Adilbey
Aktif Üyemiz
Aşık olamayan adem benzer yemişsiz ağacaTürlü türlü cefanın Adını aşk koymuşlar
Aşk aşıkı şir eder,
Aslanı zencir eder,
Katı taşı mum eder
Dervişlik baştadır, tacda değildir, Kızdırmak addadır, saçta değildir
İlim, kendini bilmektirDağlar nice yüksek ise,yol anın üstünden geçerDünyada dertsiz baş olmaz Derd'olanın ahı dinmez
Cümleler doğrudur sen doğru isen, Doğruluk bulunmaz sen eğri isen
Bu dünyaya gelen giderYürü fani dünya, sana gelende gülmüş var mıdır?Eğer bir müminin kalbin kırarsan
Hak'ka eylediğin secde değildir
Aklı olan korkmak gerek Nefs elinden, hırs elinden
Nefstir seni yolda koyan, Yolda kalır nefse uyan
Sabır saadeti ebedi kalır
Sabır kimde ise o nasib alır
Eğer hor eğer hürmet Kişiye sözden gelir
Zehr ile pişen aşı Yemeğe kim gelir
Beni bende demen bende değilem, Bir ben vardır bende benden içeri
Sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz
Yunus Emre'den
Gelin tanış olalım
İşin kolay kılalım
Sevelim Sevilelim
Dünya kimseye kalmaz
Yunus Emre’yi kötüleyen biri, (Bir taraftan “Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan ötürü” diyerek hoşgörülüğünü sergilerken, bir taraftan da, “Beş vakit namaz kılmayan, bilin müslüman olmadı, ol Cehenneme girse gerek” diyerek müsamahasızlık çukuruna düşmüştür Hoşgörünün zirvesine çıkmak gerekir) diyor Hoşgörü ne demektir? TDK’nın sözlüğünde, (Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu) deniyor Dikkat ediniz, her şey deniyor Her şeyi anlayışla karşılamak diye tarif ediyor Yine TDK’da, Mezhebi geniş ifadesini tarif ederken, (Namus konusunda aşırı hoşgörülü davranan kimse) deniyor
Yunus Emre’yi kötüleyen kimseye göre, hoşgörü denilen şeyin bir sınırı yoktur Ne kadar hoş görülürse, o kadar iyidir Hâlbuki sınırsız hürriyet gibi, sınırsız hoşgörü de çok yanlıştır Kötüler hoş görülür mü? Anarşistler ve diğer suçlular hoş görülürse, toplumun nizamı nasıl sağlanır?
Kâfirleri sevmemek gerekir ise de, dinimizin emri gereği, onlara eziyet etmek, kalblerini incitmek haramdır Zaruret olunca, onlara dostluk göstermek de caizdir Sevmemek ayrı, onları üzmek ayrı şeydir Din adına, kâfirin, kâfirliğini hoş görmek tehlikelidir Allahü teâlâ, bu kimsenin anladığı manada hiç bir müslümanı hoşgörünün zirvesine çıkarmasın!
Tarak dişi gibi eşit
Müslüman, dinimizin izin verdiği ölçüde hoşgörülü olur Bunun azı da, çoğu da zararlıdır Yunus Emre hazretlerinin, “Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan ötürü” diyerek yetmiş iki millete aynı gözle bakması, dinimize aykırı değildir Çünkü dinimizde ırk üstünlüğü yoktur Bir hadis-i şerifte, (İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri gibi eşittir) buyurulmuştur Bunun için kâfir de olsa, bir kimseden kendini üstün görmek caiz değildir Çünkü kâfir, müslüman olup ebedi saadete kavuşabilir, müslüman da, maazallah küfre düşüp Cehennemlik olabilir
Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, (Gel, gel, her kim olursan ol gel, müşrik, mecusi olsan veya puta tapsan da gel! Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir Tövbeni yüz defa bozmuş olsan da gel) diyor Manası, (Gel sana müslümanlığı öğreteyim de gerçeği gör) demektir Çünkü Allah için olmayan sevgi ve düşmanlığın hiç önemi yoktur Hadis-i şerifte, (İmanın en sağlam temeli ve en kuvvetli alameti, hubbi-i fillah, buğd-i fillahtır) buyuruluyor Yani, müslümanları sevip, onlara yardım ve hayır duâ etmek ve din-i islâmı beğenmeyenleri, İslâmiyete ve müslümanlara düşmanlık edenleri sevmemek ve imana, hidâyete kavuşmaları için duâ etmektir Buğd, sevmemek, düşmanlık etmek demektir Buğd-i fillah, Allah için sevmemek, Allah için düşmanlık etmek demektir Bunun zıttı ise “Hubb-i fillah”tır Allah için sevmek, Allah için dostluk etmektir
Allah için sevmek
Resulullah buyurdu ki: (Cebrail aleyhisselam gibi ibâdet etseniz, müminleri, Allah için sevmedikçe ve kâfirleri Allah için kötü bilmedikçe, hiç bir ibâdetiniz, hayrat ve hasenatınız kabul olmaz!)
