur.
İşte asla tasvip etmediğim ve reddettiğim Şovenist milliyetçilik ve dini bağnazlık öylesine bir hastalıktır ki kendi tarihinizi bile çarpıtacak ve inkâr edecek hale gelirsiniz.
Mara Despina oğlu Fatih Sultan Mehmet’in kendisine tahsis ettiği Manastırda ömrünün sonuna kadar bir rahibe hayatı yaşamış ve 1487 yılında Ortodoks bir Hristiyan olarak ölmüştür.
AHMET ELDEN
Moderatör tarafında düzenlendi: