HÜZÜN GÜZELDİR..
“Hüzün” denince akla “gam” gelir, hüzün değildir. Gam ağırdır, koyudur. Hüzün ince ve nârin yanını temsil edemez. “Üzüntü” gelir, geçicidir, ucuzdur; hüznün asîl ve paha biçilmez oluşuna yakışmaz…
Hüzün biraz isyandır, biraz rıza; biraz gözlerini kaçırmaktır, biraz yüreğini sunmak…
Hüzün mübârektir, velûddur. Mübârek, velûd ve verimli olmayan gam, keder, tasa ve üzüntü, hüzünden değildir.
Hüzün vakurdur, onurlu ve dürüst… Kaypak ve tamahkâr duygular, hüznü duyumsayamaz. Hüzün evet, duyumsanır. O denli nârin, o denli zarif…
Büyülü bir güzelliği var hüznün.
Biraz mum ışığıdır hüzün, biraz akşam alacasıdır. Biraz gazete satan çocuk elleri, biraz bebek ağlamasıdır.
Hüzün zordur.
Hüzün güçlüdür.
Hüzün sızıdır. İnce, keskin, sivri… Varla yok arası… Parlak ve göz alıcı, anlık ve güçlü…
Hüzün melezdir. Tefekkürle tedebbürün kendisi esmer, bahtı ak evladıdır. Asâletini tefekkürden, metânetini tedebbürden almıştır.
Hüzün su gibidir. Azizdir. Şerefli ve nâdir… Hem her şeye yeter, hem yeri asla doldurulamaz.
Tüy gibidir hüzün. Hafif ve yumuşak, canlı ve ölü… Hayattan ve ölüme dair…
Hüzün, Allah Rasûlü’nün dostudur, takdim ederim. “Hüzün dostumdur.” buyurmuş hüzün Peygamberi -sallAllah u aleyhi ve sellem-, ömrü hüzünden sağılmış yetim…
Hüzün güzeldir......