Allahü teâlâ, HzMusa’ya sordu:
- Ya Musa, benim için ne işledin?
- Ya Rabbi, senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, zikrettim
- Ya Musa, kıldığın namazlar, seni Cennete kavuşturacak yoldur, kulluk vazifendir Oruçların, seni Cehennemden korur Verdiğin zekâtlar, kıyamette, sana gölgelik olur Zikirlerin de, o günün karanlığında, sana ışıktır Bunların faydası sanadır Benim için ne yaptın?
- Ya Rabbi, senin için ne yapmak gerekirdi?
- Sırf benim için dostlarımı sevip, düşmanlarıma düşmanlık ettin mi?
Musa aleyhisselam, Allahü teâlâyı sevmenin, Onun için olan en kıymetli amelin, Hubb-i fillah ve Buğd-i fillah olduğunu anladı Cenab-ı Hak, Hz İsa’ya da vahyetti ki: (Eğer yerlerde ve göklerde bulunan bütün mahlukların ibâdetlerini yapsan, dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiç faydası olmaz)
glüglüglü
Aşk aşıkı şir eder,
Aslanı zencir eder,
Katı taşı mum eder
Dervişlik baştadır, tacda değildir, Kızdırmak addadır, saçta değildir
İlim, kendini bilmektirDağlar nice yüksek ise,yol anın üstünden geçerDünyada dertsiz baş olmaz Derd'olanın ahı dinmez
Cümleler doğrudur sen doğru isen, Doğruluk bulunmaz sen eğri isen
Bu dünyaya gelen giderYürü fani dünya, sana gelende gülmüş var mıdır?Eğer bir müminin kalbin kırarsan
Hak'ka eylediğin secde değildir
Aklı olan korkmak gerek Nefs elinden, hırs elinden
Nefstir seni yolda koyan, Yolda kalır nefse uyan
Sabır saadeti ebedi kalır
Sabır kimde ise o nasib alır
Eğer hor eğer hürmet Kişiye sözden gelir
Zehr ile pişen aşı Yemeğe kim gelir
Beni bende demen bende değilem, Bir ben vardır bende benden içeri
Sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz
Yunus Emre'den
Gelin tanış olalım
İşin kolay kılalım
Sevelim Sevilelim
Dünya kimseye kalmaz
Yunus Emre’yi kötüleyen biri, (Bir taraftan “Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan ötürü” diyerek hoşgörülüğünü sergilerken, bir taraftan da, “Beş vakit namaz kılmayan, bilin müslüman olmadı, ol Cehenneme girse gerek” diyerek müsamahasızlık çukuruna düşmüştür Hoşgörünün zirvesine çıkmak gerekir) diyor Hoşgörü ne demektir? TDK’nın sözlüğünde, (Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu) deniyor Dikkat ediniz, her şey deniyor Her şeyi anlayışla karşılamak diye tarif ediyor Yine TDK’da, Mezhebi geniş ifadesini tarif ederken, (Namus konusunda aşırı hoşgörülü davranan kimse) deniyor
Yunus Emre’yi kötüleyen kimseye göre, hoşgörü denilen şeyin bir sınırı yoktur Ne kadar hoş görülürse, o kadar iyidir Hâlbuki sınırsız hürriyet gibi, sınırsız hoşgörü de çok yanlıştır Kötüler hoş görülür mü? Anarşistler ve diğer suçlular hoş görülürse, toplumun nizamı nasıl sağlanır?
Kâfirleri sevmemek gerekir ise de, dinimizin emri gereği, onlara eziyet etmek, kalblerini incitmek haramdır Zaruret olunca, onlara dostluk göstermek de caizdir Sevmemek ayrı, onları üzmek ayrı şeydir Din adına, kâfirin, kâfirliğini hoş görmek tehlikelidir Allahü teâlâ, bu kimsenin anladığı manada hiç bir müslümanı hoşgörünün zirvesine çıkarmasın!
Tarak dişi gibi eşit
Müslüman, dinimizin izin verdiği ölçüde hoşgörülü olur Bunun azı da, çoğu da zararlıdır Yunus Emre hazretlerinin, “Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan ötürü” diyerek yetmiş iki millete aynı gözle bakması, dinimize aykırı değildir Çünkü dinimizde ırk üstünlüğü yoktur Bir hadis-i şerifte, (İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri gibi eşittir) buyurulmuştur Bunun için kâfir de olsa, bir kimseden kendini üstün görmek caiz değildir Çünkü kâfir, müslüman olup ebedi saadete kavuşabilir, müslüman da, maazallah küfre düşüp Cehennemlik olabilir
Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, (Gel, gel, her kim olursan ol gel, müşrik, mecusi olsan veya puta tapsan da gel! Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir Tövbeni yüz defa bozmuş olsan da gel) diyor Manası, (Gel sana müslümanlığı öğreteyim de gerçeği gör) demektir Çünkü Allah için olmayan sevgi ve düşmanlığın hiç önemi yoktur Hadis-i şerifte, (İmanın en sağlam temeli ve en kuvvetli alameti, hubbi-i fillah, buğd-i fillahtır) buyuruluyor Yani, müslümanları sevip, onlara yardım ve hayır duâ etmek ve din-i islâmı beğenmeyenleri, İslâmiyete ve müslümanlara düşmanlık edenleri sevmemek ve imana, hidâyete kavuşmaları için duâ etmektir Buğd, sevmemek, düşmanlık etmek demektir Buğd-i fillah, Allah için sevmemek, Allah için düşmanlık etmek demektir Bunun zıttı ise “Hubb-i fillah”tır Allah için sevmek, Allah için dostluk etmektir
Allah için sevmek
Resulullah buyurdu ki: (Cebrail aleyhisselam gibi ibâdet etseniz, müminleri, Allah için sevmedikçe ve kâfirleri Allah için kötü bilmedikçe, hiç bir ibâdetiniz, hayrat ve hasenatınız kabul olmaz!)
Allahü teâlâ, HzMusa’ya sordu:
- Ya Musa, benim için ne işledin?
- Ya Rabbi, senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, zikrettim
- Ya Musa, kıldığın namazlar, seni Cennete kavuşturacak yoldur, kulluk vazifendir Oruçların, seni Cehennemden korur Verdiğin zekâtlar, kıyamette, sana gölgelik olur Zikirlerin de, o günün karanlığında, sana ışıktır Bunların faydası sanadır Benim için ne yaptın?
- Ya Rabbi, senin için ne yapmak gerekirdi?
- Sırf benim için dostlarımı sevip, düşmanlarıma düşmanlık ettin mi?
Musa aleyhisselam, Allahü teâlâyı sevmenin, Onun için olan en kıymetli amelin, Hubb-i fillah ve Buğd-i fillah olduğunu anladı Cenab-ı Hak, Hz İsa’ya da vahyetti ki: (Eğer yerlerde ve göklerde bulunan bütün mahlukların ibâdetlerini yapsan, dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiç faydası olmaz)
glüglüglü